Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/670 E. 2021/748 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/670
KARAR NO : 2021/748

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.11.2020
NUMARASI : 2020/202 E. 2020/544 K.
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabet
KARAR TARİHİ : 22.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2021

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.11.2020 tarih 2020/202 E. 2020/544 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin tekstil ve deri sektöründe faaliyet gösterdiğini, yurt dışındaki sektörün ünlü firmalarının tasarımlarını fason olarak üretip tamamını ihraç ettiğini, müvekkili firma ile fason üretim yaptığı yabancı firmalar arasında gizlilik sözleşmeleri bulunduğunu, o nedenle müvekkili şirket çalışanlarının bu firma bilgilerini, markalar ile ürettiği teknik ve tasarım bilgilerini üçüncü kişilerle paylaşmasının yasak olduğunu, davalının 22.10.2008-25.10.2019 tarihinde müvekkili şirkette çalıştığını, iş aktinin geçerli nedenlerle feshedildiğini, davalı gerçeğe aykırı şekilde sendikalı olmaları nedeniyle işten çıkarıldıklarını içeren afişleri 31.10.2019 tarihinden itibaren Ege Serbest Bölge girişindeki alana astığını, zaman zaman bu afişleri elinde sabit tutarak taşıdığını, davalının, afişlerde sendikal haklarla hiçbir ilgisi olmayan müvekkili şirket müşterisi olan dünyaca ünlü …., …., ……vs gibi markaları da belirterek “Dissmissed Unuion Members(Görevden alınan sendika üyeleri), “Reinstate immediatly(hemen eski duruma getir)” ve Respect Trade Unuion Right(Sendika hakkına saygı duyun)” gibi müvekkili şirkete ve yöneticilerine zarar veren, ticari itibarını zedeleyen küçük düşürücü ifadelere yer verdiğini, davalının …., …. gibi sosyal medyada da benzer paylaşımlar yaptığını, tüm bu eylemlerin gereksiz incitici beyan niteliğinde olup haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, bu ihlallerin men edilmesine, davalının eyleminin sadakat yükümlülüğünün ihlali ve haksız fiil ve haksız rekabet niteliğinde olduğunun ve hukuka aykırılığının tespitine, ref’ine, belirsiz alacak davasına esas olmak üzere 100.000,00 TL maddi tazminat, 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, kararın TTK’nın 59. maddesi uyarınca ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin iş aktinin feshi davasının geçersizliği, işe iade ve sendikal tazminat talepli davasının yargılamasının sürdüğünü, davaya bakmakla iş mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkili hakında takipsizlik kararı verildiğini, müvekkilinin davacının ve ortaklarının siparişlerinin azaltması/ pazar payını kaybetmesi ile kendisine çıkar sağlamasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin davalının yasalara uymasını istediğini, müvekkilinin yasal haklarını kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının, daha önce işten çıkarıldığı için eylemlerinin üçüncü kişi olarak değerlendirilmesi gerektiği, eylemlerinin 6102 sayılı yasanın 54 ve 55. maddesinde sayılan haksız rekabet oluşturmadığı, davalının, davacının yapmış olduğu iş kapsamında ve bu işi etkileyecek rekabet halinin bulunmadığı, BK’nın 444 maddesi kapsamında da davalının haksız rekabet eyleminin söz konusu olmadığı, davalının yapmış olduğu eylemlerde davacının iş yaptığı 3. kişilerin isimlerini ön plana çıkartmakla davacı üzerinde baskı oluşturmaya çalıştığı, bu gibi durumların davacının iş durumunu olumsuz etkilemesi halinde haksız fiil niteliğinde olacağı, bu durumun ticari nitelik taşımadığı, uyuşmazlığın 6102 sayılı kanunun 4. maddesinde öngörülen ticari dava kapsamında kalmadığı, davaya bakmakla İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğu gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesini tekrar ederek davalının eylemlerinin haksız rekabet kapsamında kaldığını, davaya bakmakla asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, hakısz rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenmesi veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekmektedir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
6102 sayılı TTK’nın 54/2. maddesinde aldatıcı hareket veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız rekabet oluşturduğu düzenlenmiş, aynı yasanın 55. maddesinde sınırlayıcı değil örnekleyici şekilde haksız rekabet halleri sayılmıştır. TTK’nın 55/1-1 maddesinde başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemenin haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 11. H.D’nin 21.02.2010 tarih 2008/9072E, 2010/591K sayılı kararında belirtildiği üzere gerek haksız rekabete ilişkin yasal düzenlemeler gerekse Türk Medeni Kanun’un 2. maddesinde belirtilen herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu yönündeki tüm özel hukuk ilişkilerinde uygulama alanı bulunan temel hüküm uyarınca bir ticari işletmeye, şirkete yönelik olarak yapılan eylemlerin haksız rekabet oluşturması için bu eylemleri yapanların tacir olmaları veya haksız rekabete maruz kalan şahıs, şirket veya işletme ile aynı konularda iştigal etmeleri gerekmemektedir.
Yine haksız rekabet haksız fiilin özel bir halidir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davacı taraf, davalı eski çalışanın müvekkili ile müvekkilinin müşterilerine ait markaları birlikte afiş, pankart ve sosyal paylaşım sitelerinde kullanarak sendikal haklarının kullandırılmadığı yönünde haksız, incitici beyanlarda bulunduğunu, bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, haksız rekabetin tespiti, meni, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere haksız rekabet, haksız fiilin özel bir hali olup TTK’da düzenlendiği için mutlak ticari davadır. Dava dilekçesindeki iddialar gözetildiğinde eylemin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı asliye ticaret mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda belirlenmelidir. Mahkemece davanın esasına girilerek eylemin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eylemin haksız fiil oluşturduğu, davaya bakmakla asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesi görevli olmasına rağmen görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.11.2020 tarih 2020/202E, 2020/544K sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.06.2021