Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1191 E. 2022/1500 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1191
KARAR NO : 2022/1500

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.02.2018
NUMARASI : 2017/192 Esas – 2018/169 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
DAVA TARİHİ : 22.02.2017
KARAR TARİHİ : 21.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.10.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.02.2018 tarih 2017/192E, 2018/169K sayılı kararı hakkında Dairemizce verilen 23.09.2020 tarih 2018/1093E, 2020/798K sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 31.03.2022 tarih 2020/7398E, 2022/2648K sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin 29.09.2016 tarihinde davalı bankadan yıllık % 18 faiz ile 5 yıl vadeli 6.300.000,00 TL kredi kullandığını, müvekkilinin vadesinden önce kredi borcunu kapatmak istediğini, davalının müvekkilinden 134.000,00 TL kredi kullanım komisyonu, 17.533,00 TL BSMV, 877.850,00 TL erken kapama ücreti olmak üzere toplam 1.029.383,00 TL tahsil ettiğini, müvekkilinin itirazi kayıtla ödeme yaptığını, haksız ödemenin tahsili için davalı bankaya gönderdiği ihtarnameden sonuç alamadığını, davalının eyleminin 4054 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca yasaya aykırı olduğunu, elde ettiği menfaatin 3 katı oranında tazminat ödemesi gerektiğini, TBK’nın 20. maddesi uyarınca genel işlem şartı taşıyan sözleşmenin uygulanmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürerek, 1.275.220,00 TL’nin hesaba girdiği tarihten itibaren en yüksek banka mevduat faizi-avans faizi ile tahsiline, 4054 sayılı Kanunu 4. maddesi atfıyla 58. maddesinde bildirilen 3 katı tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, genel kredi sözleşmesinin Erken Geri Ödeme Başlıklı 12.1. maddesi ve Ticari Kredi Erken Kapama Taahhütnamesi uyarınca 877.849,35 TL erken kapama komisyonu, 99.225,00 TL kredi kullandırma komisyonu olmak üzere toplam 1.029.383,00 TL tahsil edildiğini, davacının basiretli tacir olarak imzaladığı sözleşme ile bağlı olduğunu, genel kredi sözleşmesinin 12. maddesi uyarınca bankanın erken ödeme ücreti ve komisyonu alabileceğini, sözleşmenin eki olan Ticari Kredi Erken Kapama Taahhütnamesininde davacının vadesinden önce kapatılan kredinin kalan ortalama bakiyesi üzerinden kredi vadesi sonuna kadar olan süre için yıllık % 4 üzerinden hesaplanacak erken kapama komisyonu ödeyeceğinin belirtildiğini, genel kredi sözleşmesinin 10. maddesi uyarınca müvekkilinin kredi komisyonu tahsil edebileceğini, müvekkilinin kartel oluşturduğuna dair regülatör kurum tarafından yapılmış bir tespit bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının imzasının bulunduğu Ticari Kredi Kullandırma talimatında kredi tahsis komisyonunun % 2, yine Ticari Kredi Erken Kapama Taahhütnamesi başlıklı belgede erken kapama komisyonunu yıllık % 4 olarak belirtildiği, davaya konu kesintilerin sözleşme içeriğine ve ekindeki taahhütlere uygun olduğu, tacirlerin açık beyanları karşısında diğer bankalardan benzer olaylarda ne oranda kesinti yapıldığı yönünde araştırmanın olaya etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dosyaya sunulan bilirkişi raporunun davayı aydınlatmaktan çok uzak teknik olarak yetersiz olduğunu, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması yönündeki isteklerinin reddedildiğini, müvekkili ile davalı banka arasında yapılan sözleşmenin TBK’nın 19, 20, 24. maddeleri uyarınca genel işlem şartlarına aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin beş yıllık krediyi dört yıl önce ödediğini, yıllık % 4 olmak üzere toplamda %16 oranında erken ödeme komisyonu tahsil edildiğini, bilirkişi raporunda diğer bankalarca alınan erken ödeme komisyonlarının % 2 ile % 4 olarak bir defaya mahsus erken ödeme