Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1364 E. 2022/1411 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1364
KARAR NO : 2022/1411

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2018
NUMARASI : 2002/170 Esas 2018/441 Karar
BİRLEŞEN KARŞIYAKA ATM’nin 2004/457 E. SAYILI DOSYADA;
BİRLEŞEN KARŞIYAKA ATM’nin 2005/205 E.SAYILI DOSYASINDA;
BİRLEŞEN KARŞIYAKA ATM’nin 2003/248 E.SAYILI DOSYASINDA;
BİRLEŞEN KARŞIYAKA 2.SHM’nin 2006/425 E.SAYILI DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.10.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.10.2018 tarih 2002/170 Esas 2018/441 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı … Şti. ve davalı … vekili, davalılar …, …, …, … ve … vekili, davacı … Kooperatifi vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVADA DAVA : Davacı vekili, davalılar …, …, …, …, …, … ve …’ün davacı kooperatifin kurucu ortağı olduğunu, davalılardan … ile eşi …’un … Şti.’ni kurduklarını, kooperatif ile yüklenici şirketin iç içe girdiğini, yüklenici şirket ortakları ve yetkililerinin aynı zamanda kooperatifin ortağı ve yetkilileri olduğunu, yapılan iş bedelinden fazla ödeme yapıldığını, yapılan işlerin eksik ve kusurlu olduğunu, kooperatifin yönetim kurulu ile davalı şirketin birlikte kooperatifin zarar etmesine neden olduğunu, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 631.356,22-TL zararın sorumlulukları oranında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN 2004/457 E. SAYILI DAVADA DAVA: Davacı vekili, davacı kooperatifin 16/06/2001 tarihli olağan genel kurulunda seçilen yönetim kurulunun, yaptığı incelemelerde eski yönetimlerin birçok suistimal ve usulsüzlüklerini tespit ettiğini, binaların ruhsatsız ve kaçak yapıldığını, yapılan eksik ve ayıplı inşaat ve imalat olmasına karşın fazla ve haksız ödemelerde bulunulduğunu, görev ihmal ve suistimalleri ile zimmetin oluştuğunu, Bornova CBS’na şikayette bulunduklarını, bakanlık kontrolörü tarafından düzenlenen inceleme raporunda kooperatif adına tahakkuk edecek vergi ve prim gecikme cezaları ile faizlerinin kooperatif tarafından ödenmesinden sonra dönemin yönetim kurulu üyelerinden tahsili için dava açılması gerektiğnin belirtildiğini, vergi dairelerince tahakkuk ettirilen vergi gecikme cezaları ve faizlerinin 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu gereği taksitlendirildiğini ve davacı kooperatif tarafından 6 eşit taksitte ödendiğini, davalıların yöneticilik yaptığı dönemlerde yüklenici firmaya yaptıkları avans ödemelerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94/3 maddesi gereğince % 5 oranında gelir vergisi stopajını yapmayarak kooperatifi zarara uğrattıklarını, zararın tazmini için 25/04/2004 tarihli olağan genel kurulunda karar alındığını, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 55.425,08-TL kooperatif zararının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN 2005/205 E. SAYILI DAVADA DAVA: Davacı vekili, davacı kooperatifin 16/06/2001 tarihli olağan genel kurulunda seçilen yönetim kurulunun yaptığı incelemelerde eski yönetimlerin birçok suistimal ve usulsüzlükler yaptığının tespit edildiğini, bakanlık kontrolörü tarafından düzenlenen inceleme raporunda belirtildiği üzere kooperatif inşaatlarının ruhsatsız ve kaçak olarak yapıldığını, bu nedenle … Belediyesi tarafından iki kez yıkım ve para cezası kararı aldığını, para cezalarının 17/10/2000 tarihinde 6.000,00-TL(yeni TL), 10/05/2002 tarihinde 1.800,00-TL (yeni TL) olarak kooperatif tarafından ödendiğini, kooperatif tüzel kişiliğinin bu sebeple zarara uğradığını, davacı kooperatif ile yüklenici … Şti. arasında akdedilen İzmir 1.Noterliğinin 11/12/1997 gün 41275 yevmiye nolu sözleşmenin 2. maddesinde, ruhsat işlemlerinin müteahhit firmaya ait olacağının öngörüldüğünü, yüklenici tarafından alınması taahhüt edilen inşaat ve iskan ruhsatlarının cezaları ile birlikte maliyetinin kooperatif zararını oluşturduğunu, yüklenici firma dışındaki kooperatif yöneticilerinin kaçak inşaat yapılmasına göz yumarak ve zararı mahsup etmeksizin yüklenici hakedişlerini tam olarak ödemek suretiyle zararın meydana gelmesinde pay sahibi olduklarını, birlikte hareket ederek … ada … parselde kayıtlı taşınmazın % 20 hissesini adi yazılı sözleşme ile ve 13.950,00-TL (yeni TL) karşılığı kooperatife aldıklarını, daha sonra taşınmazın kalan % 80 payını da İzmir 1.Noterliğinde düzenlenen 12/09/1996 gün ve 27583 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa sahiplerine % 44 hisse vermek suretiyle satın aldıklarını, tapu kaydında hazine fazlası şerhi bulunan bu taşınmaz ile ilgili olarak hazine tarafından açılan dava sonucu Karşıyaka 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/229 E. – 2001/131 K.sayılı kesinleşmiş ilamı ile 14942 metrekare yüzölçümlü taşınmazdan 6855 metrekare ifraz edilerek hazine adına tescil edildiğini, davalıların bu arsa durumu nedeniyle kooperatifi zarara uğrattıklarını, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200.000,00-TL kooperatif zararının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN 2005/205 E. SAYILI DAVADA DAVA: Davacı vekili, davacı şirketin davalı kooperatifin yüklenici firması olduğunu, İzmir 1.Noterliğinde düzenlenen 11/12/1997 gün 41275 yevmiye nolu sözleşme gereğince tüm edimlerini yerine getirdiğini, barbekü yapılması, kartonpiyer yapılması, çatı imalatı yapılması, sözleşmede öngörülen imalatın yerine daha iyi malzeme ile yapılan mutfak dolapları, dış cephe kapı ve pencere doğramaları, merdiven ve sahanlıkların yapılması ile ilgili olarak fazla imalatlarda bulunulduğunu, bedellerini davalı kooperatiften alamadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00-TL (yeni TL) nin 07/05/2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 20/12/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 156.935,44-TL’ye artırmıştır.
