Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/591 E. 2023/1778 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/591
KARAR NO : 2023/1778

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.11.2020
NUMARASI : 2019/633 E. – 2020/631 K.
DAVANIN KONUSU : Şirket Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 05.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.12.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.11.2020 tarih 2019/633 E. – 2020/631 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkilinin, davalı şirkette % 50 oranında pay sahibi olduğunu, diğer pay sahiplerinin ise % 25’er pay ile ortaklar … ve … olduğunu, müvekkilinin hiçbir genel kurul toplantısına dahil edilmediğini, çağrılmadığını, işleyiş ile ilgili olarak bugüne kadar kendisine hiçbir bilginin verilmediğini, dava konusu 06.09.2019 tarihli genel kurul toplantısından da haberdar edilmediğini, tebligat yapılmadığını, müvekkilinin bu toplantının yapıldığını İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/480 E. sayılı dosyasında görülmekte olan “ortaklıktançıkarılma davası” kapsamında rapora esas olmak üzere dosyaya sunulan şirket kayıtlarından öğrendiğini, limited şirketlerde genel kurulun nasıl toplanacağının TTK’nın 617. maddesinde açık bir şekilde belirtildiğini, müvekkiline hiçbir tebligat yapılmaması nedeniyle 06.09.2019 tarihli ve 2019/1 karar sayılı genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunu, bu kararların yasaya, esas sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı kararlar olduğunu ileri sürerek, söz konusu genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine, bu toplantıda alınan kararların uygulanmasının yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu toplantıya ilişkin çağrının 19/08/2019 tarih 9890 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete adres bildirimi yapılmadığı için davacıya iadeli taahhütlü bildirim yapılamadığını, davacının davasında gerekçe olarak sadece toplantı çağrısının usulsüz yapıldığını ileri sürdüğünü, kararların yok hükmünde olması için TTK’nın 447. maddesinde sayılan hususlarda karar alınması gerektiğini, alınan kararların bu nitelikte olmadığını, İzmir 3. ATM’nin 2019/480 sayılı dosyası ile davacı aleyhine ortaklıktan çıkarma davası açıldığını, genel kurul toplantısında alınan ortaklıktan çıkarma kararının da bu anlamda geçerli olduğunu, ortaklıktan çıkarmaya yönelik genel kurul kararının usulüne uygun olarak alınmış olmasının ve bu kararın çıkarma davasında geçerli kabul edilip edilmemesinin farklı sonuçları olduğunu, 2019/1 sayılı kararların yok hükmünde olmadığını, bir an için toplantı çağrılarının usulsüz olduğu düşünülse dahi bu sebeple açılacak iptal davalarının toplantı tarihinden itibaren 3 ay içerisinde açılmasının gerektiği TTK 445 hükmünde yer alan 3 aylık hak düşürücü sürenin dolduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile davalı … Şti.’nin 06/09/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 6 nolu davacının şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin kararın yok hükmünde olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin şirket toplantılarına katılmayacağı yönünde beyanı olmamasına rağmen, kendisinin hiçbir toplantıya çağrılmadığını, bu nedenle dava konusu edilen 06.09.2019 tarihli ve 2019/1 karar numaralı Genel Kurul toplantısı kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, dava konusu 06.09.2019 tarihli ve 2019/1 karar numaralı genel kurul tutanağında 5. Maddesinde şirket müdürünün ibra edildiğini, 6.maddesinde davacının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verildiği, 7.maddesinde ise şirket müdürüne her ay 7500 TL huzur hakkı ödenmesine karar verileceğinin kararlaştırıldığını, somut olayda, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan 5 numaralı kararda anılan yasa hükmüne aykırı olarak toplantı tarihi itibari ile şirket müdürü olan ortağın kendisi için oy kullandığı, diğer ortağın % 25 pay sahibi olması nedeniyle salt çoğunluk karar nisabının gerçekleşmediği, bu nedenle anılan kararın yoklukla malul olması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının davacı lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil şirketin %50 hisseye sahip ortağı davacı olup, diğer ortaklarının %25’er hisseye sahip … ve … olduğunu, …’in şirket müdürü olduğunu, davacının tüm engellemelerine, zarar verici hareket ve şikayetlerine rağmen şirket son 5 