komisyonu olarak saptandığını, davalı bankanın sözleşmenin imzalanması sırasında müvekkili karşısında güçlü konumda olduğunu, müvekkilinin ticari hayatının sürmesi için hayır deme imkanı bulunmadığını, tüm bankalarda uygulanan ve de uygulanması gereken kredinin kapanması anında kapama bakiyesi üzerinden bir defaya mahsus tahsilat yapılması gerektiğini, bankanın bu şekilde fahiş kar elde ettiğini, Yargıtay bazı kararlarında bir defaya mahsus olarak sözleşmede belirtilen oranda ve diğer bankalarla eşitlik ilkesi gereğince en düşük erken ödeme komisyonu kesileceğini belirttiğini, mahkemenin taahhütnamenin hangi şartlarda imzalandığını nazara almadan müvekkilinin sırf tacir olduğu için davayı reddetmesinin müvekkilinin sömürülmesine sebep olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan kredinin erken ödenmesi nedeniyle fazladan tahsil edildiği ileri sürülen erken kapama, kredi tahsis komisyonunun tahsili ve tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davacı şirketin 29.09.2016 tarihli genel kredi sözleşmesini imzaladığı, Ticari Kredi Kullandırma Talimatında kredi tutarının 6.300.000,00TL, kredi faizinin yıllık % 18, vadenin ilk yıl ödemesiz kalan yıllar aylık eşit taksit ödemeli toplam 5 yıl vadeli, kredi komisyonunun % 2 devrevi olarak belirlendiği, sözleşmenin 10. maddesinde bankanın komisyon alabileceği belirtildiği, aynı sözleşmenin “Erken Ödeme” başlıklı 12.1. maddesinde de bankanın erken ödeme nedeniyle erken ödeme tarihi ile belirlenen vade tarihi arasında mahrum kalacağı faiz tutarına ya da anılan miktarı başka bir kaynakta değerlendirmiş olsaydı elde edeceği gelire göre belirleyeceği miktarda bir erken ödeme ücreti talep edebileceği ifade edildiği, 29.09.2016 tarihli “Ticari Kredi Erken Kapama Taahütnamesi” başlıklı belgede erken kapama halinde kapatılan kredinin kalan ortalama bakiyesi üzerinden kredi vadesi sonuna kadar olan süre için yıllık % 4 üzerinden hesaplanacak erken kapama komisyonunun bankaya ödeneceği yönünde taahhütte bulunduğu, davacı şirketçe henüz aylık 228.392,44 TL’lik taksitler başlamadan kredi çekilmesinden 4 ay sonra 16.01.2017 tarihinde 6.300.000,00 TL kredi bedeli, 35.666,86 TL ödeme tarihine kadar tahakkuk eden faiz, 836.047,00 TL erken kapama komisyonu, 94.500,00 TL kredi tahsis komisyonu ve bunların BSMV’si olmak üzere toplam 7.645.274,55 TL ödenerek kredi borcu kapatılmış olduğu, borcu taksitler halinde vadesinde ödemesi halinde 4.440.797,50 TL faiz ödemesi gerektiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda erken kapama işleminden önce 14.10.2016 tarihinde kredi tahsis komisyonu olarak 33.075,00 TL’lik tahsilat daha yapıldığı, böylelikle BSMV ile birlikte toplam tahsil edilen kredi tahsis komisyonunun 132.300,00 TL(BSMV dahil) olduğu belirtmiştir. Davacı taraf, erken kapama komisyonu ve kredi tahsis komisyonun tahsil edilmesinin TBK’nın 19 ve 20. maddelerinde belirtilen genel işlem şartlarına aykırı olduğunu savunarak fazladan yapılan tahsilatın iadesini istemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda emsal banka uygulamalarına göre toplam % 2 oranına denk gelen kredi tahsis komisyonu ile kalan borç üzerinden yıllık % 4 oranında erken kapama komisyonu tahsilinin sözleşme hükümlerine ve davalı bankanın 26.12.2013 tarihli Merkez Bankasına yaptığı bildirime uygun olduğu, emsal banka uygulamaları % 2-%3 oranında olup emsal banka uygulamalarından yüksek olduğu ancak yapılan tahsilatın bankacılık teammüllerine ise uygun olduğu rapor edilmiştir. Mahkemece dava konusu kesintilerin sözleşme içeriği ve ekindeki taahhütlere uygun olduğu, diğer bankaların uygulamalarının araştırılmasının sonuca etkili bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Dairemizce sözleşme tarihi öncesinde davalı bankanın Merkez Bankasına bildirdiği erken