Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1637 E. 2022/1825 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1637
KARAR NO : 2022/1825

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.09.2022
NUMARASI : 2022/431 E. 2022/743 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 07.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.12.2022
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.09.2022 tarih 2022/431 E. 2022/743 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, … AŞ. ye karşı davacı idare tarafından açılan işçi alacaklarının ödenmesinden kaynaklanan rücuan tazminat alacağının tahsili talepli İzmir 3 AHM nin 2022/45 Esas sayılı dosyasında mahkeme tarafından davacı idareye gönderilen 11.05.2022 ve 30.05.2022 tarihli ara kararlarında … AŞ. hakkında …’nden gelen yazı cevabında söz konusu şirketin ticaret sicil kaydının resen silindiğinin bildirilmiş olması nedeniyle adı geçen … AŞ. hakkında ihya davası açılması yönünde 2 haftalık kesin süre verildiğini, İzmir 3 AHM nin 2022/45 Esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanması ve rücuen tazminat davasında adı geçen şirketten alacaklar bakımından hukuki menfaatin bulunması nedeniyle şirket tüzel kişiliğinin ihyasının gerektiğini ileri sürerek, … ‘ne kayıtlı … AŞ. Ünvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, sicil kayıtlarının tetkikinde , … Şirketi ‘nin 07/02/2002 tarihinde tescil edildiğini, en son tescil edilen ortaklar kurulu kararının 13/04/2007 tarihinde tescil edildiği bu tarihten sonra herhangi bir genel kurul tescili yapılmadığını, 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesi uyarınca çıkarılan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ 5.maddesinin ç bendi uyarınca 13/03/2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, bu hususun 24/03/2014 tarih 8354 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığınu, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 04/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiği, bu hususun 08/08/2014 tarih 8627 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığının , İzmir 2 ATM 01/11/2016 tarih 2016/542 sayılı kararı ile şirketin ihyasına karar verildiğinin tespit edildiğini, 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7/15 fıkrası gereğince yasal süresi içerisinde açılmayan davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, müdürlük tarafından yapılan işlemlerin tebliğde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde uygulandığını, 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesinin 4. kısmının a bendinde ” Kapsam dahilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir .İlan ihtarın oluşmadığı durumlarda ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibariyle 11/02/1959 tarih ve 7201 Sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret ,sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynı gün yayımlanır ” hükmünün yer aldığını, 6102 Sayılı TTK’nun 31. maddesi gereği tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliğin tescil ettirilmesi ve dolayısıyla şirketlerin adres değişikliğini de tescil ettirmeleri yasal zorunluluğuna rağmen tescilli adreslerine gönderilen ihtarnamelerin tebliğ edilmemiş olmasına rağmen 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 4. Kısmının a bendi gereğince tebliğ edilmiş sayılacağının esas olduğunu, müdürlük tarafından gerçekleştirilen işlerde herhangi bir usulsüzlük olmadığını, kayıt silme işleminin tamamen kanun hükmünün uygulanmasından ibaret olduğunu, müdürlüğün davada zorunlu yasal hasım olduğunu, müdürlük tarafından yapılan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırı husus ve kusur bulunmadığından davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiş öncelikle davanın süre yönünden reddine, müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretinin hükmedilmemesin savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacı tarafça dava dışı … AŞ. ‘nin resen terkin edildiği ancak dava dışı şirkete karşı devam eden dava bulunduğundan bahisle şirketin ihyasına karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, dava dışı şirket ile ilgili İzmir 2. ATM’nin 2016/542 Esas 2016/676 Karar sayılı kararı ile şirketin ihyasına karar verildiği, verilen kararın dava tarihinden