Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/98 E. 2023/1357 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/98
KARAR NO : 2023/1357

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.09.2020
NUMARASI : 2019/98 E. 2020/400 K.

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 05.10.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.09.2020 tarih 2019/98 E. 2020/400 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … A.Ş. Vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 12.07.2017 tarihinde davalı .. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan, davalı … .A.Ş.’ne ait, davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca çarptığını, meydana gelen zararın Almanya’da alınan 24.10.2017 tarihli bilirkişi raporu ile KDV dahil 20.185,84 Euro, aracın rayiç değerinin 29.000,00 Euro, hurda değerinin ise 16.084,00 Euro olarak tespit edildiğini, aracın pert total olduğu kabul edilerek, müvekkili nezdinde gerçekleşen gerçek zararın aracın rayiç değerinden hurda değerinin düşülmesi sonucu KDV dahil 12.916,00 Euro olarak belirlendiğini, davalı tarafça 05.03.2019 tarihinde 17.891,76 TL tutarında kısmi ödemede bulunulduğunu, ödeme tarihinde geçerli kur dikkate alındığında ödeme miktarının 2.922,30 Euro olduğunu, bakiye zararın 9.993,70 Euro olduğunu, müvekkilinin bilirkişi raporunun tanzimi için 1.548,79 Euro ödediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.993,70 Euro maddi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden, davalı … şirketinden temerrüt tarihi olan 07.02.2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 1.548,79 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili, davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını, kazanın meydana gelmesinde davacının asli ve tam kusurlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının zararının Türkiye’de yapılacak onarım giderinden ibaret olduğunu, davacının aracının sol taraftan çarptığını ve sol taraftan hasar aldığını iddia etmiş ise de; sunduğu raporda aracın sağ tarafından da hasarlı olduğunun görüldüğünü, bu itibarla davacının taleplerinin haksız ve fahiş olduğunu, davacı tarafça sunulan Almanya’da düzenlenen ve zarar miktarını gösteren raporları ve belgeleri kabul etmediklerini savunarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirkete yapılan başvuru sonucunda 05.03.2019 tarihinde davacı vekilinin hesabına 17.891,76 TL ödeme yapıldığını, davacının müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ATK raporunda açıklanan gerekçelerle davalı sürücü …’nın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı sürücünün kusursuz olduğu, davacıya ait araçta yedek parça, boya ve işçilik olmak üzere 11.700,00 Euro tutarında zarar oluştuğu, davacı tarafça kaza nedeniyle aracın sağ tarafından da istinat duvarına çarpması nedeniyle hasar oluştuğu iddia edilmiş ise de, gerek makine mühendisi bilirkişinin kök ve ek raporu gerekse ATK raporunda yapılan teknik değerlendirmeye göre kazada aracın sol taraftan darbe aldığı ve kaza tespit tutanağında bu darbe neticesinde sağ tarafa ötelendiği ve sağ taraftan da hasar aldığı ile ilgili bilgi bulunmadığı, Almanya’da yapılan ekspertiz çalışması sonucunda aracın sağ tarafındaki hasara yönelik tespit olsa da bu durumun dava konusu kaza ile oluşamayacağı, kaza tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuruna göre hasar bedelinin TL karşılığının 11.700 Euro x 4.1402 TL= 48.440,34 TL olduğu, davalı … kaza tarihindeki sigorta teminat limiti olan 33.000,00 TL (33.000 TL/4.1402= 7.970,63 Euro) ile sınırlı olarak bu hasardan sorumlu olduğu, davalı … şirketinin davacıya 05/03/2019 tarihinde 17.891,76 TL hasar bedeli ödemesinde bulunduğu, ödeme tarihi itibariyle 1 Euro 6.1225 TL üzerinden yapılan ödemenin Euro karşılığının 2.922,30 Euro olduğu, davacının bakiye hasar zararının 11.700 Euro – 2.922,30 Euro = 8.777,70 Euro olup, davalı …kaza tarihi itibariyle bakiye teminat limiti Euro cinsinden 7.970,63 Euro – 2922,30 Euro = 5058,33 Euro olduğundan bakiye hasardan bu miktarla sınırlı olarak sorumlu tutulabileceği, davacı tarafça ödenen 1.548,79 Euro hasar tespit gideri yargılama giderleri kapsamında yer almakta olup, davanın kabul ve red oranına göre değerlendirileceği, hasar ihbarının davalı sigortacıya, 25.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 2908 sayılı KTK 99. madde hükmüne göre trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğü süresinin, hasar ihbarından itibaren 8 gün geçtikten sonra sigortacının temerrüde düştüğü, 08.02.2019 tarihinden itibaren temerrüd faizi talep edilebileceği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 8.777,30 Euro tazminatın, davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 08/02/2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren (davalı … şirketinin bu miktarın 5.048,33 Euroluk kısmı ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin aracının sağ tarafında meydana gelen hasarın kaza ile ilintili olmadığı yönündeki tespitin hatalı olduğunu, müvekkilinin sağ şeritte trafik kurallarına uygun bir şekilde seyrederken sol şeritteki sigortalı araç sürücüsünün sağ tarafta seyreden müvekkilini fark etmeyerek ve hatalı sollama yaparak müvekkilinin aracına çarptığını, istinat duvarı ile sigortalı araç aracında sıkışan müvekkiline ait aracın, hem sağ hem de sol kısmında hasar meydana geldiğini, bu durumun kaza yeri fotoğrafları ile sabit olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….A.