Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1592 E. 2023/155 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1592
KARAR NO : 2023/155

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.03.2022
NUMARASI : 2002/1743 E. – 2022/221 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 30.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 31.03.2023
İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.03.2022 tarih 2002/1743 E. – 2022/221 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar …, … ve … Şti vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalılardan …’in müvekkili kooperatifin eski başkanı, davalılar … ve …’ın eski yönetim kurulu üyeleri olduklarını, davalı …’in 04.11.1999 tarihinden 10.06.2000 tarihine kadar yönetim kurulu üyeliği yaptığını, davalı …’un kooperatifin kuruluşundan itibaren, davalı …’un da 21.06.1997 tarihinden 10.06.2000 tarihine kadar denetçilik yaptıklarını, diğer davalı şirketin 22.11.1996 tarihli sözleşme ile müvekkilinin inşaatlarının kaba ve ince iş imalatını üstlenmiş olan yüklenici olduğunu, davalı … ve …’in davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili olduklarını, Bornova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/262 D.İş sayılı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı şirketin 120.276,99 TL tutarında imalat yaptığının belirlendiğini, bu şirkete 240.000,00 TL ödeme yapıldığını, 11.06.2000 tarihli genel kurulda hesap tetkik komisyonu kurulmasına karar verildiğini, davalı şirketin Bornova …. Mahallesinde bulunan tapuda … pafta … ada …. parselde kayıtlı taşınmaz sahipleri ile yaptığı 15.11.1996 tarihli 47341 numaralı satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden ve aynı yer … pafta … ada … parselde kayıtlı taşınmaz sahipleri ile yaptığı 08.11.1996 tarihli 45796 numaralı satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan haklarını devir sözleşmesi ile müvekkili kooperatife devrettiğini, davalı …’in, kızı ve damadı ile birlikte yöneticisi olduğu kooperatif adına oğlu ile birlikte kurduğu şirketle inşaat sözleşmesi yaptığını, davalı yüklenici şirketten hiç bir teminat alınmadığını, eski yönetim kurulu üyeleri olan davalıların davalı şirketin kendi üstlendiği inşaat işini araya kooperatifi sokarak haksız menfaat temin etme yoluna gittiklerini ve kooperatif üyelerini zarara uğrattıklarını, davalı şirkete ödenen 240.219,38 TL’nin %25’i olan 60.000,00 TL’nin davalı şirkete kâr payı olarak fazladan ödendiğini, %5 stopaj kesintisi yapma ödevinin kooperatife ait olduğunu, bu bedelin %5’i olan 12.010,96 TL stopaj ve stopajın %10’u olan 1.201,09 TL SSDF’nin kesilerek yüklenici şirket adına vergi dairesine yatırılması gerekirken yatırılmadığını, ayrıca 7.675,00 TL sigorta primi ödenmesi gerekirken ödenmediğini, kooperatif üyelerinin bulundukları yerde kooperatifin hesabının olduğu banka şubesinin olmaması nedeniyle kooperatif başkanı …’in şahsi hesabına ya da ikinci başkan … ile …’in ortak hesabına üyelik aidatlarını yatırdıklarını, bu ödemelerin hiç bir kısmının kooperatif hesaplarına intikal ettirilmediğini, kooperatifteki bağımsız bölüm sayısına göre 57 üye kaydetmek gerekirken fazla üye kaydedildiğini, bir ara 112 üye varken bazılarının çıkışı yapıldığı halde hali hazırda 79 üyenin bulunduğunu, davalı şirketin yetkilisi ve aynı zamanda …’in oğlu …’in kooperatife üye olmadığı halde 10.06.2000 tarihli genel kurul hazirun cetvelinde yer aldığını ve toplantıya katılarak oy kullandığını, yine …, …, …, … ve ….’ın da üye olmadıkları halde toplantıya katıldıklarını, üyelerin 31.05.2000 tarihi itibariyle 3.024,00 TL ödemeleri gerekirken …’in 2.100,00 TL, kızı …’ın 150,00 TL, …’ın 50,00 TL ödediğini, denetçi …’un ise hiç ödeme yapmadığını, kooperatif çeklerine karşılıksız kaşesi vurulduğu için kooperatifin çek yasaklısı olduğunu, davalılar hakkında İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2001/155 Esas sayılı zimmet ve kooperatifler kanununa muhalefet suçundan dolayı dava açıldığını, halen devam ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 60.000,00 TL tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek %70 reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27.05.2003 tarihli duruşmada davalı … hakkındaki davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir.