BİRLEŞEN KARŞIYAKA 2. SHM’NİN 2006/425 E. SAYILI DAVADA DAVA: davacı vekili, davalı kooperatifin 20/02/2001 yılında dava dilekçesinde belirtilen muhtelif giderlerini karşılamak üzere 1.290,85-YTL borçlandığını, kooperatifin bu harcamalarının davacının şahsi hesabından yapıldığını ve halen bu borcun ödenmediğini belirterek; 1.290,85-YTL nin 20/07/2001 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVALARDA CEVAP :Davalı … Şirketi ve … vekili, …’un davacı kooperatifin üyesi olduğunu, adı geçene husumetin yöneltilemeyeceğini, kooperatif ile ilgili anlaşması ya da ediminin bulunmadığını, Bornova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/208 D.iş sayılı dosyasındaki hatalı bilirkişi raporunun dayanak yapıldığını, kooperatifin zarara uğramadığını, …’un davacı kooperatifin üyesi olduğunu, başkaca hak ve sorumluluğu bulunmadığını, adı geçene husumetin yöneltilemeyeceğini, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davacı kooperatifin kurucusu olmadığını, elektrik projesi karşılığında kooperatife ortak edildiğini, genel kurulda yedek üye seçildiğini, asıl üyenin istifası sonucu müteahhit … ve …’un ısrarı ile yöneticiliğinin formalite olduğunun söylenmesi üzerine yönetici olduğunu, yöneticiliği sırasında işlerin yürütülmesine karışmadığını, işleri … ile başkan …’ün yürüttüğünü, kendisinin kooperatife ve ortaklarına zarar verici hiçbir eylemde bulunmadığını, ruhsatsız ve kısmen hatalı inşaat yapılmasından kendisinin de mağdur olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, kooperatifin kurucusu olmadığını, evsahibi olmak için kooperatife sonradan ortak olduğunu, eski yönetici …’in yönetimden ayrılmasından sonra yedek yönetim kurulu üyesi olduğunu, … ve diğer yöneticilerin yöneticiliğinin formalite olduğunun söylenmesi üzerine yönetici olduğunu, işleri … ile başkan …’ün yürüttüğünü, yönetime karışmadığını, kendisinin kooperatife ve ortaklarına zarar verici hiçbir eylemde bulunmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, …’un eşi …’un ısrarı üzerine kooperatife kurucu üye olduğunu, …’a tüm işlerle ilgilenmesi için yetki verdiğini, 1 yıl boyunca aidatları düzenli olarak ödediğini, işleri bozulunca aidatları ödeyemez hale geldiğini ve kendisine ayrılmasının söylendiğini, bunun üzerine kendisine ayrılma payı bedeli çek verildiğini, buna rağmen imzası taklit edilerek yönetim kurulu üyeliğinin devam ettirildiğini, 1996 yılında İzmir’den ayrıldığından kooperatif ile hiçbir ilişkisinin kalmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davalının kooperatifin kurucu üyelerinden olduğunu, 1996 yılında kooperatifin kuruluşu aşamasında kooperatife girdiğini ve yaklaşık 7 ay sonra da kooperatiften tamamen ayrıldığını, davalının hiçbir zaman denetçi olmadığını, kooperatifle ilgili hiçbir karar ve tutanakta imzasının bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, mahkememizin 2002/170 E.sayılı dosyası ile açılan derdest bir dava bulunduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, daha önceki yönetimler tarafından stopajların kesilmediğini ve vergi dairesine yatırılmadığını, davacı kooperatife ait inşaatları yapmakta olan …, Şti.,’nin gerçekleştirdiği imalatlara karşı düzenlenen hakediş tutarının % 5 oranında stopajının yatırılmadığını, daha sonra göreve gelen kooperatif yöneticilerinin ödediğini, kooperatif bir faiz zararına uğramışsa bu zararı yüklenicinin karşılaması gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kooperatif vekili, davacı yüklenicinin taraflar arasındaki sözleşme ve yönetim kurulu kararlarına aykırı olarak yaptığı eksik ve ayıplı imalatlarla, hakedişler yoluyla haksız ve fazla aldığı paralar için şirket ile dönemin yönetici, denetçi ve kontrol mühendisi aleyhine mahkememizin 2002/170 E.sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, iddiaların yersiz olduğunu, sözleşme dışı imalatların genel kurul kararlarına dayanmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı … Yapı Kooperatifi tarafından mahkememizin 2002/170 E.sayılı dosyası ile açılan dava ile ilgili olarak davalılar …, …, …, …, … mirasçıları (…, …, …, …) ve … Şirketi haklarında açılan tazminat davasının kısmen kabulüne, 190.160,92-TL’nin dava tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, …, …, … mirasçıları (…, …, …, …) ve … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kooperatife verilmesine, davalılar …, …, … mirasçıları (…, … ve …), …, … ve … haklarında açılan tazminat davasının reddine, davacı … Yapı Kooperatifi tarafından birleştirilen mahkememizin 2004/457 E.sayılı dosyası ile açılan davanın kısmen kabulüne 109,40-TL nin davalılar …, … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kooperatife verilmesine, 356,98-TL nin davalılar …, … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kooperatife