Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/71 E. 2023/1374 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/71
KARAR NO : 2023/1374

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.10.2020
NUMARASI : 2015/138 Esas 2020/555 Karar

DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03.02.2015
KARAR TARİHİ : 05.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.10.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.10.2020 tarih 2015/138 Esas 2020/555 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili, davalı … Şti vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve ZMM sigortacı olduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacıların müşterek çocuğuklarının yaralandığını, olay nedeniyle davacıların maddi ve manevi zarara uğradığını, kusurun karşı tarafta bulunduğunu, davalıların zararı karşılama yükümlülüğü bulunduğunu, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 11.000-TL maddi 150.000-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Şti vekili, davacının kusurlu olduğunu, aniden yola atlaması nedeniyle kazanın meydana geldiğini, aracın sigorta poliçesi bulunduğunu, talep edilen maddi tazminat miktarından sigorta şirketi ve SGK’nın sorumlu olduğunu, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili, davalı şirketin poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, kusur ve sakatlık oranının tespitinden sonra gerçek zararın varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için aktüeryal hesaplama yapılması gerektiğini, geçici iş görmezlik, tedavi giderleri ve manevi tazminat talebinin teminat dışı olduğunu, davalıya usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, maddi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığı, davacı …’için 4.500,00-TL, davacı … ve … için ayrı ayrı 1.750,00-TL manevi tazminat tadir edildiği, belirterek; maddi tazminat yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar ve davalı işletenler tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, davacı …’nın olay tarihinde üç yaşında olduğunu, kaza nedeniyle aracın altında on metre sürüklenerek kaval kemikleri gözükecek şekilde derisinin parçalandığınu, vücudunun çeşitli yerlerinde kemik kırıkları oluştuğunu, % 8,1 oranında kalıcı maluliyet oluşturacak ve bu kırıkların hayat fonksiyonları ağır derecede yaralandığını, takdir edilen manevi tazminatın az olduğunu, daha fazla miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırlmasını talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili, davalı şirketin kusur ya da ihmali bulunmadığını, davacı …’nın tam ve asli kusurlu olduğunu, davacının ağır bedensel zarara uğramadığını, davacı anne ve babanın da kusurlu olduğunu, illiyet bağının kesildiğini, kazaya karışan araç sürücüsü diğer davalı … olay günü şirketin yetkililerine haber vermeden ve izin almadan trafiğe çıktığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili, ATK raporu alınmadığını, eksik inceleme yapıldığını, ağır bedensel zarar veya ölüm söz konusu olmadığını, davacı anne ve babanın gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS poliçesi kapsamında trafik kazası nedeni ile davacıların tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve 90. maddeleri ile trafik kazası nedeni ile yaralanan davacının oluşan manevi zararından, işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücünün, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.
3. Dava konusu olaya ilişkin İzmir 21. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/64 Esas sayılı dava dosyası kapsamında yapılan yargılamada davalı sürücü …’in tali, davacının ise asli kusurlu olduğu kabul edilmiş, 18.02.2014 tarihinde kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
4. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi Borçlar Kanununun 53. ( TBK 74 ) maddesinde düzenlenmiş olup, Hukuk Hâkimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. ( Yargıtay HGK’nın 24/12/2014 tarih ve ve 2014/4-846 E. – 2014/1091 K. ) Ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile belirlenen bu maddi olguların hukuk mahkemesi tarafından kabulü zorunludur. ( Yargıtay 17. HD’nın 14/06/2016 tarih ve 2015/3502 E. – 2016/7282 K. )
5. Davalının sorumluluğunun belirlenebilmesi için olayın oluşumunda tarafların mevcut kusur durumun tespiti önem arz eder. Bu çerçvevede, dosyaya kazandırılan açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli bilirkişi raporu ile olaya ilişkin ceza dava dosyası kapsamında belirlenen maddi olgular çerçevesinde, oluş şekline uygun düşecek biçimde, taraflara kusur atfını gerektiren sebeplerin somut olarak açıklanması suretiyle, kusur değerlendirilmesi yapılarak, davacının % 75 oranında asli, davalı sürücü …’in % 25 oranında tali kusurlu olacak şekilde kusur durumunun tespit edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
6. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4.HD’nın 20/06/2022 tarih ve 2021/13933 E. – 2022/9109 K. )
7. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusurun olayın oluş şeklline ve dosya kapsamına uygun olarak tespit edilmesine, maluliyetin olay tarihinde geçerli olan yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenmesine, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların aşağıda belirtilen hususlar dışındaki tarafların tüm istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
8. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince haksız bir eylem sonucunda zarara uğrayan kimse, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini isteyebilir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin ( manevi zararın )giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.(Yargıtay İBK 22/06/1966 tarih ve 1966/7 E. – 1966/7 K. sayılı ilamı) Yine, TBK’nın 56/2. maddesinde ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği de hüküm altına alınmış, ancak ağır bedensel zararın nasıl nitelendirileceği açıklanmamıştır. Yerleşik uygulamada; % 7 , % 5.2 ve % 3.3 oranındaki maluliyete istinaden yaralanan kişinin eşi, anne, baba veya çocuklarının bu kapsamda manevi tazminat isteyebileceği belirtilmiştir. ( Yargıtay 17. HD’nin 03.04.2019 tarih ve 2016/10068 E. – 2019/4045 K. sayılı 28.02.2018 tarih ve 2015/8109 E. 2018/1446 K., 22.01.2019 tarih ve 2016/4918 E, 2019/489 K. ) Bu itibarla, somut olayda; % 8,1 oranında maluliyet oluşacak şekilde yaralanan davacı ile davacının anne ve babası olan diğer davacıların da manevi zarara uğrayacağı yadsınamaz bir gerçekliktir. Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun için tazminat miktarı, somut olayın özelliği, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4. maddesı uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Bu itibarla, somut olayda davacıların, maruz kaldığı bu acı ve elem ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oluşan manevi zararına karşılık, takdir edilen manevi tazminat anılan ilke ve esaslar çerçevesinde az olup daha fazla miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.
9. O halde, manevi zarara uğrayan davacılarda bir huzur duygusunun oluşabilmesi için tarafların kusuru, sosyal ve ekonomik durumu, davacıların maruz kaldığı acı ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek, manevi zararın karşılığı olarak takdiren … ‘için 20.000,00-TL, davacı … ve … için ayrı ayrı 15.000,00-TL manevi tazminatın davalı işletenlerden müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmesi gerekirken, aksi yönde varılan hukuki kabulde isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda, davalılar … Şti vekili ve davalı …’in istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacıların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından ilk derece mahkemesi kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, davacıların yerinde
görülmeyen sair istinaf itirazlarının reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … Şti vekili ve davalı …’in istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.10.2020 tarih 2015/138 Esas 2020/555 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile;
Maddi tazminat talebi yönünden dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacı …’nın manevi tazminat davası yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı … ve Davalı … Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminata kaza tarihi 14/08/2012’den itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair istem yönünden davanın reddine,
Davacı …’nın manevi tazminat davası yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 15.000,00-TL manevi tazminatın davalı … ve Davalı … Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminata kaza tarihi 14/08/2012’den itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair istem yönünden davanın reddine,
Davacı …’nın manevi tazminat davası yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 15.000,00-TL manevi tazminatın davalı … ve Davalı … Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminata kaza tarihi 14/08/2012’den itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair istem yönünden davanın reddine,
492 sayılı harçlar kanunu gereğince maddi tazminat yönünden alınması gereken 269,85-TL harçtan ıslah harcı olan 250,75-TL’nin mahsubu ile bakiye 19,10-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
492 sayılı harçlar kanunu gereğince manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.390,85-TL harcın davalılar … ve Davalı … Şti.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat yönünden Davacı … yararına takdir edilen 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalı … ve Davalı … Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat yönünden Davacı … yararına takdir edilen 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalı … ve Davalı … Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat yönünden Davacı … yararına takdir edilen 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalı … ve Davalı … Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … ve Davalı … Şti.’ne verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden 15.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … ve Davalı … Şti.’ne verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden 15.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … ve Davalı … Şti.’ne verilmesine,
Dosyaya sunulan ibranamede vekalet ücretinin ödendiği belirtildiğinden konusuz kalan maddi tazminat davası yönünden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Davacılar tarafından yatırılan İstanbul ATK raporu fatura bedeli 687,00-TL ile Ege Üniversitesi Raporları fatura bedeli 409,52-TL ve davacılar tarafından yargılama gideri olarak yapılan 1.517,48-TL yargılama gideri toplamı 2.614,00-TL’nin davanın ret ve kabul oranına göre taktiren 871,33-TL’sinin davalı … ve Davalı … Şti.’den alınarak davacılara verilmesine, bakiyenin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
5-Davalı … Şti yönünden istinaf karar harcı olan 546,48-TL’den peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 492,08-TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 546,48-TL’den peşin alınan 136,62-TL’nin mahsubu ile bakiye 409,86-TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar … Şti ve davalı … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
8-İstinaf başvurusu nedeniyle davacıların yaptığı 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 66,50-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 215,1‬0-TL istinaf yargılama giderinin davalılar … ve Davalı … Şti.’nden alınarak davacılara verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.