Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1239 E. 2023/167 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1239
KARAR NO : 2023/167

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01.06.2022
NUMARASI : 2021/219 E. 2022/362 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 02.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.02.2023
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.06.2022 tarih 2021/219 E. 2022/362 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, davalı …’in kullanımında ve mülkiyeti … Şti’ye ait olan ve davalı sigorta şirketine ZMMM poliçesi ile sigortalı … plakalı kamyonetin çarpması sonucunda …’ın 1 gün sonra 15/08/2015 tarihinde vefat ettiğini, …’in müvekkillerinden … ve …’nin çocuğu, …’nin kardeşi olduğunu, çocuklarının ölümü ile anne baba … ve …’ın onun desteğinden yoksun kaldıklarını ve tüm müvekkillerinin acı ve ızdırap çektiklerini bildirerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 10.000,00 TL maddi tazminatın, davacı … için 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleticelecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi bakımından limit ile sınırlı olmak üzere müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkillerine ödenmesine, davacı … için 200.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için 200.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 27.04.2022 tarihli sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile 10.000,00 TL’lik destekten yoksun kalma tazminatı talebini 92.131,18 TL arttırarak 102.131,18 TL ıslah etmiştir.

CEVAP: Davalılar … ve …. Şti. vekili cevap dilekçesi ile, davacıların desteğinin kullandığı motosikletin müvekkiline ait araca çarpmış olup müvekkilinin ona çarpmadığını, Menemen 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/542 E.sayılı dosyasında müvekkiline yüklenen asli kusurun kazanın oluşumuna uygun olmadığını, gerçekte kusurun diğer tarafta olduğunu, motosiklet sürücüsünün kaza anında alkollü olduğunu ve 0,25 promil alkolün kazanın oluşumunda etkisinin irdelenmediğini, manevi tazminatın yeriz ve fahiş olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili süresinden sonra sunduğu 18/01/2017 muhabere tarihli dilekçe ile, müvekkili şirketin unvanının … Sigorta A.Ş. olarak değiştiğini, diğer davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın 21/03/2015-21/03/2016 vadeli ZMMS poliçesi ile 290.000,00 TL’sına kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davacıların başvurusu üzerine 4100353056/1 nolu hasar dosyası açıldığını, …’ın vefatı sebebiyle 15/12/2015 tarihinde davacılar vekilinin banka hesabına … için 26.657,05 TL ve … için 33.375,24 TL olmak üzere toplam 60.032,29 TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini ve müvekkili sigorta şirketinin ibra edildiğini, müvekkilinin başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkilinin sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile gerçek zarardan sorumlu olduğunu, müvekkilinden kaza tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın davalı sürücünün %70, müteveffanın %30 kusuruyla gerçekleştiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacı annenin 29.36,98 TL, davacı babanın 20.166,27 TL destek tazminatı isteyebileceği, davalı sigorta tarafından dava tarihinden önce davacı anne için 33.375,24 TL davacı baba için 26.657,05 TL ödeme yapıldığı, davalı sigorta bilirkişi raporunda belirlenen miktardan fazla ödeme yapmakla davacıların talep edebileceği bakiye tazminat kalmadığı gerekçesiyle, davacı … ve davacı …’ın destek tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile davacı anne ve baba için ayrı ayrı 30.000,00’er TL, davacı kardeş için 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI : Somut olayda, davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin kullandığı motosiklete davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu kamyonetin çarpması nedeniyle desteğin vefat ettiğini ileri sürerek, karşı araçın sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destek, sürücü ve işletenden manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, dava tarihinden önce davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin davacı anne ve davacı babanın destek tazminatı zararını karşıladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak mahkemece destek şahsın kazadan önce çalışıp çalışmadığı, öğrencilik durumu gibi hususlar araştırılmadığı için aktüerya bilirkişisi tarafından net asgari ücret baz alınarak tazminat hesabı yapılmıştır. Davacılar vekili aktüerya raporuna karşı verdiği itiraz dilekçesinde müteveffanın eğitim durumu ve yapması muhtemel iş dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini bildirmiştir. Dosyadaki soruşturma belgeleri içinde bulunan desteğin kullandığı motosiklette yolcu olan tanık …’ın karakol ifadesinde destek ile birlikte Menemen Endüstri Meslek Lisesi 11. sınıf öğrencisi olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece desteğin ilgili meslek eğitim okulunda öğrenci olup olmadığı, öğrenci ise mezun olacağı tarih araştırılarak, mezun olduğunda mesleğine göre emsal gelir araştırması yapılması, ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirin ne kadar olduğu, mesleğine göre yılın tamamında çalışıp çalışamayacağı gibi hususların sorulması, gerektiğinde bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak desteğin gerçek gelirinin tespiti ile sonucuna göre hesaplama yapılması gerekirken davanın esasına etkili bu delil toplanıp değerlendirilmeden yetersiz araştırmayla karar verilmesi doğru görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 17. H.D’nin 25.12.2018 tarih 2018/782E 2018/12692K kararı da aynı yöndedir.
