Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1178 E. 2022/1260 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1178
KARAR NO : 2022/1260

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.06.2022
NUMARASI : 2022/693 Esas
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 19.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.09.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.06.2022 tarih 2022/693 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili, davalı …’nın müvekkili şirketin önceki hakim ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalı … ve dava dışı oğlu …’nın bir süre şirketi birlikte idare ettiklerini, daha sonra …’nın kendisine ait payları devrederek ortaklıktan ayrıldığını, dava dışı …’nın şirketin tek yetkili ortağı olduğunu, Muğla İli, … ilçesi … mah. … ada … parselde tapuya kayıtlı olan taşınmazın davalının ortak bulunduğu dönemde müvekkili şirketin mal varlığı ile alındığını, ancak davalının hakim ortak olması nedeniyle kendi adına tapuya kayıt ve tescilini yaptırdığını, muhtelif tarihlerde yine şirket hesabından harcanan paralarla bu arsa üzerine konut inşa edildiğini, davalının tamamına yakın kısmı müvekkili şirkete ait parayla ve son bölümü de oğlu şirket ortağı …’nın parasıyla inşa edilmiş olan bu taşınmazı ikamet maksadıyla …’ya tahsis ettiğini, inşaat işlerinin tamamen davalının bilgisi ve rızası ile yapıldığını, daha sonra davalı ile aile içi sıkıntıların yaşandığını, davalının oğlu …’ya husumet duymaya başladığını, dava konusu taşınmazı şirkete devredeceğini vaaddetmesine rağmen bu vaaddini yerine getirmediğini iddia ederek, dava konusu taşınmazın halen davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili şirket adına tapuya tescil edilmesine, dava konusu taşınmazın hükmün kesinleşmesine kadar başkalarına satış ve devrinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine karar verilmesini, bu taleplerinin uygun görülmemesi halinde terditli talepleri doğrultusunda arsa üzerine yapılan binanın rayiç bedelinin tespiti ile şimdilik 250.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı, davacı şirketin şu an sahibi ve temsilcisi olan dava dışı oğlu …’nın şirket ortağı iken şirketi temsilde önemli hatalar yapması üzerine hisselerini 2009 yılında …’ya devrettiğini, kendisinin …’ya vekalet vererek bilgisi ve kontrolü altında şirket işlemlerinin yürütüldüğünü, …’nın şirketin gelişiminde kendisinin bilgisi ve talimatı dışında hiçbir katkısının olmadığını, kendisinin ve şirketin diğer ortağı olan eşi …’nın şirketteki tüm hisselerini 04.06.2020 tarihinde oğlu …’ya devrettiklerini, …’nın tek başına şirketin sahibi ve temsile yetkili kişisi olduğunu, dava konusu taşınmazın bedelini kendi mal varlığından ödeyerek 18.05.2017 tarihinde satın aldığını, bu taşınmazın şirketin mal varlığı ile ilgisinin bulunmadığını, taşınmazı satın aldığı dönemde …’nın şirketle ilgisinin bulunmadığını, arsa üzerine imar durumuna ve mimari projesine uygun yapı inşa ettiğini, yapı kullanım iznini aldığını, taşınmazda ikamet etmeye başlayan …’nın mimari projesine ve imar durumuna aykırı onarım ve tadilatlar yaptığını, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/5313 soruşturma sayılı dosyasında başlatılan tahkikat sonucunda hem kendisinin hem de …’nın ifadelerinin alındığını, …’nın ifadesinde dava konusu evi kendisinin yaptırdığını kabul ettiğini, taşınmazı davacı şirkete devredeceğine dair bir vaadinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı şirket tarafından davalı adına kayıtlı taşınmazın davacı şirketin mal varlığı ile alındığı ve üzerindeki yapının da şirket hesabından harcanan paralarla inşa edildiği belirtilerek üçüncü şahıslara devredilmesinin önlenmesi amacı ile tedbir konulması talep edilmiş olmakla, uyuşmazlığın doğrudan dava konusu taşınmaza ilişkin olduğu, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen harcama belgelerinin taşınmazın edinildiği tarih ile yapı kullanma izin belgesi alınan tarihler arasındaki dönemlere ait olduğu, ancak bu dönemde davalının davacı şirketin tek yetkilisi ve tek ortağı olduğu gibi yapılan harcamaların davalı adına kayıtlı taşınmaz için yapıldığına dair bir delil ibraz edilmediği, dolayısıyla dava konusu taşınmazın davacı şirkete ait mal varlığı ile alınıp alınmadığı ve üzerindeki yapının davacı şirket hesabından harcanan paralarla yapılıp yapılmadığının taraflar arasında yargılamayı gerektirdiği, ibraz edilen harcama belgelerinin davacı şirketin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmeye yeterli olmadığı gerekçesiyle, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, mahkemece uyuşmazlığın doğrudan dava konusu taşınmaza ilişkin olduğunun tespit edilmiş olmasına rağmen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, dava konusu taşınmazın halen davalı adına kayıtlı olduğunu, davalının sırf müvekkilini mağdur etmek ve davayı sonuçsuz bırakmak amacıyla dahi taşınmazı göstermelik olarak devredebileceğini, HMK’nın 389. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinin, ihtiyati tedbir için yaklaşık ispatın yeterli olduğunun düzenlendiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan harcamalara ilişkin belgeler ve davalının resmi makam huzurunda yaptığı beyan ve ikrarının bulunduğunu, kanunun aradığı yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddine dair ara kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbir istemlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davalı adına tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı şirket adına tescili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesinin dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara kararı davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı tarafça, Muğla İli, … ilçesi … mah. …ada … parselde tapuya kayıtlı taşınmazı davalının şirket ortağı olduğu dönemde şirketin malvarlığı ile aldığını ve kendi adına tescil ettirdiğini, yine şirket hesabından harcanan paralarla bu arsa üzerine konut inşa ettiğini, dava konusu taşınmazı şirkete devredeceğini vaaddetmesine rağmen bu vaaddini yerine getirmediğini iddia ederek, dava konusu taşınmazın halen davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili şirket adına tapuya tescil edilmesine, dava konusu taşınmazın hükmün kesinleşmesine kadar başkalarına satış ve devrinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de, henüz dilekçeler teatisi aşamasında olan davada yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği, delil durumuna göre yargılamanın her aşamasında ihtiyati tedbir talep edilebileceği anlaşılmakla mahkemece tedbir talebinin reddine dair verilen karar doğru bulunmuşur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19.09.2022