Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/718
KARAR NO : 2021/788
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.07.2020
NUMARASI : 2019/1180 E. 2020/347 K.
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 28.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.06.2021
İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.07.2020 tarih 2019/1180 E. 2020/347 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 2018 hesap yılı olağan genel kurul toplantısının 28.06.2019 günü saat:15:00 da kooperatif merkezinde yapıldığını ve bir tutanağa bağlandığını, bu tutanağın daha sonra yasal işlemleri tamamlanmak üzere karar defterine yapıştırıldığını, sonrasında genel kurul kararı uyarınca seçilen yöneticilerin kooperatifi temsil ve ilzamı için alınan yönetim kurulu kararının noter nezdinde tasdiki ve sair yasal işlemlerin tamamlanması amacıyla müvekkilinin uzun yıllardır muhasebeciliğini ve danışmanlığını yapan …’in alınan yönetim kurulu kararını imzalatmak için gelen katip üye …’na yönetim kurulu karar defterini teslim ettiğini ancak bu kişinin defteri iade etmediğini, defalarca aranmasına rağmen cevap vermediğini, bu amaçla yönetim kurulu karar defterini, teslim alan …’na ihtarname keşide edilerek teslim aldığı karar defteri ile evrak ve belgelerin iadesinin talep edilmesine rağmen herhangi bir cevap ve karşılık alınamadığını, müvekkili kooperatife ait 2019 Temmuz ayından beri yapılması gereken tüm yasal ve rutin işlemlerin yapılamadığını, yönetim kurulu karar defterini iade etmeyerek kooperatifi işlemez hale getirdiğini, 06.11.2019 tarihinde haklarında suç duyurusunda bulunulduğunu, usulüne uygun olarak alınan genel kurul kararlarına ilişkin haklarını yasal yollardan aramak yerine aile fertlerinden oluşan kooperatifteki yetkilerini suistimal eden yönetim kurulu asil ve yedek üyesi … ve …’nun kasıtlı eylemleri nedeniyle kooperatifin yönetim kurulu karar defterleri ile evrak ve belgelerine ulaşılamadığını ileri sürerek, haksız eylemler sonucu yönetim kurulu karar defterleri ile evrak ve belgeleri zayi edilen müvekkili kooperatifin eksikliklerini tamamlayarak eylemlerine devam edebilmeleri için TTK 82/7.maddesi gereğince zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, 28.06.2019 tarihinde 2018 Hesap Yılı Olağan Genel Kurulu Toplantısı yapılarak yönetim kurulu karar defterinin …’na teslim edildiği ertesi gün geri getireceğini beyan etmesine rağmen dava tarihine kadar geri alınamadığı iddia edildiğine göre, iddia edilen olaydan sonra kısa süre içerisinde defteri teslim alan şahsa ulaşıldığı ancak defterin iade edilmediği, öte yandan hayatın olağan akışına göre defterin zayi olduğunun kabulü için yeterli süre geçmesine rağmen en son 12.09.2019 tarihinde İzmir 10. Noterliği aracılığı ile …’na iki gün içinde defteri iade etmesi için ihtar çekildiği ve defterin iadesinin istendiği, ihtarın 16.09.2019 tarihinde ilgiliye tebliğ edildiği, teslim için öngörülen iki günlük sürenin 18.09.2019 tarihinde dolduğu, dolayısıyla en geç 19.09.2019 tarihinde defterin zayi olduğunun bilinmesi ve hak düşürücü sürenin başladığının kabul edilmesi gerektiği, yaptığı işin niteliği ve sorumlulukları itibarıyla bu hususta özenli olması beklenen davacının dava açılmadan önceki 15 günlük hak düşürücü süreden çok daha önce defterlerin zayi olduğunu bilebilecek durumda olduğu, buna rağmen söz konusu davayı aradan uzun sayılabilecek bir zaman geçtikten sonra 19.11.2019 tarihinde açmış olması nazara alındığında davacı tarafından dava konusu belgelerin zayi olduğunun dava açılmadan 15 gün önce öğrenilmiş olduğunun kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olacağı, davanın Türk Ticaret Kanunun 82/7.maddesinde öngörülen 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesini tekrar ederek mahkeme tarafından red kararının gerekçesinin somut olayın özelliklerine aykırı olduğunu, aile fertlerinden oluşan her iki kooperatifin genel kurul toplantısının aynı adreste peşi sıra yapıldığını, …’nun imzaları atmak üzere teslim aldığı defterleri hiç bir şekilde iade etmediğini, çağrılara cevap vermediğini, gönderilen ihtarnameye rağmen dava konusu yönetim kurulu karar defterini iade etmediğini, 06.11.2019 tarihinde defterleri teslim alan her iki kardeş hakkında suç duyurusunda bulunulduktan sonra 