yıldır gelişme gösterdiğini, davacının şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik iddiaları haklı olmasa da, ortakların bir arada olamayacak duruma gelmeleri nedeniyle genel kurulda alınan 6.nolu karar uyarınca davacının şirketten çıkarılmasına karar verildiğini, yerel mahkeme tarafından davacı ortağın şirkete zarar verici eylemlerinin ve davranışları irdelenmeden karar verildiğini, ancak TTK 640. Maddesinin %50-%50 ortaklık yapısındaki limited şirketler için ifasının mümkün olmadığını, şirketin tasfiyesi ya da zarara uğramasının önlenmesi bakımından kamu düzeni gözetilerek, ortak sayısının salt çoğunluğunu da çıkarma için gerekli ön şart için yeterli sayılması gerektiğini, istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE :Dava, davalı limited şirketinin 06.09.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kablüne karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca Dairemizce istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davacı tarafça davalı şirketin 06/09/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 2019/1 karar sayılı genel kurul kararlarının yok hükmünde/batıl olduğunun tespitine karar verilmesinin istendiği, genel kurul tutanağının 5. Maddesiyle şirket müdürünün ibra edildiğini, 6.maddesiyle davacının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verildiği, 7.maddesinde ise şirket müdürüne her ay 7500 TL huzur hakkı ödenmesine karar verildiğinin anlaşıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda genel kurula davet tutanağının davacının Mernis adresine çıkarılmaması nedeniyle genel kurula davetin usulüne uygun olmadığı, davacının butlanı talep edilen genel kurul toplantısına katılmadığı, bu nedenle alınan kararlarda TTK 446/1-b maddesi gereğince toplantı daveti usulsuz olduğundan davacının muhalefet şerhi aranmaksızın genel kurul iptali davası açabileceği, çağrı usulsüzlüğünün müeyyidesinin iptal edilebilirlik olup davacı tarafça belirtilen usulsüzlüklerin genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunun ispatının gerektiği, TTK 445. Maddesi uyarınca iptal davasının 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddinin gerektiği, dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararlardan 1-2-3-4-7 ve 8 nolu kararların TTK 447. Maddesi kapsamında kalmadığı, davacının şirketten çıkarılmasına yönelik alınan 6 nolu kararın ise TTK 447 maddesi kapsamında olduğu, ortağın şirketten çıkarılmasına yönelik genel kurur kararının TTK 621/1-h maddesi gereğince temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması şartı ile alınabileceği ancak dava konusu edilen genel kurulda söz konusu nitelikli çoğunluğun sağlanmadığı, bu sebeple alınan 6 nolu kararın yok hükmünde olduğu, TTK’nın limited şirketlerin genel kurul kararlarına ilişkin 620. maddesinde kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, seçim kararları dâhil, tüm genel kurul kararlarının, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınacağının düzenlendiği, şirket esas sözleşmesinde ve Kanun’da ibraya ilişkin kararlarda özel bir nisap öngörülmediğinden, ibraya ilişkin kararlarda da toplantıya katılanların salt çoğunlu ile karar alınmasının yeterli olduğu, TTK’nun 619. maddesi uyarınca şirket yönetimine katılanların ibraya ilişkin kararlarda oy kullanamayacağı, davalı şirketin 3 ortaklı olup, davacının % 50, feri müdahil …’in % 25, dava dışı …’in % 25 hisseye sahip ortak oldukları, …’in şirketin müdürü olduğu, uyuşmazlık konusu genel kurulda şirket sermayesinin % 50’sinin temsil edildiği ve kararların oy birliği ile alındığı, ibrada müdür olan ortağın oy yoksunu olduğu, bu durumda müdür olan ortağın oyu hariç tutulduğunda % 25 hissenin salt çoğunluğu ile karar alınmasının gerekli olup, somut olayda müdür sıfatı olmayan % 25 hisseye sahip …’in olumlu oyu ile ibra için gerekli ve yeterli oy nisabının sağlandığından bu karar yönünden de davanın reddine karar verildiği, yerel mahkemece iş bu gerekçeyle, söz konusu genel kurul toplantısının davacının şirket ortaklığından çıkartılmasına ilişkin 6 nolu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine, ancak şartları bulunmadığından genel kurul toplantısında alınan diğer kararlar yönünden davacının butlan talebinin reddine karar verildiği, Dairemizce de benimsenen söz konusu yerel mahkeme gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirerek, tarafların yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.