Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/892 E. 2021/1003 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/892
KARAR NO : 2021/1003

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2020
NUMARASI : 2019/37 Esas 2020/490 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.09.2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.11.2020 tarih 2019/37 Esas 2020/490 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 31.07.2015 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait yabancı plakalı araca çarpması neticesinde müvekkiline ait araçta hasar meydana geldiğini, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza sonrası müvekkilinin aracının yetkili serviste tamir ettirdiğini, Almanya’ya gittikten sonra ek tamirat yaptırmak zorunda kaldığını ileri sürerek, 11.726,97 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle, 828,53 Avro’nun temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı TL olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı tarafın müvekkilince sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ve uğradığı zararı ispatlaması gerektiğini, fahiş tazminat talep edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın sigortalı araç sürücüsünün %75, davacıya ait araç sürücüsünün %25 oranında kusuru ile gerçekleştiği, davacının Türkiye’de yaptırdığı tamir faturasının araçtaki hasarla uyuştuğu, fatura bedelinin kabul edilebilir nitelik taşıdığı, davacının dayandığı Almanya’daki tamire ilişkin belgede değiştirildiği belirtilen parçaların referans numaraları bildirilmediği gibi parçalara ait resimlerin bulunmadığı, aracın Türiye’deki yetkili servisten tüm kontrolleri yapılarak teslim edildiğinin kabulü gerektiği, zira davacının ayıplı ve düzgün yapılmamış ön tamponu göstererek teslim aldığına dair ihtirazi kayda rastlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 8.795,67 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI : Dairemizin 2017/1331 E., 2019/1364 K. Sayılı ilamı ile; davalının istinaf itirazlarının incelenmesi sonucunda, TBK’nın 13. maddesi uyarınca ödemenin borcu söndüren hallerden olduğu ve yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde dava tarihinden önce davacı tarafından düzenlenen vekaletnameye istinaden 8.794,00 TL ödendiğini belirttiği, dosya içindeki hasar dosyasında da davalının beyan ettiği ödeme belgelerinin bulunduğu, mahkemece hasar dosyasındaki ödeme belgeleri gözetilerek davacı vekiline bu belgelere karşı diyecekleri sorulduktan sonra ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda olay sırasında davacıya ait araca sarı fasılalı ışığın yandığı kabul edilerek kusur oranının belirlendiği, raporda bilirkişinin Tokat Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nü telefonla arayarak bu durumu öğrendiğinin belirtildiği, dosyada kaza sırasında davacıya ait araç için hangi lambanın yandığına dair ilgili trafik müdürlüğüne bir yazı yazılmadığı gibi bu yönde resmi bir belgenin de bulunmadığı, mahkemece polis memurlarınca düzenlenen kaza tespit tutağında belirtilmeyen bu durumun ilgili trafik tescil müdürlüğünden yazıyla sorularak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, yine davacıya ait aracın kaza nedeniyle uğradığı gerçek zarara göre Almanya’daki tamirin kazadan kaynaklanan ek bir tamir niteliği taşıyıp taşımadığının denetime elverişli şekilde ayrıca tartışılması gerektiği belirtilerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KALDIRMA KARARI SONRASI VERDİĞİ KARARIN ÖZETİ: Mahkemece, Dairemizin kaldırma kararı uyarınca, Tokat Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, ayrıca davalı sigorta şirketi tarafından %75 kusur oranına isabet eden 8.795,23 TL’nin 13.10.2015 tarihinde dava dışı ….’na ödendiğine dair dekontun dosyaya sunulduğu, Makine Mühendisi Trafik Uzmanı bilirkişi tarafından kusur durumuna ilişkin olarak düzenlenen 03/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirket tarafından sigortalanan …. plakalı aracın kavşağa girdiği esnada kendi seyir yönüne göre kırmızı fasılalı trafik ikaz ışığının yanmasına rağmen kontrolsüz ve dikkatsiz bir şekilde kavşağa girdiği, davacıya ait …. plakalı aracın seyir yönünde ise Tokat Belediye Başkanlığı’nın tarafından düzenlenen 23/07/2019 tarihli yazıya istinaden sarı fasılalı ışık ikazı olmasına rağmen sürücünün hızını minumum düzeye indirerek kavşağa tedbirli bir şekilde girmesi gerektiği, davalı şirket tarafından sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, davacıya ait araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araçta oluşan hasarın 11.726,98 TL olarak belirlendiği, davacıya ait araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alındığında 8.795,23 TL hasar bedelinin talep edilebileceği, bu bedelin 13.10.2015 tarihinde dava dışı ….’na ödendiği, ön tamponun …. isimli işyerinde değişiminin yapılmadığı, tamir edildiği ve aracın o şekilde Almanya’ya gittiği, …. tarafından düzenlenen 16.11.2015 tarihli 161115 nolu faturada gösterilen 828,53 Euro karşılığı Türiye’de tam olarak giderilmemiş olan tamir işleminin tamamlandığı ve gerçek zararın bu şekilde giderildiği, bu bedelin %75 kusur oranına isabet eden kısmının 607,50 Euro olduğu, tespit edilen bu bedelin gerçek zarar içinde kaldığı, davalı tarafça 3. kişiye yapılan ödemenin mahkemeye bildirilmediği, bu nedenle ödenen bedel yönünden davanın açılmasına sebebiyet verildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından davadan önce ödenen 8.794.00 TL yönünden davanın reddine, bakiye 607,50 EURO tazminatın 09.02.2016 tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasa 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının EURO ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabı için yürütülen faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı TL olarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün hız kurallarına uymadığını, kavşakta geçiş hakkını