verilmesine, 71,97-TL nin davalılar …, … ve … mirasçıları (…, …, …, …) den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kooperatife verilmesine, 2.246,04-TL nin davalılar …, … ve … mirasçıları (…, …, …, …) den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kooperatife verilmesine,149,05-TL nin davalılar …, … ve … mirasçıları (…, …, …, …) den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kooperatife verilmesine, 4.014,29-TL nin davalılar …, … ve … mirasçıları (…, …, …, …) den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıkooperatife verilmesine, 4.181,09 TL nin davalılar …, … ve … mirasçıları (…, …, …, …) den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kooperatife verilmesine, davacı …Yapı Kooperatifi tarafından açılan birleştirilen mahkememizin 2005/205 E.sayılı dosyası ile açılan davanın kısmen kabulüne, 78.194,63-TL nin tüm davalılar …, …, …, … mirasçıları (…, …, …, …), … Şirketi, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kooperatife verilmesine, davacı … Şirketi tarafından açılan birleştirilen mahkememizin 2003/248 E.sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne, 82.909,50-TL sının davalı … Yapı Kooperatifinden alınarak davacı … Şirketine verilmesine, 40.000,00 TL’sına dava tarihi 19/06/2003 ten itibaren, 42.909,50 TL’sına ıslah tarihi 20/10/2005 ten itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacı … tarafından birleştirilen Karşıyaka 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/425 E.sayılı dosyası ile açılan davanın kabulüne, 1.290,85 TL nin dava tarihi 22/02/2006 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften alınarak davacı …’a verilmesine, esas ve birleşen davalardaki fazlaya ilişkin taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Karara karşı asıl ve birleşen davalarda davacı ve davalı kooperatif vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı şirket ve davalı … birleşen 2003/248 Esas sayılı davada davacı şirket vekili, asıl ve birleşen davalarda davalılar …, …, …, …, … vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı … vekili, tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Asıl ve birleşen davalarda davacı karşı davalı kooperatif vekili, kooperatif tarafından açılan 2002/170 E.sayılı davanın konusunun hakkedişlere konu imalatlara fazla bedel ödenmesi ile eksik ve ayıplı işter nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğunu, hakedişler incelendiğinde, çatı imalatı hariç hiç birinde çevre düzenlernesi ve plan proje çizimi adı aftında bir imalat bulunmadığını, bu imalatların sözleşmede kararlaştırılmış olmasının bu dava kapsamında değerlendirilmesinin gerekçesi olamayacağını, davanın konusunun sözleşmeye konu işler değil hakedişlere konu imalatlar ve onlara ödenen fazla bedel ile bu imalatlardaki eksik ve kusurlu işler nedeniyle uğranılan zararın tazmini olduğunu, mahkemenin taleple bağlı olduğunu, söz konusu imalatlar için karşı dava açılmadığını, bu nedenle çatı imalatı, çevre düzenlernesi ve plan poje çiziminin bu dava kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, nitekim davalı yüklenicinin daha sonra açılan 2003/248 E.sayılı davada ile sadece çatı imalatı ile ilgili talepte bulunduğunu, çatı imalatı bedelinin bu davaya değil yüklenicinin açtığı 2003/248 E.sayılı davaya konu bir talep olduğunu, o davada karara bağlanması gerektiğini, gerek 2002/170 E.sayılı esas davada gerekse hiç bir davada talep kanusu yapılmayan çevre düzeni,plan praje çizimi için yüklenici lehine hesaplama yapılmasının mümkün olmadığını, davalı …’un yüklenici şirket ve işveren kooperatif içindeki konumu ve şirket ve kaoperatif içindeki akraba ilişkileri, kooperatifin ilk denetçilerinden ve projesinin kurucusu ve uygulayıcısı olması nedeni ile projeden doğan zararlardan kooperatife ve kooperatif ortaklarına karşı birinci dereceden sorumlu olduğunu, kooperatifin 10/03/2002 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda taahütte buluduğunu ve ayrıca aynı tarihli yazılı bir taahhütnamede verdiğini, gerek ceza davasının tutanaklarına geçen gerekse işbu dava dosyasındaki dilekçe ve tutanaklardaki beyanlarda kooperetifin davalı … tarafından yönetildiğini, bütün işlerin … tarafından yapıldığını, dolayısıyla yüklenici şirketin tek başına temsil ve ilzam yetkilisi olduğunun anlaşıldığını, aynı zamanda kooperatif projesinin kurucu üyesi ve uygulayıcısı …’un oluşan zarardan sorumlu tutulması gerektiğinini, eksik ve ayıplı iş bedellerinin piyasa rayiç fiyatlarından hesaplanması zorunlu olup yeniden rapor alınması gerektiğini, asıl davada red edilen miktar yönünden vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını, birleşen 2004/457 E. Sayılı dosyada kooperatifin vergi aslı ve cezası olarak ödediği toplam 