kapama komisyonu ve kredi tahsis komisyonlarının ne olduğunun sorulması, emsal araştırması yapılan bankalardaki kredi kapama komisyonunun yıllık mı tek seferde mi tahsil edildiğine dair yazılar yazılıp bilirkişi raporu alınmak üzere HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılmıştır. Bankacı bilirkişi … raporunda, bankanın kredi kullandırma talimatında krediden devrevi % 2 kredi kullandırma komisyonu alacağını belirttiği, kredi kapatılırken yapılan tahsilatın %1,5 oranına denk geldiği, emsal banka uygulamalarının % 2 olması nedeniyle davalı bankanın önceden belirtiği orandan daha az kredi tahsis komisyonu tahsil ettiği belirtmiştir. Bilirkişi raporunda davacıdan erken kapama öncesinde 14.10.2016 tarihinde yapılan 33.075,00 TL’lik kredi tahsis komisyonu hesaba katılmamış ise de mahkemece alınan bilirkişi raporda bu tahsilat dahil edildiğinde % 2 oranında kredi tahsis komisyonu tahsil edilmiş olduğu hesaplandığından davacılar vekilinin 33.075,00TL’lik fazladan kredi tahsis komisyonu tahsilinin incelenmediğine dair rapora itirazları dikkate alınmamıştır. Bilirkişi raporunda erken kapama komisyonu yönünden sözleşmenin 12.1. maddesine göre yapılan hesaplamaya göre bankanın erken kapama nedeniyle faiz kaybının 1.251.665,56 TL olduğu, davalı bankanın TCMB bildirdiği erken kapama komisyonunun kredinin kalan ortalama bakiyesi üzerinden kredi vadesi sonuna kadar olan süre için yıllık % 4 olup buna göre 4 yıl 8,5 ay baz alındığında 1.184.054,80 TL, 4 yıl baz alındığında ise 1.008.000,00 TL’ye tekabül etttiği, davalı bankanın daha düşük olan 836.047,00TL erken kapama komisyonu tahsil ettiği, … A.Ş’nin % 10, … Bankası A.Ş’nin kalan anapara borcu x kredinin vadesine kalan ortalama yıl sayısı x % 4, … Bankası her yıl % 2, … Bankası ana para üzerinden % 2, … A.Ş.’nin % 5 olarak ekren kapama komisyonu uyguladığı, 5 bankanın oranı dikkate alındığında ortalama 23/5 = 4,60’a tekabül ettiği, 4 yıl üzerinden hesaplama yapıldığında erken kapama komisyonunun 1.159.200,00 TL’ye isabet ettiği, davalı bankanın daha düşük erken kapama komisyonu aldığı rapor edilmiştir.
Davacı vekili, başka bankalardan da örnek uygulamanın sorulması gerektiğini, çoğu bankada erken kapama oranı % 2 iken sadece bir bankada % 10 olduğunu, ortalama alınırken fahiş olanın çıkartılması gerektiğini, bilirkişinin kalan her yıl için % 4,6 değil tek seferde bu oranı uygulaması gerektiğini, erken kapama için genel uygulamanın yılık değil tek seferde ve fahiş olmayan %2 olduğunu, 10.02.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 11/3. maddesinde erken ödeme halinde bankaya erken ödenen tutarın kalan vadesi yirmi dört ayı aşmayan kredilerde yüzde birini, kalan vadesi yirmi dört ayı aşan kredilerde ise yüzde ikisini geçemeyeceğinin belirtildiğini, istinaf dilekçelerinde başkaca talepleri de olmasına rağmen kredi kapama komisyonu, haksız tutarların BSMV’si, haksız alınan tutarların ödeme tarihinden itibarin faizi ile 4054 sayılı K.4. madde ile 58. maddesinde yer alan 3 katı tazminat hakkında inceleme yapılmadığını belirterek rapora itiraz etmiştir. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf incelemesi yapılmış olup istinaf dilekçesinde açıkca kredi tahsisi komisyonu ile ilgili net bir itiraz bildirilmemiş, ancak erken kapama komisyonu ile ilgili ayrıntılı itirazda bulunulmuştur. İstinaf dilekçesinde bilirkişi raporuna itiraz edildiğine dair genel ifadeye yer verilmiş olup mahkemenin aldığı bilirkişi raporunda kredi komisyonu hesap edildiğinden reddedilen kredi tahsis komisyonuna ilişkin de istinaf başvurusunda bulunduğu kabul edilse bile Dairemizce alınan bilirkişi raporunda zaten kredi komisyonu ile ilgili de inceleme yapıldığından bu yönündeki bilirkişi raporuna itirazlar haklı bulunmamıştır. Tazminat istemiyle ilgili olarak mahkemece