Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1072 E. 2023/192 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1072
KARAR NO : 2023/192

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.05.2022
NUMARASI : 2021/786 E. – 2022/447 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 06.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.02.2023
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.05.2022 tarih 2021/786 E. – 2022/447 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 23.03.2017 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklete, davalının ZMMS sigortacısı olduğu traktörün çarpması sonucu meydana gelen kazada, motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkilinin eşi …’ın vefat ettiğini, vefat nedeniyle müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, açılan hasar dosyasında müvekkiline davalı tarafından toplam 42.935,73 TL kısmi tazminat ödemesi yapıldığını, ancak yapılan ödemenin davacının gerçek zararının altında olduğunu, davalıya verilen ibranamenin 2918 sayılı KTK nın 111. md uyarınca geçerli olmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10,00 TL defin masrafı olmak üzere şimdilik toplam 110,00 TL’nin kısmi ödemenin yapıldığı 20.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacıya ayrılan destek payı oranının başka destek olunacak kişiler olup olmamasına göre değişeceğini, bu sebeple müteveffanın nüfus kayıt örneğinin celbinin gerektiğini ayrıca müteveffanın anne ve babası tarafından Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/90 Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket ile davacı … aleyhine maddi ve manevi tazminat talepli dava ikame edildiğini ve davanın derdest olduğunu, müvekkili tarafından davacıya ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, davaya konu talep bakımından ibra edildiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusurlu ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile … adına sigortalı olduğunu, poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm teminatının kaza tarihi itibariyle 310.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirket sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde sorumluluğun sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğundan Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınması gerektiğini, ayrıca …’ın sevk ve idaresinde olan motosikletin tescilsiz ve plakasız olduğunu, davacı sürücünün sürücü belgesinin de olmadığını, davacının kazanın meydana gelişinde asli ve tam kusurlu olduğunu, miras bırakanın müterafik kusurunun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkilinin yalnızca dava tarihinden itibaren ve yasal faizle sorumlu olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, sigortalı traktör sürücüsünün %75, davacının %25 oranında kusurlu olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre, davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 39.568,81 TL olduğu, davalı tarafça davacıya 19.12.2017 tarihinde 42.935,73 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiği, ödenen tutarın hesaplanan tutardan fazla olduğundan davalının poliçeden doğan sorumluluğunu yerine getirmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI: Dairemizin 21.10.2021 tarihli 2018/2606 E. 2021/1222 K. Sayılı ilamı ile; davacı tarafça defin giderlerinin tahsili talebinde bulunulduğu halde, mahkemece bu hususta olumlu-olumsuz bir karar verilmediği, davacının defin gideri alacağı talebine ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu kabule göre yapılan değerlendirmede, hesap raporuna yapılan itiraza göre ek rapor alınmamasının doğru olmadığı, itirazların değerlendirilmesi konusunda alınacak ek raporda karardan sonra değişen içtihatlar doğrultusunda rapor düzenlenmesi gerektiği sonucuna varılarak HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN SONRAKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, … Belediyesi Mezarlık ve Defin İşlemi Müdürlüğünce cenaze hizmet bedeli olarak oluşturulan 225 TL ücretin gecikme faizi ile birlikte 343,82 TL olarak tahsilat yapıldığının belirtildiği, aktüer bilirkişiden alınan 28.03.2022 tarihli ek raporda, dava konusu kazanın oluşumunda … plakalı traktör sürücüsü …’in %75 oranında, asli plakasız ve tescilsiz motosiklet sürücüsü davacı …’ın %25 oranında tali kusurlu bulunduğu, davacının kullandığı motosiklette yolcu olarak bulunan destek …’ın kask takmaması nedeniyle müterafik kusurlu bulunduğu, davalı şirketin davacıya 19.12.2017 tarihinde 42.935,73 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödediği, kusur oranı ve ölen desteğin anne babası ile doğması muhtemel çocuklarının payları dikkate alınarak ödeme tarihine göre davacı eşe ödenmesi gereken destekten yoksun kalma tazminatının 91.863,98 TL tutarında hesaplandığı, davacıya ödenen destekten yoksun kalma tazminatı tutarının hesaplanan tutardan eksik ve yetersiz olduğundan 2022 yılı verilerine göre yapılan hesaplamada ise davacının destekten yoksun kalma tazminatının 250.187,66 TL tutarında hesaplandığı, davacı tarafça 30.03.2022 tarihinde talep artırım dilekçesi sunulduğu, dilekçede defin gideri talebinden feragat edildiği belirtilerek destekten yoksun kalma tazminatı talebinin 250.187,66 TL’ye yükseltildiği, destek …’ın kask takmadığı ve desteğin ölümünün kask takmamasına bağlı sebeplerden meydana geldiği, bu husus göz önüne alındığında %20 müterafik kusur indirimi yapılması halinde davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 