55.425,08-TL zararının tazminin talep edildiğini, kanun ve ana sözleşme gereği basiretli bir tacir gibi davranması gereken kooperatif yöneticilerinin yükleniciye yapılan avans ödemelerinden stopaj ve fon kesintisi yapmadan ve bu kesintileri ilgili vergi dairesine yatırmadan avansın olduğu gibi yükleniciye ödenmesi sureti ile zarara uğratıldığını, oluşan zarardan davalı yüklenici ile yöneticilerin sorumlu olduğunu, birleşen 2005/205 E.sayılı davada inşaatların ruhsatsız ve kaçak olarak yapılması nedeniyle uğranıları zararların tazmininin yanı sıra, tapu kaydında hazine fazlalığı şerhi bulunan taşınmazın satın alınması ve ifraz edilmesi sonucu küçülen arazi nedeniyle kooperatifin uğradığı zararın tazminin talep edildiğini, bu zarardan böyle bir taşırımazı satın davalı yöneticilerin sorumlu olduğunu, birleşenen 2003/248 E. sayılı davada yüklenicnin sözleşme dışı yaptığı ilave işlerin bedellerini talep ettiğini, rapora yönelik itirazların değerlendirilmediğini, talep edilen imalatların hakedişler kapsamında ödendiğini, birleşen Karşıyaka 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/425 E. sayılı davasıyla davacı …’un kooperatifin kendisine borçlandığından bahisle alacak talep ettiğini, davacının elinin altında olan kooperatifi defterlerine kendi lehine alacak kalemleri kaydettiğini, davacının yüklenici şirketin müdürü ve hakim ortağı …’un eşi, kooperatifin kurucu ortağı ve yönetiçisi …’ün ve kooperatifin kurucu denetçisi …’in kardeşi, aynı zamanda kaaperatifin kurucu ortağı ve 1996 yılından 30.01.2001 tarihine kadar da maaşlı çalışanı olduğunu, alacak kalemlerinin gerçeği yansıtmadığı,belirterek; kararın kaldırılması talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalılar … … … … … vekili, davalıların sorumluluklarının zincirleme sorumluluk esasına dayandırılması ve bu şekilde karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davalıların kooperatif yönetimi olarak yapmış oldukları işlerden müstakilen sorumlu olabileceğini, zincirleme sorumluluk şeklinde karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, davalı yöneticilerin kooperatifi zarara sokacak bir karar ve işlemde bulunmadığını, bilirkişi raporunların çelişki olduğunu, belirterek; kararın kaldırılması talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı şirket ve davalı … birleşen 2003/248 Esas sayılı davada davacı şirket vekili, davalıların İzmir 7.Ağır Ceza Mahkemesi 2003/415 E. – 2009/183 K. ilamı ile yapılan yargılama neticesinde beraatlarına karar verildiğini, 2005/205 Esası ile 2002/170 Esas sayılı dava dosyalarının konuları ve tarafları aynı olup derdest olduğunu, bilirkişi raporalrın çelişkili olduğunu hükme esas alınamayacağını, … yönünden verilen kararların çelişki olduğunu, tarafların ortak kabulü olan 30/06/2000 tarihli tutanak içeriğine göre eidimlerin eksiksiz yerine getirldiğini, zorunlu, faydalı, sözleşmeden daha uygun ve kaliteli malzeme kullanarak fazladan imalatlar da yapıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, rapora yönelik tirazların dikkate alınmadığını, raporların çelişkili olduğunu, bilirkişi heyetinin usulüne uygun şekilde oluşturulmadığını, hakedişlere ilişkin m2 birim fiyatının sözleşmeye akyrı şekilde hesaplandığını, imalat bedeline KDV uygulanması gerektiğini, çatı bedelinin eksik hesaplandığını, piyasa raiçlerine göre hesap yapılması gerektiğini, eksik ve ayıplı işlere yönünden süresinde ihbar yapılmadığı, eksik ve ayıplı işler bedelinin hatalı hesaplandığını, belirterek; kararın kaldırılması talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı … vekili, İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/415 Esas sayılı dosyası kapsamında düzenlenen Adli Tıp Kurumunun 23.05.2008 tarihli raporu ile 04.04.1996 tarih ve (1 no.lu) sayfadaki 1. karardan, 09.02.1998 tarihli 38 no.lu sayfadaki 38 no.lu karar kadar olan tüm kararlardaki … adına atfen atılan imzaların …’in eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, kooperatifçe alınan yönetim kurulu kararının tamamımda davalının imzası bulunmadığını, hukuken yok hükmünde olan ya da sakat olan yönetim kurulu kararlarından dolayı davalı kooperatife karşı akti sorumluluğu olduğundan bahisle davanın kabulü hukuka aykırı olduğunu, davalının akdi ilişki içinde olduğu dönem iki aylık (04.04.1996 ila 05.06.1996) dönem içinde davacı kooperatif ile yüklenici arasında imzalanan sözleşme bulunmadığını, taraflar arasında 11.12.1997 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemde davalıya herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, kısa kararda davalı için davanın tamamını red etmesine rağmen gerekçeli kararda birleşen 2005/205 E. sayılı dosya için davayı davayı kabul etmesi hukuka aykırı olduğunu, belirterek; kararın kaldırılması talep etmiştir.
