Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/164
KARAR NO : 2023/623
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2021
NUMARASI : 2018/930 Esas 2021/787 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.04.2023
İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.10.2021 tarih 2018/930 Esas 2021/787 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 01.09.2016 tarihinde, davacı … idaresindeki … plakalı otomobil ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile teminat altına alınmış olan, dava dışı … idaresinde bulunan … plakalı minibüsün çarpışmasıyla meydana gelen trafik kazasında, davacı …’ın yaralandığını, tedavi gördüğünü, bu nedenle fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydı ile müvekkili için 100 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19.08.2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile, maddi tazminat bedelini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 14.708,36 TL olarak arttırdıklarını beyanla, harcını tamamladığı görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili, davacının sürekli sakatlığının bulunmadığını, davacılar tarafından müvekkil şirkete sakatlık tazminatı talepli olarak başvuru yapıldığını, yapılan başvuru üzerine 2016 T 99039/2 nolu hasar dosyası açıldığını, davacı tarafça gönderilen evrakların inceleme için sağlık eksperine iletildiğini, ekte sunulan 28.02.2018 tarihli rapor ile sabit olduğu üzere tüm tablolara göre davacının sakatlık oranının % 0 olarak tespit edilmiş olduğunu, tıbbi evraklarda kayıtlı toraks yaralanmasına yönelik olarak incelemeye konu raporda herhangi bir değerlendirme yapılmadığından sekelsiz iyileştiğinin kabul edildiği şeklinde görüş bildirildiğini, ekte sunulan ve alanınca uzman doktorlarca düzenlenen rapora göre davacının kalıcı sakatlığının bulunmadığını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kaza nedeniyle geçici ve kesin iş görememezliğe yönelik ATK dan raporları alınmış, tedavi evraklarının tümü getirtilmiş, davacı vekili dilekçesinde, asgari ücret üzerinden gelir elde ettiğine dair belge, bordro ibraz edemediğinden, cismani zararın hesabında asgari ücretin, esas alınması talep edilmiş bu doğrultuda, Kahramanmaraş 5. Asliye Ceza Mahkemesi 2017/884 esas sayılı dosyasında alınan, Ankara Trafik İhtisas Dairesinin 19/01/2018 tarihli raporunda davacının %25 oranında asli kusurlu, araç sürücüsü …’ın %25 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiş, aktüerya bilirkişiden kesin ve geçici iş görememezlik ve kusur oranı da dikkate alınarak, TRH-2010 yönünden yapılan hesaplamaya göre Yargıtay içtihatlarına uygun bilirkişi raporu alındığı, dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla HMK 107. m. uyarınca belirsiz alacak olarak açılan davanın, bilirkişi raporu doğrultusunda, 19/08/2021 tarihinde arttırım dilekçesi ve tüm dosya içeriğine göre davanın, alınan maluliyet raporları, davacının tedavi evrakları, ceza dosyasındaki kusur raporları, Yargıtay içtihatlarına ve hesaplamalarına uygun aktüerya bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda, 19/08/2021 tarihli arttırım dilekçesine göre davanın kabulüne, davacının 1.008,33 TL geçici işgöremezlik tazminatının, kalıcı işgöremezlik tazminatı olarak 13.700,03 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, talimat yoluyla alınan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan alınan 20.06.2019 tarihli rapor esas alınarak hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, bu konudaki itirazlarının dikkate alınmadığını, kazazedenin ilk düzenlenen raporda herhangi bir ortopedik arazı belirlenmediği halde hükme esas alınan raporda ortopedik rahatsızlıklarıyla kaza arasında illiyet teşkil etmediğinden raporun kabulünün mümkün olmadığını, aktüerya hesaplamasında davalı şirket tarafından yapılan ödemenin denetimi aşamasında gelirin %10 arttırım, %10 iskonto uygulanmasının kabulünün mümkün olmadığını, sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak hesaplanması gerektiğini, bu kapsamda öncelikle ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunup bulunmadığı ve herhangi bir suretle kabul anlamına gelmemek kaydıyla 20.06.2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7327 İcra ve İflâs Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 18. maddesi doğrultusunda hesaplama yapılması gerektiğini, ödemenin yetersiz bulunduğuna kanaat edilmesi durumunda ödeme tutarı güncellenerek, hesaplanan tazminattan indirilmesi ve böylece hüküm altına alınacak bakiye tazminat tutarının belirlenmesi gerektiğini, geçici işgöremezlik tazminatının davalının sorumluluğunda bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, 01.09.