Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1099 E. 2022/1130 K. 02.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1099
KARAR NO : 2022/1130

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.05.2022
NUMARASI : 2022/122 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 02.08.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.08.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.05.2022 tarih 2022/122 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi dava dışı 3.kişi … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkillerinin de ortağı olduğu davalı şirketin TTK’nın 356.maddesi hükümlerine aykırı şekilde taşınmaz iktisabının geçersiz olduğunu, iktisap edilen taşınmazın şirketin işletme konusuyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, şirketin tescilinden itibaren 2 yıl içerisinde edinilen taşınmaz hakkında genel kurul kararı alınıp tescil edilmediğini, bu nedenle TTK’nın 356.maddesi gereğince satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, mahkemece aksi düşünüldüğünde dahi taşınmazın hile ile ve dolandırıcılık kastıyla bedeli ödenmeksizin müvekkillerinden vekaletname ile devralındığını, taşınmazın devrinde alıcı olarak görülen davalı şirketin müvekkillerine hiçbir ödeme yapmadığını, …’in müvekkillerinin yaşlılığı ve hastalığından faydalınarak hile ile taşınmazı ele geçirdiğini, yaklaşık ispat neticesinde Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/162 D.İş dosyasında dava konusu taşınmazın devrinin önlenmesi için tedbir kararı verildiğini ileri sürerek Muğla ili … ilçesi … Köyü … ada … parselde kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkilleri adına tesciline mümkün değil ise belirsiz alacak olarak şimdilik 30.000,00 TL taşınmaz bedelinin temerrüt tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ihtiyati tedbir kararının aynen devamını istemiş, Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/162 D. İş sayılı kararı ile taşınmazla ilgili olarak talep edilen tedbirin açılacak tapu iptal ve tescil davasının konusunu teşkil edeceğinden … A.Ş. adına kayıtlı taşınmazın üçüncü şahıslara devir ve temlikini önlemeye yönelik olarak tedbir kararı verilmiş, tedbir dosyasının karşı tarafı olan dava dışı üçüncü kişi … vekili tarafından yasal süresi içinde tedbire itiraz edilmiştir.
İTİRAZ :Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/162 D.İŞ Sayılı Kararın ile verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz eden dava dışı üçüncü kişi … vekili itiraz dilekçesinde özetle; Tedbir talep edenler tarafından davalı … A.Ş adına kayıtlı taşınmazın üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi amacı ile tedbir konulması talep edilmiş ise de müvekkilinin ve … A. Ş nin diğer hissedarı olan davacıların taşınmazı münferit imza ile satış yetkilerinin bulunmadığını, tedbir dilekçesi içeriğinde yazılanların tamamen yanlış olduğunu, müvekkilinin ilk olarak davacıların murisi ile taşınmazın satışı için anlaşma yaptığını, arazinin tapuda kayıtlı vasfının “zeytinli tarla” olması sebebi ile resmi olarak ifraz edilemediğini, hisse devri de yapılamadığını, bunun üzerine müteveffa …’ın müvekkili …’e Bodrum 5. Noterliğinin 08.12.2017 tarih ve 6623 yevmiye numaralı vekaletnamesini verdiğini, bu vekaletnamede taşınmazın %50 payının … A.Ş. ‘ne devri için yetkinin de yer aldığını, aynı gün … ile … arasında taşınmazın imar durumunun “taşınmazın gerçek halihazır durumuna göre ” düzeltilmesi için bir hizmet sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin taşınmaz maliki … ile yaptığı sözleşme gereğince hemen imar durumu ile ilgili çalışmalara başladığını, bu anlaşma 2017 yılının sonunda yapıldığından arazinin hazırlanması ve bazı çevre düzenlemelerinin yapılması için çalışmalara başlandığını, ancak bölgede 6 ay devam eden turizm sezonu sebebi ile herhangi bir iş ve arazi çalışması yapılamadığını, arazide yapılacak çalışmanın taşınmazın “Zeytinli Tarla” olmadığının ispatı konusunda olduğunu, davacıların hiç bir iş ve işlem yapılmadığına dair iddialarının dosyaya ibraz ettikleri belgeler kapsamında çürütüldüğünü, müvekkili tarafından yapılan işlemler sonrasında resmi kurumlarca düzenlenen belgelerden oluşan dosya ile imar durumunu almak üzere başvuru yapacakken taşınmaza ilişkin bir şikayet yapıldığını, Tarım İl Müdürlüğünün uygunluk raporunu değiştirerek, uygunluk görüşünü iptal ettiğini bu nedenle bu görüşün