Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/896
KARAR NO : 2021/1178
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2021
NUMARASI : 2020/158 Esas 2020/670 Karar
DAVANIN KONUSU :Bilgi edinme ve inceleme yetkisi verilmesi, özel denetçi atanması talebi
KARAR TARİHİ : 15.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.10.2021
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.03.2021 tarih 2020/158 Esas 2020/670 Karar sayılı ek kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ayrı ayrı % 15 ‘er nispetinde olmak üzere ortağı olduklarını, İzmir C. Başsavcılığı ‘nın 2016/29862 sayılı soruşturma dosyasında yürütülen soruşturması kapsamında İzmir 4. SCM ‘nin 2016/3664 D. İş sayılı ve 29.09.2016 tarihli kararı ile davalı şirkete yönetim organının tüm yetkilerini kullanmak ve yeni yönetim kurulunu oluşturmak üzere kayyum atanmasına karar verildiğini, kayyum olarak atanan … Yönetimi tarafından davalı şirkete değişik tarihlerde müdür ve yönetici görevlendirilmeleri yapıldığını, davalı şirketin kayyumla yönetilmesinin ortakların şirket ortaklığından kaynaklı olarak TTK ‘da belirtilen haklarını kullanmalarını engellemeyeceğini, soruşturmada müvekkili … hakkındaki soruşturmanın tefrik edilerek açılan kamu davasının sonunda yönetim kayyumunun denetim kayyumu olarak devamına karar verildiğini, devamında ise bu kararın sadece müvekkili … ‘un ortaklık payları ile sınırlı olarak uygulanmasına karar verildiğini, müvekkillerinin TTK ‘nın ve diğer mevzuatta yer alan şirket ortaklığından kaynaklı yönetime katılma, kâr payı alma, denetim yetkilerinin kullanılması gibi haklarının kullanılmasının mahkeme kararına rağmen engellendiğini, davalı şirketin 2016 – 2017 – 2018 – 2019 yılları genel kurul toplantılarının hiç yapılmadığını, belirttikleri gündemle genel kurulun toplantıya çağrılması talebinin noter aracılığı ile 10.02.2020 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen şirket yönetimi tarafından olumlu bir cevap verilmediğini ileri sürerek, davacı şirketin olağan genel kurulunun ihtarnamede belirtilen gündemle toplantıya çağrılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, tam ıslah dilekçesi ile de; genel kurulun toplantıya çağrılması talebinin talepte yazılı gündemdeki konuların içeriklerinin ortaklıktan doğan bilgi edinme ve inceleme haklarının kullanılabilmesi amacıyla ihtarnamede yazılı hususların bizzat genel kurul ortamında öğrenilip tartışılmasına ve incelenebilmesine yönelik olduğunu, bilgi edinme ve inceleme haklarının kullanılabilmesi bakımından gerek dava tarihinden önce ve gerek dava tarihinden sonra davalı şirkete gönderilen ihtarnamelere davalı şirket tarafından hiçbir şekilde cevap verilmediğini, talepleri ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığını, TTK ‘nın 437. Md si gereğince müvekkillerinin bilgi alma ve inceleme haklarını kullanabileceğini, TTK ‘nın 438 ve 439. Md leri gereğince özel denetçi atanmasını isteyebileceklerini, davacı şirkete kayyum atandığı tarihten sonra üretim ve ciroların olağanüstü biçimde düştüğünü, giderlerinin arttırıldığını, şirketin nakdi varlığının yok edildiğini, kayyum heyetine teslim edilen şirketlerin içlerinin suistimaller ve ağır denetim ihmalleri nedeniyle boşaltıldığını, tamamen ıslah edilen dava ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğundan davanın ilk davanın açıldığı tarihte açılmış sayılacağını ileri sürerek, davalı şirketin 2016- 2017- 2018- 2019 yılları faaliyet raporları, bu yıllara ait bilanço, gelir gider (kâr – zarar) cetvellerinin, finansal tablolar ile düzenlenmiş olan denetim raporları içeriklerinin, atanan müdürlerin ücretleri ile diğer ödemelerle ilgili olarak şirket ortağı müvekkillerine bilgi verilmesine, inceleme yapma hakkının müvekkilleri tarafından kullanılmasına, davalı şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, kayyumluk