Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1164 E. 2023/330 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1164
KARAR NO : 2023/330

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2022
NUMARASI : 2021/465 Esas 2022/324 Karar
DAVANIN KONUSU : Karar İptali (Kooperatif Üyeliğinden İhraca Yönelik)
KARAR TARİHİ : 01.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.03.2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.04.2022 tarih 2021/465 Esas 2022/324 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı kooperatif yönetim kurulunun 25.11.2014 gün 2014/7 sayılı kararı ile davacının aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle kooperatif üyeliğinden ihracına karar verdiğini, kooperatif tarafından müvekkiline aidat tutarının ödenmesi için 2 kez ihtarname gönderildiğini, 2. ihtarnamenin tebliği üzerine müvekkilinin kooperatife 14.547,53 TL aidat borcunun olmadığını ve 2014 yılında genel kurulda alınan karar doğrultusunda 2.040,00 TL’yi 10.11.2014 tarihinde konutta ödemeli posta havalesiyle ödediğini, geçmişten gelen borcu olmadığını bildirdiğini, buna rağmen yönetim kurulunca ortaklıktan çıkarıldığını ve 23.12.2014 tarihinde öğrendiğini, müvekkilinin tüm aidat borcunu eksiksiz olarak ödemesine rağmen kooperatif yönetim kurulunca ortaklıktan çıkarılmasının kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının kooperatife olan borçlarının ödememeyi alışkanlık haline getirdiğini, daha önce de parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için 1997 yılında ortaklıktan çıkarıldığını ancak ihtarnamede 30 gün yazıldığı için çıkarma kararının iptal edildiğini, davacının kooperatife 31.05.2014 tarihi itibariyle 6.345,00 TL asıl alacak 8.202,53 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 14.547,53 TL borcu bulunmakta iken 2.ihtardan sonra 2.040,00 TL’sini ödeyip bakiyesini ödememesi nedeniyle yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarıldığını, çıkarma kararının ihtarname ile 23.12.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın maddi ve hukuki dayanağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporu içeriğindeki hesaplamaların denetime açık ve dosya kapsamına uygun bulunduğu, davacının, bu tespitlere göre parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği, davalı kooperatif tarafından usulüne uygun olarak iki ihtarname ile davacıya parasal yükümlülüklerinin yerine getirmesinin ihtar edildiği, ihtarname içeriğindeki borcun gerçek borcu yansıttığı, ihtarnamelerin tebliğine rağmen davacının borcunu ödemediği, davacı tarafından ihtarnameden sonra yapılan kısmi ödemenin ihtarnamelerin geçerliğine ve çıkarma kararına bir etkisinin olmayacağı, davacının gerek 1163 Sayılı Kanununda gerekse kooperatif ana sözleşmesinde belirtilen parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle çıkarma kararının usulüne uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DAİREMİZ KALDIRMA KARARI ÖZETİ: Mahkemece kooperatif uzmanı bilirkişiden alınan 23.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda, 31.05.2014 tarihi itibariyle davalı kooperatif tarafından davacının 6.345,00 TL anapara, 8.202,53 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 14.547,53 TL tutarında borcunun hesaplandığı, ortakların ödemelerinin 1980 li yıllara kadar gerilere gittiği, 2007 yılı Temmuz ayına kadar genel kurulca belirlenen aidatların uygulandığı, 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle ödenmesi gereken aidat miktarının 5.488,65 TL olduğu, 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle davacı tarafından 606,15 TL ödeme yapıldığı, ödenen bu miktar düşüldüğünde 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle davacı tarafından 4.882,50 TL eksik ödeme yapıldığı, 30.06.2008 tarihinde yapılan genel kurulda 2008 yılı Ekim ayında 5.000,00 TL, 2008 yılı Kasım ayından itibaren 25 ay süre ile 1.400,00 TL ödenmesinin kabul edildiği, bu para ile müteahhide ödeme yapılması düşünülmüş ise de bu karar gereğince ortaklardan 19.000,00 TL civarında para tahsil edildikten sonra tahsilatların durdurulduğu, bir miktarının müteahhidin imalatlara başlayamaması nedeniyle iade edildiği, yukarıdaki tespitlere göre kooperatif