200.150,13 TL tutarında olduğu, bu miktar üzerinden davanın kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 200.150,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere 20.12.2017 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, defin gideri talebi ile destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, kask takmamanın tazminattan indirimi sebebi sayılamayacağını, zaten kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin % 25 kusurlu bulunduğunu ve bu kusurun tazminattan düşüldüğünü, ayrıca vefat eden … için %20 müterafik kusur indirimi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, müvekkili şirket tarafından davacı eş … için 19.12.2017 tarihinde 42.935,73 TL dava dışı anne ve baba için ise toplam 80.310,69 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkilinin davaya konu talep bakımından ibra edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/112 E. sayılı tarafları ve konusu aynı olan dosyasında alınan 31.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda 157.391,99 TL hesaplandığını, tüm hak sahiplerinin hesaplanan toplam zararının bakiye limiti aştığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ödemelerin poliçe limitinden indirilmesi gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması ve işlemiş faizin güncellenmesi gerektiğini, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, davacılar tarafından destekten yoksun kaldıklarının makul ve muteber delillerle ispatlanması gerektiğini, dava dışı diğer mirasçıların paylarının da hesaplanması gerektiğini, maluliyet/destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılırken 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların dikkate alınması gerektiğini, TRH 2010 ve %1,8 teknik faizin dikkate alınması gerektiğini, vergilendirilmiş gelir tutarı için herhangi bir belge sunulamaması durumunda hesaplamanın asgari ücret kullanılarak yapıldığını, yeniden evlenme olasılığının TÜİK verilerine göre yapılması gerektiğini, davacılar murisinin müterafik kusurunun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının sevk ve idaresinde olan motosikletin tescilsiz ve plakasız olduğunu, ayrıca sürücü belgesinin olmadığını, davacının kazanın meydana gelişinde asli ve tam kusurlu olduğunu, kazada vefat eden olduğu gibi yaralanan birçok kişi de olması dolayısıyla poliçe teminatının garameten paylaştırılarak hüküm kurulması gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden müvekkili şirketin sorumluluğunun teminat oranında olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, çift taraflı meydana gelen kazada, davacının eşinin vefat etmesinden kaynaklanan, destekten yoksun kalma tazminatı ile defin giderlerinin tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece bunun re’sen dikkate alınması gerekir. Davanın iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması halinde ise önceki ödeme tarihi verilerine göre hesap yapılıp fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmeli; şayet ödenmesi gereken tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmelidir.( Yargıtay 4. HD 20.12.2021 tarih ve 2021/20621 E. – 2021/10611 K. sayılı ilamı)
Davacıya 19.12.2017 tarihinde 42.935,73 TL ödenmiş ise de, Dairemizin kaldırma kararı üzerine alınan 25.03.2022 tarihli ek raporda 2022 yılı verilerine göre davacının bakiye destekten yoksun kalma zararı 250.187,66 TL olarak belirlenmiş olup, yapılan ödemenin ödeme tarihi itibariyle yetersiz ve orantısız olduğu açık olmakla mahkemece KTK’nın 111. maddesi uyarınca ibranın iptali ile yapılan ödemenin makbuz kapsamında değerlendirilmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması yerindedir.
Ne var ki, KTK’nun 96. maddesindeki hükme göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı ve poliçe limitini de aşmayacak şekilde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Somut olayda; davalı … tarafından düzenlenen zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine göre kaza tarihi itibariyle ölüm halinde kişi başına teminat limitinin 330.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davaya konu kazada ölen davacı desteği …’ın hak sahibi olan anne ve babasının talep edebileceği tazminatlardan, davalı sigortacının bu limitle sınırlı olarak sorumlu olacağı açıktır.Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda, desteğin hak sahibi olabilecek anne ve babasının alacakları paylar gözetilmeden davacı eş için destekten yoksun kalma tazminat alacağının 309.601,43 TL olduğu, davalı tarafça davacıya önceden ödenen ve güncelleştirilen 59.413,77 TL’nin mahsubu sonrasında davacı eşin bakiye destekten yoksun kalma tazminat alacağının 250.187,66 TL olacağı belirtilmiş, dava dışı destek alacaklılarının destek tazminat miktarları hesaplanmamış, desteğin annesi ve babası tarafından açıldığı anlaşılan Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/90 E. sayılı dosyası da dikkate alınmak suretiyle, teminat limiti yönünden garame hesabı yapılmamıştır. Bu nedenlerle hükme esas alınan aktüer raporu bu yönlerden eksik ve hatalı olup bu rapora göre karar verilmesi de eksik inceleme mahiyetindedir. (Yargıtay 17. HD 2016/2577 E. 2019/23 K, 2018/5560 E. 2019/22 K. sayılı içtihatları da bu doğrultudadır.)
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.05.2022 tarih 2021/786 Esas 2022/447 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara ayrı ayrı iadesine,
5-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 06.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.