görevinin … tarafından atanan kayyumlar eliyle yürütüldüğünü, davacı … ‘un davalı şirketteki hissesi ile ilgili olarak … ‘nin kayyumluk görevinin denetim kayyumluğu adı altında nitelendirildiğini, bu hususta ceza mahkemesi kararının henüz istinaf incelemesinde olduğunu, 674 KHK ‘nın 19. Md si hükmü gereğince … ‘nin kayyumluk görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkilerinin TTK hükümlerine tabi olmaksızın … ‘nin ilişkili olduğu bakan tarafından kullanılabildiğini, bakanın bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen ya da tamamen … başkanına veya …na devrettiğini, bu nedenle genel kurul yapılmasına ilişkin hususlarda TTK hükmünün uygulanmasına olanak bulunmadığını, genel kurul yetkisinin ilgili bakan tarafından …na devredilmesi nedeniyle … tarafından yerine getirildiğini savunarak davanın reddini istemiş, ıslah dilekçesine karşı da ıslah yolu ile ancak usul işlemlerinin değiştirilebileceğini, davacının ıslah dilekçesi ile neticei talep kısmının tamamını değiştirdiğini, ıslah yolu ile davanın sonuç ve isteminin değiştirilmesinin mümkün olmadığını, genel kurul yetkilerinin … ‘ye devredildiğini, davacının taleplerinin zamanaşımı ve hak düşürücü süreye uğradığını, davacıların inceleme talebi ve özel denetçi atanması talebi için yasal esaslara uygun sürecin takip edilmediğini, TTK ‘nın 437 md gereğince bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanılması için alınan bir genel kurul kararı veya yapılan başvuru akabinde açılan bir dava bulunmadığını, inceleme hakkının kullanılması için de genel kurula bu hususta talepte bulunulması ve bu talebin genel kurul tarafından reddi gerektiğini, bu nedenle ıslah isteminin de reddi gerektiğini, TTK 438, 439. Md leri gereğince özel denetçi atanması talebinin de genel kurulda ileri sürülmesi ve genel kurul tarafından bu hususta karar oluşturulması gerektiğini, genel kurul tarafından talebin kabul edilmemesi halinde talep eden tarafından 3 ay içinde dava açılmasının olanaklı olduğunu, şirket genel kurulunda usulüne göre özel denetçi atanması talebi ile bu talebin reddine ilişkin karar olmadığından dava şartının oluşmadığını savunarak, ıslah talebinin reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın ıslah dilekçesinde belirttiği 06.02.2020 tarihli davalı şirketin genel kurul toplantısına çağırılmasına ilişkin talebi içeren ihtarnamenin davalı şirkete 10.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede müdür ibrasının görüşülmesi, müdür seçimi ve 2016 – 2017 -2018 -2019 yıllarına ait faaliyet raporlarının müzekeresi ve kar ve kazanç paylaşımına ilişkin taleplerde bulunulduğu, sonuç kısmında da genel kurul toplantısının yapılmasının istendiği, ancak ihtarnamede TTK m. 437 de yer alan ortakların bilgi almasına ilişkin herhangi bir talebin bulunmadığı, TTK m. 437 de bu hakkın kullanılabilmesi için öncelikle ortakların şirkete başvurması, bilgi alma ve incelemeye ilişkin taleplerini bildirmesi, bu talebin reddi veya cevapsız bırakılmasından itibaren 10 gün, diğer hallerde makul süre içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ATM ye başvurulması gerektiğinin belirtildiği, davacının bu yönde bir talebi bulunduğunun belirlenemediği, ihtarın genel kurul toplantısına ilişkin olup, bilgi alma talebine ilişkin olmadığı, özel denetçi talebinin TTK 438 ve 439.maddelerinde düzenlendiği, pay sahibinin öncelikle bilgi alma ve inceleme hakkını kullanması gerektiğinin bu madde hükümlerinde belirtildiği, TTK m. 438 ve devamına göre yönetici olmayan şirket ortağı olan davacıların özel denetçi atanması talep hakkı bulunduğu, TTK m. 437 ye göre şirket ortağı pay sahibinin finansal tabloları ve diğer defter ve kayıtları incelemeyi isteme, genel kurulda yönetim kurulundan şirketin işleri, denetçilerden denetim yapılma şekli ve sonuçları hakkında talepte bulunma