GEREKÇE :Asıl ve birleşen 2004/457, 2005/205 Esas sayılı davalar davalar 1163 sayılı Koop. Kanunu’nun 62 ve eski TTK’nun 336-341.maddelerine dayalı tazminat, birleşen 2003/248 Esas sayılı dava vekaletsiz iş görme ilişkisinden kaynaklanan iş bedel, 2006/425 Esas sayılı dava ise karz sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle esas ve birleşen davaların kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca 2018 yılı için ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 3.560,00-TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, istinaf yoluna başvurulamaz. Birleşen Karşıyaka 2.SHM’nin 2006/425 E. sayılı davada davanın kabulü ile 1.290,85-TL’nin tahsiline hükmedilmiş olup, kabul edilen miktarın hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil değildir. Bu nedenle asıl davada davalı birleşen davada davacı koopretif vekilinin, istinaf dilekçesinin bu yönden reddi gerekir.
Davacı kooperatif 17.05.1996 tarihinde …, …, …, …, …, … ve … tarafından kurulmuştur. Ana sözleşmeyle ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere …, … ve … yönetim kurulu asil üyeliklerine, … ve … ise denetim kurulu asil üyeliklerine atanmıştır. 05/06/1996 tarihinde yapılan ilk genel kurul toplantısında …, … ve … yönetim kurulu asil, … ve … ise yedek, … ve …’ın da denetim kurulu asil üyeleri olarak| seçilmiştir. 30.12.1996 tarih ve 11 nolu yöntim kurulu kararı ile kooperatifin satın aldığı arsaların kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile …. Şti.’ne m2 birim fiyatı (15.000.000TL ETL)’den üzerinden ihale edilmesine karar verilerek, İzmir 1. Noterliğinin 11/12/1997 tarihli 41275 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile kooperatifin sahibi olduğu … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerine 140 m2 üzerinden 98 adet konutun yapımınının … Şti. tarafından yüklendildiği, sözleşmenin kooperatifi temsilen … ve … yükleniciyi temsilen de … tarafından imzalandığı, yüklenici şirketin ortaklarından …’un kooperatifin ortağı ve aynı zamanda denetim kurulu üyesi olduğu, yine şirktet ortağı …’un, …’un eşi ve aynı zamanda kooperatif yönetimi kurulu üyesi …’ün de kardeşi olup 11.11.1996 tarihinden 31.01.2001 tarihine kadar kooperatifde sigortalı çalıştığı, anlaşılmaktadır.
İDM tarafından dosyaya kazandırılan ve hükme esas alınan 09.05.2018 tarihli bilirkşi kurulu ek raporu ile kooperatif tarafından yükleniciye 805.622.00-TL ödeme yapıldığı, aynı miktada fatura kesildiği, taraflar arasındaki sözleşmeye konu toplam hak ediş bedelinin 649.583,26-TL, 25.12.1999 tarihli karar defterine göre teknik şartnamede değişikliğe gidilerek yüklenici tarafından ilave olarak yapılması gerektiği belirtilen sekiz kalem iş bedelinin 82.909,50-TL, çatı bedelinin 54.750,00-TL, çevre düzenlenmesinin 24.000,00-TL, proje bedelinin 4.903,00-TL, eksik ve kusurlu işler bedelinin 117.765,18-TL, ruhsat alınması için yapılması zorunlu iş ve harcama bedelinin 70.394,62-TL, inşaatın ruhsatsız olması nedeni ile kooperatifin ödemek zorunda kaldığı ceza miktarının 7.800,00-TL, vergi usulsüzlüğü nedeniyle oluşan zararın ise 55.438,58-TL olduğu tespit edilmiştir.
İzmir 7.AĞCM’nin 20.07.2009 tarih ve 2003/ 415 E. – 2009/183 K. sayılı ilamı ile sanıklar …, …, …, …, …, … ve …’un üzerlerine atılı zimmet, görevi kötüye kullanma, sahtecilik ve Kooperetifler Kanunu’na muhalefet suçlarından yapılan yargılma neticesinde, bır kısımım sanıklar yönünden beraat, bir kısmım sanıklar yönünden ise zamanaşımı nedeni ile düşme kararı verilmiş, temyiz incelemesi üzerine karar 30.10.2012 tarihinde kesinleşmiştir.
