Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/541 E. 2023/1802 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/541
KARAR NO : 2023/1802

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.12.2020
NUMARASI : 2019/332 E. – 2020/414 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 06.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.12.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.12.2020 tarih 2019/332 E. – 2020/414 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin uzun süredir işletmekte olduğu kafe-restaurant niteliğindeki iş yerini 12.02.2019 tarihli devir sözleşmesi ile davalıya devir ve teslim ettiğini, devir sonrasında davalının kendi iş yeri açılışının biraz zaman alabileceğini ve iş yerinin boş beklememesi için iş yerini müvekkili üzerinden işletmek istediğini, 2019 yılı Mart ayı sonlarına kadar bu şekilde faaliyetin sürdüğünü, söz konusu geçici süre boyunca pos makinelerine gelen miktarın taraflar arasında işletmede bulunan bozulması muhtemel gıda ürünlerine sayıldığını, müvekkilinin anlaşma kapsamı dışındaki özel eşyalarını ve iş ekipmanlarının bazılarını devir anında ve bazılarını ise depo tutması sonrasında devir tarihinden sonraki bir tarihte aldığını, davalının ise mülk sahibi ile kendi adına yeni bir kira kontratı yapması sonrasında vergi açılışını da yaparak faaliyetine başladığını, devire ilişkin bedelin yarısı olan 150.000,00-TL’nin 11.02.2019 tarihinde banka havalesi yoluyla müvekkili şirketin sahibi olan …’ın kızı … hesabına nakden ödendiğini, sonrasında 12.02.2019 tarihinde taraflar arasında devir sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından bakiye 150.000,00 TL alacağa mahsuben 25.02.2019 tarihinde 20.000,00 TL, 04.03.2019 tarihinde 10.000,00 TL, 14.03.2019 tarihinde 10.000,00 TL, 05.04.2019 tarihinde 15.000,00-TL, 08.04.2019 tarihinde 4.995,00 TL olmak üzere toplam 59.995,00 TL ödeme gerçekleştirildiğini, devir sözleşmesi ile 22.03.2019 tarihinde borcun tamamının ödemesi kararlaştırılmasına rağmen icra takibi esnasında hali hazırda 90.000,00-TL bakiye borcun ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla 27.05.2019 tarihinde davalı aleyhine Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/6608 E. nolu dosyasında icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk girişiminden de bir sonuç alınamadığını belirterek, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davacı lehine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, devir sözleşmesinin davacı şirkete yüklediği edimlerin ifa edilmediğini, davacı şirketin müvekkiline devrettiği işyerine ait fatura kesmediğini ve müvekkilinin KDV zararına sebebiyet verdiğini, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacı şirketin devir sözleşmesi ile müvekkiline devretmesi gereken kira kontratını, elektrik, su ve doğal gaz aboneliği işlemlerini sırası ile yapmak durumunda olduğunu, bunların zaman alacağını, zaman kaybı nedeniyle müvekkiline karşı sorumlu tutulmak istemediğini, bu yüzden mevcut işyerine bağlı …bank’a ait 2 adet POS cihazını geçici olarak kullanabileceğini müvekkiline söylediğini, müvekkilinin davacı şirkete itimat ettiğini, ancak davacı şirketin devire konu işyerinde kendi hesaplarına bağlı …bank’a ait 2 adet POS makinesinden 12.02.2019 – 15.03.2019 arasında tahsil edilen ve müvekkiline ödenmesi gereken 15.528,60 TL’yi müvekkilinin hesabına aktarmadığını, bu konunun …bank’a ait 2 adet POS cihazının Z raporlarında mevcut olduğunu, davacı şirket adına devir sözleşmesi imzalayan dava dışı …’ın, 12.02.2019 tarihli devir sözleşmesinden sadece 2 gün sonra müvekkilini aradığını ve