Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/8 E. 2023/1309 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/8
KARAR NO : 2023/1309

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.07.2018
NUMARASI : 2017/162 E. 2018/120 K.

DAVANIN KONUSU : Tasarıma Tecavüz, Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi,
Maddi – Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 28.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.09.2023

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 10.07.2018 tarih 2017/162 E. 2018/120 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesidavalı ve katılma yoluyla davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının tescilli ve koruma altında bulunan tasarımları bulunduğunu, tasarımlarının davalı tarafından “www….com” sitesi “… ” instegram hesabında paylaştığı model görselleri ile davacının koruma altındaki tasarımlarını taklit etiğini, üretip satış, dağıtm ve pazarlamasını yaptığını, bu durumun tespit edildiğini, tedbir kararı verildiğini, belirterek; davacı adına tescilli 2017/01968-1 ve 2015/08649-1 nolu tasarımlara tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, haksız rekabet oluşturan ürünlerin imhasını, fazla hakları saklı olmak üzere, 10.000-TL maddi, 10.000-TL manevi tazminatın tahsilini, kararın ilanı talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacı ürünleri ile davalının web sitesinde satışa sunduğu ürünler arasında yenilik ve ayırt edicilik kriterleri yönünden farklılıklar bulunduğunu, ürün görselleri incelendiğinde ürünler arasındaki tek benzerliğin, her iki ürünün de inci ve güpür kullanımı olduğunu, inci ve güpür kullanımına patent engeli konulmasının mümkün olmadığını, tazminat koşullarının oluşmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 2017/01968-1 çoklu tasarımın belirgin benzerinin internet ortamında fiilen boncuk işli seyyar pelerinli abiye ECH 7095 kodu ile sergilendiği, ticari amaçla kullanıldığı, 2015/08649-1 çoklu tasarımın aynı görünüm özellikli örneğinin omuzları apoletli elbise BRN 81201 koduyla sergilendiği, 3 ay 7 günlük kıst dönem bakımından 1.836,68-TL maddi tazminat hesaplandığı, tasarım tescil sahibi ihlal eyleminden olumsuz etkilenmiş bulunmakla, 10.000,00-TL manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, belirtilerek; davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Karara karşı davalı ve katılma yoluyla davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen, reddedilen kısım yönünden davalı lehimize vekalet ücreti ve yargılama giderinie hükmedilmediğini, davacı vekili tarafından 10.000,00-TL maddi ve 10.000,00-TL manevi tazminat talebinde bulunulmasına rağmen 1.836,68-TL maddi tazminatına hükmedilerek maddi tazminat talebinin 8.163,32-TL’lik kısmı reddedildiğini, red edilen kısmın yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davalı tarafından satışa sunulan ürünlerin davacının tasarımlarından farklı olduğunu, benzerlik bulunmadığını, yeni ve ayırtedici nitelikte olduğunu, davacıya ait tescilli tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözüyle aynı ya da belirgin biçimde benzeri olup olmadığının ve tescilli tasarımın daha önce kullanılıp kullanılmadığının tespitinin yapılması gerektiğini, davacı tarfından maddi tazminat talebinin hangi zarar kalemlerinden oluştuğunu ve nasıl ve ne kadar zarara uğradığını açıklamadığını, zarar miktarı konusunda dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tazminat hesabında kullanılan yöntemin hatalı olduğunu, yoksun kalınan kazanç hesabı yapılırken gerçek zarar üzerinden hareket edilmesi gerektiğini, tescilli ürünün satış fiyatı ve satış rakamlarının taklit olduğu iddia edilen ürünün satış fiyatı ve satış rakamları da baz alınarak kıyaslama yöntemiyle incelenmeli ve bu şekilde bir zarar hesaplaması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatın da haksız ve fahiş olduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili, raporun ticari defterlere, Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi 2017/84 D. İş sayılı dosyası ile yapılan tespite tamamen aykırı olarak düzenlendiğini, hükme esas alınamayacağını, yeniden inceleme yapılması gerektiğini, davacının davalının tecavüzü nedeniyle yoksun kaldığı kazancın çok daha fazla olduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının tescilli tasarımlarına davalının tecavüzünün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile davacı tarafa ait tasarım hakkına tecavüzün tespitine, önlenmesine, tecavüzlü ürünlerin toplanarak el konulmasına ve imhasına, 1.836,68-TL maddi ve 10.000-TL manevi manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebi reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. 6769 sayılı SMK’nın geçici 1/1 maddesi uyarınca, sınai mülkiyet başvurularının sonuçlandırılması yönünden, başvuru tarihinde geçerli kanun hükümlerinin uygulanması gerekirken, münhasıran açılan hükümsüzlük davaları ile tecavüz davaları yönünden SMK’nın 192. maddesi uyarınca davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan yeni SMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 17.03.2021 tarih ve 2020/1412 E, 2021/2516 K ). Dava tarihinde 6769 sayılı SMK yürürlükte olduğu için aynı kanunun geçici 1 ve 92. maddeleri uyarınca 6769 sayılı SMK’nın uygulanacağı açıktır.
