Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1644 E. 2022/1715 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1644
KARAR NO : 2022/1715

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.08.2022
NUMARASI : 2022/565 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 24.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.11.2022
İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.08.2022 tarih 2022/565 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili, davaya konu 18/06/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan 9 nolu kararın anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53.maddesi uyarınca iptaline, kararların yürütmesinin geri bırakılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı kooperatif vekili kooperatifin 1970’lerden beri var olduğunu, 90’lı yıllarda temel üstü vizesinin alındığını, kooperatifte 74 üye olduğunu, sahip olduğu arsanın 305 civarında olduğunu, davacı tarafın isteminin hukuki dayanağı olmadığını, tedbir talebinin hukuka aykırı olduğunu, belirterek; tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, ve tüm dosya kapsamına göre, tedbir talebine konu genel kurul kararının ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, iptal davasına konu genel kurul kararının uygulanması hukuki korumayı gerektirecek kadar ciddi, telafisi imkansız sonuçlara yol açabileceğini, dava konusu itibariyle davacıların haklılığını yaklaşık olarak ispat koşulları dava konusu ve dayanakları itibariyle sağlandığını, yargılama sürerken dava konusu genel kurul kararının uygulanarak arsaların dağıtılması ve tapu devirlerinin gerçekleştirilmesi halinde dava bir anlamda konusuz kalacağını, plan nedeniyle bireysel yapılaşma imkanının olmayacağını, arsaların tek tek bireylerce bu nedenle değerlendirilmesi, bireysel olarak konut yapılması imkansız olduğunu, arsaların bu haliye kooperatif bünyesinden çıkartılması arsaların değerinin düşmesine ve üyelerin arsalarını ilerde alt yapı gerçekleştirme imkanı olan özel şirketlere ucuza satmak zorunda kalması ile sonuçlanabileceğini, kura ile arsaların dağıtılması bireysel yapılaşmanın mümkün olmaması nedeniyle kanuna, ana sözleşmeye, kooperatif ve üyelerin menfaatlerine aykırı olduğunu, belirterek; ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Talep, kooperatif genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemiyle açılan davada tedbiren kararların uygulanmasının durdurulması istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsüdür. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmemektedir. Açıklandığı üzere ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için yaklaşık ispatın varlığı şarttır.
Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara ilişkin haklı nedenlerin varlığının tespiti açısından en azından bir emareye rastlanması veya davacının ileri sürdüğü hususların kısmen de olsa doğrulanması gerekmekte olup bu aşamada davacının haklılığa ilişkin yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı, yargılama aşamasındaki toplanan delil ve dosya kapsamına göre konunun tekrar değerlendirilebileceği kanaatine varılarak, bu aşamada ihtiyati tedbir isteminin reddine dair kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 133,00-TL’nin peşin alınan 161,40-TL’den mahsubu ile fazla yatan 28,40-TL’nin talep halinde ihtiyati tedbir isteyen davacılara iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacıların yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24.11.2022