işyerinde kalan şahsi eşyalarını almak için izin istediğini, …’ın depoda duran, yaklaşık değeri 20.000,00-TL ile 25.000,00-TL arasında değişen devir sözleşmesi ile müvekkilinin uhdesine geçen mutfak malzemelerini götürdüğünü, yine davacı şirketin devir ettiği ve mülkiyetini müvekkiline geçirdiği ancak müvekkili tarafından kullanılmayan 55.000,00 TL değerindeki pizza fırınını müvekkili adına 55.000,00-TL’ye satabileceğini söylediğini, davacı şirketin fırını Nisan 2019 ortası müvekkilinin işyerinden teslim aldığını, ancak tüm taleplerine rağmen 55.000,00 TL’yi müvekkiline ödemediğini, müvekkilinin davacıya ödediği ilk 150.000,00 TL’nin devir sözleşmesinde de açıkça ifade edildiği üzere devir anında şirket yetkilisi … tarafından nakden alındığını, …’ın yeni bir işyeri hazırlığı içinde bulunduğunu devir sözleşmesinden kalan bakiye 150.000,00-TL’ye acilen ihtiyacı olduğunu söyleyerek devir bedelinin tamamının ödenmesini istediğini, müvekkilinin vadesi gelmeyen parayı ödemeyi reddedince de en azından 150.000,00-TL’nın kızı hesabına kısa süreli borç olarak gönderilmesini teklif ettiğini, müvekkilinin karşı yan davacı şirket yetkilisinin ısrarcı tutumuna daha fazla karşı koyamayarak … hesabına açıklaması “borç” olarak belirtilen 11.02.2019 tarihli ayrı ayrı 2 defa 75.000,00-TL. olmak üzere toplam 150.000,00 TL gönderdiğini, davacı şirket yetkilisinin müvekkilinden borç olarak aldığı 150.000,00-TL’yi zamanında ödemeyince müvekkilinin güveninin sarsıldığını, müvekkilinin bundan sonra yaptığı tüm ödemeleri borç açıklaması ile gerçekleştirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, iş yeri devir sözleşmesi nedeniyle davalının davacıya yaptığı ödeme miktarı, icra ve dava konusu olan miktar kadar davacı alacağının bulunup bulunmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı, alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait 2019 dönemi resmi defter kayıtlarında davalıya ait hiçbir kayda rastlanılamadığı, davalının 2019 yılında defter beyan sistemi üzerinden işletme defteri tuttuğu, incelenmesinde davacıya ait hiçbir kayda rastlanmadığı, taraf defterlerine göre dava konusuyla ilgili hiç kayıt olmadığından, davacının davalıdan alacağının olmadığının tespit edildiği, ancak dosya içeriğindeki belgelerle her iki taraf resmi defterlerinde ve dosyada bulunan kayıtların incelenmesinde, taraflar arasında devir sözleşme bedeli olarak 300,000,00 TL’nin kararlaştırıldığı, 209.995,00 TL davalının banka hesabından davacı şirket sahibinin kızı … hesabına gönderilen miktar ve 28.02.2019 -14.03.2019 arası Z raporuna göre davacı pos ödemeleri düşüldüğünde 83.266,98-TL davacı alacağı olduğunun bildirildiği, davalının davacı tarafından 55.000,00 TL’ye satıldığı ve bedelinin ödenmediği iddia edilen pizza fırınının işletme devir sözleşmesinde yazılı olmadığı, davalı tarafça ispat edilemediği, bu tutarın mahsupta dikkate alınamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/6608 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 83.226,98 TL asıl alacak bedeli üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, asıl alacak bedeli üzerinden %20 (16.645,39 TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında Cafe Restaurant hakkında 12.02.2019 tarihli işletme devir sözleşmesi imzalandığını, ancak davacının çalışma ruhsatını müvekkiline devretmediğini, davacı şirket adına devir sözleşmesi imzalayan …’ın, 12.02.2019 tarihli devir sözleşmesinden iki gün sonra işyerine gelerek depoda duran, yaklaşık değeri 20.000,00 TL ile 25.000,00 TL arasında değişen devir sözleşmesi ile müvekkilinin uhdesine geçen mutfak malzemelerini nakliye aracına