Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1011 E. 2023/41 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1011
KARAR NO : 2023/41

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.04.2022
NUMARASI : 2019/91 E. – 2022/226 K.

BİRLEŞEN KARŞIYAKA ATM’nin 2019/79 E. 2019/413 K. SAYILI DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU : Maddi ve ManeviTazminat
KARAR TARİHİ : 11.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.01.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.04.2022 gün ve 2019/91 E. – 2022/226 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

DAVA : Davacı vekili, davacı … ‘nun mal almak üzere geldiği davalı şirkete ait park alanın da yaya halde bulunduğu sırada davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı tırın çarpması sonucunda yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremezlik ile manevi zararının oluştuğunu, davalıların oluşan zarardan sorumlu olduğunu, belirterek; belirsiz alacak davası şeklinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00-TL geçici, 124.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatını davalılardan müştereken ve müteselsilen davacı … için 300.000,00-TL manevi davacı … için 50.000,00-TL manevi tazminatın ise davalı … ‘den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili, kazanın karayolunda gerçekleşmediğini, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını, davalının sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur tespiti yapılması gerektiğini, SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin yarısının mahsup edileceğini, davalının geçici iş göremezlik zararından sorumlu tutulamayacağını, davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunu, TRH 2010 ve 1,8 teknik faizin esas alınması gerektiğini, dava tarihinden faiz yürütülebileceğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımının dolduğunu, kusurun davacıda bulunduğunu, manevi tazminat isteminin fahiş olduğunu, SGK tarafından yapılan ödeme bulunup bulunmadığı ile maluliyetinin olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, zamanaşımı def’i hukuki dayanaktan yoksun olduğu, sigortalı araç sürücüsünün asli (%50 oranında) davacı … ‘nun tali (%20 oranında) davalı şirketin ise tali (%30 oranında) kusurlu olduğu, davacının kalıcı sakatlık oranının % 38, tıbbi iyileşme süresinin 180 gün olduğu, tır şoförü olarak çalıştığı, asgari ücret düzeyinin biraz üzerinde maaş aldığı, davacı …’nun davacı … ‘ın eşi olduğu, 6 aylık dönem için hak edilen tazminat tutarının (kazanç kaybının) 9.668,00-TL olduğu, bu tutardan davacının kusur oranına ve SGK tarafından geçici iş göremezlik tazminatı ödemesi düşüldüğünde bakiye 1.596,29-TL geçici iş göremezlik tazminatı alacağının bulunduğu, bu tutarın kusur oranlarına göre 997,68-TL lik bölümünden zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi hükümlerine göre davalı … , 598,61-TL lik bölümünden ise haksız fiil hükümlerine göre davalı … ‘nin sorumlu olduğu, dava konusu olayın aynı zamanda iş kazası niteliğinde olması nedeniyle SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin davacı … ‘ın kusuru dışında kalan ve % 80’ine tekabül eden tutarın yarısının da mahsup edilmesi sonuncada sürekli iş göremezlik tazminat alacağının 340.663,47-TL olduğu, bu tutarın kusur oranlarına göre 212.914,67-TL’lik bölümünden zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi hükümlerine göre davalı … nin 127.748,80-TL’lik bölümünden ise haksız fiil hükümlerine göre davalı … nin sorumlu olduğu, davacı … ve davalı … ‘ın kusur durumları gözetilerek davacı … lehine 50.000,00-TL, davacı … lehine 10.000,00-TL manevi tazminatlardan davalı … nin haksız fiili ika eden olarak davalı … nin ZMMS poliçesi hükümlerine göre sorumlu olduğu belirtilerek; davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ve … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesinde davalı … ve davalı Sigorta şirketi yönünden maddi tazminat alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmesine rağmen kusur oranlarına göre karar verildiğini, davalıların mütesilsil sorumlu