Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/795 E. 2023/816 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/795
KARAR NO : 2023/816

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2014/855 Esas 2021/141 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 26.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.05.2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.02.2021 tarih 2014/855 Esas 2021/141 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, 03.05.2012 tarihinde davalı ile müvekkili … arasında … İlçesi, … Mevkinde … parsel sayılı tarlanın 1/7 hissesinin satışı için ön sözleşme imzalandığını, taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre taşınmazın değerinin 90.000,00-TL olarak kararlaştırıldığını, müvekkili …’a 30.000,00-TL kapora ödendiğini, bakiye kısmın ise tapu devrinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, tapu hazırlıkları yapılırken davalı tarafından Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2013/28 sayılı takip dosyasından müvekkillerine 108.000,00 TL’si asıl alacak olmak üzere 118.532,22 TL’lik ödeme emri gönderildiğini, müvekkillerinin taşınır ve taşınmaz tüm malları üzerine haciz konulduğunu, murislerinden intikal eden … plakalı aracın icra marifetiyle satıldığını, davalının müvekkillerinin cahilliğinden ve saflığından istifade ederek sözleşme ile birlikte açık bonoya imza attırdığını, açık bonoyu doldurmak suretiyle icra takibine giriştiğini, davalının kendisinde kalan sözleşmede 90.000,00 TL olan alım-satım bedelini 50.000,00 TL olarak gösterdiğini, müvekkillerinin Kemalpaşa C.Başsavcılığına davalılar aleyhine suç duyurusunda bulunduklarını, Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/2942 E. sayılı dosyasında dolandırıcılık ve açığa imza attırmak suçlarından kamu davası açılmasına karar verildiğini iddia ederek; müvekkillerinin davalıya 03.05.2012 tanzim tarihli ve 05.06.2012 vade tarihli 108.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, bononun iptaline, %40’dan az olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsiline hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, kambiyo senetlerinin, sebepten mücerret borç senetleri olduğunu, ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa ait olduğunu, müvekkili ile davacı …’un 03.05.2012 tarihinde … İlçesi, …, … mevkii … parsel sayılı taşınmazın 1/7 hissenin 50.000,00 TL bedelle satışı konusunda anlaştıklarını, bu anlaşmaya istinaden müvekkilinin 30.000,00 TL satış bedelini nakden ve elden davacılara teslim ettiğini, satış sözleşmesinin iki suret halinde hazırlandığını ve şahitler huzurunda imzalandıktan sonra bir suretinin davacı …’a teslim edildiğini, satış bedelinin 90.000,00 TL olduğunu kabul etmediklerini, anlaşma çerçevesinde davacı …’a 4.000,00 TL tapu gideri ve 500,00 TL elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülebilmesi için dava masrafı verildiğini, davacıların dava dilekçelerinde, Kemalpaşa C.Başsavcılığına yaptıkları suç duyurusunda ve Jandarmaya verdikleri ifadelerinde 34.000,00 TL aldıklarını ikrar ettiklerini, davacı … ve dava dışı …’un müvekkilinden satım bedelinin kalan 20.000 TL’sini davacı …’in borçlusu olduğu dava dışı icra dosyasına yatırmak üzere istediklerini, müvekkilinin de taşınmazı henüz devralamadığı için bu parayı vermeye çekindiğini, davacıların senet düzenlenmesini, taşınmaz devri gerçekleştiğinde de senedin iptalini talep ettiklerini, bunun üzerine müvekkilinin parayı vermeyi kabul ettiğini ve davacı …’in 24.000,00 civarında olan dosya borcunu kapattığını, iki suret halinde düzenlenen sözleşmede müvekkilinin “30.000 TL kaparo dışında başka para ödemedim” yönünde beyanının bulunduğunu, sözleşme bedeli tamamen ödenmiş olduğu için müvekkilinin davacılardaki sureti aldığını, davacılara sözleşmenin altına bono konularak bilgileri dışında imzalatıldığına dair iddianın gerçek dışı