müvekkiline ait araç sürücüsüne vermeyerek yoluna devam ettiğini, bu nedenle kazanın oluşumuna kendi asli ve tam kusuruyla neden olduğunu, müvekkilinin hızlı gittiğine dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkiline kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, meydana gelen kaza neticesinde tespit edilen hasar bedeli olan 8.794,00 TL’nin hasar miktarı olarak davacının 12.08.2015 tarihli vekaletname ile yetkilendirdiği kişiye 13.10.2015 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, Dairemizin kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporunda Almanya’da yapılan onarım ile ilgili herhangi bir gerekçe sunulmadığı, bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi için yeniden inceleme yapılmamasının hatalı olduğunu, Almanya’da yapılan onarıma ilişkin olarak dosyaya sunulan 16.11.2015 tarihli belgede değiştirildiği beyan edilen parçaların referans numaralarının bildirilmediğini, bu parçalara ait fotoğrafların da bulunmadığını, aracın davacıya Türkiye’deki yetkili servisten tüm kontroller yapıldıktan sonra teslim edildiğini, davacının aracını servisten alırken herhangi bir ihtirazi kaydının bulunmadığını, davacıya ait aracın eski hasar kayıtlarının irdelenmediğini, reddedilen kısım açısından müvekkili şirket yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin ve yargılama giderlerinin kabul/red oranına göre dağıtılmamasının hatalı olduğunu, zira hasar dosyası içerisinde ödeme dekontunun mevcut olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar bedelinin kazaya neden olan karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dairemizin kaldırma kararı üzerine mahkemece Tokat Trafik Şube Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen cevapta, dava konusu trafik kazası sırasında Halil Rıfat Paşa okulu istikametinden Niksar Yolu Kavşağı istikametine doğru ve eski rektörlük kavşağına giriş yapan araçlara sarı fasılalı ışık ikazının yapıldığının bildirilmiştir.
Mahkemece Makina Mühendisi ve Trafik Uzmanı bilirkişiden alınan 02.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda, davalı şirket tarafından sigortalanan …. plakalı aracın Üniversite Hastanesi yolundan orta ayırıcı refüjle bölünmüş yol niteliğindeki kavşak müşterek alanına girmeden önce, kendi seyir yönünde dur fasılalı kırmızı ışık olduğu halde 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 57/a ve 52/a maddeleri gereğince geçiş önceliğini ihlal etmesi ve kavşağa yaklaşırken hızını düşürmemesi nedeniyle meydana gelen kazanın oluşumunda %75 oranda; davacının ise seyir halinde bulunduğu Çeçenistan Caddesi üzerinde Eski Rektörlük Kavşağı istikameti yaklaşımında kendi seyir yönüne hitaben sarı fasılalı ışık ikazı olduğu halde 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/a maddesi uyarınca hızını düşürmemesi nedeniyle meydana gelen kazada %25 oranda kusurlu olduklarının tespit edildiği; dosyada mevcut trafik kazası tespit tutanağı, ekspertiz raporu, hasarlı araç fotoğrafları ve servis faturalarının mukayeseli karşılaştırılması sonucunda, dava konusu aracın Almanya’da “….” firması tarafından yapılan onarımına ilişkin olarak düzenlenen 16.11.2015 tarihli KDV dahil 828,53 Euro tutarlı faturada yer alan ve ön tamponu kapsayan, çekme silindiri, kapatma parçası, dirsek parçası, T parçası, hortum, ön tampon, kılavuz profil ve havalandırma menfezi ile tampon sökme, takma ve boyama işleri ile yedek parçaların davacıya ait otomobilde dava konusu kaza nedeniyle oluşan hasarlarla ilintili olduğunun belirtildiği anlaşılmakla; taraf vekillerinin kusur oranına ve davalı vekilinin Almanya’da yapılan onarım bedelinden müvekkilinin sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak, her ne kadar mahkemece davalı tarafça üçüncü kişiye yapılan ödemenin kaldırma kararından önceki yargılama sırasında dosyaya bildirilmediği, bu nedenle ödenen bedele ilişkin olarak davanın açılmasına sebebiyet verildiği gerekçesiyle reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasına karar verilmiş ise de, davalı tarafından 13.10.2015 tarihinde davacının vekili olan dava dışı ….’na ödeme yapıldığı, davanın ise 25.03.2016 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, davalı şirketin reddedilen kısım yönünden davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin kabulü yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.10.2020 tarih 2019/37 E., 2020/490 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafından davadan önce yapıldığı tespit edilen 8.794,00 TL ödeme dikkate alınarak bu bedel yönünden davanın REDDİNE,
Bakiye 607,50 Euro tazminatın 09.02.2016 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabı için yürütülen faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı TL olarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 133,81 TL harcın, peşin alınan 245,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 112,09 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 1.959,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 279,40 TL başvuru harcı, 900,00 TL Bilirkişi ücreti, 143,20 TL tebligat ve yazışma gideri, kaldırma kararı öncesi istinaf için yapılan 33,00 TL tebligat gideri, kaldırma kararı sonrası 76,20 TL tebligat gideri, 450,00 bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.881,80 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 255,92 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 87,00 TL tebligat ve posta masrafı yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 74,82 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Tarafların yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmın, karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine.
4-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf yoluna başvuran davalının ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davalıya iadesine,
7-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17.09.2021