Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1375 E. 2022/1324 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1375
KARAR NO : 2022/1324

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.07.2022
NUMARASI : 2022/491 E. – 2022/480 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 28.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.09.2022

Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.07.2022 tarih 2022/491 E. – 2022/480 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin ticaret sicil memurluğu tarafından resen terkin edilmiş olan … Şti.nin pay sahibi ve aynı zamanda temsile yetkili müdürü olduğunu, şirket kaydının TTK’nın geçici 7.madesi uyarınca 08.07.2014 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiğini, tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi yapılmadığını, … ili, …. köyü, … mevkii, … parselde bulunan bahçe niteliğindeki taşınmazın şirket aktifleri arasında bulunduğunu, taşınmaz bilgilerinin tapudan istenebileceğini, ekonomik değerinin yüksek olduğunu, taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunamadıklarını ileri sürerek, şirket adına kayıtlı taşınmazın tasfiyesi amacıyla dava dışlı şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Memurluğu, dava dışı şirketin TTK hükümleri gereği sicilden terkin işleminin gerçekleştirildiğini, müvekkilinin yasal hasım olarak gösterildiğinden davanın kabulü halinde vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmolunmamasını savunmuştur
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7/2 maddesi gereğince 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesi içeriğini tekrar ederek, davaya konu şirketin ticaret sicilinden TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca resen silindiğini, ilgili şirketin bahçe niteliğinde … ili, … köyü, … mevkii, … parselde taşınmazı bulunup değeri yüksek olduğunu, TTK geçici 7.maddesi uyarınca tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunması halinde 10 yıl içinde şirketin ihyasının istenebileceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE :Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca ticaret sicilden kaydı resen silinen şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler.
Somut olayda, davacı taraf üyesi ve yetkili temsilcisi olduğu şirketin ticaret sicilden resen terkin edildiğini ancak …. ili, … köyü, … mevkii, … parselde taşınmazı bulunduğunu, bu taşınmazın tasfiyesinin yapılmadığını ileri sürerek bu amaçla ihya davası açmıştır. Mahkemece dava dilekçesinde ileri sürülen ve tapu sureti ekinde bulunan taşınmazın kaydı getirilip ihyası istenen şirketin adına tescilli taşınmaz bulunup bulunmadığı hususu araştırılmadan 5 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar TTK geçici 7/10 maddesi gereğince terkinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde dava açılabileceği ve bu sürenin hak düşürücü süre olduğu anlaşılmakta ise de, bu düzenleme kooperatif ya da şirketler konusunda bunlardan alacaklı olan tarafların alacak istemlerine ilişkin davalar yönünden geçerli olduğu değerlendirilmelidir. Tasfiyesi yapılmamış ya da unutulmuş şirket ya da kooperatif mal varlıkları için hak düşürücü sürenin aynı yasanın 7/15 fıkrasının son cümlesi uyarınca 10 yıl olarak değerlendirilmelidir. 6102 sayılı TTK geçici 7/15 fıkrası son cümlesi uyarınca şirket/ kooperatif alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirket / kooperatif tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunması halinde ise 10 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Somut ihtilafta ticaret sicilden kaydı silinen şirkete ait taşınmazın tasfiyesi talep edildiğine ve dilekçe ekinde sunulan tapu kaydına göre kayıtlı taşınmaz olduğuna göre şirketin terkin edildiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık süre dolmadığına göre davanın yasal süresi içerisinde açılmış olduğu ve malvarlığının tasfiyesi amacıyla sınırlı olarak açılan davada ihya istemekte hukuki yarar bulunduğu gözetildiğinden 5 yıllık hak düşürücü süre gözetilerek davanın reddedilmesi hukuka aykırı bulunmuş, anılan bu nedenlerle mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekmiştir. (Yargıtay 11. H.D’nin 14.02.2017 tar,ih ve 2017/363 E – 2017/814 K. sayılı ve 14.10.2021 tarih 2021/2387 E.- 2021/6034 K sayılı ilamlarında olduğu üzere)
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.07.2022 tarih 2022/491 E. – 2022/480 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.