Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1633 E. 2022/1574 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1633
KARAR NO : 2022/1574

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.09.2022
NUMARASI : 2022/694 E. – 2022/696 K.
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 02.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.11.2022
İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.09.2022 tarih 2022/694 Esas 2022/696 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkilinin vergi mükellefi olup Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının başlattığı inceleme doğrultusunda 2018 dönemine ait defter ve belgelerin talep edildiğini, bu belgelerin muhasebecisinde bulunduğunu, muhasebecinin aranmasına ve ihtar çekilmesine rağmen geri dönüş olmadığını, faaliyetinin bulunmadığını ileri sürerek zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava niteliği itibariyle hasımsız açılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve tüm dosya kapsamına göre, davacının yapılan yazışmalar kapsamında tacir sıfatına haiz olmadığı, TTK 82/7 maddesi gereğince ancak tacirin zayi belgesi talebinde bulunabileceği sonuç ve kanaatine varılarak aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin iptali talep edilen 2018 senesinde tacir olduğunu, mahkemece müvekkilinin güncel durumuna göre kurumlardan güncel durumu sorulduğunu buna göre 2018 senesindeki durumunun değil güncel 2022 senesindeki sıfatının sorulduğunu, talep konusu olan senelerde tacir olup yine ilgili seneye ilişkin zayi belgesi isteme hakkına sahip olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Dava, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı tarafından, açılan davada 2018 yılına ait işletme defteri ile aynı yıla ait alış-satış faturalarının zayi olduğuna dair belge verilmesi istenmiştir.
05.07.2022 tarihinde yürürlüğe giren 7417 sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesine göre; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa; tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren, otuz gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Maddede düzenlenen (30) günlük süre hak düşürücü süredir.
6102 sayılı TTK 82/7. maddesinde zayi sebepleri tahdidi olarak sayılmamıştır. Diğer bir deyişle; maddede geçen “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi” denilmek suretiyle bu gibi olayların benzerlerinin de bu kapsama girebileceği anlatılmaktadır. Bu meyanda, tacirin elinde olmayan benzer olaylarda maddenin kapsamı içindedir. Ancak, hangi olaya dayandırılsa dayandırılsın zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olması, hayatın mutad cereyanına açıkca aykırı düşmemesi gerekir. ( Yargıtay 11. HDB’nın 10.01.2018 tarih ve 2016/6084 E. 2018/ 155 K. Sayılı ilamı) Tacirin, anılan yasa maddesinden yararlanabilmesi için bir taraftan ticari defterlerin ve belgelerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması zorunludur. Mücbir nedenlerin ispatı, bunu iddia eden tacire aittir. İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmektedir. Davacı tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumakla yükümlüdür.
6102 sayılı TTK’nin 82/7. maddesine göre zayi belgesi verilmesine ilişkin dava tacirler tarafından açılabileceğinden tacir sıfatına haiz olmayan kişinin bu dava yönünden aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. ( Yargıtay 11. HDB’nın 13.03.2018 tarih ve 2016/9303 E. 2018/1919 K. Sayılı ilamı ) Aynı şekilde, TTK’nın 82. maddesinde neler için zayi belgesi verilmesi istenebileceği tahdidi olarak gösterilmemiş, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerden söz edilmiştir Bu nedenle, talebe konu belgelerin somutlaştırılması gerekmekte olup, genel kapsamlı bir zayi kararı verilmesi mümkün değildir. ( Yargıtay 11. HDB’nın 08.12.2014 tarih ve 2014/12543 E.-2014/19170 K. Sayılı ilamı) Yine, ticari defter ve belgeleri için zayi belgesi düzenlenmesini talep eden tarafın zayi olduğunu iddia ettiği ticari defter ve belgelerin mevcudiyetine karine teşkil edecek ve bu konuda olumlu kanaat edinmesini sağlayacak bilgi ve belgeleri ibraz etmesi gerekir.
Eldeki davada, dava her ne kadar 08.09.2022 tarihinde açılmış ise de, 2018 yılına ait defter ve belgelerin zayi olduğuna karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece ise yargılama tarihi itibariyle davacının tacir olup olmadığı incelenerek güncel cevaplar esas alınarak husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça 2018 yılına ait defter ve kayıtlara yönelik zayi belgesi istendiğine göre mahkemece yargılama aşamasındaki duruma göre değil zayi olduğu istenilen 2018 yılı görevine ilişkin olarak davacının tacir olup olmadığı ilgili kurumlardan araştırılarak gelen cevaba göre aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığından bahisle davanın husumet yönünden reddedilmesi doğru bulunmamıştır. Buna göre mahkemece zayi olduğu istenilen 2018 yılına ilişkin davacının tacirlik durumu araştırılmalı, tacir olması halinde işin esasına geçilerek davanın yasal süre içinde açılıp açılmadığı ve belgelerin kaybolmasında basiretli davranıp davranmadığı değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince verilen kararda, dava şartlarına aykırılık bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.09.2022 tarih 2022/694 E. – 2022/696 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.