Eldeki, davaya konu olayda uzamış ceza zamanaşımı süresinin söz konusu olması, 2002/170 E. ve 2004/457 E. – 2005/205 E.sayılı dosyalarına konu edilen alacak kalemlerinin farklı olması ve kooperatif genel kurulunca sorumluluk davası açılmak üzere yetki verilmesi ile denetciler tarafından düzenlenen vekaletnamenin sunulması karşında, bir kısımın davalıların zamanaşımı, derdestlik ve aktif dava ehliyetinin yokluğuna yönelik itirazları hukuki dayanakdan yoksun olup, aski yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi Borçlar Kanununun 53. ( TBK 74) maddesinde düzenlenmiş olup, Hukuk Hâkimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından Ceza Hâkiminin Hukuk Hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. ( Yargıtay HGK’nın 24/12/2014 tarih ve ve 2014/4-846 E. – 2014/1091 K. sayılı ilamı ) Yukarıda belirtilen ceza dava dosyasınada bir kısım davalı sanıklar hakkında zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesine, delil yetersizliğinden beraatlerine, sahte vergi alındısı düzenlemek eyleminden dolayı zimmet kasıtları söz konusu olmadığı için beraatlerine şeklinde karar verilmiş olması nedeni ile sorumluluklarına gidilemeyeceği ileri sürülmüş ise de anılan ilke ve esaslar ile tüm dosya kapsamı çerçevesinde ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlamayacağı, tarafların sorumluluklarının eldeki dava dosyası kapsamına göre iddia ve savunmaları çerçevesinde belirlenmesi gerektiği yönünde İDM tarafından varılan hukuki kabul isabetli olup, aksi yöndeki davalıların istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
I-2002/171 Esas sayılı dava dosyası yönünden; davacı kooperatif yapılan iş bedelinden fazla ödeme yapıldığını, yapılan işlerin eksik ve kusurlu olduğunu ileri sürmüş, davalılar sorumluluklarının bulunmadığını, davalı yüklenici ayrıca inşattı eksiksiz teslim ettiğini, sözleşme dışı fazladan yapılan işler yönünden dava açılacağını beyan etmiştir. Anılan bilirkşi raporu ile hesaplanan, taraflar arasındaki sözleşmeye konu toplam hakkediş bedeline davalı yüklenci tarafından itiraz edilmiş ise de; söz konusu hesaplmanın sözleşme ve genel kurul kararlarına uygun şekilde yapılan fiyat artışları esas alınarak yapılmış olması karşısında davalının toplam hakkediş bedeline yönelik bu itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, sözleşmenin düzenlendiği tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı (dava tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470-486 md.) maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Sözleşmeye ile davalının yüklenici olduğu ve sözleşmenin birim fiyatlı olarak imzalandığı anlaşılmıştır. Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenici, Türk Borçlar Kanunu’nun 471. ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 356. maddesi uyarınca iş sahibinin yararını gözeterek özen görevini sadakatle yerine getirmek, yüklendiği işi sözleşme ve yasa hükümlerine, fen ve sanat kurallarına uygun olarak tamamlamak zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davaranışları esas alınacaktır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapma, zararına olacak şeyleri yapmama anlamını da ifade eder. İş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir.
Davacı kooperatif imalatın sözleşmeye uygun olmadığını, eksik ve ayıplı olduğunu ileri sürmektedir. Eldeki dava dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi ek ve kök raporlarında davalı yüklenci tarafından yapılan imalatının sözleşmeye aykırı olduğu, mevcut hali ile eksik ve ayıplı imalat bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar; davalı tarafından 30/06/2000 tarihli tutanak içeriğine göre edimlerin eksiksiz yerine getirildiği savunulmuş ise de fiili durumun tutanak içeriğine uygun düşmemesi ve iddianın ileri sürülüş şekline göre kooperatif yöneticileri ve yüklenici tarafından yapılan iş ve işlemlerin kooperatifi zararlandırmaya yönelik olup ceza dava dosyasına konu edilmesi dikkate alındığında, davalının bu savunmasına itibar edilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalının bu konuya ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile varolan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede (BK m.359,TBK m.474); gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. (BK m. 362/III,TBK m.477/III ) Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (BK m. 126/son,TBK m.147/son) talep edilebilir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. İş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK’nın 359.(TBK’nın 474.) maddesi, gizli ayıplarda ise BK’nın 362. maddesi (TBK’nın 477.) maddesi hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, aynı Kanun’un 360. (TBK’nın 475.) maddesinde tanınan hakları kullanabilir. ( Yargıtay 23. HDB’nın 04/12/2015 tarih ve 2015/5300 Esas – 2015/7883 Karar sayılı ilamı )
Ayıp ihbarı ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı defi niteliğinde olup, bu hususun niteliği gereğince cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmesi gerekir. ( Yargıtay 15. HDB’nın 06.05.2013 tarih ve 2012/3493 Esas – 2013/2952 Karar sayılı ilamı) Eksik işler bedeli yönünden ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (BK m. 126/son,TBK m.147/son) talep edilebilir.( Yargıtay 23. HDB’nın 04/12/2015 tarih ve 2015/5300 Esas – 2015/7883 Karar sayılı ilamı )
Davalı tarafından cevap süresi içerinde usulüne uyğun şekilde yapılmış bir ayıp ihbarı ve ihbarının süresinde yapımadığına ilişkin savunması bulunmamaktadır. Tespit doyası kapsamında alınan bilirkişi raporu davalıya 11.01.2002 tarihinde tebliğ edilmiştir. Süresinde ileri sürülmeyen ayıp ihbar definin resen dikkate alınması mümkün değildir. Bu itibarla, ihbar koşuluna tabi olmaksızın davacı, eksik ve gizli ayıplı imalat nedeni ile birim fiyat üzerinden yapılan hesaplama kapsamında eksik ve ayıplı iş bedelini davalıdan talep edebilir. Aski yöndeki davalının savunması yerinde değildir. Aynı şekilde, her ne kadar davacı tarafından taşınmazın sözleşmede kararlaştırılan genişlik ve yükseklikte olmadığı ileri sürülmüş ise de imar mevzuatı kapsamında davacının ileri sürdüğü bu husus eksik ve ayıplı imalat olarak kabul edilmeyeceği gibi davacının 23.12.2016 tarihli dilekçesi ile eksik iş bedelinin hesabına itirazı olmadığını bildirmiş olması karşısında davacının bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde edimini eksiksiz yerine getirdiğini ve sözleşme dışı fazladan yapılan işler yönünden dava açacağını beyan etmiştir. Birleşen 2002/248 Esas dava dosyası kapsamında dava dilekçesi ile barbekü, kartonpiyer, çatı ve imalatı daha iyi malzeme ile yapılan mutfak dolabı, kapı, dış cephe kapı pencere, merdiven ve sağanlıkların mermer kaplama işleri nedeni ile fazla imalat bedeli talep etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesine göre binaların çatıları m2 hesabına dahil edilmeksizin ayrıca hesap edilerek ödemesi yapılacağı kararlaştırılmış olup, çatı imalatı sözleşme kapsamı dışındadır. İDM tarafından bu imalat kaleminin birleşen dava dosyasına konu edilmiş olması nedeniyle hesaplamaya dahil edilmemesi yerindedir.
