Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/117 E. 2022/843 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/117
KARAR NO : 2022/843

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.12.2021
NUMARASI : 2021/811 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 31.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31.05.2022

Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.12 2021 tarih 2021/811 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkili ile davalının … Şti’nin % 50’şer hisse ile ortağı olduğunu, ortakların müştereken atacakları imzalarla şirketi temsile yetkili müdürler olarak atandıklarını, taraflar arasında geçmiş yıllardan bu yana davalının kızının eşinin ticari hayatından kaynaklı borçları sebebiyle sorunlar yaşandığını, davalı babanın beklenmeyecek davranışlar sergilemeye başladığını, her geçen gün ağırlaşan ve ciddileşen hakaret ve ölüm tehditlerinde bulunduğunu, çift imza kuralını kötüye kullandığını, müdürler toplantısına katılmadığını, şirketin faaliyetlerini sürdürmesi için gerekli hammadde alımına ve vadesi gelmiş olan borçlara onay vermediğini, tek başına imza atılmasını söylediği halde tek imzayla verilen çeklerin vadesi geldiğinde ödemediğini, bunun üzerine vadesi gelen tüm şirket çeklerinin müvekkili tarafından ödenmek zorunda kaldığını, 132.788,75 TL üçüncü kişilerdeki şirket alacağı için yasal işlemler başlatılmadığını, 225.445,13 TL’lik Vergi Dairesinde bekleyen iade alacağının davalının onay belgelerini imzalamaması sebebiyle tahsil edilemediğini, şirketin … ve … kredilerinin taksitlerinin ödenmesine engel olduğunu, vadesi gelen taksitleri şirket zarara uğramaması için müvekkili tarafından ödenmek zorunda kaldığını, işçilerin servis hizmeti almasını engellediğini, şirket adına çalışan …’nin 2021 yılı Ocak ayından bu güne kadar hak edişlerini kasten ödemediğini, ihracat anlaşmalarının riske girdiğini, şirketin boşuna icra tehdidi altında kaldığını, şirket çalışanlarına aynı faaliyet alanında başka bir şirket kurmayı teklif ettiğini, şiretin faaliyetlerini durdurmak için elinden geleni yapacağını herkese bildirdiğini, davalıya gerek noter kanalı ile gerekse mail olarak defalarca ihtarname gönderilmesine rağmen sonuç alınamadığını ileri sürerek, davalı şirket müdürünün şirketi yönetim hakkının haklı sebeplerle kaldırılmasına, davalının müdürlük görevinden azline dair açtığı davada, dava dilekçesiyle davalı şirket müdürünün, şirket adına hammadde alımları, şirket adına borç ödemeleri, şirket adına maaş, SGK ve vergi ödemeleri ve şirket alacaklarının tahsili işlemleri ile sınırlı olarak imza yetkisinin kaldırılmasına, bu işlerin dava sonuçlanıncaya ya da ikinci bir karara kadar davacı şirket müdürünün tek imzası ile yapılmasına ve dava sonuçlanıncaya kadar, davacı şirket müdürünün mahkemeye aylık rapor vermesine ya da çift imza kuralı devam etmekle birlikte, davalı şirket müdürünün şirketi temsil yetkisinin tedbiren mahkemece atanacak bir kayyıma devredilmesine, dava sonuçlanıncaya ya da ikinci bir karara kadar şirketin işleyişi ile ilgili her türlü işlemde, davacı şirket müdürü ile davalı yerine atanan kayyımın çift imzasının geçerli olmasına ve dava sonuçlanıncaya kadar, atanan kayyımın mahkemeye her ay yapılan işlerle ilgili rapor vermesine, şirketin ticari varlığını sürdürebilmesi için, dava hakkında esas hüküm tesis edilinceye kadar, şirket adına hammadde alımları, şirket adına borç ödemeleri, şirket adına maaş, SGK ve vergi ödemeleri ve şirket alacaklarının tahsili işlemleri ile sınırlı olarak davalı şirket müdürünün çift imza yetkisinin kaldırılmasına, bu işlerin dava sonuçlanıncaya ya da ikinci bir karara kadar davacı