yeniden olumlu şekilde alınması için tekrar bu hususta daha yetkili kurumdan yeni bir rapor alınması gerektiğini, Tarım Müdürlüğünün yaptığı işlemi üst merciye taşımak ve tekrar arazinin Zeytinli Tarlı vasfında olmadığını ispat etmek için arazi etüt çalışmalarına tekrar başlandığını, 2020 yılında plan değişikliği yapmaya ve taşınmazın turizm alanı içine dahil edilmesini sağlayacak işlemlerin bu şikayet sebebi ile geciktiğini, bu arada taşınmaz maliki ve sözleşme tarafı …’ın 23.01.2020 günü vefat ettiğini, vefat sonrasında davacıların mirasçı sıfatı ile sözleşmenin tarafı haline geldiklerini acılarının taze olduğunu, işlemlerin devamı için süre istediklerini müvekkiline bildirdiklerini, müvekkilinin buna saygı duyarak beklediğini, sonrasında davacıların müvekkilini arayarak “babamızın mirasına sahip çıkacağız, sizinle ne anlaştıysa aynısı olmak şartıyla biz de bu anlaşmayı imzalarız” dediklerini, 03/02/2020 tarihinde merhum … tarafından müvekkiline verilen vekaletnamedeki yetkilerin aynısını içeren Bodrum 1. Noterliğinin 03.02.2020 tarih ve 01045 yevmiye numaralı vekaletnamesini düzenleterek müvekkiline teslim ettiklerini, davacıların bu vekaletname ile birlikte yine merhum …’la yapılan sözleşmenin aynısını karşılıklı olarak imza altına aldıklarını, taşınmazın yeni malikleri ile yeni sözleşme imzalayan müvekkilinin tekrar işe devam ettiğini ve artık turizm alanında kalan arazi için Bakanlıkta yapılan ön görüşme sonunda alınan belgelerin Turizm imarına konu edilebilmesi için taşınmaz malikinin tüzel kişilik olması gerektiği bilgisine ulaşıldığını, bu sebeple davacılar ile müvekkilinin tekrar bir araya geldiklerini, kurulacak tüzel kişilik ile ilgili detayların konuşulduğunu, ancak araya pandemi girdiğinden yaklaşık 5 ay seyahat sınırlaması ve kısıtlama sebebi ile hiçbir şey yapılamadığını, kısıtlamalar kalktıktan sonra tüzel kişiliğin kurulumu için çalışma yapıldığını, taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesindeki edimlerin son aşamasına geçilmesi sebebi ile sözleşmede yazılı paylaşıma göre tüzel kişiliğin oluşturulmasında mutabık kalındığını, buna göre ve özellikle davacıların talepleri dikkate alınarak, bizatihi davacıların ortaklık sözleşmesine imza atmaları sonucunda … A.Ş: nin kurulduğunu, davacı …’ın yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini, kuruluş ana sözleşmesine bakıldığında tüm ortakların hisselerini korumak ve özellikle davacıların haklarının muhtel olmasını önlemek için şirketteki hisse satışının dahi tüm ortakların imzasının aranması şartına bağlandığını, … A.Ş. nin kuruluş gayesinin dava konusu taşınmazın tüzel kişiliğe devri ve turizm imarından yararlanmak adına bundan sonraki sürecin şirket adına yürütülmesi olduğunu, özellikle davacıların haklarının korunması için kendilerinin yönetim kurulunda yer aldıklarını, şirket hisselerinin de müteveffa … ve sonrasında davacılarla yapılan sözleşmelerdeki iradeye uygun biçimde dağıtıldığını, şirketin kuruluşundan sonra davacıların bizzat tapuda taşınmazın devrini … A.Ş. ‘ne yaptıklarını, müvekkilinin hiç bir aşamada vekaleten hareketle şirket kuruluşu ya da taşınmaz satım işlemini yapmadığını, şirket kuruluşundan sonra Tarım Müdürlüğünün iptal ettiği olumlu görüşü yeniden almak ve imar çalışmasına devam edilmesi için 16/06/2021 tarih ve 1896208 kayıt nolu dilekçe ile İzmir Bornova’da bulunan Zeytincilik Araştırma Enstitüsünden taşınmazda zeytin ağacı olup olmadığına dair rapor talep edildiğini, bu talep sonrasında tekrar heyet oluşturulduğunu ve Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü tarafından 30/06/2021 tarihli yazı ile taşınmazda Zeytinlik vasfına rastlanmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin müteveffa ve davacılarla yapmış olduğu sözleşmelere bağlı kalarak iş ve işlemleri sonuçlandırdığını, imar durumuna ilişkin son aşamaya geçilmişken davacılar tarafından bu kötü niyetli başvuru ile taşınmaza ihtiyati tedbir konulduğunu, taşınmazın değerinin imar ile birlikte artacağından davacıların müvekkiline karşı edimlerini yerine getirmemek adına başvurdukları bu yolda hem işlemlerin geciktirilmekte hem de müvekkilinin büyük bir zarara uğratılmakta olduğunu, davacıların bu başvuru ile kendilerini dahi zarara uğratmakta olduklarını, davacıların dilekçede anlatıldığı gibi yaşlı müvekkilinin halen … A.