Çevre ve otopark düzenlenmesi ile plan ve porje bedeli, mahsuba konu işler olup davacının alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Mahsup bir inşai hak ya da def’i olmayıp, bir itirazdır. Davacının fazla ödeme yaptığı iddiasına dayalı davada bilirkişi raporu üzerine davalının çevre ve otopark düzenlenmesi ile plan ve porje bedeli nedeni ile ödenen bedelinden indirim yapılması savunması mahsup savunması olup, İDM tarafından bu bedellerin hesaplamaya dahil edilmesi isabetlidir. Aksi yöndeki davacının istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Dava konusu edilen eylemlerin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK hükümleri uyarınca anonim şirketlerde yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen yönetim kurulu üyeleri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. Yönetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar başka bir deyişle şirketin zarar görmesi nedeniyle ortaklar ve alacaklılar da zarar görür. Bu neviden bir sorumluluktan söz edebilmek için öncelikle bir zararın bulunması zararın oluşumunda yönetim kurulu üyelerinin kusurunun olması zorunludur. Yönetim kurulu üyesinin sorumluluktan kurtulmak için kusursuzluğunu ispat etmesi gereklidir. Kusursuzluğun ispatı ise genel hükümlere tabidir.
Davalı yükleniciye ödenmesi gereken hak ediş miktarlarına esas m2 brim fiyatları sözleşme ve genel kurul kararlarına göre belirlenmesine rağmen eksik ve ayıplı işler de gözetilmeksizin fazla ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde fazla yapılan ödeme nedeni ile oluşan bu zarardan davalı … Şirketi ile zararın meydana geldiği dönemlerde görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalılar …, … , … … mirasçıları (…, …, …, …), … görev yaptıkları belirtilen dönemlerde zararın gerçekleşmesi nedeniyle müteselsilen sorumludur. Bunun ötesinde; yönetim kurulunun yüklenici şirkete yapılan hakediş ödemeleri ile ilgili aldığı kararlarda imzası bulunmadığı tespit edilen davalı … , yönetim kurulu üyeliği sıfatı bulunmayan …, asil yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmayan … ve … ile davalı şirket ortakları … ve …’un yüklenici şirket ile birlikte kooperatifi zarara uğratmak suretiyle haksız eylemde bulundukları kesin delillerle ispatlanamadığından bahisle sorumlu tutulmamış olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamıştır. Her ne kadar davacı tarafından davalı …’un taahhüde istinaden sorumlu olduğu ileri sürülmüş ise de söz konusu taahhüdün birleşen 2005/205 E. Sayılı dava dosyasına konu ruhsat alacağına ilişkin olması dikkate alındığında, aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
İDM tarafından esas davada bir kısımın davalılar yönünden davanın reddine, bir kısımın davalılar yönünden ise kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek davalılar lehine tek vekalet ücreti takdir edilerek, tamamen red edilen miktar ile sınırlı olmak üzere, kısmen red edilen davalıların kısmi vekalet ücreti ile sorulumluğu cihetine gidilmiş olup, istinaf edenin sıfatına göre davacının sorumlu tutulması gereken vekalet ücretinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından aksi yöndeki davacının istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
II-2004/457 Esas sayılı dava dosyası yönünden; GVK kapsamında davalı yüklenci şirkete yapılan avans ödemeleri nedeniyle % 5 stopaj ve bunun üzerinde de % 10 fon kesintisi yapması zorunlu olup, VUK’un 8.maddesi gereğince vergi sorumlusu olan davacı kooperatifin bu kesintileri yapmak suretiyle davalı yüklenici şirket adına vergi dairesine bildirmesi ve ödemesi gerektiği halde bu işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davacı kooperatif tarafından ödenen 44.309,76-TL vergi aslı ve 11.128,82-TL cezası olmak üzere toplam 55.425,08-TL zarardan davalı şirket yerine ödeme yapılmış olması nedeni ile vergi aslı olan 44.309,76-TL yönünden davalı yüklenci şirketin, ceza olan 11.128,82-TL yönünden ise ilgili dönemde görev yapan davalı kooperatif yöneticilerinin kendi dönemleri ile sınrılı olmak üzere müşterek ve müteselil olarak soruluğunun kabulü doğrudur. Aksi yöndeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
III-2005/205 Esas sayılı dava dosyası yönünden; taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile yapı ruhsatının alınması yüklenici davalı şirketin sorumluluğunda olup, inşaatın ruhsatsız olması nedeni ile kooperatifin ödemek zoorunda kaldığı ceza ile ruhsat alınması için yapılması zorunlu iş ve harcama bedeli olarak hesaplanan toplam 78.194,63-TL zarardan davalı yüklenci şirket ile ilgili dönemde kooperatif ve yüklenici şirket arasındaki akdi ilişki sürecinde görev yapan davalı yönetim kurulu üyeleri ve yüklenici şirketin ortağı ve yetkilisi olan, 10/03/2002 tarihli taahhütname ile 352.000,00-TL tutarlı teminat senedi veren, 10/03/2002 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında da ruhsata ilişkin eksikliği gidereceğini beyan eden davalı …’un da bu taahhütleri nedeniyle kooperatifin uğradığı bu zararlardan sorumluğunun kabulü isabetlidir.