olduğunu, bu yüzden davacı aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilemeyeceğini, davacının harcırahlarla birlikte aylık net 2.750-TL geliri olduğunu, maluliyet oranın ATK raporuna belirlenmesi gerektiğini, daha fazla miktarda manevi tazminat hükmedilmesini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili, davalının kusuru bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, 1,8 teknik faizin esas alınması gerektiğini, davalının geçici iş göremezlik zararında sorumlu tutulamayacağını, pasif döneme ilişkin hesaplamanın doğru olmadığını, ortalama ömür süresinin 68 yaş olarak hesaplanması gerektiğini, SGK tarafından yapılan ödemenin tamamının mahsup edilmesi gerektiğini, manevi tazminatın reddi gerektiğini, ihbar olunan … ve … isimlerinin karar başlığında belirtilmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS poliçesi kapsamında trafik kazası nedeni ile davacıların maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Çalışma gücünün kısmen kaybına ilişkin zarar talebi, kişinin tüm yaşamı boyunca katlanacağı, geleceğe yönelik zararının da giderimi amacını taşıyan bir talep olduğundan, kişinin hak kazanacağı tazminat miktarının doğru belirlenebilmesi bakımından, çalışma gücü kaybına yol açan kaza tarihindeki gerçek ve net gelirinin doğru belirlenmesi önemlidir. Bu kapsamda davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadarki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde bilinen son gelirinin uygulanması hususları gözönüne alınmalıdır. Dava dilekçesinde davacının kaza tarihinden önce tır şoförü olarak çalıştığı ve aylık net 2.750,00-TL geliri bulunduğu ileri sürülmüş, hesap bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacının çalıştığı firma olduğu iddia edilen firma kaşesinin bulunduğu belgede kaza tarihinden önce davacının tır şoförü olarak çalıştığı, ayrıca teamüllere uygun olarak kendisinine günlük kesintisiz 50,00-TL harcırah ödendiği belirtilmiştir. İDM tarafından davacının kaza tarihinden önceki SGK hizmet dökümü celp edilmediği gibi çalıştığı firmadan davacının gelirine ilişkin bir araştırma da yapılmamıştır. Yine harcırah olarak belirtilen ödemenin devamlılık arz eden bir ödeme olup olmadığı da tespit edilmemiştir. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, davacının gelirinin asgari ücretin 1,058 katı olduğu belirtilerek yapılan hesaplamaya iştirak edilmiş ise de davacının gelirin tespiti için yapılan inceleme ve araştırma yetersiz olup, eksik inceleme hüküm kurulamaz. Davacı taraf bir iş verene bağlı olarak çalıştığını bildirerek ücret bordrosu sunduğuna göre ücret bordroları, SGK’ye kayıtları gerekiyorsa devamlılık arzeden diğer ödemeler yönünden bu şekilde bir harcırah ödemesi olup olmadığı hususunda ilgili meslek kuruluşlarından araştırma yapılarak kazancının saptanması gerekir.
6098 sayılı TBK.’nın 61 ve 62. maddeleri ile müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, TBK.’nın 162. ve 163. maddelerine göre, borcun tamamından sorumludur. 167. maddesi uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur. Bu durumda davacı, zararlarını müştereken ve müteselsilen talep edebileceği gibi yasanın verdiği müteselsilen talep hakkından açıkça vazgeçerek her bir failin kusuru oranında da talepte bulunabilir. Davacı tarafından gerek dava, gerekse ıslah dilekçesinde davalıların oluşan zarardan müşterek ve müteselsil şekilde sorumluluğuna gidilmesi talep edilmiş olması karşısında davalıların müşterek ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, gerekçesi gösterilmeksizin davalıların kusur oranında ayrı ayrı sorumluluğuna gidilmesinde isabet de bulunmamaktadır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından yukarıda anılan ilke ve esaslar çevresinde araştırma yapılıp davacının kaza tarihindeki gerçek ve net gelirinin doğru şekilde belirlenerek; açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde aküerya bilirkişisinden ek bilirkişi raporu alınması oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.04.2022 tarih 2019/91 E. – 2022/226 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.