Ş. Adına kayıtlı taşınmaz üzerinde tasarruf etme yetkisinin bulunmadığını, yapılan başvurunun kötü niyetli ve yasal açıdan usulsüz olduğunu belirterek Bodrum 3. Asliye Hukuk mahkemesinin 2021/162 D.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece itirazın duruşmalı incelenmesi sonucunda; tedbir kararının davalı … Şti adına kayıtlı taşınmazla ilgili olarak verilmiş olduğu, itiraz edenin yetkilisi olduğu … A.Ş nin … şirketinin ortağı olduğu, itiraz edenin bu şirketi münferiden temsil yetkisi bulunmakta ise de, şirket adına yapılan bir itiraz bulunmadığı gibi …’ in şahsı aleyhine verilmiş bir tedbir kararının da bulunmadığı, … Şti aleyhine verilen tedbir kararına itiraz edenin husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/162 D.iş sayılı dosyasında verilen tedbir kararına dava dışı üçüncü kişi … vekili tarafından yapılan itirazın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir kararına itiraz eden dava dışı 3.kişi … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :İhtiyati tedbir kararına itiraz eden dava dışı 3.kişi … vekili, İhtiyati tedbir kararına itirazın düzenlenmiş olduğu 6100 sayılı HMK m. 394 düzenlemesinin 3. Fıkrasında ” İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. ” şeklinde düzenleme bulunduğunu, madde gerekçesinde ise ”ihtiyatî tedbirden sadece karşı taraf değil, üçüncü kişiler de etkilenebilir. İhtiyatî tedbirin uygulanmasından üçüncü kişilerin etkilenmesi ve zarar görmesi çok sık rastlanan bir durumdur. Bu fıkra ile üçüncü kişilere itiraz yoluna başvurma imkânı verilmiştir. Ancak, üçüncü kişilerin, bu imkânı kullanmaları için ihtiyatî tedbirin uygulanmasının menfaatlerini etkilemesi gerekir.” şeklinde olduğunu, öncelikle müvekkilinin yetkili olduğu şirket adına esas yargılamada müdahale talebinde bulunulduğunu, mahkemece müdahale talebi hakkında karar verilmediğini, müvekkilinin dolaylı olarak mülkiyet hakkı olup, ihtiyati tedbirden etkilendiğini, müvekkilinin davalı … Şirketi’nin yüzde 50 pay sahibi …’in tek imza yetkilisi olduğunu, sarih bir düzenleme ile 3. kişinin itiraz edebileceği düzenlenmiş iken yerel mahkeme tarafından husumet yokluğundan karar verildiğini, ihtiyati tedbir ile birlikte ticari hayatının etkileneceğini, itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu sözleşme kapsamındaki idari işlerin (imar başvuruları başta olmak üzere) gerçekleştirilemediğini, ihtiyati tedbir kararı karşısında müvekkilin menfaatinin etkilenmeyeceğinin kabul edilemeyeceğini, görevsiz mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, davacı tarafça ileri sürülen haksız ve mesnetsiz iddialar üzerine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE : Talep, dava dışı 3. kişi tarafından ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkin olup , ilk derece mahkemesince itiraz eden üçüncü kişinin husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/162 D. İş sayılı kararı ile tedbir konusu taşınmazın açılacak tapu iptal ve tescil davasının konusunu teşkil edeceğinden davalı şirket adına kayıtlı Muğla ili … ilçesi … Köyü … ada … parselde kayıtlı taşınmazın üçüncü şahıslara devir ve temlikini önlemeye yönelik olarak tedbir kararı verilmiş, tedbir kararından sonra tedbir isteyen davacılar tarafından davalı şirket aleyhine esas hakkında tapu iptal tescil davası açılmış, dava dışı üçüncü kişi … vekili tarafından ihtiyati tedbire itiraz edilmiş, ihtiyati tedbire itirazı incelemeye görevli esas hakkında dava açılan mahkemece dava dışı üçüncü kişinin ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir kararına itiraz eden üçüncü kişi tarafından yapılan itirazın davalı şirket adına yapılmayıp kendi şahsı adına yapıldığı, Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/162 D. İş sayılı kararı ile verilen tedbir kararının davalı şirket adına kayıtlı taşınmazla ilgili olarak verildiği, itiraz eden üçüncü kişi adına kayıtlı taşınmazla ilgili tedbir kararı verilmediği anlaşılmakla; ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbire itiraz eden üçüncü kişinin ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava Dışı 3.kişi … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Dava dışı 3.kişi … yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL maktu harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 52,30 TL harcın dava dışı 3.kişi …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
-İstinaf başvurusu nedeniyle dava dışı 3.kişi …’in yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.08.2022