3. 6769 sayılı SMK’nın 55.maddesi gereğince tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Tasarım tescili, sahibine üçüncü kişileri dışlayıcı mahiyette tekelci hak ve yetkiler sağlar. Bu kapsamda, SMK’nın 59. maddesi gereğince taklit tasarımlı ürünleri üretmek ve satmak eylemleri yanında, piyasaya sunmak ve icapta bulunmak eylemleri de tasarım hakkına tecavüz niteliğinde olup, internet ortamında tasarıma tecavüz niteliğindeki malları satışa arz etmek ve ürünler üzerine fiyat koymak suretiyle icapta bulunması eylemlerinin de tecavüz niteliğinde olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılmalıdır. ( Yargıyay 11. HD’nin 28.04.2021 tarih ve 2020/1211 E. – 2021/4183 K.)
4. 6769 sayılı SMK’nın 56/1. maddesi uyarınca tasarım, yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. Aynı Kanun’un 56/6 ve 58/2. maddesi gereğince gerek ayırt edici niteliğin gerekse koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Bu nedenle, tasarım kıyaslamasında farklılıklardan çok ortak özelliklere ağırlık verilmesi ve bu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yarattığı genel izlenimin dikkate alınması gereklidir. (Yargıtay 11. HD’nin 29.04.2021 tarih ve 2020/5960 E. 2021/4228 K )
5. Tasarım değerlendirmesinde, tasarıma konu ürünün büyüklük/küçüklük, oran/orantı gibi unsurlar ile tek başına tasarımın uygulandığı ürün tipolojisi tasarımın yenilik ve ayırt ediciliğini etkilemeyecektir. Keza ürünün kullanıma ilişkin işlevsel kısımları da koruma kapsamının dışında tutulacaktır. Ayırt edicilik incelemesi yapılırken öncelikle her iki görselin de ortak yönlerinin tespiti, daha sonra farklı yönlerinin tespiti, son olarak da tasarımın bütününe göre, farklı yönlerin tasarımı önceki tasarımdan farklı kılmaya yetecek bir fikri emek ve çaba mahsulü olup olmadığı değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. ( Yargıtay 11. HD’nin 11.11.2019 tarih ve 2018/5632 E. – 2019/7020 K. )
6. Uyuşmazlık konusu tasarımların bayanlara yönelik olarak tasarlanmış kıyafet olması, genel olarak giysi modelleri üzerinde tasarımcının, kumaş renginde, desenlerde, giysi üzerindeki işlemelerde, kemer, toka, düğme vs. gibi eklentilerde, dikiş noktalarında, kesimlerde, süslemelerde oldukça geniş seçenek özgürlüğü bulunması, sözkonusu giysilerin işlevini yerine getirecek ebat ve formlarda olması gerekliliği hariç herhangi bir teknik zorunluluğun bu tür tasarımlar açısından var olmaması ve seçenek özgürlüğünün tasarımcısının hayal gücü ile sınırlı olacak düzeyde geniş olduğu, tasarımlar arasında var olan ortak ve farklı görünüm özellikleri dikkate alıanrak davalı tasarımının davacı tasarımından belirgin bir şekilde farklılaştırıp farkllışamadığı üzerinde durulmalıdır.(Yargıtay 11. HD’nin 04.02.2019 tarih ve 2017/3655 E. – 2019/764 K.)
7. Davacı maddi tazminat istemini 6759 sayılı SMK’nın151/2-c maddesine dayandırmış, buna göre, davalının dava konusu markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre maddi tazminatın belirlenmesini istemiştir. Bu konuda emsal bir lisans anlaşması sunulamamış, ancak ticari ve organik bağ içinde olduğu dava dışı … ‘in ticari defterlerini sunmuş, davalının ticari defterlerine de delil olarak dayanmıştır. Bu durumda, lisans bedeli hesaplanırken tasarımın ekonomik önemi, tasarım hakkı sahibinin cirosu ve elde ettiği kazancın yanında davalının cirosu, üretim ve satış kapasitesi, satabileceği ürün miktarı da nazara alınarak davalının ticari iş ve işlem hacmine uygun bir bedelin belirlenmesi gerekir. ( Yargıtay 11. HD’nin 06.06.2014 tarih ve 2013/5020 E. – 2014/10820 K.)