Kooperatif adına satın alınan taşınmaz üzerindeki hazine lehine mevcut takyidat nedeni ile hazine tarafından kooperatife karşı açılan dava neticesinde taşınmazın bir kısmının ifraz edilerek küçülmesi nedeniyle oluşan zarardan davalıların sorumlu olduğu ileri sürülmüş ise de tapuda aleniyet ilkesi gereğince davacı kooperatifin söz konusu taşınmazdaki takyidattan baştan itibaren haberdar olduğu ya da olması gerektiği gibi davalıların yüklenici şirket ile birlikte hareket ederek kooperatifi zarara uğratmak suretiyle haksız eylemde bulundukları kesin delillerle ispatlanamadığından ifraz nedeni ile oluşan zarardan davalıların sorumlu tutulamaycaklarının kabulü yerinde olup, aksi yöndeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
IV-2003/248 Esas sayılı dava dosyası yönünden; 25.12.1999 tarihli karar defteri ile teknik şartnamede 8 kalem iş yönünden değişikliğe gidilerek bedelleri yüklenciye ödenerek iş yaptırılmasına karar verilmiştir. Birleşen bu davada davacı şirketin talebi barbekü, kartonpiyer, çatı ve imalatı daha iyi malzeme ile yapılan mutfak dolabı, kapı, dış cephe kapı pencere, merdiven ve sağanlıkların mermer kaplama işleri nedeni ile fazla imalat bedelinin tahsiline ilişkindir. Bu İlave imalatlar iş sahibi yararına olduğundan vekaletsiz iş görme hükümleri gereğince ve yapıldığı yıl piyasa rayiçleri üzerinden davalı kooperatiften tahsilini talep edilebilir. Mahalli piyasa rayiçleri içerisinde yüklenici kârı ve KDV olacağından piyasa rayiçlerine göre bedelin tespitinde ayrıca KDV eklenmeyecektir. Kooperatif tarafından bu işlerin hakedişe dahil edilerek ödendiği ileri sürülmüş ise de yönetim kurulu kararında söz konusu işlerin bedelinin yükleniciye ödenerek yaptırılmasına karar verilmiş olması nedeni ile bu işlerin fazla kısımlarının bedellerinin hakkedişlere dahil olmadığı, aynı şekilde çatı imalatının teknik sözleşmeye konu edilmediği anlaşılmakla aksi yöndeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan ek ve kök bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olmasına, yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde ve verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada davacı/ birleşen davada davalı kooperatif vekilinin birleşen Karşıyaka 2.SHM’nin 2006/425 E. sayılı davada yönünden kararın istinafı kabil olmadığından istinaf dilekçesinin REDDİNE,
2-Asıl ve birleşen davalarda davacı ve davalı kooperatif vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı şirket ve davalı …, birleşen 2003/248 Esas sayılı davada davacı şirket vekili, asıl ve birleşen davalarda davalılar … vekili, …, …, … … vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı … vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
3-Asıl ve birleşen davalarda davacı karşı davalı … Koop. yönünden istinaf karar harcı olan 5.993,81 TL’den peşin alınan 6.210,81 TL’nin mahsubu ile fazla yatan 217,00 TL’sinin talep halinde yatırana iadesine,
4-Asıl ve birleşen davalarda davalı … Şti. ve davalı … yönünden istinaf karar harcı olan. 18.412,06 TL’den peşin alınan 5.998,91 TL’nin mahsubu ile eksik kalan. 12.413,15 TL’nin asıl ve birleşen davalarda davalı … Şti. ve davalı …’dan tahsiline,
5-Asıl ve birleşen davalarda davalılar …, …, …, … yönünden istinaf karar harcı olan 19.059,72 TL’den peşin alınan 6.210,81 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 12.848,91 TL’nin asıl ve birleşen davalarda davalılar …, …, …, …’den tahsiline,
6-Asıl ve birleşen davalarda davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 18.531,75 TL’den peşin alınan 4.772,89 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 13.758,86 TL’nin asıl ve birleşen davalarda davalı …’den tahsiline,
7-Asıl ve birleşen davalarda davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 5.422,17 TL’den peşin alınan 1.335,37 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4.086,80 TL’nin asıl ve birleşen davalardadavalı …’den tahsiline,
8-İstinaf başvurusu nedeni ile tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07.10.2022