Davacı vekili 10.11.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 90.458,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili, davanın dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin davacı ile imzaladığı sözleşme gereğince yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak yönetim değişince sözleşmenin feshedildiğini, müvekkili şirkete yapılmış hiç bir ödemenin bulunmadığını, İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/262 D.İş sayılı dosyasında 1999 yılına kadar yapılan imalat bedelinin 120.276,99 TL olarak belirlendiğini, alınan ek rapor ile 2000 yılı Mayıs ayına kadar yapılan imalat bedelinin 60.701,00 TL olduğunun belirlendiğini, yani müvekkili tarafından toplam 180.978,06 TL tutarında imalat yapıldığını, müvekkiline sözleşme gereği bayındırlık birim fiyatlarına göre kar payı ödendiğini, davacı kooperatifte toplanan paranın 235.523,99 TL olduğunu, yapılan harcamaların ise 236.316,15 TL olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalıların davaya cevap vermedikleri anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 309., 336. ve 359. maddelerinde yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin şirket veya üçüncü kişilere verdikleri zararlar nedeniyle sorumluluk hallerinin düzenlendiği, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için kusurlarının olması gerektiğini, kooperatif yöneticileri ve deneticilerinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 309, 336 ve 359. maddeleri uyarınca zarar gören kişiye karşı sorumlu oldukları, mahkemece alınan kök ve ek raporlarda davalı yüklenici şirket tarafından yapılan imalat bedelinin 180.978,07 TL olduğu, davacı kooperatif tarafından ise 210.735,00 TL ödeme yapıldığı, böylece yükleniciye fazladan 90.458,00 TL ödeme yapıldığı, İzmir dışında oturan ortaklara yönetim kurulu başkanı … ile yönetim kurulu üyesi … adına açtırılan hesap numaralarının verildiği, bu hesaplara yapılan aidat ödemelerinin kooperatif kayıtlarına geçirilmeyerek bu kişiler tarafından zimmetlerine geçirildiği, …-… tarafından gönderilen 3.336,00 TL’den … ve …’ın birlikte sorumlu oldukları; …, …, …, … ve … tarafından gönderilen 3.726,00 TL’den sadece …’in sorumlu olduğu yönünde görüş ve tespitlere yer verildiği, ceza dosyasında emekli Sayıştay denetçileri tarafından düzenlenen 09.12.2003 tarihli raporda da davacı kooperatif yönetim kurulu başkanı ve kooperatifi temsile yetkili …’in toplam 4.548,00 TL kooperatif aidatını tek başına ve 3.424,00 TL kooperatif aidatını kooperatifin sayman üyesi … ile müştereken zimmetlerine geçirdikleri, zimmet fiilinin 1994 ila 2000 yıllarını kapsadığı, adi zimmet olduğu, …, … ve …’ın KK’ya aykırı hareket ettikleri, …’in de bu suça katıldığı, denetim kurulu üyeleri …, …, … ve …’ın denetim görevini yapmayarak görevlerini ihlal ettikleri yönünde tespitte bulunulduğu, bu raporların hükme esas alınması gerektiği sonucuna varılarak, davacı tarafın davalı … hakkında açtığı davanın HMK’nın 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davacı tarafın davalılar …. Şti., …, …, …, …, … ve … hakkında açtığı inşaat yapım işinden kaynaklanan alacağa ilişkin tazminat davasının kabulü ile 90.458,00 TL’nin bu davalılardan dava tarihinden itibaren yıllık reeskont faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar … ve … hakkında açılan üyelik aidatlarından kaynaklanan maddi tazminat davasının kabulü ile 3.336,00 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’dan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteseslilen tahsiline, davalı … hakkında açılan üyelik aidatlarından kaynaklanan tazminat davasının kabulü ile 3.726,00 TL maddi tazminatın davalı …’ten dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar …, … ve …. Şti vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalılar …, … ve … Şti vekili, müvekkilinin Bornova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/262 D.