Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/735 E. 2023/1822 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/735
KARAR NO : 2023/1822

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
NUMARASI : 2019/240 Esas 2020/692 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.12.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.12.2020 tarih 2019/240 Esas 2020/692 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı bulunan araç ile davacının maliki olduğu aracın karıştığı kazada davacının aracının zarar görerek hasar ve değer kaybına uğradığını, sigortalı aracın kusurlu olduğunu, davalıya yapılan başvuru üzerine ödeme yapılmadığını, davalının zarardan sorumlu olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50,00-TL hasar, 10,00-TL değer kaybının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş olup değer artırım dilekçesi ile talebini hasar yönünden 36.000,00-TL olarak arttırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı aracın dava konusu kaza tarihi itibariyle poliçe teminat limitinin araç başına 36.000,00-TL olduğunu, davalı sigortacının ancak bu bedel nispetinde sorumlu olabileceğini, ayrıca davacının davalı sigorta şirketine usulüne uygun yapılmış bir başvurusunun olmadığını, başvurunun oldukça eksik evrakla yapılmış olduğunu zikrederek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşumunda davalı tarafından sigortalı aracın % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının aracında yedek parça, işçilik ve KDV dahil 106.400,00-TL hasar meydana geldiği, 20.000,00-TL değer kaybı olduğu, davacı tarafa ait aracın mevcut hali ile ikinci el rayiç değerinin 210.000,00-TL olduğu, aracın tamirinin ekonomik olduğu, bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulmasının gerekmediği, kaza tarihi ile poliçe teminat limitinin 36.000,00-TL olduğu, davacının hasar bedeli yönünden talebini değer artırım dilekçesi ile 36.000,00-TL’ye artırdığı, davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle sigorta teminatı limiti ile sorumlu olduğu gerekçesi ile davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacı tarafın davalı sigorta şirketine yaptığı başvuruda hasarın belirlenmesi ve ödenmesine engel eksik evrakların olduğunu, eksik evrak bildiriminin yapılmasına rağmen davacı tarafından gereğinin yerine getirilmediğini mahkemece de bu hususun dikkate alınmadığını, başvuru konusu kaza ve araca ilişkin inceleme yapılabilmesi için eksper atandığını ancak davacı tarafından aracın ekspere gösterilmediğini bu nedenle hasar dosyasının sonuçlandırılamadığını, davacı taleplerinin fahiş olduğunu, hasarın uyumsuz olduğunu, tazminat hesaplamalarının Karayolları Motorlu Araçlar Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları uyarınca yapılması gerektiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun bu hususu karşılamadığını belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zararın ZMMS kapsamında tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 E. – 2012/92 K., Yargıtay 17. HD’nın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı araç sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir. Zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti davalı sigorta şirketi üzerinde olup, sigorta şirketinin zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir.
Sigorta şirketi poliçeden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğundan, aracın onarımı yapılsın yada yapılmasın onarıma ilişkin fatura olsun yada olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan KDV’yide zarar görene ödemek zorundadır.(Yargıtay 17 HD’nın 05.06.2014 tarih ve 2014/9038 E. – 2014/9078 K. sayılı ilamı) Yine, hasar bedeli, araç rayicini % 50’si aştığı durumlarda aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir.(Yargıtay 17. HD’nın 18.05.2016 tarih ve 2016/3196 E. – 2016/6047 K. sayılı ilamı)
Esasen, haksız eylem nedeniyle meydana gelen zararda ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüt oluşmuş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Davalı sigorta şirketi yönünden ise 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi gereğince, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde, sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekecektir. Islah edilen miktar yönünden de temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir ( Yargıtay 4. HD’nın 30.06.2022 tarih ve 2022/1725 E. – 2022/9741 K. Sayılı ilamı )
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, rapora göre hasarın dosya kapsamına uygun oluşuna, kusur ve hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, aracın ikinci el ve svotaj bedelinin piyasa rayiçlerine göre belirlenmesine, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığının davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilememiş olmasına, tazminatın tamamına temerrüt tarihinden faiz yürütülmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 2.459,16‬ TL’den peşin alınan 674‬,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.785,16 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13.12.2023