olduğunu, dava konusu senedin sözleşme tarihinde değil …’un icra borcunun kapatıldığı gün imza altına alındığını, davacıların imzaladıkları sözleşmeden farklı olarak senede ikişer imza attıklarını, borca esas ilk ödeme tarihi olan 03.05.2012 olduğu için düzenlenme tarihinin de bu tarih olarak yazıldığını, kısa bir süre sonra davacı …’un aynı yer 55 parseli de müvekkiline satmayı teklif ettiğini, müvekkilinin bu teklifi kabul ettiğini, böylece … parselin de 1/7 miras hissenin satımı konusunda … parselin alımından dolayı fazladan verdiği miktarlar mahsup edilerek 108.000,00 TL’ye tamamlanmak üzere anlaşma sağlandığını, müvekkilinin bu bedeli ödediğini, böylece müvekkilinin davacılara toplam 108.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak tapu devirlerinin yapılmaması üzerine müvekkilinin Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2013/28 E. sayılı dosyasıyla bonoyu icra takibine koyduğunu, davacıların … parsel sayılı taşınmazı üçüncü kişiye sattıklarını öğrendiğini savunarak davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dava konusu 03/05/2012 tanzim, 05/06/2012 vade tarihli, 108.000,00 TL bedelli bononun halk arasında senet olduğu kolaylıkla anlaşılabilecek nitelikte olduğu, ilk bakışta dahi sözleşmenin bir parçası olmadığının anlaşılabileceği, davacılar tarafından sözleşmenin imzalanması sırasında 30.000,00 TL peşin paranın davalıdan alındığı da gözetildiğinde davacıların hileli davranışlarla imzalatıldığı yönündeki iddialarını kanatlayamadıkları, bono üzerindeki imzaların davacıların eli ürünü olduğunun ispat külfetinin davalı tarafta olduğu, davacılar tarafından imza inkarında bulunulmadığı, iddianın bononun bedelsiz olduğu yönünde olduğu, davalı tarafça bono bedelinin davacı …’a parça parça ödendiğinin ileri sürüldüğü, davalı hakkında İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/343 Esas sayılı dosyasında olayın hukuki uyuşmazlık niteliğinde olduğundan bahisle beraat kararı verildiği, kararın Yargıtay incelemesinde olduğu, davacı tarafça ceza yargılaması sonucu beklenilmeksizin karar verilmesinin talep edildiği, her iki davacının bono üzerinde 2 adet imzasının bulunduğu, okuma yazma bilmemenin bononun içeriğinin hile ile imzalatıldığı anlamına gelmeyeceği, davacıların hile iddiasını kanıtlayamadıkları, bono üzerinde nakden ibaresi yer almakla karine olarak bononun tanzimi sırasında üzerindeki bedelin keşideciye verildiğinin kabulü gerektiği ve aksinin ispatı külfetinin davacı tarafta olduğu, davacı tarafça bonoda yazılan bedelin alınmadığına dair yeterli ve geçerli bir ispatın sağlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, köyde yaşayan ve okuma yazma bilmeyen müvekkilleri ile davalı arasında … … mevkii … parsel sayılı taşınmazın 1/7 hissesinin satışı için 03.05.2012 tarihli hisse satış sözleşmesi imzalandığını, satış bedelinin 90.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, taşınmaz maliki …’a 30.000,00 TL kapora ödendiğini, bakiyesinin ise tapuda yapılacak devir sırasında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili …’un sözleşmeyi tanık olarak imzaladığını, sözleşmenin tek nüsha olarak imzalandığını ve davalıda kaldığını, taşınmazın müşterek mülkiyete çevrilmesi ve tapu masrafları için müvekkillerine ayrıca elden 4000,00 TL daha ödeme yapıldığını, müvekkillerinin saflığından ve okuma yazma bilmemelerinden yararlanarak davalının sözleşmeye satış bedelini 50.000,00 TL olarak yazdığını, ayrıca müvekkillerine açık bonoya da imza attırdığını, davalının senedi iki parça taşınmazdaki davacı hisseleri için ödediği para karşılığında aldığını kabul etmek suretiyle ispat yükünü kendi üzerine aldığını, davacılara 108.000,00 TL’lik para ödemesi yaptığını kanıtlaması gerektiğini, davalının ödeme kalemleri arasında ileri sürdüğü İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2012/5829 E. sayılı dosyasına 12.06.2012 tarihinde