ortaklarının 5.488,65 TL + 19.000,00 TL olmak üzere toplam 24.488,65 TL ödeme yapmaları gerektiği, kooperatif ortaklarının bir çoğunun bu şekilde ödeme yaptığı, müteahhit ile yaşanan sorunlar üzerine yönetim kurulunun özel bir formül ile yaptığı hesaplama sonucunda tam ödeme yapan ortaklara 13.018,00 TL’nin iade edilmesine karar verdiği, böylece ödenmesinde eksiklik olmayan ortaklar tarafından iade edilmesine karar verilen kısım düşüldüğünde 11.470,65 TL ödeme yapılmış olduğu, 01.01.2014 tarihi itibariyle ortaklara borçlar ve ortaklara alacaklar hesabının açılış kaydı incelendiğinde düzenli ödeme yapan ortakların ödemeleri 24.488,65 TL’ye ulaştığı ve bunlara 13.018,00 TL iade yapıldığının görüldüğü, davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından davacıya para iadesi yapılmadığı, 20.07.2011 tarihinde toplanan yönetim kurulunun davacının borcunun 5.719,00 TL olduğu ve bunun da yatırıldığı, davacının başka borcunun kalmadığına ilişkin karar verdiği, davacının daha önce ödemiş olduğu 606,15 TL ilave edildiğinde davacının 6.325,15 TL kooperatif kayıtlarında görülen ödeme miktarının bulunduğu, davacının esas aldığı hesaplamanın 30.06.2008 ve 08.03.2014 tarihinde yapılan genel kurulda belirlenen parasal yükümlülükleri içermediğinden kabulünün mümkün olmadığı, 02.02.2014 tarih 2014/5 sayılı yönetim kurulu kararı ve ekindeki denkleştirme listesinde açıkça belirtildiği üzere her ortağın 11.470,65 TL ödeme yapmasının gerektiği, tüm bu tespitlere göre davacının 11.470,65 TL ödeme yapması gerekirken 6.325,15 TL ödediği, 5.145,50 TL eksik ödemesinin bulunduğu, davalı kooperatifin de 30.06.2008 tarihinde yapılan genel kuruldan önceki süreç için bu meblağı talep ettiğinin görüldüğü, 08.03.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında kooperatif ortaklarından Mart ayı sonuna kadar 1.000,00 TL, Nisan- Aralık döneminde ise aylık 100,00 TL tahsil edilmesinin kararlaştırıldığı, davacıya gönderilen ihtarnamelerde 2014 yılının Mart ayının aidatı 1.000,00 TL ile Nisan ve Mayıs ayı aidatları 200,00 TL olmak üzere toplam 1.200,00 TL’nin talep edildiği, bu durumda davacının eksik ödemesi 5.145,50 TL ile 1.200,00 TL olmak üzere toplam 6.345,50 TL anapara (aidat borcunun) bulunduğu ve davacıya gönderilen ihtarnamelerde anapara olarak bu meblağın talep edildiği, davacıya gönderilen ihtarnamelerde 2007 yılı Temmuz ayındaki borç bakiyesi için ilk ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle 82 aylık gecikme olduğu halde kooperatif tarafından 64 aylık TBK’nın 120/2 maddesi ile getirilen sınırlamaya riayet edilerek aylık %1,5 (yıllık %18) üzerinden gecikme faizi hesaplandığından davalının lehine olduğu, davalının ödemediği 7.519,00 TL üzerinden faiz hesaplanmasının da davalının lehine olduğu, ikinci ihtarnamenin tebliğinden sonra kısmi ödeme yapılmasının ihtarnamedeki borç miktarını etkilemediği, kooperatif tarafından talep edilen anapara ve gecikme faizi hesabında davacının aleyhine bir yanlışlığa rastlanmadığı bildirilmiş, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle çıkarma kararının usulüne uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli listeye göre; ihraç kararına dayanak genel kurul kararları gereğince üyelerin 11.470,65 TL ödeme yapması gerekirken davacı dışında 8 üyenin daha eksik ödeme yaptığı ve halen parasal yükümlülüklerinin devam ettiği görülmüş, ancak buna rağmen davacı dışında eksik ödemesi bulunan 8 üyeye ihtarname gönderilip gönderilmediği ve haklarında ihraç kararı alınıp alınmadığı anlaşılamamış, bilirkişi raporunda bu husus incelenmemiştir. Bilirkişi raporu bu haliyle hükme esas alınamaz. Kooperatifler Kanunu’nun 23 ncü maddesi uyarınca kooperatif ortakları, bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve vecibelerde eşittir. Ortaklar arasında eşitlik ilkesinin dışına çıkılmak istendiği takdirde bu husus, yönetim kurulunca genel kurula getirilmeli ve genel kurulca karara bağlanmalıdır. Bu nedenle mahkemece, davalı kooperatif yönetim kurulunca borcu olan diğer ortaklar hakkında da ihraç prosedürünün işletilip işletilmediği ve parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ihraç kararı alınıp alınmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılarak parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacının ihracına karar verilmesinin Kooperatifler Kanununun 23.maddesindeki hak ve vecibelerdeki eşitlik ilkesine aykırılık oluşturup oluşturmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılmaksızın yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazları haklı bulunarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KALDIRMA KARARI SONRASI VERDİĞİ KARARIN ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ortaklıktan çıkarılma gerekçesi olarak gösterilen aidat borcunun diğer ortaklar tarafından muhtelif tarihlerde kooperatife ödendiği, diğer ortakların toplam ödeme miktarlarının eşitlenmiş olduğu ancak davacının süresinde ödeme yapmaması nedeniyle bakiye borcunun bulunduğu, yönetim kurulunun kooperatif ana sözleşmesi ile ortaklıktan çıkarma yetkisi verildiği, usul ve yasaya aykırı bir uygulama bulunmadığı gibi kooperatif üyeleri arasında eşit işlem yasağına aykırı bir uygulama da bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, bilirkişi rapor ve ek raporunu kabul etmediklerini, davanın konusunun ihraç edilen ortağın kooperatife, ihtarnameye konu miktar kadar borcu olup olmadığına ilişkin olduğundan mali müşavirin uzmanlık alanına girdiğini, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, davacının kooperatife aidat borcu bulunmadığını, aidat dışı borçlar var ise bu borçlar nedeniyle ihraç kararı verilemeyeceğini, BAM kararındaki tespit ile uyumsuz görüş bildirildiğini, müvekkiline gönderilen ihtarnamelerin yerinde olmadığını, ana sözleşmede aksine hüküm olmadıkça ortaklıktan çıkarılmayı yönetim kurulunun teklifi üzerine genel kurulca karar verilebileceğini, davaya konu kararın ise genel kurul kararı değil yönetim kurulu kararı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı hakkındaki ihraç kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İDM’ce yapılan yargılama sonucunda kooperatif uzmanı bilirkişiden alınan 23.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda, 31.05.2014 tarihi itibariyle davalı kooperatif tarafından davacının 6.345,00 TL anapara, 8.202,53 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 14.547,53 TL tutarında borcunun hesaplandığı, ortakların ödemelerinin 1980 li yıllara kadar gerilere gittiği, 2007 yılı Temmuz ayına kadar genel kurulca belirlenen aidatların uygulandığı, 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle ödenmesi gereken aidat miktarının 5.488,65 TL olduğu, 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle davacı tarafından 606,15 TL ödeme yapıldığı, ödenen bu miktar düşüldüğünde 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle davacı tarafından 4.882,50 TL eksik ödeme yapıldığı, 30.06.2008 tarihinde yapılan genel kurulda 2008 yılı Ekim ayında 5.000,00 TL, 2008 yılı Kasım ayından itibaren 25 ay süre ile 1.400,00 TL ödenmesinin kabul edildiği, bu para ile müteahhide ödeme yapılması düşünülmüş ise de bu karar gereğince ortaklardan 19.000,00 TL civarında para tahsil edildikten sonra tahsilatların durdurulduğu, bir miktarının müteahhidin imalatlara başlayamaması nedeniyle iade edildiği, yukarıdaki tespitlere göre kooperatif ortaklarının 5.488,65 TL + 19.000,00 TL olmak üzere toplam 24.488,65 TL ödeme yapmaları gerektiği, kooperatif ortaklarının bir çoğunun bu şekilde ödeme yaptığı, müteahhit ile yaşanan sorunlar üzerine yönetim kurulunun özel bir formül ile yaptığı hesaplama sonucunda tam ödeme yapan ortaklara 13.018,00 TL’nin iade edilmesine karar verdiği, böylece ödenmesinde eksiklik olmayan ortaklar tarafından iade edilmesine karar verilen kısım düşüldüğünde 11.470,65 TL ödeme yapılmış olduğu, 01.01.2014 tarihi itibariyle ortaklara borçlar ve ortaklara alacaklar hesabının açılış kaydı incelendiğinde düzenli ödeme yapan ortakların ödemeleri 24.488,65 TL’ye ulaştığı ve bunlara 13.018,00 TL iade yapıldığının görüldüğü, davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından davacıya para iadesi yapılmadığı, 20.07.2011 tarihinde toplanan yönetim kurulunun davacının borcunun 5.719,00 TL olduğu ve bunun da yatırıldığı, davacının başka borcunun kalmadığına ilişkin karar verdiği, davacının daha önce ödemiş olduğu 606,15 TL ilave edildiğinde