Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/647
KARAR NO : 2023/1888
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.02.2021
NUMARASI : 2019/145 E. 2021/27 K.
DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün Önlenmesi
KARAR TARİHİ : 20.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.12.2023
İzmir Fikri ve Sınai haklar Hukuk Mahkemesinin 10.02.2021 tarih 2019/145 E. 2021/27 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının 29. sınıfda süt ve süt ürünleri alanında 2004/46584 nolu “…” marka sahibi olduğunu, davalının üretip, satışa sunduğu peynir ürünlerinde davacının markasını kullanmak suretiyle davacının marka hakkına tecavüzde bulunduğunu, 2018 ve 2019 yıllarında davalı firmanın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından taklit ve tağşiş yaptığının belirlendiği, bunu durumun kamuoyuna açıklandığını, davalının davacya ait markanın ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanması ve bakanlıkça açıklanan markalar arasında yer alması nedeniyle davacının prestij kaygısı olduğunu, belirterek; markaya tecavüzün önlenmesini, tecavüzlü ürün toplanmasını, bu ibareyi taşıyan tabela, reklam vasıtası, basılı evrakların toplanmasını, hükmün ilanını ve 3.000,00-TL manevi ile 7.500,00-TL maddi olmak üzere toplam 10.500,00-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalının ” … ” markasının tescilli sahibi olduğunu, 01/08/2004’den beri bu markayı kullandığını, ürünlerinde ” …, … ” başlığını kullandığını, davacı markası ile iltibas yaratabilecek hiçbir görsel ve yazılı hususun olmadığını, ürün grupları ile davacının ürün gruplarının farklı olduğunu, davalının marka tescilini ise 2014 yılında aldığını, gerek tescilsiz gerekse tescilli olarak “…” markasını kullanımına davacının hiçbir itirazının bulunmadığını, sessiz kaldığını, tazminat taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “…” şeklinde markasının salt bir yerleşim yeri adı olduğu, herhangi bir ekinin bulunmadığı, bir yer ismini kişinin tekeline bırakmanın yasanın genel amacına aykırı düşeceği, “…” markasının ayırt ediciliği zayıf bir marka olduğu, sonuna veya başına ekleme yapılarak kullanıma müsait olduğu, dosya kapsamında davalının kullanımını ilişkin tek delil olan Tarım ve Orman Bakanlığının internet sitesinde davalının “…” ibareyi kullandığına ilişkin açıklama olduğu, başka bir delile rastlanılmadığı, ayırt ediciliği zayıf markaya davalının ekleme yaparak markalar arasındaki iltibası önlediği, belirtilerek; davanın reddine, karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalının kötü niyetli olarak söz konusu markayı davacıdan yıllar sonra tescil ettirerek kullanmaya başladığını, davacının tanınırlığından haksız kazanç elde ettiğini, bilirkişi raporuna göre davacının “…” markasının davalının tescilli “…” markası ile kullandığı işaretinin karşılaştırılmasında 29.sınıf bakımından benzerlik taşıdığını ve karıştırılma riskinin olduğunu, iktibasa sebebiyet verdiğinin belirtildiğini, Tarım Orman Bakanlığının internet uzantısında davalının “…” ibareli markayı kullandığını ifade ederek tespit ve duyurular yapıldığnı, bu durumun marka hakkına tecavüz oluşturulduğunu, davalınında davacının markasının kullanıldığının kabul ettiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat, istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine, karar verilmiştir.
1.Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2.Toplanan tüm deliller ile hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının markasını oluşturan ibarenin coğrafi bir yer adı olarak tüketici nezdinde bilinmesine, davacının mevcut markasının ayırt ediciliğinin oldukça zayıf olmasına, zayıf nitelikte ibareler olan coğrafi yer adlarının, sonradan üçüncü kişilerce de kullanılmaya müsait işaretler olduklarının başvuru sahiplerince de baştan kabul edilmesi gerekmesine, bu şekildeki işaretlerin dürüstlük kurallarına
aykırı olmamak kaydıyla ve bir başkasının tescilli markasının birebir aynısının kullanımını içermemek koşuluyla herkesin kullanımına açık olmasına, davalının tescilli marka kullanımın davacının tescilli markası ile birebir aynı olmamasına, kendi markasına ekleme yapılmak suretiyle kullanılmasına, davacının markasına yanaşacak şekilde tescil edildiği sınıfın dışında bir kullanımın varlığının tespit edilememesine, davalının tescili marka kullanımının davacının tescilli markasından doğan hakkı ihlal etmemesine, aksinin davacı tarafından ispatlanamamasına, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85-TL’den peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.