müvekkili … tarafından yatırıldığını iddia ettiği 23.498,00 TL’lik paranın kendisi tarafından yatırıldığını kanıtlaması gerektiğini, 15.05.2019 bilirkişi raporu ve ceza davası dosyasındaki beyanların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, oysa mahkemece bilirkişi raporunun yok sayıldığını, davalının savcılıktaki ifadesinde suç konusu bonoyu müştekiler ile birlikte doldurduklarını beyan ettiğini, ancak Kemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinde bu ifadesinden döndüğünü, senedi boş olarak aldığını kabul ettiğini, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde verdiği ifadesinde de açık senet almadığını senedi birlikte doldurduklarını beyan ettiğini, taraflar arasında … parsel nolu taşınmazın satışı ile ilgili niza doğmuş iken, … parsel sayılı taşınmazın yazılı belge düzenlenmeden satın alındığının iddia edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, taraflar arasında yapılan yazılı sözleşmede sadece … parsel sayılı taşınmazın satışı söz konusu olduğu için sadece … parsel sayılı taşınmaz hakkında elbirliği mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi için dava açıldığını, mahkemece bono bedelinin davalı tarafça müvekkili …’a parça parça ödendiğinin ileri sürüldüğü kabul edilmiş ise de; mahkemece davalı tarafın ödeme defi olarak ileri sürdüğü banka hesaplarının dosyaya getirtildiğini, … … şubesince gönderilen 02.07.2018 tarihli cevabi yazı ve ekinde sunulu mevduat araştırma sonuçları ile hesap hareketlerinden davalı tarafça davacılara herhangi bir ödemenin yapılmadığının ortaya çıktığını, sözleşmesinin tek nüsha olarak tanzim edilip davalıda kalması, davacıların okuma yazma bilmemesi, saflığı ve köyde yaşaması, dava konusu bonoda muhtarlık onayının bulunmayışı ve 03.05.2012 tarihli hisse devir sözleşmesinde davalının”… 30.000,00 TL kapora haricinde para ödemedim.” şeklindeki beyanı, davalının ceza tahkikatı sırasında üç kez ifade değiştirmiş olması, kaçamaklı beyanları, 15.05.2019 tarihli bilirkişi raporu ve davalının İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 25.12.2014 tarihli ifadesi nazara alındığında dava konusu bononun hile ile alındığı ve karşılıksız olduğu hususlarının sabit olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, İİK’nın 72. maddesine dayalı bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü alacaklıya ait olup, alacak ilişkisi kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa senede karşı senetle ispat kuralı gereği borçlu tarafından, aynı mahiyette bir belgeyle borçlu olunmadığının ispatlanması gerekmektedir.
Somut olayda menfi tespit davasına konu senette ”nakden” kaydı bulunmakta olup, davalı tarafça, … İlçesi, …, … mevkii … ve … parsel sayılı taşınmazlarda davacı …’a ait 1/7 hisselerin davacıya satışı konusunda tarafların anlaştıkları, davacının ödediği taşınmaz bedeli karşılığında davacılardan 108.000,00 TL tutarında bono alındığı, tapu devirlerinin yapılmaması üzerine bononun icra takibine konulduğu iddia edilmektedir. Davacı tarafça, davalı ile taşınmaz satışı konusundaki anlaşma kabul edilmiş, ancak bononun davacıların cahilliklerinden faydalanılarak hile ile açığa imza attırmak suretiyle düzenletildiği iddia edilmekte olup, dava konusu senetteki ihdas nedeni olarak gösterilen ”nakden’ kaydı, davalının iddia ettiği hukuki ilişkiye ve vakıalara uygundur. Bu durumda, davacıların tüm iddialarını yazılı delillerle ispatlayamamasına, senede dayalı davalıya herhangi bir borçlarının bulunmadığını senetle ispatlayamamış olmalarına, davalı hakkında dolandırıcılık ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçlarından yapılan yargılama sonucunda beraatine karar verilmiş olmasına ve bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiş olmasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacıların yaptığı giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.26.05.2023