Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/9 E. 2023/1315 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/9
KARAR NO : 2023/1315

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.10.2020
NUMARASI : 2019/63 E. 2020/26 K.

DAVANIN KONUSU : FSEK
DAVA TARİHİ : 15.05.2019
KARAR TARİHİ : 28.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.09.2023

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 07.10.2020 tarih 2019/63 E. 2020/26 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, tespit dosyası kapsamında davalı şirkete ait iş yerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda, davacı şirkete ait … yazılımının kurulu ve çalışır vaziyette olduğu ve çizim dosyalarının bulunduğunun tespit edildiğini, davacından izin alınmaksızın bilgisayar programının haksız çoğaltılması ve kullanılması nedeniyle programın tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasının talep edilebileceğini, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile belirsiz alcak davası şekilinde 2.999 € tutarının tespit tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının ödenmesinne karar verilmesini dava ve talep etmiş, yargılama sırasında dava değerini KDV dahil rayiç bedelin en çok iki katı olacak şekilde 7076 € olacak şekilde artırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili, söz konusu programın tüm uzantı ve ekleri ile birlikte silindiğini, programın 15.11.2018 günü kurulmuş olduğu, 18.11.2018 gününden sonra programa erişimin olmadığını, dava tarih itibariyle, davalının zarara sebebiyet veren herhangi bir eylem bulunmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıın … kodlu yazılımların hak sahibi olduğunu, davalının mimarlık faaliyetleri gösterdiği işyerinde yapılan tespit sırasında kurulu ve çalışır vaziyette 1 adet yazılım tespit edildiği, bilgisayar programlarının 5846 Sayılı FSEK kapsamında koruma altında olduğu, yazlımın rayicinin 2.999 € olduğu, program sahibinin izni olmaksızın yükleme haksız çoğaltması halinde hak sahibinin maddi zararlarda karşılık 3 kata kadar bedel talebinde bulunma hakkına sahip olduğu, kullanım süresinin kısalığı, davalının kullandığı yazılımının eski sürümlü dikkate alınarak 1 kat tazminat uygun olduğu, tarafların aralarında satış sözleşmesi, fatura olmadığı ve ödenmiş bir KDV olmadığı için rayiç bedele KDV dahil edilmediği, tespit tarihinde karşılığının KDV hariç 17.796,06-TL olduğu, belirtilerek davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ve davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, dava bedelinin € cinsinden fiili ödeme tarihindeki TL karşılığını talep edilmesine rağmen, talebe aykırı olarak tespit tarihindeki kur baz alınarak karar verildiğini, … yazılımının tek katı rayiç bedelinin KDV Hariç 2.999 €, KDV Dahil 3.538 € olduğunu, buna göre 3 katı istenebilecek KDV dahil tutarın ise 10.614 € olduğu tespit edildiğini, tespit edilen tutarın 2 katı olan 7.076 €’nun fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı olarak davanın belirli hale getirildiğini, mahkeme tarafından programın eski sürüm olması sebebiyle KDV hariç rayiç bedelin 1 katına hükmedilmediğini, seçimlik hakkın ihlal edildiğini, rayiç bedel hesabına KDV tutarının da eklenmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, … yazılımının rayiç bedelinin, KDV hariç 2.999 €, KDV dahil 3.538 € olarak hesaplandığını, programın güncel sürümü olan … un fiyatının 2.999,00 € olduğunu, programın güncel sürümleri ile eski sürümleri arasında da bu sebeple fiyat farkı bulunması gerektiğini, bilirkişi raporu ile belirlenen değerin rayiç değeri yansıtmadığını, rapora itirazlarının dikkte alınmadığını, eksik inceleme yapıldığını, davanın 17.796,06-TL’lık kısım yönünden davanın kabulüne, kalan kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, belirterek; kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, bilgisayar programının lisanssız olarak çoğaltılmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Mali hakları davacılara ait olan 5846 sayılı FSEK anlamında ilim ve edebiyat eseri niteliğindeki bilgisayar yazılımın, davalının iş yerinde bulunan bilgisayarlarda kurulu ve çalışır vaziyette olduğunun tespit edildiği, söz konusu bilgisayar programının, davalının kontrolünde olan bir bilgisayara, davacı hak sahibinden izin alınmaksızın (lisanssız) yüklenerek kullanılması şeklinde ortaya çıkan fiilin, davacı hak sahibinin FSEK’in 22. maddesinden kaynaklanan çoğaltma hakkını ihlal edildiği, çoğaltma hakkının ihlali nedeniyle davacıların FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminat talep edebileceği amirdir.
3. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedelinin, eserin niteliği nazara alınarak önceden konu olduğu sözleşmeler kapsamı ve satış fiyatlarına ilişkin listede yazılı bedeller gibi objektif kriterler de dikkate alınarak, yüklenmiş olan bilgisayar programının kullanılabilir ve yüklenmiş çalıştırılabilirliği tespit olunmuş modülleri de nazara alınarak takdir olunmasının gerekli olup bu kapsamda dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ile anılan ilke ve easlar çerçevesinde proğramın rayiç lisans bedelinin KDV hariç toplamının 2999- € olarak tespit edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
4. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, bilgisayar programının lisansız kullanılması nedeniyle davacının çoğaltma hakkının ihlal edilmesine, dava konusu proğramın rayiç değerinin KDV hariç olarak hesaplanmasına, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıda belirtilen hususlar dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
