Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/95 E. 2023/1349 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/95
KARAR NO : 2023/1349

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2020
NUMARASI : 2015/1294 Esas 2020/28 Karar

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 04.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 04.10.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.01.2020 tarih 2015/1294 Esas 2020/28 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ve … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalılardan … ‘a ait, diğer davalı … ‘nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya olarak yürüyen davacıya çarpması sonucu yaralandığını, davacının bu yaralanma neticesinde %12 oranında malül kaldığını, kazada davalı araç sürücüsü … ‘nun kusuru neticesinde meydana geldiğini, kaza sonrasında davalılar aracının sigorta şirketi olan … A.Ş’ye yapılan başvuru neticesinde 37.140,00.-TL tahsil edildiğini, yapılan bu ödeme davacının kalıcı özür oranı göz önüne alındığında gerçek zararını yansıtmadığını, ayrıca tedavisinin devam ettiği süre zarfında da davacının hiç çalışamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 40.000,00.-TL maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilinin gerektiğini, ayrıca davacının bu kaza ile büyük acı ve sıkıntılar içine girdiğini, manevi yönden de çektiği acı ve sıkıntıların bir nebze de olsa karşılanması adına 30.000,00.-TL manevi tazminatın kazaya karışan aracın maliki olan … ve sürücüsü konumundaki davalı … ‘ndan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar … ve … vekili, davalı … adına kayıtlı aracın diğer davalı … ‘nin sevk ve idaresinde iken 30/12/2013 tarihinde davacıya çarptığını ve taksirle, davacının hafif şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, ancak taraflar istenmeyerek yaşanan bu kazadan sonra uzlaştırmacı bilirkişi önünde, savcılık aracılığıyla 04/04/2014 tarihinde uzlaştıklarını, davacının davalı … ‘den hastane masrafları karşılığında 2.800-TL aldığını, uzlaşmayı kabul ettiğini özgür iradesi altında beyan ettiğini ve imzaladığını, uzlaşma gerçekleştiği için, kazada hangi tarafin ne kadar kusurlu olduğu bilirkişi marifetince detaylandırılmadığından, karşı tarafça davalıya yüklenen kusuru kesinlikle kabul etmediklerini, taraflar arasında ayrıca akdedilen Bornova 5. Noterliği’nin 10/01/2014 tarihli 784 yev. nolu taahhütnamesinde de davacının, müvekkili … ‘den maddi ve manevi tazminat talepleri karşılığında 3.000-TL tahsil ettiğini ve ileride müvekkilinden, bu trafîk kazası sonucu herhangi bir hak talebinde bulunmayacağını beyan ve taahhüt ederek Noter huzurunda imzaladığını, davacının kişisel haklarından, resmi makamlar önünde feragat ettiğini, feragat ettiği bu hakları kullanarak iş bu davayı açmasının kanuna alenen aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın esasına girilmeksizin reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise davanın haksız, yersiz ve kötüniyetli olması, usule aykırılık taşıması, dava şartlarının oluşmaması sebebiyle reddine, davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde, davacı vekilinin 20.05.2019 tarihli dilekçesi ile sigorta şirketi ile haricen sulh olduklarını, bu nedenle maddi tazminat davasının konusuz kaldığını maddi tazminat talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği, 14.11.2019 tarihli celsede ise maddi tazminat talepleri yönünden tüm davalılara karşı açtıkları davadan feragat ettiklerini imzalı beyanı ile beyan ettiği, CMK’ nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup, anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Bu yasal düzenlemeler ışığında uzlaşma raporunun 253. Maddesine uygun olarak düzenlenmediği ve bu anlamda düzenlenen uzlaşma raporunun eldeki dava yönünden ilam mahiyetinde sayılamayacağı, ayrıca uzlaşma raporunda sadece hastane masrafları yönünden bir uzlaşının sağlandığı, diğer maddi zararlar ve manevi tazminat yönünden CMK’nun 253. Maddesi uyarınca bir uzlaşma yapılmadığı, davacının trafik kazası yaralanması nedeniyle oluşan cismani zararlarına ilişkin maddi ve manevi zararları için dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun tespit olunduğu, somut olay değerlendirildiğinde, davacının sürekli maluliyeti ile sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, davaya konu trafik kazasında davacı yaya … ‘in %75 oranında, davalı sürücü … %25 oranında tali kusurlu olması, davacının %8.2 oranında maluliyeti oluşacak şekilde yaralanması, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının, yaralanması nedeniyle çektiği elem ve ızdırap nazara alınarak, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddi ile, 8.000,00 TL manevi tazminatın 30/12/2013 tarihinde işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … ‘dan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacı tarafa verilmesine, maddi tazminat davasından feragat edilmesi nedeni ile maddi tazminat davasının reddine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … ve … vekili, yerel mahkemece davacının hastaneye yatışı konusunda ara karardan dönülmeden dosyanın ATK’ya gönderilerek itirazları dikkate alınmaksızın karar verildiğini, davacının rapor tarihine kadar davaya konu trafik kazası sebebiyle oluşmuş sağ kolundaki herhangi bir şikayetini dile getirmeyip delil sunmadığını, yalnızca dizinde kalıcı sakatlık kaldığından çalışamadığı iddiasında bulunduğunu, davalı … ile … ‘ın kaza sonrası davacının götürüldüğü hastaneye gittiklerini, davacının iyileşmesinden sonra 3.000,00 TL tazminatı haricen kendisine ödeyip C. Savcılığı aşamasında ise 2.800,00 TL hastane ve tedavi giderlerini ödeyerek uzlaşmanın gerçekleştiğini, Bornova 5. Noterliği’nin 10.01.2014 tarih ve 784 yevmiye numaralı taahhütnamesinde görüleceği üzere davacının feragatini taahhüt eden beyanda bulunmasına rağmen mahkemece tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının davalı sigorta şirketinden toplamda 53.454,00 TL tazminat tahsil ettiğini, ödemenin orantısız şekilde yüksek olduğunu, tazminatın fahiş olduğunu, davacının talep ettiği manevi tazminattan % 75 oranındaki kusuru düşüldüğünde dahi 7.500,00 TL’ye tekabül ettiğini, bu nedenlerle hukuka aykırı ve fahiş olarak takdir edilen manevi tazminatın reddine, aksi kanaat oluşması halinde miktarının müvekkiller lehine düşülerek karar verilmesini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı maddi ve manevi zararların araç sürücüsü, araç maliki ve aracın sigorta şirketinden tazminine ilişkindir. istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanınkısmen kabul, kısmen reddi ile, 8.000,00 TL manevi tazminatın 30/12/2013 tarihinde işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … ‘dan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacı tarafa verilmesine, maddi tazminat davasından feragat edilmesi nedeni ile maddi tazminat davasının reddine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Yerel Mahkemece taraf delillerinin toplanıldığı davaya konu 30.12.2013 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle tanzim edilen KTT içeriğinde, Kemalpaşa Caddesi ile 4293 sokak kavşağında meydana gelen yaralamalı trafik kazasında sürücüsü ve plakası tespit edilmeeyen aracın Kemalpaşa caddesini takiben otogar istikametine giderken 4293 sokak kavşağına geldiğinde gidiş istikametine göre yolun solundan sağ tarafa geçmek isteyen yaya … ‘e yol içinde çarparak kaçması neticesinde oluştuğuna dair tutanağın polis memurlarınca imza altına alındığı, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 05/09/2019 tarihli raporda, sürücü … ‘nun %25 oranında kusurlu olduğu, yaya … ‘in %75 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, davacının maluliyet durumuna ilişkin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden alınan ATK’nun 13/03/2019 tarihli raporunda, sağ ön kol kemiği kırığı sonucu oluşan sağ dirsek eklemindeki hareket kısıtlılığına bağlı Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı şahsın olay tarihindeki yaşına göre %7,3 ve rapor tarihindeki yanına göre %8,2 olarak bulunduğu, şahsın tibbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 ay olduğu kanaatine varıldığının rapor edildiği, davacı ile davalı … A.Ş arasında 26/04/2019 tarihinde imzalanıp, protokole göre sigorta nezdinde 73016143 poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın … sevk ve idaresindeyken 30/12/2013 tarihinde karıştığı kaza sonucu yaralandığı, davacı ile toplam 16.314,77 TL nin banka hesabına ödenmesi hususunda mutabık kalındığı ve ibraname düzenlendiği, sulh protokolünün taraflarca imza altına alındığı, İzmir C. Başsavcılığının 2014/11294 Soruşturma 2014/17946 Karar sayılı dosyasında, müşteki … olduğu halde şüpheli … hakkında taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından dolayı başlatılan soruşturmanın 08/04/2014 tarihinde CMK 253. maddesinde açıklanan nitelikte uzlaşma kapsamındaki suçlardan olan suç nedeniyle önerilen uzlaşma görüşmelerini kabul eden tarafların uzlaştıkları, bu nedenle atılı suçlardan şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar ile neticelendirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 20.05.2019 tarihli dilekçesi ile sigorta şirketi ile haricen sulh olduklarını, bu nedenle maddi tazminat davasının konusuz kaldığını maddi tazminat talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği, 14.11.2019 tarihli celsede ise maddi tazminat talepleri yönünden tüm davalılara karşı açtıkları davadan feragat ettikleri yönündeki beyanına nazaran davanın maddi tazminat istemi yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmesi yerindedir.
Davalılar … ve … vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf nedenlerinin incelenmesinde, dosyada mevcut Bornova 5. Noterliği’nin 10.01.2014 tarih ve 00784 yevmiye numaralı taahhütnamenin davacı yanca imzalandığı, işbu belgede “… plakalı araç sürücüsü … kimlik numaralı … ‘nun bana çarpması sonucu meydana gelen yaralamalı trafik kazası sebebiyle kaznın olduğu andan itibaren araç sürücüsü … ve yakınlarının her türlü tedavimle ilgilendiklerini, tüm tedavi giderlerimi karşıladıklarını ayrıca maddi ve manevi kayıplarım için tarafıma 3.000-TL nakit para ödendiğini, bu nedenlerle meydana gelen trafik kazası sonucu araç sürücüsü … ‘ndan ileride herhangi bir sebeple hak ve alacak talebinde bulunmayacağıma, şikayetçi olmayacağıma, şikayetimden vazgeçtimi kabul, bu gibi haklarımdan lehine feragat ettiğimi beyan ve taahhüt ederim” şeklinde belirtildiği görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece bunun re’sen dikkate alınması gerekir. Davanın iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması halinde ise önceki ödeme tarihi verilerine göre hesap yapılıp fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmeli; şayet ödenmesi gereken tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmelidir. (Yargıtay 4. HD 20.12.2021 tarih ve 2021/20621 E. – 2021/10611 K. sayılı ilamı)
Manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve sosyal yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda davacının maluliyet durumu , kazadan hemen sonra davalı sürücünün tutum ve davranışları, kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesine nazaran davalı yanca taahhütname kapsamında yapılan ödeme miktarının cüziliği dikkate alındığında davalı yanca yapılan ödemenin 2918 S.K’nun 111.maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, davalılar vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ve … yönünden istinaf karar harcı olan 546,48 TL’den peşin alınan 136,62‬ TL’nin mahsubu ile eksik kalan 409,86‬ TL’nin davalılar … ve …’dan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalılar … ve … ‘ın yaptıkları giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04.10.2023