Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/908 E. 2021/1012 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/908
KARAR NO : 2021/1012

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.01.2021
NUMARASI : 2020/88 E. 2021/48 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 20.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.09.2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.01.2021 tarih 2020/88 E. 2021/48 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin 1994-2001 tarihleri arasında Tasfiye Halinde …’ndeki çalışmalarını eksik gösterilmesi nedeniyle İzmir 14. İş Mahkemesinde 2018/449 E sayılı hizmet tespiti davası açtığını, kooperatifin dava açılışından önce sicilden terk olduğunu öğrendiklerini, davaya devam edebilmek için kooperatifin ihyası gerektiğini ileri sürerek, kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
Davalı tasfiye memurları, davacının kooperatifin ihyasını isteme hak ve yetkisine sahip olmadığını, kooperatifin tasfiyesi için karar alınarak tüm işlemler yerine getirldikten sonra 2006 yılının Aralık ayında tasfiye edildiğini, gerekli ilanların yapıldığını, tasfiyenin sürdüğü 6 yıl boyunca davacının kooperatiften herhangi bir talebinin olmadığını, kaldı ki inşaat işlerinin kooperatifçe yapılmayıp ihale usuliyle yaptırıldığını, davacInın kooperatif işçisi olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatifin tasfiye sonucu sicilden terkin olduğu, davacının açtığı hizmet tespiti davası terkinden sonra açılmış olsa da davacının hizmet sürelerinin doğru olarak SGK’ya bildirmediği ileri sürmüş olması karşısında usulüne uygun tasfiye edildiğinden bahsedilemeyeceği, davacının iş mahkemesinde ileri sürdüğü hakkın varlığının değerlendirilmesi açısından kooperatifin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu, gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile kooperatifin, İzmir 14. İş Mahkemesinin 2018/449E sayılı dosyası ve bu davanın konusu ile sınırlı olmak üzere ihyasına, ek tasfiye kurulu olarak son tasfiye memurları …, … ve …’ün atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tasfiye memurları tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı tasfiye memurları …, … ve …, davacının kooperatifin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmadığını, kooperatifin ihyası için zamanaşımını dolduğunu, davacının koperatif çalışanı olmadığı için herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını kooperatif ile müteahhit arasında yapılan anlaşma gereği aylık bildirgeler mütehhit tarafından bildirilmiş olup kooperatif işçilerin işe alımları ve işten çıkarılmaları ile sigorta bildirimleri, resim, vergi, harç vb yükümlülüklerinden kooperatifin sorumlu olmadığını, tasfiye memuru olarak yaşları nedeniyle pandemi süreci de dikkate alındığında verilen karar neticesinde bu iş ve işlemler taraflarınca yürütülmeyeceğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye nedeniyle sicilden terkin olunan kooperatifin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili tasfiye sonucu sicilden terkin olunan kooperatife karşı açtıkları hizmet tespiti davası nedeniyle kooperatifin ihyası isteminde bulunmuştur. Dosyadaki ticaret sicil arşiv sorgulama belgesine göre kooperatif tasfiye sonucu sicilden terkin edilmiştir. Davacının açtığı hizmet tespiti davasının devamı için kooperatifin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesinde tasfiye olunan şirketin ihyası için zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Davacının ihyasi istenen kooperatiften alacaklı olup olmadığı hizmet tespiti davasında incelenmesi gerekmekte olup ihya davasında değerlendirilmesi mümkün değildir. Dünyada hüküm süren Covid 19 pandemisinde ülke çapında aşılamanın yaygınlaşması, aşılı 65 yaş üstü vatandaşlar için uzun süredir kısıtlayıcı düzenlemelere yer verilmemesi, ihya davasının dayanağı olan hizmet tespiti davasında taraf teşkilinin bir an önce sağlanmasının gerekmesi ve tasfiye memurlarının geçerli mazeretlerini belgelemeleri halinde ilk derece mahkemesince her zaman ek karar ile tasfiye memurun değiştirilmesinin mümkün olması karşısında davalı tasfiye memurlarının ek tasfiye memuru olarak atanmak istemelerine ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ne var ki 6102 sayılı TTK’ nın 547/2 maddesi uyarınca açılan dava ile sınırlı olmak üzere ihya kararı vermiştir. TTK 547/2 maddesi ek tasfiyeden bahsetmekte ancak ek tasfiyenin nelerden ibaret olacağına ilişkin bir sınırlandırmaya gitmemektedir. Tasfiye dışı bırakılan hukuki işlem bir olabileceği gibi birden fazla da olabilir. Böyle bir halde her hukuki uyuşmazlık için ihya kararı almak usul ekonomisine aykırı olduğu gibi ihya kararı verilmiş bir kooperatif için yeniden ihya kararı almanın hukuki yanı da yoktur. Bu nedenle açılan veya açılacak bir dava ile sınırlı olarak, ihya kararı verilmesi, tasfiye kurumunun ruhuna uygun değildir. (Yargıtay 23. H.D’nin 25.01.2021 tarih 2018/1902 E- 2021/167 K, 10.12.2020 tarih 2018/1902 E- 2021/167 sayılı, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 29.04.2021 tarih 2021/813 E-2021/2057 K sayılı kararları). Açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesi kararındaki “sınırlı” ihya sonucu doğuran ibarelerin çıkartılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı sınırlı ihya ile ilgili kısım yönünden resen kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.01.2021 tarih 2020/88E, 2021/48 K sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca RESEN KALDIRILMASINA,
2-Asıl davanın kabulüne, birleşen davada davalılar …, …, … aleyhine açılan davanın kabulüne, …nün Buca 109 sicilinde kayıtlı …’nin ihyasına,
Ek tasfiye kurulu olarak son tasfiye memurları, …, … ve …’ün atanmasına, kendilerine ücret takdirine yer olmadığına,
Birleşen davada davalı … Müdürlüğüne açılan davanın derdestlik nedeni ile reddine,
Asıl ve birleşen dava yönünden karar tarihi itibarı ile ayrı ayrı alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Tasfiye kurulu üyelerinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden ve ticaret sicil müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kararın kesinleşmesi halinde, ayrıca karar yazmaya gerek görülmeden kalan gider avansının derhal davacıya iadesine,
3- Davalı tasfiye memurlarını tüm istinaf itirazlarının reddine,
4-Davalı tasfiye memurları tarafından yatırılan harcın talep halinde kendilerine iadesine,
5- Davalı tasfiye memurları tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tasfiye memurlarına verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay 15. Hukuk Dairesinde(Kapatılan 23. Hukuk Dairesinde) temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2021