Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/77 E. 2021/314 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/77
KARAR NO : 2021/314
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.12.2018
NUMARASI : 2015/328 E. 2018/1305 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 09.03.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.03.2021
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.12.2018 gün ve 2015/328 E. 2018/1305 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu 30.01.2015 tarih 35.000,00 TL bedelli çekin tahsili amacıyla davalı … tarafından müvekkili ve lehtar davalı … hakkında takip başlatıldığını, çekin keşide tarihi 30.07.2014 iken 31.01.2015 olarak değiştirildiğini, bu düzeltemenin yanındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, çekin önceki tarihine göre ibraz süresi geçtiği için çekin kambiyo vasfı taşımadığını, müvekkilinin alacaklıya gerek bu takip konusu veya sair herhangi bir sebeple borcu bulunmadığını, çek arkasındaki ciro silsilesinin de şüphe yarattığını, çekin lehtarı olan …’in, çeki önce çalıştığı …’ne, bu şirketin de bir başka şirkete ciro ettiğini, çekin tekrar …’ne ciro edilerek bu şirketten de davalı …’a ciro ile geçtiğini ileri sürerek, İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3579E sayılı dosyası ile icra takip konusu yapılan 35.000,00 TL bedelli çekle ilgili borçlu olmadığının tespitine, % 20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, müvekkilinin üçüncü kişi olup çek üzerinde bulunan imzaların keşideciye ait olup olmadığının bilmesinin mümkün olmadığını, keşidecinin kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı lehtar ciranta … dava konusu çeke dayalı olarak davacı keşideciye karşı icra takibi başlatmadığı gibi söz konusu çeke dayanarak yahut çekin verilmesine dayanak teşkil eden temel ilişkiyi ileri sürerek davacı keşideciye de müracaat etmediği, dolayısıyla keşideci olan davacının, davalı lehtara karşı hukuki durumunun tehlikede olduğunu gösteren bir delil bulunmayıp, davacının dava tarihi itibariyle davalı lehtara karşı dava açmakta hukuki yararı mevcut olmadığı, dava konusu bir adet çekin gerçek keşide tarihinin 30.07.2014 olduğu, bu keşide tarihi düzeltilerek 30.01.2015 yazılıp muhatap bankaya ibraz edildiği, ancak keşide tarihindeki düzeltme ve parafa ilişkin imzanın davacı keşideciye ait olduğunun belirlenmesinin mümkün olmadığının gerek Adli Tıp Kurumu raporu gerekse Marmara Üniversitesi Grafoloji bölümü öğretim üyelerinden alınan bilirkişi heyet raporu ile ortaya konulduğundan keşide tarihindeki düzeltme ve bu düzeltme üzerindeki parafın davacı keşidecinin eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı, çek tahrif edilmiş tarihe göre bankaya ibraz edildiğinden, tahrifat öncesi hale göre değerlendirme yapıldığında, dava konusu çekin süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmediği, çek vasfının kalmadığı, davacının bu çekten dolayı kambiyo hukukuna göre bir sorumluluğunun olmadığı, bununla birlikte davacının, davalı hamil ….’a karşı TTK.’nun 818. maddesi göndermesi nedeniyle aynı Kanun’un 732. maddesinde özel olarak düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanan sorumluluğu devam ettiği, takip ve dava tarihi itibariyle davacının sebepsiz zenginleşme sorumluluğu devam ettiği, bu sebeple davacının takip alacaklısı olan davalı hamil …. hakkındaki davasının reddine karar vermek icap ettiği gerekçesiyle, davalı … hakkındaki davanın dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı … hakkındaki davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı … tarafından müvekkili hakkında takip başlatıldığını, takip dayanağı çek tarihinde yapılan tahrifatın yanında bulunan imzaların kesinlikle müvekkiline ait olmadığını, gerçek tarihe göre çekin ibraz süresi geçtiği için kambiyo vasfını taşımadığını, takibin iptali gerektiğini, çek tarihi 30.07.2014 olsa dahi müvekkilinin alacaklıya gerek bu takip konusu olan veya sair herhangi bir sebeple borcu bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtildiği üzere çekteki ciro silsilesinin de şüpheli olduğunu, İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/163E sayılı dosyasında yapılan incelemede imzanın müvekkili elinden çıkmadığı belirtilmesi üzerine mahkemece takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, 23.11.2017 ve 04.07.2018 tarihli raporlarda aynı imza ve değişikliklerin müvekkilinin eli ürünü olup olmadığının nasıl tespit edilemediğinin anlaşılamadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasın istemiştir.
GEREKÇE : Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanıın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını, keşide tarihi yanındaki parafın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin çekten kaynaklanan borcu bulunmadığını ileri sürerek, hamilin, davalı lehtar ve müvekkili hakkında başlattığı takiple ilgili olarak menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece, çekin keşide tarihi yanındaki imzanın davacıya ait olmadığı sonucuna ulaşılarak keşide tarihinin önceki haline göre yasal ibraz süresinde ibraz edilmediği için kambiyo vasfını taşımadığı, böylelikle kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların yitirildiği belirtilmiştir. Hal böyle olunca dava konusu çekte son hamil olan davalı …, 6102 sayılı TTK’nun 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideci davacıya müracaat edebilecektir. Bu durumda sebepsiz zenginleşmediğini ispat külfeti keşideci davacıdadır. Öte yandan keşideci davacı ile birinci ciranta olan lehtar davalı … arasında temel ilişki bulunduğundan dava konusu çek bu temel ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Davalı (lehtar) temel ilişkiyi tanık dahil her türlü delille ispatlamak suretiyle keşideci davacıdan talepte bulunabilecektir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin davalı hamil yönünden sırf sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak davacının sorumluluğu devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması, yine lehtar davalı yönünden de lehtarın davacı keşideciye karşı icra takibi başlatmadığı, temel ilişkiye dayanarak davacı keşideciye müracaat etmediği için davacı keşidecinin lehtar davalıya karşı dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Nitekim Yargıtay 19. H. D’nin 19.03.2015 tarih 2014/20467E, 2015/3912 K ve 26.11.2015 tarih 2015/4711E, 2015/15671K sayılı kararları da bu yöndedir. Buna göre mahkemece yukarıda açıklanan ispat yükü dikkate alınarak deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.12.2018 tarih 2015/328 E., 2018/1305 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09.03.2021