hakkı bulunduğu, istenilen bilgilerden şirket sırlarının açıklanacağı ve menfaatlerin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile bu talebin red edilebileceği, incelemenin uzman vasıtası ile yapılabileceği, bilgi alma ve inceleme istemlerinin cevapsız bırakılması halinde Asliye Ticaret Mahkemesine başvurulabileceği ve mahkemenin vereceği kararın kesin olacağı belirtildiği, davacı tarafın TTK m. 437 ye göre bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmaksızın, TTK m. 438’e göre özel denetçi atanmasını talep ettiği, TTK m. 438.maddesinde ” … Bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa … ” hükmü yer aldığı, bu madde hükmüne göre yönetim kurulu üyesi olmayan davacının öncelikle bilgi alma ve inceleme hakkını kullanması gerektiği, bu hak kullanılmadan özel denetçi atanmasını istemenin mümkün olmadığı, davacıların bilgi alma ve inceleme hakkını gereklerinin yerine getirilmesi için genel kurulundan istemesi, genel kurulun bu talebi red etmesi halinde öncelikle TTK m. 437.maddesine göre süresi içerisinde (TTK m. 437/5) şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine başvurması, mahkemenin verdiği inceleme yetkisi kapsamında talep konusu olan bilanço, gelir gider tabloları, üretimde ki düşüş, giderlerde ki artış, ari çiftlik belgesi iptali gibi konularda talepte bulunma hakkı bulunduğu, ancak bu talebinin kabul edilmemesi veya yapılan tespitin yeterli olmaması hallerinde özel denetçi isteme hakkı bulunduğu, bu nedenle bu talebin de reddi gerektiği, ayrıca 674 sayılı KHK m.19 ve itinaden çıkarılan 7078 sayılı Kanun m. 174/9 ve 10. bentleri gereğince 6102 sayılı TTK hükümlerine tabii olmaksızın genel kurul yetkilerinin fon tarafından kullanılması da söz konusu olacağından TTK hükümlerinin de genel kurul yetkileri bazında uygulanmayacağı, yetkinin … tarafından kullanıldığı, TTK hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olmadığı, bu nedenle davacıların gerek asıl ve gerekse ıslah ile belirtilen bu taleplerinin şartlarının da gerçekleşmediği, gerekçesiyle davacıların davalı şirketin defter ve kayıtlarını inceleyerek bilgi alma hakkı talebinin ve şirkete özel denetçi atanması talebinin reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, mahkemece 09.03.2021 tarihli ek karar ile kararın kesin olarak verildiği gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Gerekçeli asıl karara ve ek karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, davalı şirketin kayyumla yönetilmesinin davacıların şirket ortaklığından kaynaklı TTK ‘da belirtilen bazı haklarının kullanmalarını engellemeyeceğini, davacıların TTK ve diğer ilgili mevzuatta yer alan şirket ortaklığından kaynaklanan bilgi edinme, inceleme, yönetime katılmı, kâr payı alma, denetim yetkilerinin kullanılması gibi haklarının kullanılmasının engellendiğini, davalı şirketin genel kurul toplantısına çağrılması talebinin noter aracılığı ile davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen şirket yönetimi tarafından herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını, toplantıya çağrı talebinin talepte yazılı gündemdeki konuların içeriklerinin ortaklıktan doğan bilgi edinme ve inceleme haklarının kullanılabilmesi amacıyla ihtarnamede yazılı hususların bizzat genel kurul ortamında öğrenilip tartışılmasına ve incelenebilmesine yönelik olduğunu, bu hakların kullanılması ve şirketteki suistimallerin denetimle belirlenebilmesi için davadan önce ve davadan sonra davalı şirkete tebliğ edilen ihtarnamelere hiçbir cevap verilmediğini, hiçbir işlem de yapılmadığını, bu ihmaller nedeniyle kayyum heyetine teslim edilen şirketlerin içlerinin boşaltıldığını, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, 7078 S.K. ‘nun 174. Md si ile eklenen “ilgili bakan ya da yetkilendireceği kişiler tarafından genel kurul yetkilerinin kullanılmasına” ilişkin