Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/775 E. 2021/863 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/775
KARAR NO : 2021/863

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : 2020/624 Esas 2021/81 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirket İhyası
KARAR TARİHİ : 13.07.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.07.2021

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.02.2021 tarih 2020/624 Esas 2021/81 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili ile …. arasında akdedilen genel kredi ve gayrınakdi kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırıldığını, kredi hesaplarında oluşan borçların ödenmemesi üzerine hesaplar kat edilerek 30.06.2020 tarihli ihtarname keşide edildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/236 D.İş sayılı dosyasından borçlu şirket ve kefilleri hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2020/5734 E sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, 19.10.2020 tarihli ticaret sicil gazetesindeki ilan ile şirketin sicilden terkin edildiğinin tespit edildiğini, kredi kefili ve aynı zamanda tasfiye memuru olan davalı ….’nın ihtarname ve ödeme emri tebliğine rağmen şirketin sicilden terkinini sağlandığını ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı …, tasfiye halindeki şirketin 05.10.2020 tarihli ortaklar kurulu kararıyla tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle 19.10.2020 tarihinde şirketin sicilden silindiğini savunarak yasal hasıl olarak aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesini istemiştir.
Davalı … vekili, şirket borçları göz ardı edilerek ticaret sicilden terkin işlemi yapılmadığını, şirket alacaklarının ellerindeki belgelerle birlikte başvurmaları için yapılan 26.02.2020, 04.03.2020 ve 11.03.2020 tarihli ilanlara rağmen davacı banka tarafından herhangi bir başvuru yapılmadığını, nitekim altı aylık süre dolduktan sonra şirketin usule uygun şekilde sicilden terkin edildiğini, şirketin ticari defter ve kayıtları ile bankanın kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, şirketin ihyasına karar verilse bile davacı bankanın iddia ettiği alacağı tahsil edebilme imkanı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2020/5734 E sayılı dosyası ile davacı tarafından davalı … ile ihyası talep edilen şirket hakkında 23.07.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ihyası talep edilen şirketin bu tarihten sonra 19.10.2020 tarihinde tasfiye sonu ticaret sicilinden terkin edildiği, tasfiyeden önce başlatılan icra takibi bulunan adı geçen şirketin tasfiyesinin tamamlandığından söz edilemeyeceği, icra takip dosyasında taraf teşkilinin sağlanması açısından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2020/5734E sayılı dosyasıyla sınırlı olarak ihyasına, tasfiye memuru olarak …’nın atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı tasfiye memuru … vekili, borcun var olup olmadığı araştırılmadan ihya kararı verildiğini, şirketin borçları gözardı edilerek terkin işlemi yapılmadığını, tasfiye sürecinin hukuka uygun yapıldığını, şirket alacaklıları için yapılan toplam üç ilan yapıldıktan sonra 6 aylık süre beklendiğini akabinde 19.10.2020 tarihinde şirketin sicilden terkin edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye nedeniyle sicilden terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda davacı bankanın ihyası istenen şirkete kullandırdığı kredinin tahsili amacıyla başlattığı icra takip dosyasında taraf teşkilinin sağlanması için tasfiye sonucu sicilden terkin olunan şirketin ihyası isteminde bulunmuştur. Tasfiye öncesi yapılan ilanlara istinaden davacı bankanın alacağı olduğunu bildirmemesi ihya istemine engel olmayıp tasfiye memurunun tasfiye öncesinde şirketin tüm borçlarını tespit ederek tasfiyeyi tamamlaması gerektiği de gözetildiğinde usulünce yapılmış tasfiyeden söz edilemez. Bankanın alacaklı olup olmadığı hususunun icra takibine istinaden ileride açılacak itirazın iptali davasında tartışılması mümkün olup eldeki ihya davasında değerlendirilmesi söz konusu değildir. Bu nedenlerle icra takip dosyasında taraf teşkili sağlanması amacıyla tasfiye ile sicilden terkin olunan şirketin ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı (tasfiye memuru) … vekili istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı (tasfiye memuru) … yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı (tasfiye memuru) …’nın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13.07.2021