açık bir gerekçeye yer verilmemiş olsa da davanın reddiyle bu talebin de reddedildiği anlaşılmakta bu talep yönünden açıkca istinaf yoluna başvurulmadığından bu talep yönünden bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. Kaldı ki 4054 sayılı Kanun uyarınca tazminat isteneme şartları da bulunmamaktadır. Yine bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davalı bankaya ait erken kapama komisyon oranın tek seferde % 2, kredi tahsis komisyonu oranlarının % 0.025 olarak gözüktüğü ticari masraf komisyon ücretleri başlıklı belge eklenmiş ise de Dairemizce T.C Merkez Bankasına yazılan yazıya davacı bankanın kredi sözleşmesinin imzalandığı ve borcun kapatıldığı dönemi kapsayan 01.01.2016 – 13.08.2017 tarihleri için kalan bakiye üzerinden yıllık % 4 oranında erken kapama, yine kredi sözleşmesinin imzalandığı ve borcun kapatıldığı dönemi kapsayan 01.01.2016 – 31.12.2017 tarihleri arasında % 1, minimum 250 TL, maksimim % 5 oranında kredi tahsis komisyonu tahsil edileceğine dair ilan yapıldığı bildirilmekle davacılar vekilinin sözleşme ve erken ödeme tarihinden sonraki dönemlere ilişkini istinaf aşamasında sunduğu belgelere itibar edilmemiştir.
İlk derece mahkemesi karar tarihinde ticari kredilere ilişkin erken kapama ve kredi tahsis komisyonu ile ilgili alacak davalarının temyiz incelemesi Yargıtay 11. Hukuk Dairesince, aynı konuda itirazın iptali şeklinde açılan davaların temyiz incelemesi ise Yargıtay 19. Hukuk Dairesince yapılmaktaydı. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin erken kapama komisyonu ile ilgili kararları değişkenlik göstermekle birlikte son dönemdeki kararlarından sözleşme tarihine göre ikili ayrıma gittiği, 818 sayılı Borçlar Kanunun zamanında düzenlenen sözleşmeler yönünden sözleşmede bir oran belirtilmesi halinde bu oran, bir oran belirtilmemesi halinde bankanın T.C. Merkez Bankasına bildirdiği oran, bu da yok ise emsal banka uygulamalarına göre makul bir oran belirlenmesi gerektiği, sözleşme tarihi 6098 sayılı TBK döneminde ise sözleşme hükümleri yönünden aynı yasanın 19, 20 . maddesi uyarınca genel işlem koşulları yönünden incelemeye tabi tutulması, kredi sözleşmelerinde yer alan masraf tahsiline ilişkin hükümlerin yazılmamış sayılması sebebiyle oluşan boşlukların öncelikle bankanın 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3., 4. ve 6/2 maddeleri uyarınca belirleyip ilan ettiği oranlar, bankanın bu yönde yapmış olduğu bir ilan bulunmadığının tespit edilmesi halinde ise emsal banka uygulamaları gözetilerek doldurulması gerektiği yönündedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16.12.2019 tarih 2018/4910 E – 2019/8174 K, 30.09.2019 tarih 2018/5750 E – 2019/5991 K, 26.09.2019 tarih 2018/4650 E – 2019/5901 K sayılı kararları). Dava konusu sözleşmede, erken kapama taahhütnamesinde ve kredi kullandırma talimatında oranlar mevcut olup bu oranların davacı tarafından önceden müzakere edildiğine dair somut bir delil bulunmadığı için genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükümler geçersiz sayılabilir ise de istinafa konu dosyada Dairemizce T.C. Merkez Bankasına yazı yazılmış, ilgili kurumca verilen cevapta davalı bankanın dava konusu kredi sözleşmesinin imzalandığı ve borcun kapatıldığı dönemi kapsayan 01.01.2016-13.08.2017 tarihleri için kalan bakiye üzerinden yıllık % 4 oranında erken kapama, yine kredi sözleşmesinin imzalandığı ve borcun kapatıldığı dönemi kapsayan 01.01.2016-31.12.2017 tarihleri arasında % 1, minimum 250 TL, maksimim % 5 oranında kredi tahsis komisyonu tahsil edileceğine ilişkin bildirimde bulunduğu belirtilmiştir. Davalı bankanın bu bildirime uygun olarak iki seferde olmak üzere toplam % 2 oranında kredi tahsis komisyonu uyguladığı, yine bu bildirime (yıllık %4) göre 1.184.054,80 TL erken kapama komisyonu uygulaması