Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1558 E. 2022/1640 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1558
KARAR NO : 2022/1640

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.06.2022
NUMARASI : 2021/592 E. 2022/557 K.
DAVANIN KONUSU : Tasfiye Memurunun Değiştirilmesi
KARAR TARİHİ : 09.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.11.2022
İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.06.2022 tarih 2021/592 E. 2022/557 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/273 Esas 2009/71 Karar sayılı ilamı ile müvekkili davacı …’in, davalı şirketin iki ortağından biri olup, diğer ortak …’nın şirketin %90 payının sahibi ve şirketi temsile tek yetkili ve müdür iken davalı şirketin feshi ve tasfiyesi için açtığı davanın kabulü ile şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak resen mali müşavir …’ın atanmasına karar verildiğini, ardından müvekkili tarafından açılan tasfiye memurunun değiştirilmesi davasında İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.02.2019 tarihli 2018/590 Esas 2019/136 Karar sayılı ilamı ile tasfiye memuru olarak atanan …’ın tasfiye memurluğundan alınmasına, TTK m. 537/ 2 fıkrası gereğince yerine tasfiye memuru olarak …’nin atanmasına, karar verildiğini, kararın istinaf edilmesinden sonra İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 2019/1522 esas 2019/1314 karar sayılı dosyasında 18.09.2019 tarihinde verilen karar ile davalı şirkete TTK 537/2. maddesi gereğince …’nin tasfiye memuru olarak atandığını ve bu kararın kesinleştiğini, tasfiye memuru …’nin 26/04/2021 tarihli dilekçe ile istifa etmesi üzerine 10/05/2021 tarihli dilekçe ile tasfiye memuru atanmasını talep ettiklerini, ancak geçen süre içinde bir tasfiye memuru atanmadığını, mahkeme ile yaptıkları görüşmede mahkemenin dosyadan el çekmesi sebebiyle yeni dava açılması gerektiğinin taraflarına beyan edildiğini, bu sebeple 6102 Sayılı TTK’nın 537/2. maddesi gereğince tasfiye memurunun değiştirilerek Av. …’in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıların dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış oldukları, duruşmalara katılmadıkları anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar … ve … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket hakkında açılan davanın kabulü ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/590 esas ve 2019/136 karar sayılı dosyasında 06/02/2019 tarihli kararla feshi ve tasfiyesine karar verilen … Şirketi’ne İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 18/09/2019 tarih ve 2019/1522 esas 2019/1314 karar sayılı dosyası ile tasfiye memuru olarak atanan …’nin istifası nedeni ile boşalan tasfiye memurluğuna TTK’nun 537 (2) maddesi uyarınca Mali Müşavir …’nun atanmasına, tasfiye memurunun atandığının … Müdürlüğüne tescil ve ilanına, tasfiye memuruna tasfiye işlemlerini yapması için aylık 750,00 TL ücret takdirine, tasfiye memuru ücretinin … Şirketi tarafından ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/590 Esas sayılı dosyası ile atanan bilahare dairemizin 18.09.2019 tarih 2019/1522 Esas 2019/1314 sayılı kararı ile atanan …’nin maaşını alamadığı gerekçesiyle istifa etmesine karşın, mahkemeye başvurarak davacıya bu konuda muhtıra gönderilmesini talep etmeyerek, tasfiyeye ilişkin müzekkere cevaplarını takip etmeyerek, bilançoları sunmayıp vergi dairesini bilgilendirmeyerek, görevinde yetersiz kalarak davacıyı zarara uğrattığını, bu nedenle davalı şahıslar hakkındaki pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddinin yerinde olmadığını, ayrıca tasfiye memuru olarak bu konularda tecrübeli Av. …’in atanmasını talep etmelerine karşın mahkemece mali müşavir …’nun atanmasından dolayı yerel mahkeme kararının kaldırılarak Av. …’in tasfiye memuru olarak atanması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE : Dava, TTK’nın 537/2.maddesine dayalı tasfiye memurunun değiştirilerek yeni tasfiye memuru atanması istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalılar … ve … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket hakkında açılan davanın kabulü ile tasfiye memuru olarak mali müşavir …’nun atanmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
TTK’nun 537(2) maddesinde pay sahiplerinden birinin istemiyle ve haklı sebeplerin varlığında, mahkemenin tasfiye memurlarını görevden alabileceği ve yerlerine yenilerini atayabileceği düzenlenmiştir. Bu yolla atanan tasfiye memurlarının mahkeme kararına dayanılarak tescil ve ilanı gerekmektedir.
Her ne kadar açılan davada, davalı şirket dışında istifa eden tasfiye memuru ve şirket ortağı davalı gösterilmiş ise de, tasfiye memurunun atanmasına ilişkin davaların atama talep edilen şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup önceki istifa etmiş tasfiye memuruna ve şirket ortaklarına yöneltilmesi gerekmediğinden davalı tasfiye memuru ile şirket ortağı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi isabetlidir.
Öte yandan İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/273 esas ve 2009/71 karar sayılı ve 12/03/2009 tarihli kararı ile … Şti’nin TTK’nun 187 ve 549 maddeleri uyarınca fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak resen seçilen mali müşavir …’ın atanmasına karar verildiği, iş bu kararın 24.01.2011 tarihinde kesinleştiği, aynı mahkemenin 2018/590 esas ve 2019/136 karar sayılı dosyasında 06/02/2019 tarihli kararla …’ın tasfiye memurluğundan alınmasına, …’nin atanmasına karar verildiği, bu kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2019/1522 esas 2019/1314 karar sayılı dosyasında 18/09/2019 tarihli kararla 06/02/2019 tarihli kararın kaldırılmasına …’ın tasfiye memurluğundan alınmasına, …’nin atanmasına, atanan tasfiye memurunun … Müdürlüğü’ne tescil ve ilamına karar verildiği görülmüştür. Bu aşamadan sonra tasfiye memuru … 05/04/2021 tarihli dilekçeleri ile tasfiye sürecine ilişkin bilgi sunmuş, tasfiye ücretinin ödenmediğini bildirerek istifasına dair dilekçe sunduğu görülmüştür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/11518 esas sayılı ilamında da vurgulandığı üzere tasfiye memurunun ortaklığı zarara uğratmayacak şekilde münasip bir zamanda görevini herhangi bir zamanda yapmak istemediği takdirde görevden çekilmesi veya istifa etmesi mümkün olmakla tasfiye memuru …’nin istifasının haklı gerekçeye dayandığı, ücreti ödenmeyen tasfiye memurundan tasfiye işlemlerini yapmasının beklenemeyeceği, istifanın tasfiye süreci yönünden münasip olmayan bir zamanda da yapıldığından söz edilemeyeceği, tasfiye memuru …’nin istifasının yasal düzenlemelere nazaran yerinde bulunduğu, bu itibarla tasfiyenin devamı ve tamamlanması için yeni bir tasfiye memuru atanması zorunluluğuna nazaran İDM’ce tasfiye memuru olarak mali müşavir …’nun tasfiye memuru olarak atanması yerinde olup, davacı tarafın istinaf nedenleri TTK 537/2.maddesi kapsamında yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.