Yine davacılar vekili aktüerya raporuna karşı itirazlarında yetiştirme gideri indirimine karşı çıkmıştır. Hükme esas alınan aktüerya raporunda anne babanın yetiştirme gideri asgari ücretin % 15’i üzerinden ayrı ayrı hesaplanarak tazminattan düşülmüştür. Oysa ki Yargıtay 17 H.D’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere 17 yaşında olan desteğin ölümü sebebiyle, annenin çalışıyor olması halinde hem anne hem de baba yönünden hesaplanacak tazminattan, asgari ücretin % 5’i oranında; annenin çalışmayıp aile ekonomisine katkısının bulunmadığının tespiti halinde ise, sadece baba yönünden hesaplanacak tazminattan asgari ücretin %5’i oranında yetiştirme giderinin indirilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 02.03.2020 tarih 2019/2559E 2020/2414TK). Mahkemece öncelikle gelir hususu araştırılarak açıklanan ilkeler uyarınca ek bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN SONRAKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi rapor ve ek raporu, tüm dosya kapsamına göre, olay gün ve saatinde davalı sürücü …’in idaresindeki kamyonet ile kontrolsüz dönel kavşaktan dönüş yaparken, soldaki bölünmüş yoldan gelen trafiği kontrol edip ilk geçiş hakkını bu yönden gelen trafiğe vermesi gerekirken sol şerit üzerinde bölünmüş yoldan gelen ve kavşağı direk geçmek isteyen sürücü …’ın idaresindeki motosikletin ön kısmı ile aracın sol arka kapı kısmından çarptığı, bu durumda sürücü …’in 2918 sayılı Kanunun 84/h maddesinde öngörülen asli sürücü kusurlarından “kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” kusurunu işlemesi ve ilgili yönetmeliğin 109/b.4 maddesine aykırı olarak kavşak sistemine dalgın, dikkatsiz ve tedbirsiz girmesi sonucunda kazanın oluşumunda asli (%70 oranında) kusurlu olduğu; davacılar … ve …’ın ortak çocuğu sürücü …’ın araçların kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmalarını, hızlarını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmalarını zorunlu kılan 2918 sayılı Kanunun 52.maddesine uymadığı, kavşak sistemine hızını azaltmadan seyir hızı ile dalgın ve dikkatsiz girdiği, sağdan kavşağa giren ve sol şeride kadar gelen aracı görüp tedbir alması gerekirken bu tedbiri almadığı için sözü edilen kanunun 50 ve 52.maddelerine aykırı davrandığı, kazanın meydana gelmesinde tali (%30 oranında) kusurlu olduğu kanaatine varılmış, davalı sigorta şirketi tarafından 15/12/2015 tarihinde destekten yoksun kalma tazminatı olarak davacılardan …’a 33.375,24 TL, …’a 26.650,05 TL ödendiği ve her ikisi tarafından ibraname imzalanmış olduğu, ödeme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan hukuk normları ve içtihatlar çerçevesinde PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre davacı … yönünden 29.478,06 TL, davacı … yönünden 20.313,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı ve bu tutarların ödenen tutarların çok altında olduğu, ödeme tarihinden sonra Yargıtayca benimsenen içtihat çerçevesinde TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre davacı … yönünden 37.236,99 TL, davacı …. yönünden 23.383,88 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, taraflar arasındaki destekten yoksun kalma zararına ilişkin uyuşmazlığın yürürlükteki hukuk normlarına göre sona erdirilmesinden (15/12/2015 tarhinden) sonra uyuşmazlığa uygulanan hukuk kuralının iptal edilmesi ya da yürürlükten kaldırılması veya Yargıtayın içtihat değişikliğine gitmesi lehine olan tarafa yeni bir hak (sonradan yürürlüğe giren metoda göre davacıların destekten yoksun kalma zararının fazla olması nedeniyle) bahşetmez. Aksi düşünce evrensel hukuk ilkelerinden olan “hukuki güvenlik-hukuki işlem güvenliği” ilkesine ters düşer. Zira, yapılan hukuki işlemin (destekten yoksun kalma zararının tamamen ödenmesine ilişkin) geçerli ve bağlayıcı olduğuna dair tarafların duyduğu güvenin korunması gerekir. Ayrıca savunmada da ileri sürüldüğü gibi Menemen 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/542 