Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/144 E. 2022/181 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/144
KARAR NO : 2022/181

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2021
NUMARASI : 2021/133 Esas 2021/512 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 28.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.01.2022

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.06.2021 tarih 2021/133 Esas 2021/512 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tasfiye memuru … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili bankanın dava dışı ihyasını talep ettikleri … aleyhine İstanbul 35. İcra Müd. 2020/1453 ve 2020/8371 esas sayılı dosyalarında alacaklı olması nedeniyle icra takibi başlattığını, bu takip alacaklarının 06.05.2015 , 06.02.2017, 22.05.2017 ve 07.06.2018 tarihli genel kredi sözleşmelerinden kaynaklandığını, ancak dava dışı şirketin 09.01.2020 tarihli genel kurul kararı ile sicilden terkinine karar verildiğini, alacaklarının terkin tarihinden önce dolmuş olup derdest bulunduğunu ileri sürerek … ‘nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı …, ihyası istenen şirketin 12.06.2019 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, …’in tasfiye memuru olarak seçildiği, 09.01.2021 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanarak ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verilip 17.01.2020 tarihinde kapanışının siciline tescilinin yapıldığını, bu işlemlerden tasfiye memurunun sorumlu bulunduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini beyan ve ifade etmiştir.
Davalılardan … tarafından yasal süresi içerisinde cevap verilmemiş, katıldığı duruşmada açılan davanın kabul edilmediğini ifade etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davanın kabulüne, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünde Merkez 65370 sicil numarasında kayıtlı dava dışı tasfiye halinde … ‘nin İstanbul 35. İcra Müd. 2020/1453 ve 2020/8371 esas sayılı dosyalarında taraf teşkili işlemlerinin sağlanması ve davacı alacaklarının tahsili işlemlerinin ve sonrasında buna yönelik ek tasfiye işlemlerinin yapılmasına münhasır olmak üzere ihyasına, davalı tasfiye memuru …’in ise tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı tasfiye memuru … istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı tasfiye memuru, tasfiyesine karar verilen şirketin tasfiye işlemlerinin kendisi tarafından yapıldığını, şirketin yıllardır pasif olup iş yapamadığından tasfiye kararı alındığını, tasfiye işlemlerinin usulünce ticaret sicil müdürlüğüne başvurularak tüm şartlar yerine getirilerek yapılıp üç defa ilanların yapıldığını, ilanlardan itibaren 6 ay sürenin beklendiğini, başvuru olmaması üzerine tasfiye kararı verildiğini, vergi işlemlerinin tamamlandığını, takibe konu icra dosyalarının tasfiye işlemlerinin ve şirketin tasfiyesinden sonra açılmış dosyalar olduğunu, ihyanın yasal olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Dava, ortaklar kurulu kararı ile tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirketin TTK’nın 547. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile Tasfiye Halinde … ‘nin icra dosyaları ile sınırlı olarak ihyasına tasfiye memuru olarak …’in atanmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 547/1. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı banka vekili müvekkilinin ihyasını talep ettikleri şirketten 2015 ve 2017 yıllarında düzenlenmiş olan kredi sözleşmelerinden dolayı alacaklı olduğunu, bu alacakların tahsili için icra takibi başlattıklarını, ancak davalının tasfiyesi nedeniyle icra takiplerine devam edemediklerini ileri sürerek borçlu şirketin ihyasına karar verilmesini istemiştir. Davacı başlattıkları icra takipleriye sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup, tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine başlatılan derdest icra dosyalarında taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da mevcuttur. TTK 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması şartı aranmaz. TTK’nın 547/2. maddesinde “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmüne yer verilmiş olup, ek tasfiyeye ilişkin prosedür emredici ve kamu düzenine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya celp olunan İstanbul 35. İcra Müd. 2020/1453 esas ve 2020/8371 esas sayılı dosyalarının tetkikinde davacı banka tarafından ihyası istenen şirket ile tasfiye memuru atanan kişi hakkında asıl borçlu ve kefil sıfatıyla 15.03.2020 ve 16.01.2020 tarihlerinde icra takipleri başlatıldığı, bu takiplerin dayanağının şirketin sicilden terkin tarihinden öncesine dayalı 06.02.2017 tarihli ve 22.05.2017 tarihli ihyası istenen şirketin ve tasfiye memurunun asıl borçlu ve kefilinin bulunduğu genel kredi sözleşmeleri olduğu, bu sözleşme tarihlerinin şirketin terkininden öncesine dayalı bulunduğu belirlenmiştir. Ek tasfiyeye ilişkin yasal düzenlemelerin ve prosedür emredici ve kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece şirket hakkındaki derdest icra dosyaları ile sınırlı olarak ihya ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tasfiye memuru atanmasına dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı tasfiye memuru …’in istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’in istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL’nin davalı …’den tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı …’in yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28.01.2022