19.11.2019 tarihinde bu davanın açıldığını, mahkemece hak düşürücü sürenin hesabında defterlerin iadesi için gönderilen ihtarnamenin esas alındığını, defterleri iade etmeyen … ve …’in kooperatifte en fazla paya sahip …’nun çocukları olduğunu, aile içinde yaşanan sorunlar sebebiyle aile şirketleri ve aile kooperatiflerinin işleyişini sekteye uğratmak için sayısız dava açtıklarını, ihtarname gönderilmesine rağmen doğrudan yasal süreci başlatmak yerine bunun aile içinde halledilebileceği duygusu ile hareket ettiğini, tüm bu iyi niyetli bekleyişe rağmen artık bir tüzel kişilik olan kooperatifin işleyişi sekteye uğratınca defteri iade etmeyen çocukları hakkında 06.11.2019 tarihinde suç duyurusunda bulunulduktan sonra 19.11.2019 tarihinde bu davanın açıldığını, mahkemece kooperatifin aile fertlerinden oluşan bu yapısının dikkate alınmadığını, kooperatifin işleyişine mani olan somut olay yorumlanırken azami şekilde kooperatifte birleşen müşterek menfaatleri lehine karar verilmesi gerektiğini, yine aile kooperatifi olan …’ne ait aynı defterlerin zayi edilmesi sebebiyle İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın süresi içinde açıldığı belirtilerek davanın kabulüne karar verildiğini, her iki davanın da aynı tarihte açıldığını, mahkemenin suç duyurusuna itibar etmediğini ve müşterek menfaate zarar veren bir karar verdiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava; davacı kooperatifin yönetim kurulu karar defteri ile evrak ve belgeleri hakkında zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle, hak düşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğraması halinde, tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş olup, maddede belirtilen 15 günlük süre hak düşürücü nitelikte olmakla, başlangıcı zıyaının öğrenildiği tarihtir. Somut olayda davacı vekili, müvekkili kooperatifin 28.06.2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısından sonra yönetim kurulu karar defterinin katip üye …’na teslim edildiğini, ancak defterin iade edilmediğini, defalarca aranmasına rağmen cevap vermediğini, bu amaçla yönetim kurulu karar defterini teslim alan …’na ihtarname keşide edilerek teslim aldığı karar defteri ile evrak ve belgelerin iadesinin talep edilmesine rağmen herhangi bir cevap ve karşılık alınamadığını, 06.11.2019 tarihinde defteri iade etmeyen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, kooperatifin yönetim kurulu karar defterleri ile evrak ve belgelerine ulaşılamadığını ileri sürerek, yönetim kurulu karar defterleri ile evrak ve belgeleri zayi belgesi verilmesini talep etmiştir. Davacı kooperatifin yönetim kurulu karar defterinin 28.06.2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısından sonra teslim edildiği ve dava tarihine kadar geri alınamadığının iddia edildiği, 12.09.2019 tarihinde iki gün içinde defteri iade etmesi için ihtar çekildiği ve defterin iadesinin istendiği, ihtarın 16.09.2019 tarihinde ilgiliye tebliğ edildiği, teslim için öngörülen iki günlük sürenin 18.09.2019 tarihinde dolduğu, dolayısıyla en geç 19.09.2019 tarihinde defterin zayi olduğunun öğrenildiği ve hak düşürücü sürenin başladığının kabul edilmesi gerektiği, yaptığı işin niteliği ve sorumlulukları itibarıyla bu hususta özenli olması beklenen davacının dava açılmadan önceki 15 günlük hak düşürücü süreden çok daha önce defterlerin zayi olduğunu bilebilecek durumda olduğu, buna rağmen davanın defterin teslim ve iade edilmemesinden aradan uzun sayılabilecek bir zaman ve 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 19.11.2019 tarihinde açıldığı, defteri iade etmeyen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğu 06.11.2019 tarihinin hak düşürücü sürenin başlangıcına esas alınamayacağı, suç duyurusunda bulunulduğu tarihten önce bu durumun bilindiği, davacı kooperatifin üyelerinin aile fertlerinden oluşmasının ve aile içindeki anlaşmazlıkların hak düşürücü sürenin başlangıcına etkisinin olamayacağı, davacının suç duyurusu tarihinin hak düşürücü sürenin başlangıcı için esas alınması gerektiğine ilişkin istinaf itirazlarına bu sebeple itibar edilmediği, davanın açıldığı 19.11.2019 tarihinde TTK. nın 82/7. maddesinde düzenlenen hak düşürücü nitelikteki 15 günlük sürenin geçtiği sonucuna ulaşılmakla; mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28.06.2021