Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/106 E. 2022/1669 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/106
KARAR NO : 2022/1669

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2021
NUMARASI : 2020/53 Esas 2021/229 Karar
DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüz Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 11.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.11.2022
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 03.11.2021 tarih 2020/53 Esas 2021/229 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin “….- …” markasının bulunduğunu, markasını “…” tabir edilen üründe kullandığını, müvekkilinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunda verilen arama ve el koyma kararı neticesinde davalının, müvekkiline ait markalı ürünlerin sahtelerini sattığının belirlendiğini, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini ileri sürerek, SMK’nın 150 ve 151/2-c maddesi gereğince lisans bedeline göre maddi tazminat belirlenmek üzere 1.000,00 TL maddi, 4.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 16.04.2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini toplam 11.350,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı, … ürünlerini satmadığını, kendisine iftira atıldığını, kendisinin özürlü ve emekli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN SONRA İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının izni veya lisans işlemi olmaksızın üretilen taklit ürünlerde markanın kullanıldığı ve bu markalı ürünlerin davalı tarafından satışa sunulduğu, ticarete konu edildiği iddiasıyla Ankara CBS’de soruşturma açıldığı, 16.04.2015 tarihli kararı ile ürünlere el konulduğu, ürünlerin taklit marka taşıdığının Ankara 1. FSHCM’nin 2016/243 Esas sayılı dosyası ile belirlendiği ve davalı hakkında 08.05.2018 tarihli karar ile adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davalının kusurlu olduğu, bilirkişi tarafından iki yıllık lisans ücretinin toplam 11.350,00 TL olarak belirlendiği, maddi tazminatın hesabına ilişkin varsayımın kanıtlarla ortaya konulamadığı, ele geçen ve incelenen ürün sayısının marka ihlal eyleminin sadece görünen kısmı ve delili olduğu, TBK’nın 50 ve 51. maddesine göre maddi tazminatın belirlenmesi icap ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL maddi ve 4.000,00 TL manevi tazminatın 16.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI : Dairemizce, davacı taraf delil olarak Ankara 1. FSHCM’nin 2016/243 Esas sayılı dosyasına dayanmış ise de, bu dosyanın halen kesinleştiğine dair dosyada herhangi bir belge bulunmamaktadır. Anılan ceza mahkemesi dosyasının sonucu bu dosyanın sonucunu etkileyeceğinden dolayı, ceza mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN SONRA VERİLEN İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının izni veya lisans işlemi olmaksızın üretilen taklit ürünlerde markanın kullanıldığı ve bu markalı ürünlerin davalı tarafından satışa sunulduğu, ticarete konu edildiği iddiasıyla Ankara CBS’de soruşturma açılmış, 16/04/2015 tarihli kararı ile ürünlere el konulmuştur. Ürünlerin taklit marka taşıdığı, Ankara 1. FSHCM’nin 2016/243 Esas sayılı dosyası ile belirlenmiş ve davalı hakkında 08.05.2018 tarihli karar ile adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, 23.02.2021 tarihinde hüküm kesinleştiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 4.000,00 TL manevi , 5.000,00 TL maddi tazminatın 16.04.2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı, oğlu oyan …’nin bu suçla alakası bullunmadığını, ne kadar delili sunmuş ise de göz ardı edildiğini,, suç üstü yapılmadığın, bahse konu telefonun kendisi tarafından kullanıldığının hts kayıtlarıyla ispat edilmediğini, … ile alakası olmadığını, ne aldığını ne de sattığını, sadece … gıda takviyesi faturası üzerine dava açıldığını, engelli olduğunu, maddi durumu olmadığı için İzmir’deki mahkemelere katılamadığını, ikametgahı olan mahkemede ifade vermek istediğini, avukat parasını ödeyemediği için avukatının davayı takip etmediğini, Ankara FSHHM’nin verdiği mahkumiyet kararının iftira üzerine verilmiş bir karar olduğunu, emekli olup beş tane ameliyat geçirdiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, markaya tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda davalı …, dava konusu ürünler ile kendisinin alakası olmadığını, iftiraya uğradığını istinaf itirazı olarak ileri sürmüş ise de Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 08.05.2018 tarih 2016/243 Esas ve 2018/153Karar sayılı kararında … A.Ş.’ye ait işyerinde suç tarihinde yapılan aramada 4 adet ürünün ele geçirildiği, bu ürünlerin sözkonusu şirkete sanıklardan … tarafından satıldığı, yine sanık …’nin bu ürünleri diğer sanıklar … ve …’den satın aldığı, öte yandan, sanıklardan …’nin eşi, diğer sanık …’nin ise annesi olan … adına kayıtlı Konya ilinde “…” isimli işyerinin bulunduğu, bu işyerinin … adına Konya/Meram Vergi Dairesi Müdürlüğünde vergi kaydının bulunmasına rağmen sözkonusu işyerinin fiilen sanıklar … ve … tarafından işletildiği ve aralarında suça konu ürünlerinde bulunduğu ürünlerin satışının sözkonusu işyerinde sanıklar … ve … tarafından birlikte gerçekleştirildiği, her ne kadar sanıklardan … davaya konu ürünü diğer sanık …’ye satmadığını beyan etmiş, diğer yandan, sanıklardan …’de internet sitesi üzerinden satış yapmadığını bildirerek suçlamayı kabul etmemiş ise de; internet üzerinden yapılan messenger yazışmalarının sanıklardan … ile … arasında gerçekleştiği, bu yazışmalarda suça konu ürünlerin sanıklardan … tarafından diğer sanık …’ye satışının sözkonusu edildiği, ilgili messenger görüşmelerinin yapıldığı 0507 079 04 32 nolu telefonun sanıklardan … adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından, öte yandan, sanıklardan …’nin ikinci kez sipariş verdiği ürünlerin … tarafından getirildiği ve bu ürünlerin bedelini …’ye elden ödediği, ayrıca sanıklardan …’in eşi, …’nın ise annesi adına vergi kaydı olan işyerini bu sanıkların fiilen birlikte işlettiklerini öğrendiğine dair samimi savunması karşısında, toplanan tüm deliller sonucunda, sanıklardan … ile …’nin savunmaları kendilerini cezadan kurtarmaya yönelik olduğu kabul edilerek itibar edilmediği, bu sanıkların üzerlerine yüklenen suçu işledikleri sonucuna varıldığı gerekçesine yer verilerek davalı …’nin markaya tecavüz nedeniyle mahkumiyetine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 9. CD’nin 23.02.2021 tarih 2016/243E, 2018/153 K sayılı kararıyla davalı sanık …’nin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Hukuk mahkemesi ceza mahkemesince belirlenen maddi olgularla bağlı olup kesinleşen ceza mahkemesi kararı karşısında davalının eyleminin markaya tecavüz oluşturduğu anlaşılmakta olup davanın kısmen kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamıştır. Davalının yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirmiş olup yasal savunma haklarını kullanmıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 614,79 TL’den peşin alınan 154,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 460,79 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11.11.2022