Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1717 E. 2022/1693 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1717
KARAR NO : 2022/1693

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.08.2022
NUMARASI : 2022/994 Esas
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.11.2022
Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.08.2022 tarih 2022/994 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, Bodrum 1. İcra Müdürlüğünün 2022/2716 E. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, takibe konu bonoların zorunlu unsurlarından olan düzenleme yerinin bulunmadığını ve bu nedenle geçersiz olduğunu, düzenleme yeri olmaması nedeniyle kambiyo senedi vasfı taşımadığını, bonoların müvekkiline ileri şekilde düzenletildiğini, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmadığını ileri sürerek takipten dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespiti, bonoların iptali ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettiği davada takibin tedbiren durdurulmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARARIN ÖZETİ :Mahkemece, 22.08.2022 tarihli alınan ek gerekçeli karar ile icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında İİK’nın 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, somut olayda hem bonoların kambiyo vasfı taşımadığından ve hem de müvekkilinin iradesi sakatlanarak ileri şekilde evrakların imzalatıldığından bonoların iptaline veya hükümsüzlüğüne karar verilmesi ihtimalinin yüksek olduğu bu nedenle yerel mahkemece takdir edilecek teminat karşılığında yahut teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra dairesine gidecek paranın davalıya ödenmemesi nedeniyle karar verilmesi talebinin reddi kararının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Talep, davacı hakkında başlatılan takipten dolayı açılan menfi tespit davasında başlatılan takibin tedbiren durdurulması istemine ilişkin olup, takibin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, bonoya dayalı başlatılan takiple ilgili olarak açtığı menfi tespit davasında bonoda düzenleme yerinin bulunmadığını ve buna yönelik kambiyo vasfı taşımadığı halde ileri şekilde düzenlendiğini ileri sürerek icranın durdurulmasına yönelik tedbir isteminde bulunmuş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 72/3. maddesinde ” İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu geçikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Davaya konu takibin davadan önce açıldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davada taraf her ne kadar istinafa gelirken teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra verilmesindeki kararın alacaklıya verilmemesinin istenebileceğini ileri sürmüş ise de, dava ile birlikte talep ettiği tedbir bu yönde bir tedbir olmayıp açıkça İİK 72/3 maddesindeki icra takibinin durdurulması yönündeki takibe ilişkindir. Somut olay dava dilekçesindeki talep edilen icra takibinin durdurulması yönündeki talep değerlendirildiğinde davadan önceki başlatılan takiplerde İİK 72/3 maddesi gereğince tedbiren kararın durdurulamayacağı hamili hususunda ilk derece mahkemesince bu yöndeki tedbir talebinin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Davacı tarafın istinafa gelirken ileri sürdüğü icra veznesindeki kararın alacaklıya ödenmemesindeki kararın esas hakkındaki davaya bakan davada mahkemeye karşı her zaman ileri sürebilecek niteliktedir.
Bu durumda davacının dava dilekçesinde açıkça davadan önce başlatılan takipte takibin tedbirle durdurulması İİK 72/3 amir hükmü gereğince mümkün bulunmadığından istinaf istemi yerinde bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16.11.2022