gerekirken bunun da altında 836.047,00 TL erken kapama komisyonu uygulayarak fazladan tahsilat yapmadığı anlaşılmıştır. Basiretli bir tacirin seçenek özgürlüğü içinde kendisine en uygun kredi şartlarını sağlayan banka ile sözleşme yapması icap eder. Kredi kullanan tacirin bankaların uyguladığı erken kapama oranı ve diğer masrafları araştırması, bankalarla müzakere etmesi, T.C. Merkez Bankasına bildirilen masrafları öğrenmesi bir tacirden beklenmesi gereken bir durumdur. Sözleşmenin orana ilişkin kısımları önceden müzakere edilmediği için genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi durumunda kredi kullanan tacirin bankanın internet sitesinde de yayınlanan T.C. Merkez Bankasına bildirdiği erken kapama komisyonu ve masrafından haberdar olması gerektiği için Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yukarıda anılan kararlarında belirtildiği üzere bu boşluğun bankanın T.C. Merkez Bankasına bildirdiği oran üzerinden belirlenmesi gerektiği kanaatiyle davalı bankanın fazladan tahsilat yapmadığı sonucuna varılmıştır.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 07.07.2020 tarihli kararıyla 19. Hukuk Dairesi kapatılarak işleri 11. Hukuk Dairesi’ne devredilmiş olmakla Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin uygulamaları da dikkate alınarak uyuşmazlığın incelenmesi gerekmektedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 08.05.2019 tarih 2018/426 E, 2019/3029 K sayılı kararında sözleşmedeki erken ifa hali her iki tarafın menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olduğundan genel işlem şartı olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı, sözleşmede bir oran belirlenmiş ise bu oranın uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Böylelikle Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 6098 sayılı TBK’dan sonra düzenlenen sözleşmelerde aynı yasanın 19, 20 maddeleri uyarınca genel işlem koşullarına yönelik denetim yapılmaması, sözleşmedeki oranın uygulanması görüşünde olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki dosyada taraflarca imzalı Erken Kapama Taahhütnamesinde kalan ana para üzerinden yıllık %4 oranında erken kapama komisyonu tahsil edileceği, yine taraflarca imzalı Ticari Kredi Kullandırma Talimatında da % 2 kredi tahsis komisyonu uygulanacağı belirtilmiş olup, davalı bankaca taahhütnamede belirtilenden daha az erken kapama komisyonu tahsil edildiğinden yine Ticari Kredi Kulladırma Taahhütnamesinde belirtilen orana denk gelecek şekilde (%1,5+% 0,5=%2) kredi tahsis komisyonu uygulandığı tespit edildiğinden davalı bankanın fazladan tahsilat yapmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda gerek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin gerekse kapatılan Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin kararlarına göre yapılan incelemede davalı bankaca fazladan erken kapama komisyonu ve kredi tahsis komisyonu tahsil edilmediğinden Dairemizce yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair verdiği karar sonucu itibariyle doğru bulunmakla 22.07.2020 tarih 7251 sayılı Kanunun 36. maddesiyle değişik HMK’nın 356/2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Kararımızın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. H.D’nin 31.03.2022 tarih 2020/7398E 2022/2648K sayılı kararıyla Dairemizce yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği, esastan red kararı verilemeyeceği belirtilerek Dairemizin kararı bozulmuştur. Bozmaya uyulmakla bozma ilamına uygun şekilde ilk derece mahkemesi kararında olduğu gibi davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 17.579,29 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 17.498,59 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 130.350,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21.10.2022