hükmün bilgi alma ve özel denetçi isteme haklarını engelleyecek ölçüde geniş olarak yorumlanıp uygulanmasının mümkün olmadığını, aksi halde payları bakımından kayyum atanmamış ortakların TTK ‘dan kaynaklı tüm hakları kullanmamaları ve bu hakların kullandırılmasına yönelik tüm davalardan yargı yolunun da tamamen kapatılmasının Anayasa ‘nın 36. md sinde ifade edilen adil yargılanma ve hukuki güvenlik haklarının ihlâli sonucunu doğuracağını, TTK ‘nın 437/5 md sinde belirtilen mahkeme kararının kesin olması durumunun bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasına mahkemece izin verilmesi, özel denetçi atanması talepleri ile ilgili açılan davanın kabulü için söz konusu olduğunu, mahkemece bu taleplerin reddine karar verilmesi halinde mahkeme kararının kesinleştiğinden söz edilmesinin mümkün olmadığını, TTK ‘nın 437/5 ve 440/2 maddelerinin lafzının sadece kabul kararının kesin olduğuna işaret ettiğini, maddedeki kesinlik ifadesinin kabul halinde içerik ve şekilden bahseden ibarenin hemen ardından geldiğini, talebin reddine ilişkin mahkeme kararının kesin olmayıp kanun yolu açık olan bir karar olduğunu, mahkemenin kararın kesin olduğuna ilişkin kabulünün Anayasa uygun yorum ilkesine aykırı olduğunu, bu yöntemde bir hükme birden fazla anlam verilebiliyorsa bu anlamlardan en az birisi ile Anayasaya uygun şekilde yorumlanması gerektiğini, red kararlarının kesin olduğunun kabulünün Anayasa ‘daki adil yargılanma ve hak arama özgürlüğüne aykırı bir yorum olduğunu, kişinin kanun yollarına başvurma imkanını engelleyen her kurralın hak arama özgürlüğü karşısında adaleti yaralayan bir engel oluşturduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle, ek kararın ve asıl kararın kaldırılmasını ve taleplerinin kabulünü istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ıslah edilmiş haliyle TTK 437 maddesi uyarınca davalı anonim şirkete ilişkin bilgi edinme ve inceleme yetkisi verilmesi ile TTK 438.maddesi uyarınca davalı şirkete özel denetçi atanması istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 09.03.2021 tarihli ek kararı ile, kararın kesin olarak verildiği gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup, öncelikle ek karara karşı yapılan istinaf başvurusu incelenmiştir.
Islah edilmiş haliyle davadaki talepler, TTK 437 maddesi uyarınca davalı anonim şirkete ilişkin bilgi edinme ve inceleme yetkisi verilmesi ile TTK 438-439. maddeleri uyarınca davalı şirkete özel denetçi atanması istemlerine ilişkin olup; mahkemece şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacıların taleplerinin reddine kesin olarak karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK ‘nın 437/5 ve 440/2.maddelerinde bilgi edinme ve inceleme yetkisi verilmesi ile davalı şirkete özel denetçi atanması istemlerine ilişkin mahkemece verilen kararın kesin olduğu belirtilmekle; istinafa konu ilk derece mahkemesi kararı kesin nitelikte olup istinafı kabil bulunmadığından mahkemece davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair verilen 09.03.2021 tarihli ek karar doğrudur. Bu sebeple davacılar vekilinin ek karara karşı istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve esasa ilişkin gerekçeli karara karşı istinaf itirazları incelenmemiştir. ( Yargıtay 11. H. D’nin 06.02.2019 tarih 2017/4089E – 2019/914K ve 07.10.2019 tarih 2018/5012E – 2019/6255K sayılı kararları da bu doğrultudadır.)
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, ek kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, ek kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.03.2021 tarihli 2020/158 Esas 2020/670 Karar sayılı ek kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’nin peşin alınan 177,90 TL’den mahsubu ile fazla yatan 118,60 TL’sinin talep halinde yatıranlara iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15.10.2021