E.sayılı dosyası ile adı geçen davacıların murisi …’ın motosiklet kullanırken kask ya da rüzgar önleyici gözlük tertibatının bulunmadığı, bu açıdan ölüm nedeni de dikkate alındığında müteveffanın olayın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğu, Yargıtay içtihatları çerçevesinde bu durumun %20 oranında tazminattan indirimi gerektirdiği, %20 oranında indirim yapıldığında davacı …’ın sonradan yürürlüğe giren metoda göre hesaplanan destekten yoksun kalma zarar miktarının da yapılan ödeme tutarının altında kaldığı kanaatine varılmıştır. Bu açıklamalar ışığında, davacılar … ve …’ın müteveffa …’ın desteğinden yoksun kaldıkları için uğradıkları zararların 15/12/2015 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından tamamen, hatta fazlasıyla tazmin edilmesi, böylece ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin hem de bu teminattan faydalanan araç sürücüsü davalı … ve araç işleteni davalı … Şti.nin destekten yoksun kalma zararına ilişkin borçlarının sona ermesi karşısında adı geçen davacıların maddi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir. Manevi tazminat istemine gelince; davacı …’ın Menemen ilçesinde eşine ait evde ikamet ettiği, 1.200,00 TL emekli maaşı aldığı, davacı … ile evli olan davacı …’ın ev hanımı olduğu, iki çocuklarının bulunduğu; davacı … ‘ın diğer davacıların çocuğu olduğu ve onlarla birlikte oturduğu, ana okulu öğretmeni olduğu, evli ve 1 çocuklu olduğu; davalı …’in kendisine ait evde oturduğu, aylık 3.800,00 TL emekli maaşı aldığı, evli ve 2 çocuklu olduğu, lise mezunu olduğu belirgindir. Olayın meydana gelmesinde müteveffa ve davalı sürücünün kusur durumları, olayın özelliği, paranın alım gücü, ülkenin ekonomik şartları, olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların müteveffa …’a yakınlık dereceleri dikkate alınarak müteveffa … ‘nun kazada ölümü nedeniyle TBK’nun 56/2.madde hükmü uyarınca davacı anne … ve baba … için ayrı ayrı 30.000,00 TL, kardeş … için 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemleri yerinde görülmeyerek, davacı … ve … tarafından dava dilekçesi ve miktar arttırım dilekçesi ile tüm davalılar hakkında açılan maddi tazminat davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, maddi tazminat hesabı yapılırken PMF Yaşam Tablosu yerine TRH 2010 Yaşam Tablosunun kullanılması gerektiğini, bu nedenle hesaplanan maddi tazminatın ve mahkemece hükmedilen manevi tazminatın düşük olarak mahkemece takdir edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 14.08.2015 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası sebebiyle BK 49, Karayolları Trafik Kanunu 85 ve ZMMS poliçesine dayalı olarak, trafik kazasından kaynaklı ölüm sebebiyle karşı araç sürücüsü işleteni ve ZMMS sigortasından maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın maddi tazminat istemi yönünden tüm davalılar hakkında ayrı ayrı reddine, manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince taraf delillerinin toplanıldığı, Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/542 Esas sayılı dosyasının getirtildiği, araçlara ilişkin trafik belgelerinin ve sigorta poliçelerinin dosyaya kazandırıldığı, taraflara dair ekonomik ve sosyal durum araştırmalarının yaptırıldığı, bilahare dosyanın kusur durumunun tespiti yönünden bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen 04.04.2017 tarihli kusur raporunda … ve … plaka numaralı araçların çarpışmaları sonucu 14.08.