Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1603 E. 2022/1789 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1603
KARAR NO : 2022/1789

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25.05.2022
NUMARASI : 2022/474 E. – 2022/387 K.
DAVANIN KONUSU : Tapu İptali ve Tescil
KARAR TARİHİ : 01.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.12.2022
Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/474 E. – 2022/387 K. tarih 2022/474 E. – 2022/387 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, yurt dışında ikamet eden müvekkilinin davalılardan … Konut Yapı Kooperatifinin hisse sahibi ve üyesi olduğunu, davalı kooperatif yöneticilerinin kooperatifin tek taşınmazı olan dava konusu taşınmazdaki hisseleri üçüncü kişiye devrettiklerini öğrendiğini, Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/42 D.İş sayılı dosyasında ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, mahkemece 100.000,00 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında 29.06.2021 tarihinde kooperatifin genel kurul toplantısının gerçekleştirdiğinin görüldüğünü, müvekkilinin ihtiyati tedbir kararının talep edilmesi öncesine kadar genel kuruldan haberdar olmadığını, kooperatif yöneticilerinin çağrı kağıdında müvekkilinin tebliğ adresi olarak kendi adreslerini göstermek suretiyle hileye başvurduklarını, müvekkilinin isminin dahi tebligata yazılmadığını, genel kurul çağrısının 42 üyeden yalnızca 19 tanesine yapıldığını, genel kurula yalnızca 7 asil üyenin katıldığını, 5 üyenin de vekaleten oy kullanıldığını, kooperatifin tek taşınmazının satılmasının kooperatifin dağılması anlamına geldiğini, 2/3 çoğunluk gerektiğini, taşınmazın toplam değerinin 50.000.000,00 – 60.000.000,00-TL arasında olduğunu, davalı kooperatifin 2/5 hissesini, toplam 3.000.000,00-TL bedelle davalı … A.Ş.’ye satış gösterildiğini, yine dava konusu taşınmazın 1/5 hissedarı durumunda olan dava dışı … Yapı Kooperatifinin 1 hissesinin de tapuda 3.000.000-TL bedelle satış gösterildiğini, bu kooperatifin başkanının da davalı kooperatif başkanı …’in annesi … olduğunu, bedeli kabul etmemekle birlikte anne oğulun başkan olduğu farklı kooperatiflerde 1 hissenin 3.000.000-TL’ye davalı kooperatifin 2 hissesinin de 3.000.000-TL bedelle satış gösterildiği hususunun dahi hilenin açık bir emaresi olduğunu, aile bireyleri tarafından yapılan satışların taşınmazın 3/5’ine tekabül ettiğini, kooperatif yöneticilerinin yaklaşık 20.000.000,00 TL değerindeki kooperatif hisselerini 3.000.000,00 TL’ye satmış gibi gösterdiklerini, taşınmazın gerçek değeri ile satış gösterilen değer arasındaki uçurumun … A.Ş. açısından gabin hükümlerinin de uygulanmasını gerektirdiğini, kooperatif yöneticilerinin kendilerine verildiği iddia olunan yetki ve görevi de kötüye kullanmaları nedeniyle tescilin yolsuz olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, tapuda gösterilen değerin dahi kooperatif yöneticilerince tahsil edilmediğini, asli taleplerinin tapu iptal ve tescil olması sebebiyle arabuluculuk başvurusu yapılmadığını, davalılarca müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia ederek; davalı kooperatifin 29.06.2021 tarihli genel kurulunda 2019 ve 2021 yıllarına ait yönetim ve denetim kurulu raporlarına ilişkin alınan 4 ve 5. maddelerin, yönetim ve denetim kurullarının ibrasına ilişkin 6. maddesinin, kooperatifin tek taşınmazının satışına ve asgari satış bedelinin belirlenmesine ilişkin 7. maddesinin mutlak butlan ve yoklukla batıl olduğunun tespitine, mümkün olmadığı takdirde iptaline; Aydın İli, … İlçesi, …. Mahallesi, … Ada, … parselde kain taşınmazın davalı … A.Ş. adına olan tapu kaydının yolsuz tescil, hile, bedelsizlik, muvazaa, gabin, vekaletin kötüye kullanılması, devre dayanak kararların butlan ve yoklukla batıl olduğu, iptal edilmesi hukuksal nedenleri ile iptali ile davalı kooperatif adına tesciline, tapu iptal ve tescil talepleri kabul görmediği takdirde müvekkilinin hissesine düşen gerçek değerin tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen işleyecek faizi ile tahsili için şimdilik 10.000-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince ön inceleme duruşmasında, dava konusu taşınmazın davalı … A.