Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/657 E. 2021/737 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/657
KARAR NO : 2021/737
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04.02.2021 Karar – 17.02.2021 Ek Karar
NUMARASI : 2021/82 E. 2021/78 K.
DAVANIN KONUSU : Araç Hasar bedeli
KARAR TARİHİ : 21.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.06.2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.02.2021 Karar – 17.02.2021 Ek Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl karara karşı davacı tarafından, asıl ve ve ek karara karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı, sahibi bulunduğu … plakalı araç ile 17.05.2018 tarihinde yolun sağından ilerlerken sola dönüş yapmak üzere yavaşladığını, sol dış ayndan yolun durumunu kontrol ederek sola sinyal verdiğini ve kontrollü şekilde dönüş yapmaya başladığını, ancak davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın hemen arkasındaki aracı hızla sollayarak aracının sol arka kapısından vurmak üzere kazaya sebebiyet verdiğini, bu durumun karşı araç sürücüsünün ve tanığın imzalı beyanı ile sabit olduğunu, aracında oluşan hasar bedelinin tazmini için kendi sigorta şirketine başvurmasına rağmen sigorta şirketinin tramer kusur oranının daha fazla olduğunu bildirdiğini, bu nedenle davalı … şirketine başvuru şartını yerine getirdiğini ileri sürerek davanın kabulü ile 5.282,23 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuğun dava şartı olduğunu, davacı tarafından zorunlu arabuluculuk süreci işletilmeden dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, KTK 97.maddesi gereğince müvekkili şirkete başvuru yapılmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, davacının kendi dilekçesi ekinde Sigorta Bilgi Gözetim Merkezinin kazaya ilişkin tutulan raporu sunduğunu, bu kayıtlarda davacı aracının %100 kusurlu olarak görüldüğünü, sigortalı araca kusur atfedilmediğini, bu kararın da komisyonun oy birliği ile alındığının belirtildiğini, bilirkişi raporunda aleyhe hususları kabul etmediklerini, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi evrakının ve kusur raporunun yok sayıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Karayolları Trafik Kanunu 97. maddesinde; (değişik madde rgt: 26.04.2016 rg no: 29695 kanun no: 6704/5) (kod 1) ” Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde hüküm bulunduğu, KTK’nun emredici bu hükmüne göre zarar gördüğünü iddia eden davacının dava açmadan önce aleyhine dava açacağı sigorta şirketine başvuruda bulunmasının zorunlu olduğu,davacı tarafça usulüne uygun başvuru yapılmadığı, davacı tarafça bu şartın yerine getirilmediği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tashih talepli dilekçesi ile yukarıda açıklanan asıl kararın istinaf kanun yolu açık olarak verildiğini, 2021 karar tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna başvurma sınırının 5.880,00 TL olduğunu, dosyadaki dava değerinin 5.282,23 TL olduğunu, bu dava değerine göre kararın istinaf yasa yolu açık olmayıp kesin karar olduğunu, kesin olan kararda istinaf kanun yolu açık olarak yazılmasının HMK 304.maddesi gereğince açık hata olduğunu belirterek kararın henüz taraflara tebliğ edilmediği de gözetilerek kararın bu şekilde tashihini talep etmiş, mahkemece 17.02.2021 tarihinde verilen ek karar ile, usule yönelik verilen kararların dava değeri nazara alınmadan denetlenebildiği gerekçesiyle davalı vekilinin tashih talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl karara karşı davacı tarafından, asıl ve ve ek karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı asıl karara karşı, KTK 97.maddesi gereğince sigorta şirketine zorunlu başvuru için tarafına kesin süre verilmesi ve bu başvurunun dava şartı olarak ön görülmesinin kanunun ruhuna aykırı olduğunu, sigorta şirketinin tazminat talebini davaya gerek kalmaksızın ödeme ihtimaline binaen bu başvurunun zorunlu kılındığını, görevsizlik kararı verilmeden önce Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinde bu davanın 2 yıl boyunca devam ettiğini, bu süreç içerisinde davalı … şirketinin dava dilekçesindeki taleplerini kabul etmediğini, 2 yıl süren yargılamadan sonra görevsizlik kararı verilip dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi üzere Asliye Ticaret Mahkemesince en baştan itibaren hiç bir işlem yapılmamış gibi KTK 97.maddesi gereği davalı … şirketine başvurması için kesin mehil verilmesinin kanunun amacına hizmet etmediğini zaten davalı şirketin 2 yıl boyunca süren yargılamada talebini kabul etmediğini, bu yönden kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verildiğinden aleyhine A.A.Ü.T’ de yazılı tutarın yarısı oranında 2.040,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam olarak 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin de yasaya aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
Davalı vekili asıl ve ek karara karşı, istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle kararın bu kısmının tashihi için talepte bulunduklarını ancak mahkemece usule ilişkin verilen kararın denetlenebilir olduğu belirtilerek tashih talebinin reddine dair ek karar verildiğini, 2021 yılı karar tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna başvuru sınırının 5.880,00 TL olup dava değerinin 5.282,23 TL olması nedeniyle kararın istinaf yasa yolu açık olmayan kesin karar olduğunu, kararın usul ya da esas hakkında olmasının değer itibariyle kesin karara bir etkisinin olmadığını, usulden de olsa esastan da olsa dava değeri itibariyle kararın kesin olduğunu, aksini belirten bir kanun maddesinin bulunmadığını, bu nedenle mahkemenin istinaf kanun yolu açık olmak üzere verdiği kararın bu kısmının kaldırılması gerektiğini, tashih talebinin reddine dair ek kararın da bu nedenle usul ve yasaya uygun olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle ek karar ile asıl kararın “istinaf kanun yolu açık olmak üzere” kısmının kaldırılmasını, kararın kesin olduğu şeklinde düzeltilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … şirketinden araç hasar bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davacı tarafça davalıya usulüne uygun başvuru yapılmadığından 6100 sayılı HMK 115/2.maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, ek karar ile de davalı vekilinin tashih talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1. maddesi uyarınca 01.01.2021 tarihi itibariyle 5.880,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda davacı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmaksızın 5.282,23 TL araç hasar bedeli talep etmiş, yapılan yargılama sonucu alınan bilirkişi raporunda da araç hasar bedeli alacağı 5.282,23 TL olarak tespit edilmiş, davacı tarafça da bedel artırım talebinde bulunulmamış, mahkemece dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemece usule ilişkin verilen kararın istinafı kabil olup olmadığının belirlenmesinde de kesinlik sınırı ve dava değerinin dikkate alınması gerekmektedir. Davacının talep ettiği toplam dava değeri 5.282,23 TL olup bu değer karar tarihi olan 04.02.2021 tarihi itibariyle kesinlik sınırı olarak kabul edilen 5.880,00 TL’nin altında kaldığından istinafı kabil olmayıp, bu nedenle davacının istinaf dilekçesinin reddine, davalı vekilinin asıl ve ek karara karşı istinaf başvurusunun incelenmesine gerek olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-HMK’nın 341. maddesi uyarınca kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle davacının istinaf dilekçesinin REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3-Davalı vekilinin asıl ve ek karara karşı istinaf başvurusunun incelenmesine gerek olmadığından istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 21.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.