Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/592 E. 2021/555 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/592
KARAR NO : 2021/555
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.01.2021
NUMARASI : 2020/502 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 27.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.04.2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.01.2021 tarih 2020/502 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, itirazın iptali istemli açmış olduğu davada davalı şirket ile müvekkili arasında genel kredi ve ticari kredi sözleşmeleri imzalanarak kredi kullandırıldığını, diğer davalı şahısın bu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlunun kullanılan krediyi ödememesi üzerine kredi hesabının kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen ödenmemesi üzerine asıl ve kefil borçlu hakkında ilamsız haciz yoluyla takip başlatıldığını, borçluların bu takibe haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptali ile birlikte alacaklarının tahsilini teminen 316.665,07 TL tutarındaki alacakları için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 19.01.2021 tarihli ek gerekçeli ara karar ile, İİK’nın 258 maddesinde belirtilen alacak ile ihtiyati haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek delillerin gösterilmesi gerektiği, dosya kapsamına göre alacağın varlığı ve miktarı belirlemenin yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati haciz kararı için gerekli yasal koşullarının oluştuğunun belirlenemediği, yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek İİK 258 maddesi uyarınca ihtiyati haciz talep edilmesi şartlarının oluştuğunu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığının tam olarak ispatının zorunlu olmadığını, yaklaşık ispatın sağlanmasının yeterli olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin yaklaşık ispata göre değerlendirme yapmadan alacağın varlığına ilişkin yargılama yapılması gerektiğine dair hüküm kurarak talebin reddine karar verilmesinin kanunun lafzına aykırılık oluşturduğunu, kaldı ki ihtiyati haciz kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyerek karşı tarafın itiraz hakkı da bulunduğu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Talep, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ihtiyati haciz talebine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekilince genel kredi sözleşmesi taraf olan asıl borçlu şirket ile müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz talep edilmiş, dosyanın tetkikinde asıl borçlu ve kefil hakkında hesap kat ihtarlarının bila ikmal iade olduğu görülmüştür. Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. (Uygur, Turgut; 6098 Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, Nisan 2012, Cilt II. s. 2541). madde metninden de anlaşılacağı üzere, TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce asıl borçluya başvurulmadan müteselsil kefile gidilebilmesi mümkün iken, TBK’nın anılan düzenlemesi ile bu artık mümkün olmamaktadır. Bu itibarla, müteselsil kefil yönünden talepte bulunabilmek için öncelikle asıl borçluya kat ihtarının tebliği gerekmektedir. (Yargıtay 11. H.D’nin 2016/11919 E, 2016/8568 K). Asıl borçluya kat ihtarının tebliği yeterli olup kefil için kat ihtarının tebliği aranmaz. Dosya kapsamına göre, mütselsil kefil yönünden yapılan incelemede her ne kadar asıl borçluya tebliğin yapılması yeterli görülmüş ise de hem kefil hem de asıl borçluya çıkartılan hesap kat ihtarının iade olunduğu, taraflar arasında yapılan genel kredi sözleşmesinin 12.1 maddesine göre, sözleşmedeki adrese tebligatın yapılamaması halinde adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine yapılacak tebliğlerin şahsına yapılmış sayılacağı, o yerde bulunmasa bile tebligatın iade edilmeyip TK 21 maddesinin uygulanması gerektiği yönündeki sözleşme hükmü uyarınca alacaklı tarafça tebligat yönündeki sözleşme şartının henüz yerine getirilmediği, başka bir anlatımla kefil için ihtiyati haciz kararı verilebilmesi yönünde sözleşmenin bu maddesinde düzenlenen tebligat yollarının (TK 21 maddesi) tüketilmediği ve asıl borçlu yönünden hesap kat ihtarının sözleşme hükümlerine göre tebliğinin yerine getirilmediği anlaşıldığından kefil yönünden ihtiyati haciz talebin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılılık bulunmamaktadır. Anılan bu nedenlerle davacı tarafın kefil yönünden ileri sürdüğü istinaf istemi yerinde bulunmamıştır.
Asıl borçlu yönünden ise kat ihtarının düzenlenmesiyle borç muaccel olup kat ihtarının tebliğine gerek bulunmamaktadır. Somut olayda ihtiyati hacze konu genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçlu şirket ve müteselsil kefil hakkında 06.02.2020 tarihinde kat ihtarı düzenlenmiştir. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muaccelliyeti için yeterlidir. Ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Mahkemece asıl borçlu yönünden kat ihtarının alacağı muaccel hale getirdiği, ayrıca ihtarın tebliğinin gerekmediği, dosyaya sunulan genel kredi sözleşmesi, ticari kredi kartı sözleşmesi, kullanılan kredi miktarları ve sözleşme limitleri birlikte değerlendirildiğinde, asıl borçlu yönünden ayrıca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257 maddesi uyarınca yaklaşık ispat şartlarının oluştuğu anlaşıldığından alacaklı tarafın asıl borçlu yönünden istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşıldığından kararın asıl borçlu yönünden HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli, 2020/502 E. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati haciz isteminin kefil olan borçlu … yönünden REDDİNE, asıl borçlu … yönünden ise KABULÜ ile 316.665,07 TL alacağı karşılayacak miktarda karşı taraf borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının İİK’nın 257/1 maddesi uyarınca İHTİYATEN HACZİNE, karşı tarafın ve üçüncü şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak alacak miktarının % 15’i olan 47.499,76 TL tutarında nakit veya bir banka (kesin) teminat mektubunun ibrazında kararın yerine getirilmesi için bir örneğinin ilgili İcra Müdürlüğüne ilk derece mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüğünce gönderilmesine,
İhtiyati haciz kararı görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak verilmiş olduğundan ihtiyati haciz isteyen davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İhtiyati haciz isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemece verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
3-İstinaf yoluna başvuran ihtiyati haciz isteyen davacının ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafından yapılan 162,10 TL başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin karşı taraf davalı …’den alınarak ihtiyati haciz isteyen davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 27.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.