şirket müdürünün tek imzası ile yapılmasına ve dava sonuçlanıncaya kadar, her ay davacı şirket müdürünün mahkemeye rapor vermesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde,TTK’nın 630/3. maddesine göre, “haklı neden yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi” olarak gösterildiği, davacı tarafça dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların yargılamayı gerektirdiği, henüz delillerin tam olarak toplanmadığı, mevcut delil durumu itibariyle haklı sebeplerin ispatlanmadığı, aslolanın şirketin özel hukuk alanında faaliyetlerinin devamının ortaklar kurulunca seçilen yöneticiler tarafından sürdürülmesi olduğu, tüzel kişiliğe sahip olan şirkete kayyım atanması için kural olarak tüzel kişiliğin organsız kalmış olması gerektiği, ancak organ boşluğu veya eksikliği ile belli bir işle sınırlı olmak üzere (örneğin şirketi genel kurula götürmek gibi) mümkün olup, organ boşluğunun olmadığı, şirket ortak ve yöneticileri arasındaki sorunların şirkete yönetim kayyımı atanması ve yöneticinin yetkilerinin kısıtlanması veya kaldırılmasına gerekçe yapılmasının mümkün olmadığı, şirketin kötü yönetilmesi halinde ise, şartları mevcutsa yöneticilerin sorumlu olacağı, şirket müdürünün yetkilerinin kaldırılması veya sınırlandırılması talebinde, sırf şirketin zarar etmesi de müdürün yetkilerinin sınırlandırılması/kaldırılması için haklı bir neden oluşturmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, mahkemeden şirkete yönetim kayyımı atanması değil şirket müdürünün temsil yetkisinin uygun bir yolla sınırlandırılması istendiğini, davalı şirket müdürünün yetkilerinin sınırlandırılmasını talep etmek için şirkette organ boşluğunun doğması gerekmediği, tedbir taleplerinin hukuki dayanağının TTK’nın 630 maddesi ve onun yollamasıyla TTK 235/1 hükmü olduğunu, TMK’nın 427/4. maddesi uyarınca yönetim kayyımı talep edilmediğini, kaldı ki şirkette resmiyette organ boşluğu görünmese de fiiliyatta davalı şirket müdürü, şirket yönetimindeki çift imza yetkisini açıkça kötüye kullanarak, aktif ya da pasif davranışlarla (şirketin yürütümüne ilişkin işlemleri yapmayarak) şirketin zarar görmesine yol açtığını, bunun fiili bir organ boşluğu oluşturduğunu, davalı şirket müdürünün görevi ile bağdaşmayan ve temsil yetkisini ağır şekilde ihlal eden kötüniyetli davranışlarına somut örnek ve deliller, dava dilekçemiz ile delil, cevaba cevap ve ek beyan dilekçeleriyle sunulduğunu, davalı şirket müdürü, şirket muhasebe kayıtlarında kayıtlı olmasına karşın, çift imza kuralını açıkça kötüye kullanarak, alacaklıların şirketten hukuken hak ettikleri alacaklarını ödemeye onay vermemiş ve bu yüzden şirketin icra takiplerine ve hacze uğramasına yol açmıştır. Sadece bu üç takip dolayısıyla şirketin icraya ödemek zorunda kaldığı/kalacağı tahsil harcı bedelinin toplam 86.211,76. TL’ye vardığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kötüniyetli davalı şirket müdürünün müdürlük yetkisinin dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir yolu ile sınırlandırılmasına ve şirket işlerinin yürütülmesine uygun bir ihtiyati tedbir yönteminin gecikmeksizin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca haklı nedenle limited şirket müşterek yetkili müdürünün azli istemiyle açılan davada davalı şirket müdürünün yönetim yetkisinin ihtiyati tedbir yoluyla kaldırılmasına dair tedbir talebinde bulunulmuştur. Dava henüz dilekçeler aşamasında olup henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı gözetildiğinde yaklaşık ispat koşulunun şimdilik bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar sonucu itibariyle doğru bulunmuştur.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.31.05.2022