davacının 6.325,15 TL kooperatif kayıtlarında görülen ödeme miktarının bulunduğu, davacının esas aldığı hesaplamanın 30.06.2008 ve 08.03.2014 tarihinde yapılan genel kurulda belirlenen parasal yükümlülükleri içermediğinden kabulünün mümkün olmadığı, 02.02.2014 tarih 2014/5 sayılı yönetim kurulu kararı ve ekindeki denkleştirme listesinde açıkça belirtildiği üzere her ortağın 11.470,65 TL ödeme yapmasının gerektiği, tüm bu tespitlere göre davacının 11.470,65 TL ödeme yapması gerekirken 6.325,15 TL ödediği, 5.145,50 TL eksik ödemesinin bulunduğu, davalı kooperatifin de 30.06.2008 tarihinde yapılan genel kuruldan önceki süreç için bu meblağı talep ettiğinin görüldüğü, 08.03.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında kooperatif ortaklarından Mart ayı sonuna kadar 1.000,00 TL, Nisan- Aralık döneminde ise aylık 100,00 TL tahsil edilmesinin kararlaştırıldığı, davacıya gönderilen ihtarnamelerde 2014 yılının Mart ayının aidatı 1.000,00 TL ile Nisan ve Mayıs ayı aidatları 200,00 TL olmak üzere toplam 1.200,00 TL’nin talep edildiği, bu durumda davacının eksik ödemesi 5.145,50 TL ile 1.200,00 TL olmak üzere toplam 6.345,50 TL anapara (aidat borcunun) bulunduğu ve davacıya gönderilen ihtarnamelerde anapara olarak bu meblağın talep edildiği, davacıya gönderilen ihtarnamelerde 2007 yılı Temmuz ayındaki borç bakiyesi için ilk ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle 82 aylık gecikme olduğu halde kooperatif tarafından 64 aylık TBK’nın 120/2 maddesi ile getirilen sınırlamaya riayet edilerek aylık %1,5 (yıllık %18) üzerinden gecikme faizi hesaplandığından davalının lehine olduğu, davalının ödemediği 7.519,00 TL üzerinden faiz hesaplanmasının da davalının lehine olduğu, ikinci ihtarnamenin tebliğinden sonra kısmi ödeme yapılmasının ihtarnamedeki borç miktarını etkilemediği, kooperatif tarafından talep edilen anapara ve gecikme faizi hesabında davacının aleyhine bir yanlışlığa rastlanmadığı bildirilmiş, Dairemizin kaldırma kararı gereği yerine getirilmek suretiyle alınan 21.01.2022 tarihli bilirkişi ek raporu ile kooperatif bilirkişisi tarafından davacı haricindeki diğer üyeler yönünden de incelemeler yaptırılmış, buna göre davalı kooperatif tarafından ilk müteahhitten alınan teminatın paraya çevrilmesi ve ikinci müteahhite nakit olarak ödeme yapılamaması nedeniyle ihtiyaç fazlası paranın ortaklara iade edilmesi yoluna gidildiği ancak yapılan iadelerden sonra ortaklar tarafından yapılan ödeme miktarlarında farklılıklar oluştuğu, ortaklar arasındaki eşitliği sağlayabilmek amacıyla 2014 yılının başlarında en fazla ödeme yapılan ortakların ödemeleri esas alınarak iadelerden sonra kalan ödemelerin 11.470,65 TL’ye tamamlanması yoluna gidildiği, diğer ortaklara kıyasla davacının 6.325,15 TL tutarındaki eksik ödemesi bulunduğundan kendisine aidat iadesinin yapılmadığı, kooperatifin diğer ortaklarının ise eşitleme bedelinden oluşan borçlarını kooperatif kayıt ve defterlerinde yapılan incelemede 2014/haziran ve temmuz aylarında ödedikleri, davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin sürecin 2014 eylül ayında başlatıldığından bu tarih itibariyle bahsi geçen diğer ortakların eşitleme bedeli olarak herhangi bir borçlarının bulunmadığı, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23.maddesindeki eşitlik ilkesinin ihlalinden söz edilemeyeceği, alınan bilirkişi rapor ve ek raporunun hükme esas almaya, denetime elverişli kooperatif hesaplamaları konusunda uzman bilirkişiden alındığı anlaşılmakla davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf istemleri yerinde görülmemiştir.
Öte yandan Kooperatifler Kanunu’nun 16.maddesine göre ortaklıktan çıkarma kararının, yönetim kurulunun teklifi üzerine genel kurulca verilmesi gerekip, ana sözleşmeye hüküm konularak bu konuda yönetim kurulunun yetkilendirilmesinin mümkün bulunduğu, davalı Kooperatifin ana sözleşmesinin 14/2.maddesinde keşide edilen iki ihtara rağmen parasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin ortaklıktan çıkarılma nedeni olarak sayıldığı, bu nedenle davacının kooperatifin parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılmasında herhangi bir usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01.03.2023