Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/685 E. 2023/1894 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/685
KARAR NO : 2023/1894

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2021
NUMARASI : 2018/794 Esas 2021/43 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 21.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.12.2023

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.01.2021 tarih 2018/794 Esas 2021/43 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 29.09.2012 tarihinde, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile tek taraflı kaza yaptığını, araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır yaralandığını, müvekkilinin davalı şirkete 18.04.2018 tarihinde yazılı başvuruda bulunduğunu, ancak ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafın başvuru şartını yerine getirmediğini, davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, davacının kaza sırasında emniyet kemeri takıp takmadığının araştırılmasının gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamı dışında ve SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Ege Üniversitesinden alınan 12.04.2018 tarihli raporda ve İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan 16.12.2019 tarihli raporda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığının iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, 13.10.2020 tarihli duruşmada, kazadaki kusur oranının tespiti için dosyanın trafik bilirkişisine tevdii ile rapor aldırılmasına, kusur raporu geldikten sonra dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdiine, 1.200,00 TL bilirkişi ücretini yatırması için davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde yatırmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına karar verildiği, davacı vekilince kesin süre içerinde gider avansının yatırılmadığı, dosyanın trafikçi bilirkişiye ve aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdii edilemediği, davacının davasını dosyadaki mevcut delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, gerek Covid-19 salgını nedeniyle dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik süreç gereği vatandaşların mağduriyetinin oluştuğunu, HMK gereğince hakimin ara kararında belirttiği sürenin kesin süre mi yoksa takdiri süre mi olacağının hakimin inisiyatifinde olduğunu, mahkemece kesin süre verilmesinin adil yargılanma hakkı ve hak arama hürriyeti ile bağdaşmadığını, bilirkişi incelemesinin usulü bir eksiklikmiş gibi kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kısa bir sürede kendisi için ciddi bir maddi külfet yaratan ara karara hükmetmenin, ara kararın gereklerini yerine getirmemenin, yargılama için en önemli hususlarından olan bilirkişi delilinden feragat sayılacağı ihtarı yapmanın hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nın 324. maddesi uyarınca delil avansı tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Bu durumda, HMK 324/2-2. cümle uyarınca, delil avansını yatırmayan tarafa, talep olunan delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı ve davanın mevcut diğer deliller nazara alınarak karar verileceğinin ihtarı gerekip, bu ihtar sonucunda oluşacak durumda da davanın mevcut diğer delillere göre karara bağlanması gerekmektedir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince 13.10.2020 tarihli duruşma ara kararı ile, kusur raporu alınması için dosyanın trafik bilirkişisine tevdiine, kusur raporu geldikten sonra dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdii ile davacının maddi tazminat talepleri hususunda rapor alınmasına, bilirkişiler için ayrı ayrı 600,00 TL ücret takdirine, bilirkişi ücretinin davacı tarafça yatırılacak gider avansından karşılanmasına, davacı tarafa 1.200,00 TL bilirkişi ücretini yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, bu süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmaması halinde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları davacı vekiline ihtar edilmiştir. Mahkemece kesin sürenin hüküm ve sonuçlarının ihtar edilmiş olmasına rağmen davacı tarafça kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmamış olmasına, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumu ve aktüerya raporu alınmadan davacının davalı şirketten tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığı ve tazminat miktarı hususlarında esasa ilişkin bir karar verilmesinin mümkün olmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55‬ TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21.12.2023