önce kesinleştiği, verilen ihya kararının belirli bir davaya münhasır olmadığı, mahkeme kararının kesinleşmesi ile hüküm doğuracağı, kesinleşmiş karar ile tüzel kişiliğinin ihya edildiği, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, HMK’ nun 114/h maddesi gereğince dava açmakta hukuki yararın bulunmasının dava şartı niteliğinde olduğu, dava şartlarının varlığının HMK’ nın 115/1 maddesi gereğince davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılmasının ve dava şartı noksanlığı halinde HMK’ nın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, taraflarınca İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/45 Esas sayılı dosyasında işçi alacaklarının ödenmesinden kaynaklanın rücuen tazminat davasında mahkemece … AŞ. yönünden ihya davası açmaları için kendilerine iki haftalık kesin süre verilmesi nedeniyle işbu davayı açtıklarını, evvelce verilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/542 Esas sayılı dosyası içeriğinden ihya kararının Ankara 14. İş Mahkemesinin 2014/384 Esas sayılı dosyasına münhasır verildiği, ancak hüküm fıkrasında bu hususun açıklanmamış olmasının tavzihini gerektirir eksiklik olup, şirketin hiç telkin edilmemiş gibi sonuç doğurmasının mümkün bulunmadığını, bu dosyanın tasfiyesi tamamlandığından tekrar sicilden telkin edilmesinin mümkün olduğunu, bu nedenle davada hukuki yararın bulunduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GÖRÜŞ : Dava, …ne kayıtlı … AŞ. ünvanını şirketin tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/45 Esas sayılı dosyasında davacı …Rektörlüğü tarafından davalılar … AŞ, … Şti, …- …, … Şti ve … Şti aleyhine rücuen alacak istemi ile açılan davada Mahkemesince 30.05.2022 tarihli ara karar ile davacı vekiline … Şirketinin ihyasına ilişkin gerekli işlemleri yapmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesinden sonra istinafa konu davanın davacı yanca belirtilen süre içerisinde açıldığı, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/542 Esas 2016/676 Karar sayılı kararı ile davacı … tarafından davalı … aleyhine şirketin ihyası için açılan davada Mahkemece 01.11.2016 tarihinde davanın kabulü ile …nün 101873 sicil nosunda kayıtlı …. AŞ’nin ihyasına karar verildiği, işbu kararın 16.12.2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta ihyası talep olunan … AŞ’nin işbu dava tarihi olan 01.06.2022 tarihinden önce İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/542 Esas 2016/676 Karar sayılı kararıyla ihyasına karar verilmiş ve verilen karar yine dava tarihinden önce kesinleşmiştir. Bir başka anlatımla dava tarihinde ihyası talep olunan şirket, daha önce verilen ihya kararı nedeniyle tüzel kişiliği canlandırılmış olmakla ticaret sicilinden terkin edilmiş durumda değildir. Kesinleşen ihya kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi kurucu olmayıp bildirici niteliğe sahiptir.
Hal böyle olunca mahkemece ihyası talep olunan şirket hakkında daha önce verilen ve kesinleşen mahkeme kararı bulunması nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, öte yandan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.03.2022 tarih 2021/335 Esas 2022/2331 Karar sayılı ilamı ile “Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 03.11.2020 tarih 2020/745-1104 E.K sayılı kararı ile… dava tarihi itibariyle ihyası istenilen şirketin Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/750 Esas 2017/220 Karar sayılı ilamı ile ihyasına karar verildiği, verilen kararın dava tarihinden önce kesinleştiği, ihyanın belirli bir davaya münhasır olmadığı, mahkeme kararının kesinleşmesiyle hüküm doğuracağı, Ticaret Sicili Gazetesindeki ilanın kurucu değil, bildirici bir etkiye sahip olduğu, kesinleşmiş karar ile tüzel kişiliğin ihya edildiği, davacının dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen karara karşı davacı … Üniversitesi Rektörlüğü tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın temyiz edilmesi üzerine verilen esastan red kararında herhangi bir usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden kararın onanmasına dair kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.” yönündeki içtihatının da aynı yönde olduğu değerlendirilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 07.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.