Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1693 E. 2022/1945 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1693
KARAR NO : 2022/1945

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.09.2022
NUMARASI : 2022/494 E. – 2022/655 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 29.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.12.2022

İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.09.2022.tarih 2022/494 E. – 2022/655 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tasfiye memuru vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının … Şirketinden alacaklı olduğunu, İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün 2019/15522 esas sayılı icra dosyasındaki takip ve İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/913 D.İş dosyası kapsamında şirketin tasfiye sonucunda terkin edildiğinin tespit edildiğini, takip işlemlerinin neticelendirilmesi ve teminatın iadesinin temini için şirketi ihyasının gerektiğini, belirterek; şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : …, … Şirketi’nin 11.08.2006 tarihinde kuruluş ile tescil edildiğini, 12.12.2019 tarihli ortaklar kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …’ın seçildiğini, 14.10.2020 tarihli genel kurul kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeni ile ünvan ve işletme kaydının ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verildiğini ve 20.07.2020 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak ünvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memuru sorumlu olduğunu belirterek; müdürlüğün yasal hasım olması nedeniyle harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takip işlemlerinin neticelendirilmesi ve teminatın iadesi amacı ile şirketin ihyasını sağlamak gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, … Şirketi’nin’nin ihyasına, ek tasfiye işlemleri için son tasfiye memuru olan …’ın atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı tasfiye memuru vekili, şirketin tasfiyesi usulüne uygun şekilde gerçekleştirildiğini, davacının bu davayı açmakta hukuki menfaati bulunmadığını, icra takibin kesinleştirilmediğini, ek tasfiyenin son çare olması halinde başvurulabilecek bir kurum olup somut olayda bu koşulun gerçekleşmediğini, şirketin her hangi bir mal varlığı bulunmadığını, teminat mektubunun iadesi için başvurulabilecek tek yolun şirket hakkında ek tasfiye kararı verilmesi olmadığını, davacının hukuki yararı bulunmadığını, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, kusuru bulunmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava dosyasından kaynaklı dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Ticaret sicil kayıtlarına göre … Şirketi’nin …’ne kayıtlı iken 4.10.2020 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye sürecine girdiği, tasfiye memuru olarak …’ın seçilip görevlendirildiği ve 20.07.2020 tarihinde de ticaret sicilden kaydının terkin edildiği sabittir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü, 547. maddesinde ise tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu durumlarda son tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyasının mümkün olduğu düzenlenmiştir.
Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir. İhya davalarında ticaret sicil müdürlükleri ile ihyası talep edilen şirketlerin son tasfiye memurları zorunlu dava arkadaşı olup, tasfiye memurları davada taraf sıfatının sağlanması suretiyle karar verilmesi gerekir.(Yargıtay 11. HDB’nın 11/09/2018 tarih ve 2018/2588 E. – 2018/5177 K. Sayılı ilamı)
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Uyuşmazlığa konu olayda, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün 2019/15522 esas ve İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/913 D.İş dosyası kapsamında takip işlemlerinin neticelendirilmesi ve teminatın iadesinin temini için şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan davada ve takip dosyasında taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da bulunmaktadır. TTK 547. maddesine göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve tazminat davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması da gerekmez.( Yargıtay 11. HD’nın 27.04.2022 tarih ve 2021/9203 E. 2022/3515 K. Sayılı ilamı ) Dolayısıyla, davacının şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu ve şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği açıktır.
Ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra açılan ihya davasında … yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan HMK’nın 326/1. maddesi uyarınca aleyhine karar verilen davalı son tasfiye memuru yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur. (Yargıtay 11. HD’nın 08.09.2019 tarih 2019/3602 E, 2019/6319 K. ve 22.02.2017 tarih 2017/279 E., 2017/1041 K. sayılı kararı).
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesi tarafından yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde ve verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla davalı tasfiye memurunun istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tasfiye memuru yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı/tasfiye memuru tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 29.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.