Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1129 E. 2022/1183 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1129
KARAR NO : 2022/1183

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31.12.2021
NUMARASI : 2021/91 E. 2021/164 K.
DAVANIN KONUSU : Kayyımlık
KARAR TARİHİ : 09.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.09.2022

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.12.2021 tarih 2021/91 E. 2021/164 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davacı kooperatifin 29.04.2006 tarihinde son olağan genel kurul toplantısını yaptığını, bu tarihten sonra genel kurul toplantısı yapılamadığını, toplantı yapılamaması nedeniyle kooperatifin fiilen organsız hale geldiğini, genel kurul toplantısı yapılabilmesi için kooperatif genel kurulunun toplantıya çağrılmasının imkânsız hale geldiğini, kooperatifin eski yöneticilerinin sorumluluğuna davalı tazminat davasında Yargıtay tarafından davanın görülmesi için genel kurulun bu yönde karar alınması ve denetçiler tarafından kooperatif vekiline bu hususta vekâletname verilmesi gerektiğini belirtildiğini, bu eksikliğin giderilmesi için genel kurul toplantısı yapılmak üzere kayyum tayin edilmesi gerektiğini, hukuki yararlarının bulunduğunu belirterek; kooperatifin olağanüstü toplantıya çağrılması yönünde kayyım tayin edilmesi ve bu hususta toplantı süresiyle sınırlı olmak üzere kendisine izin ve yetki verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Dava hasımsız açılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davada aktif dava ehliyetinin bulunmaması kooperatifin somut olayda davalı sıfatına sahip olması ve kayyum atanması şartlarının gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kooperatif tarafından kooperatif eski yöneticilerine karşı kooperatifin zarara uğratıldığı gerekçesi ile açılan davada İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/347 E. 2016/81 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/6290 E. ve 2019/5016 K. Sayılı ilamı ile kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan sorumluluk davasının görülebilmesi için genel kurulun bu yönde karar alması ve denetçiler tarafından kooperatif vekiline bu hususta vekaletname verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğunu, İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bozma ilamına uyularak eldeki davanın sonucunun beklenmesine karar verildiğini, bu nedenle davaya devam edilebilmesi için genel kurulun toplayabilmek amacı ile kayyım tayin edilmesinin zorunluluk arz ettiğini, haricen kooperatif adına tahsil edilen paranın İzmir 8 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/107 Diş sayılı dosyası kapsamında belirlenen tevdi tevdi mahallinde nemalandırılmak üzere depo edildiğini, mahkemece depo edilen bu meblağın da akıbeti hakkında herhangi bir açıklama yapamadığını, davanın Kooperatif Kanunu yollamasıyla Türk Ticaret Kanunu uyarınca ikame edildiğini, davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu, Kooperatifin organlarından birinin mevcut olmadığı, genel kurulun toplanamadığını, bu itibarla ve organ eksikliği nedeniyle ticaret mahkemesinden gerekli önlemlerin alınması şartlarının oluştuğunu, belirterek kararın kaldırılması gereğini ileri sürmüştür
GEREKÇE :Dava, organ eksikliği nedeni ile genel kurul toplantısı yapılmak üzere kayyum tayini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı kooperatif, genel kurul toplantısının uzun süredir yapılamadığını belirterek 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ( KK ) 98. maddesi atfı ile 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun ( TTK ) 530. maddesine dayanarak şirketin organlarının oluşmasının sağlanması için kayyum atanmasını talep etmiştir.
6102 sayılı TTK’nun Anonim şirketlerde organların eksikliğini düzenleyen 530. Maddesi aynen ” Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir. Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. ” şeklindedir.
Dava dilekçesi içeriğinden eldeki davada davacının muradının, halen derdest olan kooperatif eski yöneticilerine karşı açılan davanın görülebilmesi için bozma ilamı kapsamında genel kurulun bu yönde karar alması ve denetçiler tarafından kooperatif vekiline bu hususta vekaletname verilmesi sağlamak amacı ile genel kurul toplantısı yapılmasına imkan tanımak olduğu anlaşılmaktadır. Zira, davacının fesih talebi bulunmadığı gibi feshe ilişkin açılan bir davda söz konusu değildir.
Kooperatif Genel Kurulu’nun hangi koşullarda toplantıya çağrılacağı KK’nun 43 ve 44. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; yönetim kurulu veya anasözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ ve gerektiğinde denetçiler kurulu, ortağı olduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler. Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde ilgili bakanlık genel kurulu da toplantıya çağırma yetkisine sahiptir.
Aynı şekilde, dört ortaktan az olmamak kaydıyle ortak sayısının en az onda birinin isteği üzerine Genel Kurul toplantıya çağrılır. Yönetim Kurulu bu isteği en az on gün içinde yerine getirmediği takdirde, istek sahiplerinin müracaatı üzerine veya doğrudan doğruya İlgili Bakanlık tarafından, yapı kooperatiflerinde de İmar ve İskan Bakanlığı tarafından Genel Kurul toplantıya çağrılabilir. Çağrılmadığı takdirde istek sahipleri mahalli mahkemeye başvurarak Genel Kurulu bizzat toplantıya çağırma müsaadesini alabilirler.
KK’nunun 98. maddesinde aksine açıklama olmayan hususlarda ise TTK’daki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı amirdir. Anonim şirketlerde genel kurul toplantı çağrısının hangi koşullarda yapılabileceği ise TTK’nun 410, 411 ve 412. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Tasfiye memurları da, görevleri ile ilgili konular için, genel kurulu toplantıya çağırabilirler. Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir.
Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabilir. Yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır; aksi halde çağrı istem sahiplerince yapılır.
Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir.
6100 sayılı HMK’nın 33. maddesine göre, hâkim, Türk hukukunu res’en uygular. Vakıaları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. İDM tarafından işaret edildiği üzere davacının dava dilekçesi içeriğinden uyuşmazlığa uygunlaması gereken pozitif normun 6102 sayılı TTK’nun 530. maddesi değil 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 98. maddesinde atfıyla TTK 410 ve devamındaki maddeler olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı kooperatif tüzel kişiliğinin anılan yasal düzenlemeler karşsında kooperatif genel kurulunu toplantıya çağıracak kişilerden olmadığı sabit olup eldeki dava yönünden aktif dava ehliyetine haiz değildir. Söz konusu davanın yukarıda sayılan kişiler tarafından kooperatif tüzel kişiliğine husumet yöneltilmek sureti ile açılması gerekir. Bu itibarla ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09.09.2022