İş dosyası ile … ada, … Parselde kayıtlı kooperatif adına yapılan imalat bedelinin tespitini talep ettiğini, bilirkişi raporunda kooperatif inşaatının … Pafta … Ada … parselde bitişik … blok ve … ada … parselde ayrık iki blok olarak yapıldığını, … ada …. parseldeki imalat bedelinin 120.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin aynı bilirkişiye 16.06.2000 tarihinde başvurarak 8237 ada 1 parselde yapılan imalat bedelinin belirlenmesi için uzman görüşü talep ettiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan 20.06.2000 tarihli uzman görüşünde adı geçen parsel içinde 60.701,00 TL tutarında imalat yapıldığının tespit edildiğini, ilk derece mahkemesince aynı bilirkişiden alınan uzman görüşünde belirlenen 60.701,00 TL tutarındaki ek imalatın göz önüne alınmadığını, kooperatifin teslim edilmiş olduğunu, yapılan bu imalatların göz önüne alınmamasının hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince tespit dosyasındaki bilirkişiden ek rapor alınması gerektiğini, gerekçeli kararda müvekkili aleyhine açılan ceza davasından bahsedilmişse de, davacı kooperatifin şu andaki yöneticileri dışında davanın açıldığı tarihteki yöneticiler hakkında dosyaya sunulan ceza kararlarının göz önüne alınmadığını, müvekkilinden sonraki dava açıldığı tarihteki yöneticilerin de durumları göz önüne alınarak ve verilen tazminat miktarında indirim yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili, 6762 sayılı yasanın 341. Maddesi gereğince geçerli ve usulüne uygun olarak yapılan genel kurul toplantısında, görülmekte olan davaya dair davanın yürütülmesi ve görülmesi için oybirliği ile yetki alınması gerektiğini, davaya ilişkin tamamlanması gereken usulü eksiklikler tamamlanmadan ve Kooperatif Genel Kurulu tarafından oybirliği ile herhangi bir karar alınmadan dava görülerek karar verildiğini, 6762 sayılı yasanın 341. maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin ancak görevli oldukları aşamada gerçekleşen eylemler kapsamında sorumlu tutulabileceklerini, ancak 04.11.1999 – 10.06.2000 tarihleri arasında kısa bir dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan müvekkili … hakkında diğer yönetim kurulu üyeleri ile birlikte müteselsilen tahsil kararı verildiğini, bahse konu zararın oluştuğu dönem itibariyle davalı müvekkilinin henüz yönetim kurulu üyesi olmadığını, davalı müvekkili … hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 6762 sayılı yasanın 341. Maddesi uyarınca davanın tüm denetim kurulu üyeleri tarafından yönetim kurulu üyelerine karşı açılması gerekirken denetim kurulu üyesi müvekkili … da dahil edilerek yargılama yapılıp aleyhine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu ve ihmalinin bulunmadığını, bir çok denetim kurulu üyelerinden sadece müvekkili hakkında davanın yürütülerek karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat sorumluluklarının varlığı kabul edilse dahi bilirkişi raporunda belirtilen tazminat miktarından herhangi bir indirim yapılmamasının hatalı olduğunu, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43. maddesi uyarınca belirtilen tazminat miktarından en az %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, her iki müvekkilinin de iddia edilen zarar kapsamında herhangi bir eylemleri ve kusurlu davranışlarının bulunmadığını, dosya kapsamında sunulan uzman mütalaasının hükme esas alınmamasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davalı yüklenici şirkete fazla ödeme yapılarak davacı kooperatifin zarara uğratıldığı iddiasıyla eski yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri ile davalı şirket ve temsilcisinden tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Kooperatifler Kanunu’nun 62. Maddesinde “Yönetim Kurulu, kooperatif işlerinin yönetim için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder. Yönetim Kurulu, kendi tutanakları ile Genel Kurul tutanaklarının, gerekli defterlerin ve ortak listelerinin muntazam hazırlanıp, tutulup, saklanmasından ve işletme hesabiyle, yıllık bilançonun kanuni hükümlere uygun olarak hazırlanıp tetkik olunmak üzere denetleme kuruluna verilmesinden sorumludur. Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Yine denetçilerin sorumluluğu bakımından yasada hüküm bulunmamakla birlikte, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca Kooperatifler Kanunu’nun 98. madde yollamasıyla TTK’nın 359. Maddesine göre denetçiler, kanun veya ana sözleşmenin kendilerine yükledikleri görevleri hiç veya gereği gibi yapmazlarsa, bu hareketleri ile sebebiyet verdikleri zararlar için, kusursuz olduklarını ispat etmedikçe sorumluluktan kurtulamazlar.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile dava tarihi itibariyle somut olayda uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK’nın 336. maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyeleri yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal ile yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Bu yönde açılan bir davanın görülebilmesi, 6762 Sayılı TTK’nın 341. maddesi gereğince, genel kurulun bu yönde karar almasına ve davanın denetçiler tarafından açılmasına bağlıdır. Ancak anılan eksiklikler dava şartı olmayıp, sonradan tamamlanabilen usuli eksiklik niteliğindedir. Davacı kooperatifin 05.09.2000 tarihli genel kurul toplantısında “İbra edilmeyen eski yönetim kurulu …, … (…), … ve denetim kurulu üyeleri … ile … hakkında … kooperatifin uğradığı zarar ziyanın tazmini için rücu davası açılması için yönetim kuruluna oybirliği ile yapılan açık oylama sonucunda yetki verildi” şeklinde karar alınmış olup, denetim kurulu üyeleri tarafından verilen vekaletnamelerin de yargılama sırasında mahkemeye sunulduğu, böylece usuli eksikliğin giderildiği anlaşılmaktadır. Davalılar … ve … vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/263 E. 2013/126 K. Sayılı dosyasında sanık … hakkında zimmet suçundan mahkumiyet, sanıklar … ve … hakkında zimmet suçundan beraat kararı verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2015/9999 E. 2017/934 K. Sayılı ilamı ile sanık … hakkındaki kararın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince bir inşaat mühendisi ve bir kooperatif bilirkişisinden alınan alınan 28.12.2005 tarihli bilirkişi raporunda; Bornova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/262 D.İş sayılı dosyasında alınan raporda davalı …. Şti. tarafından yapılan imalatların bedelinin 120.276,99 TL olduğunun tespit edildiği, davalının ileri sürdüğü ancak dosyada mevcut olmayan ek tespit raporunun dosyaya ibraz edilmesi ve ilk tespitten sonra 60.701,07 TL tutarında yeni imalat yapıldığının anlaşılması halinde, davalı şirket taralından yapılan imalatların bedelinin 180.978,07 TL’ye ulaşacağı, davacı kooperatif tarafından 210.735,00 TL ödeme yapıldığı, tespit raporuna itibar edildiği takdirde davalıya 210.735,00 TL – 120.276,99 TL = 90.458,00 TL fazla ödeme yapılmış olduğu, ek tespit raporunun ibraz edilmesi ve ilk tespitten sonra 60.701,07 TL tutarında imalat yapıldığının belirlenmesi halinde ise fazla ödeme miktarının 210.735,00 TL – 180.978,07 TL = 29.756,92 TL’ye düşeceği, fazla ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalı şirketten geri istenmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, fazla ödemeden yönetim ve denetim kurulu üyelerinin de müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, sigorta primlerinin ödenmesi yüklenici firmaya ait olduğundan, davacı kooperatifin davalının payına isabet ait prim borçlarını, faiziyle birlikte SSK’ya ödedikten sonra davalıya rücu etme hakkının bulunduğu, İzmir dışında ikamet eden ortaklara davalı Yönetim Kurulu Başkanı … ile Yönetim Kurulu Üyesi … adına açtırılan hesap numaralarının verildiği, aidat olarak bu hesaplara yapılan ödemelerin, kooperatifin kayıtlarına geçirilmeyerek adı geçenler tarafından zimmete geçirildiği, … / …. tarafından gönderilen 3.336,00 TL’den … ve …’ın birlikte sorumlu olduklarını, …, …., …, … ve … tarafından gönderilen 3.726,00 TL’den sadece davalı …’in sorumlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Hukukçu bilirkişiden alınan 18.08.2006 tarihli raporda, dosyada örneği olan, davalı …’e hitaben … imzasını taşıyan belgenin, mahkeme tarafından talep üzerine hazırlanmış ek bir rapor niteliğinde olmadığı, sadece davalı …’in talebi üzerine hazırlanmış bir belge mahiyetinde olduğu, teknik bilirkişinin bu belgeye göre ihtimalli olarak değerlendirme yapmasının yerinde olmadığı, yapılan imalat bedelinin bayındırlık birim fiyatlarına göre 120.276,99 TL olduğu, kooperatif tarafından yapılan ödemelerin ise 210.735,00 TL olduğu, aradaki 90.458,00 TL fark tutarında davalı yüklenicinin sebepsiz zenginleştiği, ortaklarca yapılan ödemelerin kişisel hesaplarda tutulmasının haksız eylem niteliğinde olduğu, SSK prim ödemeleri, stopaj gibi hususlarda önceki raporda yapılan tespitlerin ve bu nedenle davacının tazminat talebinin yerinde olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
İlk derece mahkemesince, davalılar vekillerinin bilirkişi raporlarına itirazları üzerine, bir mali müşavir, bir hukukçu ve bir inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi kurulundan alınan 11.06.2007 tarihli raporda, yapılan imalat bedellerinin bayındırlık birim fiyatlarına göre 120.276,99 TL olduğu, kooperatif tarafından yapılan ödemelerin 210.735,00 TL olduğu ve aradaki 90.458,00 TL fark tutarında davalı yüklenicinin sebepsiz zenginleştiği, bu fark miktarından sorumlu olduğu, ek imalat bakımından resmi bir belge olmadığından, ek imalat iddiasının dikkate alınamayacağı, davalı …’in fazla ödemeden sorumlu olması gereken miktarın dürüstlük kuralı ve hakkaniyet gereği 17.603,14 TL olduğu, sadece bu miktar bakımından müteselsilen sorumlu olduğu, tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla bu miktarın davalı …’den alınarak davacı kooperatife dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi gerektiği, diğer yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin görev tarihleri itibariyle fazla ödemenin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı …’in ise davalı yüklenici şirket ortağı ve yöneticisi olduğu, diğer davalılarla işbirliği içinde olduğu, fazla ödeme olan 90.458,00 TL’den davalı yüklenici şirket ile birlikte sorumlu olan davalılardan tahsili gerektiği, …/… tarafından gönderilen 3.336,00 TL’den, sadece … ve … müteselsilen sorumlu iken,…, …, …, … ve … tarafından gönderilen 3.726,00 TL’den sadece …’in sorumlu olması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
İlk derece mahkemesince alınan her üç bilirkişi raporunda bildirilen görüşlerin birbiri ile uyumlu olmasına, davalılar yönünden dosya kapsamına uygun olarak sorumluluk nedenleri ve sorumlu olunan tutarlar ayrıntılı olarak belirtilen bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar …, … ve …. Şti vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.ekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar …, … ve …. Şti. yönünden istinaf karar harcı olan 6.661,58 TL’den peşin alınan 1.584,69 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.076,89 TL’nin davalılar …, … ve …. Şti’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … ve … yönünden istinaf karar harcı olan 6.179,18 TL’den peşin alınan 1.550,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.629,18 TL’nin davalılar … ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar …, … ve … Şti ile davalılar … ve …’in yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30.01.2023