Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1155 E. 2023/1029 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1155
KARAR NO : 2023/1029

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2022
NUMARASI : 2020/698 Esas 2022/248 Karar

BİRLEŞEN İZMİR 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/508 ESAS SAYILI DOSYASINDA

ASIL VE BİRLEŞEN
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.07.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.03.2022 tarih 2020/698 Esas 2022/248 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin oğlu …’ın … plakalı aracın sürücüsü iken 01.10.2007 tarihinde kaza yaptığını ve vefat ettiğini, müteveffanın kullandığı aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olduğunu, müteveffanın müvekkilinin hayattaki tek dayanağı olduğunu, müvekkilinin bütün ihtiyaçlarının murisin karşıladığını, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın %100 kusurlu olduğunu, kusura bir itirazlarının olmadığını, ancak müteveffanın desteğinden yoksun kalan müvekkilinin tazminat almaya hakkı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, kabul anlamına gelmemek üzere davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın KTK gereğince başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığını, davanın usulden reddi gerektiğini, müteveffanın kendisinin ölümüne sebep olduğundan, ceza hukuku anlamında herhangi bir suç unsuru bulunmadığını, işbu sebeple uzatılmış ceza zamanaşımından bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davaya konu olayın 01.10.2007 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise 2020 yılında açıldığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından işletenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin oğlu …’ın … plakalı aracın sürücüsü iken 01.10.2007 tarihinde tek taraflı kaza yaptığını ve vefat ettiğini, müteveffanın kullandığı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, müteveffanın müvekkilinin hayattaki tek dayanağı olduğunu, müvekkilinin bütün ihtiyacının murisin karşıladığını, dava konusu kazada müteveffanın %100 kusurlu olduğunu, ancak müvekkilinin tazminat almaya hakkı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP : Davalı vekili, müteveffanın dava konusu sigortalı aracın sürücüsü olmakla kendi kusuru ile vefat ettiğini, kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından işletenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kusurlu sürücü ve işleten yakınlarının üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, asıl ve birleşen dosya davacılarının oğlu olan müteveffa …’ın 01.10.2007 tarihinde, sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile tek taraflı kaza yapması sonucunda vefat ettiği, …’ın hayatını kaybettiği, asıl davada dava dilekçesinin davalıya 11.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 20.01.2021 tarihinde davaya cevap verdiği, davalının 25.01.2021 tarihinde ikinci kez cevap dilekçesi sunduğu ve zamanaşımı definde bulunduğu, ikinci kez cevap dilekçesi sunulamayacağı, zamanaşımı definin süresinde olmadığı, birleşen dosyada dava dilekçesinin davalıya 08.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içerisinde 22.09.2021 tarihli dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunduğu, davacıların desteğinin ölümü ile neticelenen kazada TCK’nun 66 ve 85.maddelerine göre ceza zamanaşamı süresinin 15 yıl olduğu, buna göre birleşen dosya yönünden TBK’nun 72 ve KTK’nun 109 maddeleri uyarınca dava tarihi itibariyle 15 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği, davalının birleşen dosya yönünden de zamanaşımı definin yerinde olmadığı, müteveffa sürücü …’ın kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, aktüerya raporunda anne … yönünden 265.103,89 TL, baba … yönünden 196.145,65 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesi teminat limitinin 80.000,00 TL olduğu, poliçe teminat limiti her bir hak sahibine göre garameten paylaştırıldığında, anne …’nun 45.600,00 TL, baba …’ın ise 34.400,00 TL talepte bulunabileceği, davacıların üçüncü kişi konumunda olduğu, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, 01.10.2007 kaza tarihinde yürürlükte olan yasa ve genel şartlar hükümleri ve konuya ilişkin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, asıl ve birleşen dosya davacılarının talebinin trafik sigortası teminatı kapsamında kaldığı, davacıların davalı sigorta şirketinden destek tazminatı talep etme hakkı bulunduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile 45.600,00 TL’nin 20.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen davanın kabulü ile, 34.400,00 TL’nin 07.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, dava konusu olayda zamanaşımının 8 yıl olarak uygulanması gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kazanın tek taraflı olduğunu, kimsenin ölümüne ya da yaralanmasına sebebiyet verilmediğini, sadece trafik güvenliğinin tehlikeye sokulması suçunun işlendiğini, kazanın 01.10.2007 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise 08.12.2020 tarihinde açıldığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, trafik kazasında davacıların müşterek çocuğu olan desteğin vefatından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.

Destek sürücünün kusuru neticesinde vefat etmesi durumunda, açılan tazminat davalarında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturacağı, zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğuna ilişkin, Dairemizce verilmiş kararlar bulunmakta ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 14.09.2021 tarih 2021/3883 E. – 2021/4669 K. sayılı ilamında; Sigorta Tahkim komisyonunun, tek taraflı kazada desteğin ölümüyle meydana gelen eyleminin TCK’nin 179. maddesinin ikinci paragrafında tanımlanan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturduğundan, TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin verdiği kararı, davaya konu trafik kazası sonucunda davacının desteğinin vefat ettiği, bir kişinin ölümüyle sonuçlanan söz konusu trafik kazası 5237 sayılı TCK’nin 85/1. maddesi kapsamında bir fiil niteliğinde olup, davacıların sürücü olan desteğinin vefat etmiş olması ve murisin kusurlu olmasının sonuca etkili olmayacağı, yasa koyucunun amacının Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamak olduğu, buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olduğu gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Yukarıda anılan ilkelere ve Yargıtay içtihatı ışığında yapılan değerlendirmede; 01.10.2007 tarihinde sürücünün vefat etmesiyle neticelenen trafik kazasında, destek sürücü vefat ettiğinden, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup, asıl dava tarihi olan 08.12.2020 ve birleşen dava tarihi olan 24.08.2021 itibariyle 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi dolmamıştır. Davalı vekilinin asıl ve birleşen davanın zamanaşımına uğradığı iddiasından ibaret istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden istinaf karar harcı olan 3.114,93 TL’den peşin alınan 698,03 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.416,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Birleşen dava yönünden istinaf karar harcı olan 2.349,86 TL’den peşin alınan 587,46 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.762,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.07.2023