5. 6100 sayılı HMK’nın 323/1-ğ. maddesi gereğince vekille takip edilen davalarda hükmedilecek vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamında kaldığı aynı kanunun 326. maddesi gereğince de yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı düzenlenmiştir. Davalı yargılama sırassında kendisini vekil ile temsil ettirmiş olup, mahkemece davasının kısmen kabulüne fazlaya ilişki talebin reddine karar verilmiş olması nedeniyle red edilen kısım yönünden 6100 sayılı HMK’nın 323, 326/2. ile AAÜT gereğince, davalı lehine vekalet ücretine de hükmedilmesi gerekir.
6. 6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi gereğince konusu para olan borç ülke parasıyla ödenir. Ancak ödemenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödenmesi kararlaştırılmış ise alacak ödemenin bu para birimiyle veya ülke para birimiyle ödenmesini istemede seçimlik hakka sahiptir. Yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılmasıyla birlikte hakkı kullanan kişi bu kararından geri dönemez. Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebilir. Yabancı para cinsinden yapılan harcamalar, yabancı para alacağı olarak dava edilebilir ve ödeme günündeki kura göre işlem görür. Davacı alacağı, yabancı para cinsinden meydana gelmiş olup fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir. Yabancı para borcuna hangi faizin uygulanacağı 3095 sayılı Kanun’un “Yabancı para borcunda faiz” kenar başlıklı 4/a maddesinde düzenlenmiş olup ilgili düzenlemede; “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” kuralına yer verilmiştir.
7. İstikrarlı bir şekilde kabul edildiği üzere, yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden, karar tarihindeki tarifeye göre vekalet ücreti ile nisbi karar ve ilam harcının hesaplanması gerekmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 12/05/2022 tarih ve 2020/6387 E. – 2022/3774 K. )
8. FSEK’nın 68/1. fıkrasındaki eser sahibinin “uğradığı zararın, en çok üç kat fazlasını isteyebilir” şeklindeki düzenleme, eser sahibinin mali haklarına tecavüz halinde gerektiğinde rayiç bedelin üç katının mütecavizden istenilebilmesi hususunda eser sahibine tanınmış bir seçeneğin kullanılması yetkisidir. Bu bakımdan, Kanun’da eser sahibine tanınan rayiç bedelin üç katı fazlasına kadar isteyebilme seçeneklerinden herhangi birisini kullanma yetkisi eser sahibi olan davacıya aittir. Mahkemece seçilen talep değiştirilemez (Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, Üçüncü Bası, S.300). (Yargıtay 11. HD’nın 17.12.2020 tarih ve 2019/2087 E. 2020/5937 K., 07.10.2019 tarih ve 2018/5073 E. – 2019/6260 K. ).
9. Davacının talebi, çoğaltma hakkının ihlali nedeniyle FSEK’in 68. maddesi kapsamında ( KDV dahil ) rayiç bedelin iki katına karşılık gelen 7076-€ ‘nun fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline ilişkin olup, TBK’nın 99. maddesi uyarınca seçimlik hakkını, yabancı para alacağının fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığı olarak tahsil edilmesi yönünde kullandığı gözetilerek KDV dahil edilmeksizin talep ile bağlı kalınarak 5998-€ alacağının fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığın davalıdan tahsilne, red edilen miktar yönünden ise davalı lehine vekalet ücreti takdirine dair hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken aksi şekilde verilen kararda isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, belirtilen hususlar yönünden tarafların istinaf başvurusu yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca açıklanan nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, yerinde olmayan sair istinaf itirazlarının ise reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ve davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 07.10.2020 tarih 2019/63 E. 2020/26 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 5.998-EURO maddi tazminatın 28.11.2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kurunun TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.787,30-TL karar harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 805,75-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.981,55-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 805,75-TL harcın da davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT hükümlerine göre belirlenen 25.500,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.333,53 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 13,00-TL tebligat gideri 70,7-TL, 1 müzekkere gideri 6,50-TL, 500,00-TL bilirkişi ücreti ile İzmir FSHHM 2018/150 D.iş sayılı dosyasınında yapılan 802,00-TL olmak üzere, toplam 1.430,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red edilen kısmı yönünden hesap edilen 1.212,14-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 6,40-TL vekalet harcının davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
3-Tarafların yerinde görülmeyen sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 148,60-TL istinaf yoluna başvurma harcı, 44,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 192,60-TL istinaf yargılama giderinin istinaftaki haklılık durumuna göre takdiren 96,30-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
7-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı 23,63-TL posta masrafı olmak üzere toplam 172,23-TL istinaf yargılama giderinin istinaftaki haklılık durumuna göre takdiren 86,11-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.