Ş. vekili, hükme esas alınan ATK raporunu kabul etmediklerini, davacının seyir halindeyken çift şeritli yolda hız limitlerine uymadan kendi bulunduğu sağ şeritten sola şeritte bulunan müvekkiline ait aracı geçmeye çalıştığını, bu esnada sol şeridin bir kısmını da ihlal ettiğini, müvekkiline ait aracın sağ tarafına sürtmesi sonucunda dava konusu kazanın meydana geldiğini, kazanın davacının asli ve tam kusuruyla meydana geldiğini, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, kazanın meydana geldiği yerde keşif yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere talep edilen hasar miktarını kabul etmediklerini, davacının zararının ancak Türkiye’de yapılacak onarım giderinden ibaret olabileceğini, davacıya ait aracın sağ tarafındaki onarıma ilişkin talepleri kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası sonucu davacıya ait yabancı plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle uğranılan zararın kazaya sebebiyet veren aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan 04.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün KTK’nın 46-b-d maddesindeki “Şerit değiştirmeden önce gireceği şeritle sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek, ve trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek” ve 84-g maddesindeki “Şeride tecavüz etme” kurallarını ihlal etmesi nedeniyle %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacının kusurunun olmadığı, davacıya ait aracın sol ön çamurluk, sol ön kapı, sol arka kapı, sol arka çamurluk ve bu kısımların onarımı için gerekli olan yedek parça ve işçilik+KDV dahil onarım bedelinin Almanya Ülkesi koşullarına göre 11.700,00 Euro ve aracın onarımının ekonomik ve aracın kullanılacak durumda olduğu, davalı … şirketinin 05.03.2019 tarihinde 17.891,76 TL ödeme yaptığı, yapmış olduğu, kısmi ödeme karşılığının 17.891,76 TL / 6,1225 TL/Euro = 2.922,30 Euro olduğu, davacının bakiye hasar miktarı alacağının 11.700,00 – 2.922,30 TL = 8.777,70 olduğu görüşü bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 21.04.2020 tarihli raporunda da kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halindeyken sağ yan kısmını kontrol etmeden sağ şeride doğrultu değiştirme manevrası yapması nedeniyle %100 oranında tam kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu kusur oranlarının dosyada alınan bilirkişi raporu ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, kusur oranlarının tespit edilenden farklı olduğuna dair bir kanıtın dosya kapsamında mevcut olmadığı sonucuna varılarak, davalı vekilinin kusur oranlarına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Almanya’da ikamet eden davacının aracını geçici olarak Türkiye’ye getirdiği dönemde trafik kazası sonucunda hasara uğradığı, davacının aracının onarımını Türkiye’de yapması konusunda zorlanamayacağı, aracını Türkiye’de veya ikamet ettiği ülkede tamir ettirmek konusunda seçimlik hakka sahip olduğu, araç sahibinin bu seçimlik hakkını ikamet ettiği ülkede tamir ettirme yönünde kullanması durumunda, yurt dışı tamirine dair gerçek hasar bedelinin tespit edilerek bu bedelin Türk Lirası karşılığının tazminine karar verilmesi gerektiği gözetilerek (YHGK 24.06.2015 gün ve 2014/17-28 E., 2015/1745 K.), bu bağlamda seçimlik hakkını Almanya ülkesinde yaptırmak yönünde kullanan davacı yönünden hasar bedeli olarak hesaplanan 11.700,00 Euro zarardan davalı … tarafından dava açılmadan önce ödenen 17.891,76 TL (2.922,30 Euro) Euro’nun düşümü ile 8.777,70 Euro tazminata hükmedilmesi yerinde olup, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili, sol şeritteki davalı sürücünün müvekkilinin aracına çarpması üzerine müvekkiline ait aracın sağ tarafta bulunan istinat duvarına çarptığını ve aracın sağ tarafında da hasar oluştuğu, böylece hasar bedelinin eksik hesaplandığı yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde, bilirkişi asıl ve ek raporu ve ATK Trafik İhtisas Dairesi raporları birlikte değerlendirilerek, kaza tespit tutanağında davacıya ait aracın duvara çarptığının belirtilmemiş olduğu, çizilen krokide de istinat duvarının gösterilmediği, aracın duvara çarpmış olarak çekilmiş fotoğrafının bulunmadığı, kaza sırasında davacının aracında bulunan davacı tanığı … ‘ın beyanlarında da aracın duvara çarptığından söz etmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin hükmedilen hasar bedeline ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ile … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … A.Ş. yönünden istinaf karar harcı olan 3.936,88 TL’den peşin alınan 706,15 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.230,73 TL’nin davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yoluna başvuranların yaptığı istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05.10.2023