Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1331 E. 2022/1426 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1331
KARAR NO : 2022/1426

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01.06.2022
NUMARASI : 2021/91 E. – 2022/36 K.
DAVANIN KONUSU : Tasarıma Tecavüzün Tespiti, Durdurulması ve Tazminat
KARAR TARİHİ : 12.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.10.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01.06.2022 gün ve 2021/91 E. – 2022/36 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin 2020 05515, 2020 05501 tescil numaralı tasarım belgesinin sahibi olduğunu, davalının müvekkilinin tasarım hakkına sahip olduğu 20 kalem fotoğraf ve satış linkinde ürünleri, müvekkilinden habersiz bir şekilde satışını yapmakta olduğunu, bu durumun ihtarname ile davalıya bildirildiğini, davalının gereğini yerine getirmediğini, satış devam ederek haksız kazanç elde ettiğini, davalının satış ihlalinin sonlandırılması gerektiğini, müvekkilinin mülkiyet haklarının sınırlandırmakta olduğunu, maddi ve manevi zarara uğradığını, davalının internet sitesi aracılığıyla müvekkilinin tasarım hakkı olan ürünleri tedarik edip sattığını, müvekkilinin mülkiyet hakkının itibarını zarara uğrattığını, ürünlere yapılan kötü yorumların olduğunu, davalının sitede satılan ürünlerin gereken standartlardan ve kaliteden daha kötü olarak kullanıma sürüldüğünü, fiyatların ucuz olmasından bunun açıkça ortada olduğunu, müvekkilinin bu ürünlerinden elde ettiği ve bundan sonra etmesi gereken kârı minimize etmiş olduğunu, bu fiyatlara, kalitesiz ve haksız bir şekilde piyasaya sürülen bu ürünleri gören müşteri kitlesinin bundan sonra müvekkilinin belirleyeceği fiyata itibarda etmeyecek olduğunu ileri sürerek, davalı tarafından müvekkiline karşı devam eden tasarım hakkının ihlalinin tespitini ve tedbiren tecavüz eden fillerin durdurulmasını, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmiş olduğunu ve hala ediliyor olmasından dolayı maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, SMK madde 150/2 uyarınca, müvekkilinin mülkiyet hakkının itibarının zarara uğradığı için bu sebeple ayrıca tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın arabuluculuğa tabi olup dava şartı yerine getirilmeden açıldığı için dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, zira davalı şirketin elektronik ortamda yer sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcı pozisyonunda olduğunu, bu nedenlerle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, öte yandan davacının tasarım tesciline konu ürünleri tasarımın sahip olması gereken yenilik ve ayırt edici kriterlerini haiz olmadığından davanın haksız ve mesnetsiz iddialarının reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dilekçesinin talep kısmında maddi ve manevi tazminat bunun yanında SMK m.150/2 uyarınca itibar tazminatı talep ettiği, ancak bunlara ilişkin talep miktarını belirtmediği, dava dilekçesinin HMK’nın 119/1-d-ğ maddesi uyarınca eksik olduğundan, yine davacının dilekçesi dikkate alındığında vakıa anlatımının eksik olduğu, hangi tasarıma hangi eylemin tecavüz oluşturduğunun bir sıra numarası şeklinde anlatılmadığı, vakıa kurgusunun eksik olduğundan dava dilekçesinin HMK’nın 119/1-e-f maddesi uyarınca eksik olduğundan bahisle, davacı vekiline 02/03/2022 tarihli birinci celse de dava dilekçesini açıklamak ve eksiklikleri tamamlamak üzere 1 haftalık süre verildiği, davacı vekilinin 07/03/2022 tarihinde bir beyan dilekçesi sunmasına rağmen yukarıda belirtilen eksiklikleri giderici veya tamamlayıcı olmamakla birlikte tazminatlara yönelik talebini netleştirmediğinden HMK m.119/2 uyarınca verilen süreye rağmen davacı vekili dava dilekçesindeki eksiklikleri tamamlamadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece verilen kesin süre içerisinde belirtilen hususlardan ürünlerin görselleri ve tasarım tescil belgelerinin ihtar ekinde bulunduğunu, maddi ve manevi tazminat açısından meydana gelen zararın bu aşamada net olarak belli olmadığından miktarını bildirmelerinin mümkün olmadığını, SMK 151/2-c maddesinde belirtilen sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisan sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödenmesi gereken lisans bedeli olarak belirtilmekle davalının defterleri ve bu durum nedeniyle ne kadar kar yaptığı kendilerince henüz bilinmediğinden miktarını bildirmeleri yönünden verilen kesin sürenin yerinde olmadığını, Mahkemenin tespitinin doğru olduğu düşünülse dahi HMK 119/2. Fıkrasında birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği belirtilmiş olup, (e) ve (f) bentlerindeki hususlar yönünden bu durumun söz konusu olmadığını, maddede a, d, e, f, g bentlerinin hariç tutulduğunu, verilen kararın usule aykırı olduğunu, deliller toplanmaksızın adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davalı şirketin davacının tasarım hakkına sahip olduğu ürünler yönünden tasarıma tecavüzün tespiti, ihtiyati tedbir yoluyla tecavüz eden fiillerin durdurulması ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dosyada yapılan incelemede ilk derece mahkemesinin 02.03.2022 tarihli oturumunda davacı vekiline ihlal olduğunu iddia ettiği ürün görsellerini ve bu görsellerin hangi tasarıma ihlal oluşturduğuna dair beyanda bulunmak, maddi ve manevi tazminat miktarını belirtmek, harçlandırmak ve maddi tazminatın SMK md 151/2-‘de yer alan hangi yönteme göre hesaplanmasını talep ettiğine dair beyanda bulunmak, davalıya yaptığı ihtar ve tebliğ onaylı örneğini dosyaya sunmak üzere bir haftalık kesin süre verilerek, verilen süre içerisinde beyanda bulunmaz veya hesap yöntemini bildirmez ise tazminat talebinden vazgeçmiş sayılacağının , delilden vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, davacı vekilinin 07.03.2022 havale tarihli dilekçesi ile ihtarnamede davalı şirketin satışa arz ettiği link adreslerinin belirtilmiş olmakla bu adreslerde satışa sunduğu ürün görselleri ve tasarım tescil belgelerinin ihtarname ekinde bulunduğunu, zararlarının bu aşamada ne kadar olduğunu belirlemenin mümkün olmadığından ve davalının defterleri ile lisansı davacıya ait ürünleri satmasından dolayı ne kadar kar elde ettiğini bilmediklerinden bu şekilde dava açtıklarını belirtir beyanda bulunmuş olduğu, dava konusu ihtarname ve tebliğ belgesini dosyaya sunmuş olduğu görülmüştür.
Her ne kadar davacının istemde bulunduğu maddi tazminat miktarını belirtmemiş ise de, açılan davanın konusunun tasarıma tecavüzün tespiti durdurulması ile maddi ve manevi tazminata yönelik olduğu ve maddi tazminat miktarının davanın tespite ilişkin sonucuna göre belirlenebileceği değerlendirilmekle birlikte davacının istemde bulunduğu manevi tazminat davasının belirsiz alacak konusu yapılamayacağı, davacının manevi tazminat istediği bedeli belirlemesi gerektiği, İDM’ce bu hususta davacıya ihtarlı kesin süre verilmesine rağmen davacı vekilinin istemde bulunduğu manevi tazminat miktarını belirtmediği, bu itibarla manevi tazminat yönünden İDM’ce verilen kararın yerinde olduğu, ancak mahkemece tüm talepler yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 01.6.2022 tarih 2021/91 E. – 2022/36 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.