Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1320 E. 2022/1413 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1320
KARAR NO : 2022/1413

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.06.2022
NUMARASI : 2022/165 Esas 2022/566 Karar
BİRLEŞEN İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/273 E.-2022/298 K.
SAYILI DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 07.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.10.2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.06.2022 tarih 2022/165 Esas 2022/566 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi birleşen davada davalı Tasfiye Memuru vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVADA DAVA : Davacı vekili, davacının … Şirketi’den çeşitli tarihlerden tıbbi malzeme alımı yapıldığını, kayıtların SGK’nun Medula sistemine hatalı tanımlanması nedeniyle SGK tarafından Aralık 2021 dönemi aylık hakedişden kesinti yapıldığını, kesinti tutarlarının rücuen tahsili talebiyle SGK ve … Şirketi’ne karşı 13.01.2022 tarihinde İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/13 Esas sayılı dava dosyası kapsamında alacak davası açıldığını, davada şirketin tasfiye sonucunda 28.12.2021 terkin edildiğinin tespit edildiğini, alacak davasının yürütülebilmesi için şirketi ihyasının gerektiğini, belirterek; … Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP : Ticaret Sicil Müdürlüğü, … Şirketinin 22.03.2004 tarihinde kuruluş ile tescil edildiğini, 31.05.2021 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …’nün seçildiğini, 27.12.2021 tarihli genel kurur kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeni ile ünvan ve işletme kaydının ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verildiğini ve 28.12.2021 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak ünvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memuru sorumlu olduğunu belirterek; müdürlüğün yasal hasım olması nedeniyle harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVACI : Davacı vekili, davacının … Şirketi’den çeşitli tarihlerden tıbbi malzeme alımı yapıldığını, kayıtların SGK’nun Medula sistemine hatalı tanımlanması nedeniyle SGK tarafından Aralık 2021 dönemi aylık hakedişden kesinti yapıldığını, kesinti tutarlarının rücuen tahsili talebiyle SGK ve …. Şirketi’ne karşı 13.01.2022 tarihinde İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/13 Esas sayılı dava dosyası kapsamında alacak davası açıldığını, davada şirketin tasfiye sonucunda 28.12.2021 terkin edildiğinin tespit edildiğini, alacak davasının yürütülebilmesi için şirketin ihyasını gerektiğini, tasfiye memuru olarak …’nün atandığını, tasfiye memurunun zorunlu dava arkadaşı olduğunu belirterek; …’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVALI : Davalı tasfiye memuru … vekili, İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/273 Esas sayılı dava dosyası kapsamında tebligat yapmadan savunma hakkı tanınmadan dosya üzerinden birleştirme kararı verildiğini, kararının davalıya tebliğ edilmediğini, birleştirme kararından haricen haberdar olunduğunu, kararına karşı istinaf başvurusunun İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.05.2022 tarih ve 2022/273 E. 2022/298 K. sayılı ek kararı ile reddedildiğini, ek karara karşı 18.05.2022 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, birleşen davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, …’nin tasfiyesinde tasfiye memuru olarak görev yaptığını, davalının tasfiye halindeki şirketin alacak ve borçlarının tasfiyesi için gerekli işlemleri ve gerekli gazete ilanlarını yaparak tasfiye sürecini yasalara uygun olarak tamamladığını, davalının üzerine düşen dikkat ve özeni gösterdiğini, tasfiye işlemlerinin gerçekleştirildiği esnada açılmış olan bir dava veya icra takibi olmadığını, davaların ayrılması gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep emiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın devamını sağlamak amacı ile şirketin ihyasını sağlamak gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, …’nin ihyasına, ek tasfiye işlemleri için son tasfiye memuru olan …’nün atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tasfiye memuru … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/273 Esas – 2022/298 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, birleşen davada istinaf incelemesi sonuçlanmadan karar verildiğini, davaların ayrılması ve birleşen davanın ayrı görülmesi talebi ile ilgili bir karar verilmediğini, tasfiye halindeki şirketin alacak ve borçlarının tasfiyesi için gerekli işlemleri ve gerekli gazete ilanlarını yaparak tasfiye sürecini yasalara uygun olarak tamamlandığını, davalının üzerine düşen dikkat ve özeni gösterdiğini, tasfiye işlemlerinin gerçekleştirildiği sırada açılmış olan bir dava veya icra takibi bulunmadığını, davanın tasfiyeden sonra açıldığını, davalıya atfedilecek kusur bulunmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile, davalı tasfiye memuru hakkında şirketin ihyası talebiyle açılan davada İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.04.2022 tarih ve 2022/273 E. 2022/298 K. sayılı karar ile davanın İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/165 E. Sayılı davası birleştirilmesine karar verildiğini, birleştirme kararına karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, istinaf başvurusunun yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu, birleştirme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/13 E. sayılı rücuen tazminat talepli alacak davasında dava dışı şirketin terkin edildiğinin anlaşılması üzerine verilen süre içerisinde davanın açıldığını, kayıt ve belgelerden tasfiye memuru olarak …’nün atandığının anlaşılması üzere davaya dahil edilmesi usulen mümkün olmadığından davalıya karşı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/723 E. sayılı dava dosyası kapsamında dava açıldığını, söz konusu dava dosyasının İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/165 E. sayılı nolu davası ile birleştirilmesi talebi üzerine dosyasının birleştirilmesine karar verildiğini, davalılar bakımından zorunlu dava arkadaşlığı bulunuğunu, tasfiye edilmiş şirketin borcunun ticari ilişkiye dayanabileceği gibi haksız fiile de dayanabileceğini, belirterek; istinaf talebinin reddine karar verilmesi talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava dosyasından kaynaklı dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Ticaret sicil kayıtlarına göre …’nin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı iken 31.05.2021 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye sürecine girdiği, tasfiye memuru olarak …’nün seçilip görevlendirildiği ve 28.12.2021 tarihinde de ticaret sicilden kaydının terkin edildiği sabittir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü, 547. maddesinde ise tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu durumlarda son tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyasının mümkün olduğu düzenlenmiştir.
Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir. İhya davalarında ticaret sicil müdürlükleri ile ihyası talep edilen şirketlerin son tasfiye memurları zorunlu dava arkadaşı olup, tasfiye memurları davada taraf sıfatının sağlanması suretiyle karar verilmesi gerekir.(Yargıtay 11. HDB’nın 11/09/2018 tarih ve 2018/2588 E. – 2018/5177 K. Sayılı ilamı)
6100 sayılı HMK’nın 166. maddesi gereğince aralarında bağlantı bulunan davaların birleştirilebileceği, 168. maddesi gereğince birleştirme kararına karşı ancak esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabileceği ve bu hususun tek başına hükmün kaldırma sebebi teşkil etmeyeceği belirtilmiştir. Her ne kadar birleşen davada davacı birleştirme kararının kendisine tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de esas ve birleşen davada davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı söz konusu olduğundan her halde bu davaların birlikte yürütülmesi şarttır. Bu nedenle, esas dava dosyası kapsamında birleşen davanın dava dilekçesi ve esas davanın tensip zaptının birleşen davada davalıya usulüne uyğun şekilde tebliğ edilerek cevap ve delillerini bildirilmesi için imkan tanınmış olması karşısında, birleştirme kararının tebliğ edilmemiş olmasına ilişkin usulü eksikliğin davanın esasına bir etkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafından İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/723 E. Sayılı dava dosyası kapsamında davalı tasfiye memuruna karşı dava açılması ve açılan davanın eldeki dava dosyası ile birleştirilerek yargılamaya devam edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacının birleşen dava dosyasında istinaf isteminin reddine dair ek karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusu yerinde değildir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Uyuşmazlığa konu olayda, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/13 Esas sayılı dosyası kapsamında açılan tazminat davasında bu davayla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da bulunmaktadır. TTK 547. maddesine göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve tazminat davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması da gerekmez.( Yargıtay 11. HDB’nın 27.04.2022 tarih ve 2021/9203 E. 2022/3515 K. Sayılı ilamı ) Dolayısı ile davacının İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesindeki derdest davasının görülebilmesi için şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu ve şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesi tarafından yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde
ve verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla davalı tasfiye memurunun istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Birleşen davada davalı Tasfiye Memuru vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Birleşen davada davalı Tasfiye Memuru yönünden istinaf karar harcı olan 80,70+80,70 =161,40 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile birleşen davada davalı Tasfiye Memurunun yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07.10.2022