Ş. adına olan tapu kaydının iptali ile davalı kooperatif adına tescili, bu talep kabul görmediği takdirde davacının hissesine düşen gerçek değerin tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen işleyecek faizi ile tahsiline ilişkin talebin mahkemenin 2021/839 E. sayılı dosyasından tefriki ile eldeki sıra numarasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece HMK’nun terditli dava başlıklı 111. maddesi gereğince, davacının aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik fer’ilik ilişkisi kurmak suretiyle aynı dava dilekçesinde ileri sürebilmesinin mümkün olduğu, mahkemece davacının asli talebinin esastan reddine karar verilmedikçe, fer’i talebin incelenemeyeceği ve hükme bağlanamayacağı, davacının asıl talebinin, gayrimenkul satış sözleşmesine konu taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ve tescile ilişkin olduğu, ikinci kademe talebinin ise taşınmazın değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini istemine yönelik olduğu, asıl talep yönünden karar verilmeden terditli talep hakkında karar verilemeyeceği, asıl davanın kabulü halinde terditli talep hakkında karar verilmeyeceği, iş bu sebeplerle davaya bakmaya görevli mahkemenin asıl talebe göre belirlenmesi gerektiği, davacının asıl talebinin tapu iptali ve tescile ilişkin olduğu, davacının tacir olmadığı, tapu iptali ve tesciline ilişkin davalara bakma görevinin de genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davanın esasının davalı kooperatif yönetim kurulu kararlarında davalılarca yapılan hukuka aykırılık ve buna bağlı olarak muvazaalı olarak gerçekleştirilen kooperatifin tek mal varlığı olan taşınmazın piyasa değerinin çok altında davalı … A.Ş.’ye satılarak müvekkilinin zarara uğratılması ve söz konusu taşınmazın davalı ….A.Ş. adına olan tapu kaydının iptal edilerek davalı kooperatif adına tescil edilmesi, mümkün olmadığı takdirde müvekkilinin uğradığı zararın tazminine ilişkin olduğunu, mahkemece 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun göz ardı edilerek davanın uyuşmazlık konusundan soyutlanmak suretiyle yalnızca müvekkilinin tacir sıfatına haiz olup olmadığına indirgenerek görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, TTK’nın 124/1 maddesi uyarınca kooperatiflerin ticari şirket olduğunu, aynı kanunun 16/1 maddesi uyarınca ticari şirketlerin tacir olduğunu, davaya konu uyuşmazlığın iki tacir/ticaret şirketinin aralarında gerçekleştirdiği hukuka aykırı taşınmaz satışına ilişkin olduğunu, Kooperatifler Kanunun 99. Maddesinde düzenlenen “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır.” hükmü göz ardı edilerek değerlendirme yapıldığını, ticari davalara bakmakla görevli mahkemenin TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca özel görevli mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli mahkeme olduğu yönündeki tespitin TTK’nın 5/3. Maddesi ile çelişkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davalı kooperatife ait iken davalı şirkete devredilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı kooperatif adına tapuya tesciline, mümkün olmadığı takdirde davacının hissesine düşen gerçek değerin tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda; davacının ortağı bulunduğu ve davalı gösterilen … Konut Yapı Kooperatifi’ne ait Aydın İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parsel sayılı taşınmazın bir kısım hissesinin çok düşük bedelle davalı şirkete satış gösterilerek devredildiği, davalı kooperatif yöneticilerinin kendilerine verilen yetki ve görevi kötüye kullandıkları gerekçesiyle, davalı şirket adına olan tapu kaydının yolsuz tescil, hile, bedelsizlik, muvazaa, gabin, vekaletin kötüye kullanılması, devre dayanak kararların butlan ve yoklukla batıl olması hukuksal nedenleriyle iptali ile davalı kooperatif adına tesciline, tapu iptal ve tescil talepleri kabul görmediği takdirde davacının düşen gerçek değerin tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen işleyecek faizi ile tahsili talep edilmiştir. Davacı, kooperatif üyesi olduğunu beyan ederek dava konusu taşınmazın devredildiği şirket ve davalı kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile birlikte üyesi olduğu kooperafi de davalı göstererek eldeki davayı açmıştır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesinin 1. fıkrasının “bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılır” hükmü gereğince kooperatif ile ortağı arasındaki davalar Ticaret Mahkemesinde görülür.
Davacının hak sahipliği iddiası kooperatif ortaklığına dayanıp davalılar arasında kooperatifin de bulunmasına, kooperatif yöneticilerinin hukuki sorumluluklarının da dava konusu olmasına göre, kooperatif ile üyesi arasındaki ilişki 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 99. maddesi uyarınca mutlak ticari dava kapsamında kalması nedeniyle davaya bakmakla asliye ticaret mahkemesi görevli olduğundan mahkemece esasa girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının asıl talebinin tapu iptali ve tescile ilişkin olduğu, davacının tacir olmadığı, tapu iptali ve tesciline ilişkin davalara bakma görevinin de genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf sebebi yerindedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince hatalı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.05.2022 tarih 2022/474 Esas 2022/387 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi gereğince kesin olmak üzere 01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.