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle, kesin ve geçici maluliyetin kazaya neden olan aracın ZMM sigortalısından tahsiline yönelik açılmış maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İDM’ce taraf delillerinin toplanıldığı, dava konusu kaza nedeniyle Kahramanmaraş 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/884 Esas 2018/461 Karar sayılı sanık …’ın taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı cezalandırılmasına ve hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, işbu dosyada ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 19.01.2018 tarihli kusur raporunun davaya esas alındığı, işbu raporda müşteki sürücü …’ın asli %75 oranında, sanık sürücü …’ın tali %25 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiş, olay günü olan 01.09.2016 tarihinde saat 9.30 sularında davacı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile çift yönlü caddeyi takiben doğrusal seyri sırasında kontrolsüz kavşağa geldiğinde kavşağa kontrol sağlamaksızın girip geçiş yapmak isterken sağından aynı kavşağa gelen davalı sigortanın ZMMS sigortası örüntüsü içerisinde bulunan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüsün ön kısımları ile aracının sağ yan kısımlarına kavşak içerisinde çarpması sonucu davacının yaralanmasıyla sonuçlanan meydana gelen kazada alınan kusur raporunun olayın oluş şekline uygun ve hükme esas almaya elverişli bulunduğu değerlendirilmiştir.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın 20.06.2019 tarihli Adli Kurul Raporu’nda davacının meydana gelen trafik kazası sonucunda oluşan arızasının 30.03.2013 gün ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre özürlülük oranının %10 ve sürekli olduğu, 01.09.2016 olay tarihinden itibaren kişinin iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında %100 malul sayılması gerektiği kanaatini içerdiği, bilahare mahkemece dosyanın İstanbul ATK İkinci İhtisas Kurulu’na gönderilerek alınan 12.04.2021 tarihli raporun alındığı, işbu raporun aktüerya hesabında esas alınmadığı, tetkikinde yaralamanın 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %11,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, işgöremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği rapor edilmiş, ancak kaza tarihinin 01.09.2016 tarihi olması itibariyle ATK raporunda esas alınan yönetmeliğin kaza tarihindeki hesaplamada esas alınamayacağı, bu itibarla Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın 20.06.2019 tarihli Adli Kurul Raporu’nun hükme esas almaya elverişli ve yeterli nitelikte bulunduğu değerlendirilmiştir.
Dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi suretiyle alınan TRH 2010 Yaşam Tablosu ile %10 arttırım %10 iskonto oranı esasına dayalı progresif rant yöntemi ile hesaplama yapılarak, davacının geçici işgöremezlik bedelinin 4.033,35 TL sürekli işgöremezlik tazminatının ise 54.800,13 TL olarak hesaplandığı, işbu raporların hükme esas almaya ve denetime elverişli mahiyette bulunduğu, Mahkemece işbu hesaplanan bedeller üzerinden tarafların kusur oranlarına nazaran tazminat bedelinin indirilerek tazminata karar verilmesi yerindedir.
Her ne kadar davalı tarafça aktüerya hesaplamasında davalı şirket tarafından yapılan ödemenin denetimi aşamasında gelirin %10 arttırım, %10 iskonto uygulanmasının kabulünün mümkün olmadığını, sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak hesaplanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince (Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 -2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden artık uygulanamaz. (Yargıtay 4. H.D. 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K). Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, aktüerya raporunda bilinmeyen dönem için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayalı progresif rant metodunun kullanılması yerindedir.
İstinafa gelenin geçici işgöremezlik tazminatı yönünden istinaf isteminin incelenmesinde; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D 10.03.2022 tarih 2021/12001 E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları). Davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.004,73 TL’den peşin alınan 252,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 752,73 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27.04.2023