Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1580 E. 2022/1734 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1580
KARAR NO : 2022/1734

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.09.2022
NUMARASI : 2022/580 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 25.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.11.2022
Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.09.2022 tarih 2022/580 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili, davalı … Şti’nin iki ortaklı bir şirket iken, şirketin ortaklarından …’ın 25.02.2022 tarihinde vefat ettiğini, davalılardan … ve müvekkilinin murisi …’ın, davalı şirketin %50 – %50 ortakları olduğunu, davalı …’ın ise müvekkilinin erkek kardeşi, muris …’ın ise müvekkilinin babası olduğunu, müvekkilinin yasal mirasçı ve dolayısı ile şirketin yasal ortağı olduğunu, müvekkilinin babası …’ın vefatından sonra müvekkili ve diğer mirasçıların mal paylaşımı hususunda anlaşamadıklarını, bu arada davalı …’ın 27.7.2018 tarihinde şirketin yetkilisi ve müdürü sıfatıyla, şirkete ait Manisa ili, … ilçesi, … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmazı muvazaalı olarak eşi davalı …’a sattığını, satışın eşler arasında yapılmasının, bedelin son derece düşük olmasının, satış bedelinin şirkete ödenmemesinin, şirketin borcu olmasına rağmen satıştan sonra bu borçların ödenmemiş olmasının satışın muvazaalı olduğunu gösterdiğini, davalı eş …’ın iyiniyet iddiasında bulunmasının da mümkün olmadığını, şirketin tek taşınmazının ortaklar kurulu kararı olmaksızın şirket müdürü tarafından satılmasının mümkün olmadığını iddia ederek, dava konusu taşınmazın davalı … adına olan tapu kaydının iptali ile, davalı şirket adına tapuya tesciline, taşınmazın 3. kişilere devrinin engellenmesi ve ileride doğması muhtemel zararların önüne geçmek adına taşınmazın kaydına teminatsız olarak ihtiyatı tedbir şerhinin işlenmesine, bu mümkün görülmezse taşınmaz kayıtlarına “davalıdır” şerhi işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 05.07.2022 tarihli ara karar ile, dava konusu taşınmazın 3. kişilere devredilmesi halinde davacı açısından telafisi güç veya imkansız zararlara uğranması ihtimalinin bulunduğu, davacının davalı şirkette miras yoluyla ortak olduğu, taşınmazın tapu kaydına göre davalılardan …’a satıldığı, davacının yaklaşık ispat şartını yerine getirdiği ve bu itibarla HMK’nın 389. maddesi ve devamındaki şartların oluştuğu gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; Manisa İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel sayılı taşınmazın, üçünçü kişilere devrinin önlenmesi için dava değerinin %20’si oranındaki 75.800,00 TL teminatın yatırılması halinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ : Davalı … vekili, 25.07.2022 tarihli dilekçesi ile, davacı tarafça tek taraflı olarak ileri sürülen ve herhangi bir dayanağı bulunmayan soyut ifadelere itibar edilerek tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davalı şirketinde halihazırda %50 payın müteveffa … adına, kalan %50 payın ise müvekkili davalı … adına kayıtlı olduğunu, davacı tarafın şirket hisselerinde herhangi bir tescil edilmiş payının bulunmadığını, müvekkilinin şirket müdürü sıfatıyla eşi adına muvazaalı şekilde devir yaptığı iddia edilmekte ise de, dilekçe ekinde sundukları 14.05.2018 tarihli ödeme dekontunda görüleceği üzere davalı … tarafından şirkete dava konusu taşınmazın satın alınmasına dair 93.400,00 TL tutarlı ödeme yapılmış olduğunu, davacı tarafın satış işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürmüşse de bu hususta herhangi bir somut delil ibraz edemediğini, taşınmaza ilişkin borçların dahi davalı … tarafından ödendiğini gösterir dekontu dosyaya sunduklarını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 07.09.2022 tarihli duruşma ara kararı ile, mahkemenin kanaatinde değişiklik yapılmasını gerektirir nitelikte yeni bir delil ve belge sunulmadığı, bu aşamada koşullarda bir değişiklik olmadığı, dosyadaki mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat koşullarının bulunduğu gerekçesiyle davalı … vekilinin ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirmede somut herhangi bir gerekçeye yer verilmediğini, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına yer verilerek yapılan değerlendirme sonucunda davacının yaklaşık ispat ölçüsünde muvazaa iddiasını ispatladığına kanaat getirildiğini, dava konusu taşınmazın, şirketin yegane malvarlığı değerini teşkil etmediğini, şirketin ticari faaliyetini devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyduğu çeşitli makine ve teçhizatlar ile muhtelif nitelikteki malvarlığı değerlerinin mevcut olduğunu, dava konusu taşınmazın 27.07.2018 tarihli resmi senet uyarınca 379.000,00 TL bedelle devredilmiş olduğunu, bedellerin taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi sınırları içerisinde olması sebebiyle …. Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü hesabına yatırıldığını, satış bedelinin geri kalan kısmının şirketin kamu borçlarının karşılanması amacına özgülendiğini, taşınmazın alıcısı konumundaki davalı … tarafından gerçekleştirilen ödemelerin buna ilişkin kayıtlarla da sabit olduğunu, davalı …’ın kendi malvarlığından şirketin çeşitli borçlarını ödediği gibi doğrudan doğruya şirkete ödemelerde de bulunduğunu, davacı net bir tespite ulaşamadığını bizzat kendisi dahi ifade etmişken, belirsizlik üzerine organize ettiği dava ile yargılamanın henüz başında geçici hukuki korumadan yararlanmasının menfaatler dengesine aykırı olduğunu, satışın piyasa rayiçlerinden aşağı bir meblağ ifade etmediğinin Salihli Belediyesi kayıtlarından da anlaşıldığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmekle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Yasal düzenleme içeriğinden anlaşılacağı üzere dava konusunun ihtilaflı olması ve yaklaşık ispat şartının gerçekleşmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür.
Somut olayda davacı vekili, davalı şirketin %50 hissesine sahip …’ın vefatı üzerine kızı olan davacının yasal ortağı haline geldiğini, şirketin diğer %50 hissesinin sahibi olan davalı …’ın şirket yetkilisi ve müdürü sıfatıyla, şirkete ait taşınmazı muvazaalı olarak, düşük bedelle eşi davalı …’a sattığını, satış bedelinin şirkete ödenmediğini ileri sürerek tapu iptal ve şirket adına tescil isteminde bulunmuştur. Davalı şirkete ait iken, satış yoluyla davalı … adına tescil edilen taşınmaz dava ve uyuşmazlık konusu olup, dava konusu taşınmazın yargılama sırasında devri halinde davanın konusuz kalacağı, davacının dava konusu hakkını elde etmesinin imkansız hale geleceği ve ileride telafisi imkansız zarara ve ayrıca yeni uyuşmazlıklara da sebebiyet vereceği, bu nedenle mahkemece dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmakla; ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL maktu harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 52,30 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbire itiraz eden davalı …’ın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25.11.2022