8. Mahkemece bilirkişi incelemesine başvurulduğunda; raporun, olayın özelliklerine ve uyuşmazlığın çeşidine göre yapılması gerekli olan inceleme ve değerlendirmeleri içermesi, raporda hâkimin uyuşmazlığı çözmesi için gerekli olan tüm özel ve teknik bilgilere ve açıklamalara usulünce yer vermesi, tarafların iddia, savunma ve itirazlarını gerekçeleriyle ve olayın teknik özellikleriyle tartışması, bu tartışmanın da denetime elverişli olması gerekmektedir. Anılan bilirkişi raporunun teknik özellikleri taşımaması, denetime elverişli olmaması, mevcut bilirkişi raporları ile çelişki oluşturması ya da verilen bilgilere göre somut olayın özellikleri ve var olan teknik verilere göre kendi içinde çelişki oluşturur tarzda olması hâlinde söz konusu rapor hükme esas alınamayacaktır. Hâkim bu durumda, davayı aydınlatma yükümlülüğünün de bir gereği olarak, eksiklik veya belirsizliğin ya da çelişkilerin giderilmesi ve gerçeğin ortaya çıkarılması için bilirkişiden ek rapor almalı ya da yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmalıdır.
9. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde davacıya ait 2017/01968-1 çoklu tasarımın belirgin benzerinin internet ortamında boncuk işli seyyar pelerinli abiye adı sergilendiği, ticari amaçla kullanıldığı, 2015/08649-1 çoklu tasarımın ise aynı görünüm özellikli örneğinin omuzları apoletli elbise koduyla sergilendiği ve yanlızca dava dışı … ‘in ticari defterleri üzerinden davacının 3 ay 7 günlük dönem bakımından 1.836,68-TL maddi tazminata hak kazanacağı sonuca ulaşılmış ise de yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde bilirkişi tarafından yapılan bu incelemeye üstünlük tanınarak karar verilmesi yerinde değildir. Keza, bilirkişilerce, uyuşmazlığa konu ürününü niteliği göz önüne alınarak tasarım karşılaştırmasında davalının ileri sürdüğü itirazlar doğrultusunda ayırt edicilik özelliği üzerinde yeterince durulmamış, gerek ayırt edici niteliğin gerekse koruma kapsamının değerlendirilmesinde seçenek özgürlüğü tartışılmamış ve yoksun kalınan kazanç olarak talep edilen maddi tazminatın hesabında davacı tarafından delil olarak dayanılan davalının ticari defter ve kayıtları incelenmemiştir. Davalının satışa sunduğu ürünlerde ayırt edicilik bulunup bulunmadığının belirlenmesi için konusunda uzman, emtia ile ( teksil / moda ) ilgili alanda çalışan bilgi ve tecrübesi olan sektör bilirkişisi raporunun da dosyaya kazandırılması gerekir. Bu kapsamda tecavüz ve yoksun kalınan kazancın tespiti konusunda yapılan inceleme ve araştırma yetersiz olup eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
10. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından davacının dayandığı davalıya ait ticari defter kayıtların ibrazı sağlanarak, tasarım alanında sektör (moda/tekstil) konularında uzman bilirkişi eklenmek suretiyle anılan ilke ve esaslar çerçevesinden davacının tasarımları ile davalının ürünleri arasında ayırt edicilik / iltibas / benzerlik bulunup bulunmadığı, seçenek özgürlüğünün söz konusu olup olmadığı tepit edilerek, somut olayın özelliklerine, davacının ve davalının cirosuna, davalının üretim ve satış kapasitesine, davalının elde ettiği gelire göre ödemesi gerekli, hakkaniyete ve menfaatler dengesine uygun, makul bir miktarın lisans bedelinin belirlenmesi için bilirkişi kurulundan tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli rapor alınarak, anılan ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme, karşılaştırma ve hesaplama yapılmak suretiyle teknik inceleme eksikliği tamamlandıktan ve bu yöndeki itirazlar karşılandıktan sonra oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek davacının her bir talebini karşılayacak şekilde karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
11. Kabule göre, de davacı taraf her biri ayrı bir davaya konu olabilecek tasarıma tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat olmak üzere üç ayrı istemi tek bir dava içinde talep etmiştir. Davacının davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, bu duruma objektif dava birleşmesi denilmektedir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacı tarafa ait tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, önlenmesine, tecavüzlü ürünlerin toplanarak el konulmasına 1.836,68-TL maddi ve 10.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olmasına rağmen red edilen dava değeri üzerinden 6100 sayılı HMK’nın 321/1-g ve 326/2. maddesi ile karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine gereğince davalı lehine vekalet ücreti ile takdir edilmemesi ve yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılmamasında da hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Tarafların istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 10.07.2018 tarih 2017/162 E. 2018/120 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.