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı sürücü …’in idaresindeki … plakalı kamyoneti ile kontrolsüz dönel kavşaktan dönüş yaparken, soldaki bölünmüş yoldan gelen trafiği kontrol edip ilk geçiş hakkını bu yönden gelen trafiğe vermesi gerekirken sol şerit üzerinde, bölünmüş yoldan gelen ve kavşağı direk geçmek isteyen sürücü …’ın idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısmı ile aracın sol arka kapı kısmından çarptığı belirlendiğinden sürücü …’in bu fiilleriyle 2918 Sayılı Karayulları Trafik Yönetmeliğinin 109.maddesinin b bendinde belirtilen kurallara riayet etmediği , kavşak sistemine dalgın, dikkatsiz ve tedbirsiz girerek 2918 sayılı kanunun 84/h maddesinde belirtilen asli sürücü kusurlarından “kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” kusurunu işlediği ve kazanın oluşunda asli kusurlu kanumunda (%70) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ın araçların kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmalarını, hızlarını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmalarını zorunlu tutan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52. maddesine riayet etmediği, kavşak sistemine hızım azaltmadan seyir hızı ile dalgın ve dikkatsiz girdiği, sağdan kavşağa giren ve sol şeride kadar gelen aracı görüp tedbir alması gerekirken bu tedbiri almadığı belirlendiğinden 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 50 ve 52. Maddesine muhalefet ettiği ve kazanın oluşunda tali kusurlu konumunda (%30) oranında kusurlu olduğuna dair bilirkişi raporu olayın oluş şekline uygun, hükme esas almaya elverişli ve yeterli mahiyette görülmüştür. Öte yandan mahkemece Dairemizin kaldırma kararından önce verilen hükümde müterafik kusur durumunun tartışılmadığı, ancak istinafa konu edilen kararda müterafik kusurun tartışılarak Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/542 Esas sayılı dosyasında …’ın olay sırasında motosiklet kullanırken kask yada rüzgar önleyici tertibat kullanmaksızın motosikletle yolculuk yaptığı, yine ceza dosyası içerisinde alınan otopsi raporundaki ölüm sebebi dikkate alındığında bu durumun vefat eden sürücü yönünden müterafik kusur olarak değerlendirilerek tazminat hesaplamasında dikkate alınması yerinde görülmüştür.
Dairemizin kaldırma kararından sonra eksiklikler giderilerek dosyanın evvelce dosyanın tevdi edildiği bilirkişiye verildiği, kaldırma kararında belirtilen hususları kapsar ek rapor tanziminin istenildiği, aktüerya bilirkişisi tarafından dosyaya sunulan 24.02.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda yetiştirme giderinin %5 oranında uygulanarak gerek PMF 1931 tablosu gerekse TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak alternatifli hesaplamanın yapıldığı, TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre davacı … için ayrıntıları bilirkişi rapor ve ek raporunda tablolarla detaylandırılan 37.236,99 TL DYKT hesaplandığı, sigorta şirketinin davacı anneye ödemiş olduğu 33.375,24 TL’nin düşümü ile bakiye farkın 3.861,75 TL olarak hesaplandığı, davacı baba … için 23.383,88 TL DYKT alacağı hesaplandığı, sigorta şirketinin davacı babaya ödemiş olduğu 26.657,05 TL dikkate alındığından bakiye destekten yoksun kalma tazminatı alacağının bulunmadığı, yine TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre davacı anne bakımında güncel 2022 yılı verileri ile hesaplama yapıldığı, sigorta şirketi ödemesinin güncellenerek mahsup edildiğinde bakiye zararın 102.131,18 TL olarak hesaplandığı, işbu raporun denetime ve hükme esas almaya elverişli nitelikte tanzim edildiği, bu bağlamda belirlenen maddi tazminat tutarından İDM’ce müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle talep edilen maddi tazminat istemi yönünden davalılar hakkındaki davanın ayrı ayrı reddine karar verilmesinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Her ne kadar davacılar vekili tarafından TRH 2010 Tablosunun esas alınarak hesaplama yapılması talep edilmiş ise de, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporda bu tablonun da yer aldığı alternatifli rapor tanzim edildiği görülmekle davacılar vekilinin istinaf istemi yerinde değildir.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve sosyal yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında makul ve ılımlı bulunmuş olmakla manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 322,80 TL’nin mahsubu ile bakiye fazla 142,90 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02.02.2023