Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1243 E. 2023/293 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1243
KARAR NO : 2023/293

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.04.2022
NUMARASI : 2021/197 E. – 2022/357 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.02.2023
İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.04.2022 tarih 2021/197 E. – 2022/357 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, davacı …’in banka kredilerini ödeyemesi üzerine davacıların dava dışı …’e giderek borç para istediklerini, karşılığında bono imzalatıldığını, ancak paranın verilmediği gibi bononun da iade edilmediğini, bonoya dayalı takip yapıldığını, belirterek; borçlu olmadıklarının tespiti ile kötünüyet tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava konusu edilen senedin davacılara verilen nakit borç karşılığında imzalanıp verildiğini, para alınmadan senedin verilmesinin oluşa uygun bir iddia olmadığını, bono bedelinin ödenmediğini, belirterek; davanın reddine ile inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların takibe dayanak senetten haberdar olup hile iddiasına dayalı olarak davayı 1 yıllık süre içerisinde açmaları gerektiği, hak düşürücü sürenin geçtiği, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İZMİR BAM 17. HD’NİN 31.12.2020 TARİH VE 2018/1993 E. – 2020/1460 K. SAYILI KALDIRMA KARARI ÖZETİ : Mahkemece davacının dava ettiği şekilde bononun bedelsiz olup olmadığının tespiti için delillerinin toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, belirtilerek; kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KALDIRMA KARARI SONRASI VERDİĞİ KARARIN ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafa verilen kesin süre içinde ihtar edildiği halde yemin metni sunulmadığından davacı tarafın yemin delili ile de davasını ispat edemediği, kesin süre geçtikten sonra sunulmayan yemin deliline dayanılamayacağı, davanın davacı mirasçıların murisi tarafından keşide edilen ve diğer davalı … tarafından kefil sıfatı ile imzalanan bononun ödendiği iddiasın yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, bu konuda tanık deliline dayanılamayacağı, davacının dava konusu senetten dolayı borçlu olmadığını ispat edemediği, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, tanık dinletme taleplerinin kabul edilmediğini, bono bedelinin nakden ödenmediğine dair tanık dinlenmesi gerektiğini, kaldırma kararına uygun şekilde delillerin toplanmadığını, … tarafından yazılan mektubun yazılı delil başlangıcı hükmünde olduğunu, bu kapsamda tanıkların dinlenmesi gerektiği, yargılama sırasında davacıların takibe konu borcu ödemek zorunda kaldığını, davanın istirdat davasına dönüştüğünü, bono bedelinin nakit olarak verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığına dair banka kayıtlarının araştırılması gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile yapılan takip kapsamında bedelsizlik nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ( menfi tespit ) istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın redddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacılar dava dışı …’ten den borç para almak üzere takibe konu senedi imzaladıklarını ancak her hangi bir borç almadıklarını ileri sürmüş, alacaklı davalı ise bononun nakit para karşılığında verildiği savunmasında bulunulmuştur. Davanın kambiyo sendenine dayalı takibe karşı açılması ve iddianın ileri sürülüş şekli karşısında ispat yükü davacı taraftadır. Yargılama sırasında takibe konu alacağın ödenmesi nedeniyle davanın istirdat davasına dönüşmesi de ispat yükünü değiştirmez. Takibe konu bononun borçlusu davacılar, lehtarı ise davalıdır. Takibe konu bono üzerinde nakten verildiğine yönelik bir açıklama bulunmaktadır. Davacılar, bononun bedelsiz olduğu ileri sürmektedir. Takip dayanağı senet kambiyo senedi niteliğinde, bono vasfında olup kayıtsız şartsız borç ikrarını içermektedir. Senedin ihdas nedeni olarak nakten kaydına yer verilmesi nedeni ile senedin bir para borcu için verildiğin kabulü gerekir. Senet nakten düzenlenmiş olup ihdas nedeni davalı tarafından değiştirilmemiştir. Bu nedenle, davacının bedelsizlik iddiasının ancak yazılı delil kanıtlanması gerekir. Bonoya karşı tanık dinlenmesi mümkün değildir. Bono altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul eden davacılar söz konusu borcu ödediğine ya da borcu olmadığına ilişkin, borca esas teşkil eden kambiyo senedine eş değer nitelikte yazılı belge yada delil sunamamıştır. Her ne kadar istinaf ilamı sonrası dava dışı … tarafından dava dışı …’a yazıldığı iddia edilen ad soyad tarih ve imza içermeyen mektubun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu ileri sürülmüş ise de, … bonoya taraf olmadığı gibi davalının temsilcisi olduğuna dair bir delil de ibraz edilmediğinden anılan mektubun yazılı delil başlangıcı olarak kabulü mümkün değildir. Yine, davalın bonodaki nakden kaydı karşısında banka kayıtlarının incelenmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının senede karşı ileri sürüdüğü bedelsizlik iddiasının yazılı delil ile kanıtlanamamış olmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere, bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davacıların istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 179,90-TL’den peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.