yüklettiğini, davacının şirket, devir ettiği ve mülkiyetini müvekkile geçirdiği ancak müvekkil tarafından kullanılmayan pizza fırınını satmak üzere aldığını, ancak satış bedeli olan 55.000,00 TL’yi müvekkiline ödemediğini, davacı şirketin müvekkiline devir ettiği iş yerine ait fatura kesmediğini ve müvekkilinin KDV zararına sebebiyet verdiğini, ilk derece mahkemesi kararında pos ödemelerinin 28.02.2019 tarihinden başlatıldığını, oysa başlangıç tarihinin sözleşme tarihi olan 12.02.2019 olduğunu, müvekkilinin ilk 150.000,00 TL’yi devir anında şirket yetkilisi …’a nakden ödediğini, …’ın yeni bir işyeri hazırlığı içinde bulunduğunu bu nedenle bakiye 150.000,00 TL’ye acilen ihtiyacı olduğunu söyleyerek devir bedelinin tamamının kendisine ödenmesini istediğini, müvekkilinin vadesi gelmeyen parayı ödemeyi reddedince de en azından 150.000,00 TL’nin kızı hesabına kısa süreli borç olarak gönderilmesini teklif ettiğini, müvekkilinin de karşı yan davacı şirket yetkilisinin ısrarcı tutumuna daha fazla karşı koyamayarak … hesabına borç açıklaması ile 11.02.2019 tarihli ayrı ayrı 2 defa 75.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL gönderdiğini, ancak şirket yetkilisinin borç olarak aldığı 150.000,00 TL’yi zamanında ödemediğini, müvekkilinin davalı şirket yetkilisi …’a elden 25.000,00 TL nakit ödediğini, davanın kötü niyetle açılmış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, iş yeri devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/6608 sayılı icra takip dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine, 90.000,00 TL asıl alacak, 1.398,08-TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 91.398,08 TL’nin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının 22.03.2019 tarihli asıl alacak olarak gösterildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır.

Davacı şirket adına yetkili temsilcisi … ve davalı arasında düzenlenen 12.02.2019 tarihli işletme devir sözleşmesinin incelenmesinde, davacı şirketin kiracı olarak işlettiği kafe-restoranın işletme hakkının tamamı ve içinde bulunan bilumum demirbaşlarının 300.000,00 TL bedel karşılığında davalıya devir ve tesliminin kararlaştırıldığı; devir bedelinin 150.000,00 TL’lik kısmının 11.02.2019 tarihinde nakden …’a ödendiğinin, 22.02.2019 tarihinde 50.000,00 TL ödeneceğinin, geriye kalan 100.000,00 TL’nin ise 22.03.2019 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalıya ait …bank hesabından, davacı şirket yetkilisi …’in kızı olan dava dışı …’ın banka hesabına 11.02.2019 tarihinde iki ayrı dekontla 75.000,00’er TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL para gönderildiği, işlemlerin açıklama kısmına “borç” yazıldığı, ayrıca 25.02.2019 – 08.04.2019 tarihleri arasında yine “borç” ve “…” açıklaması ile toplam 59.995,00 TL ödendiği, böylece davalı tarafından 7 ayrı dekontla davacıya toplam 209.995,00 TL ödendiği tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafça sözleşmenin imzalanması aşamasında davacı şirket temsilcisi …’e nakden 150.000,00 TL ödendiği, geri kalan 150.000,00 TL’lik kısmın da hemen ödenmesini istemesi üzerine, …’in kızının banka hesabına 150.000,00 TL daha ödendiği, böylece sözleşme bedelinin tamamının ödenmiş olduğu savunulmuş ise de, banka yoluyla yapılan 150.000,00 TL’lik ödeme sözleşmenin imzalanmasından önce yapıldığından, davalı tarafın bu savunmasına itibar edilemeyeceği; sözleşme tarihinden sonra banka yoluyla 59.995,00 TL ödendiği, ayrıca davacının pos cihazından davalının ticari faaliyeti kapsamında 6.738,02 TL tahsilat yapıldığı, böylece davacıya toplam 216.733,02 TL ödendiği, davacının bakiye alacağının 83.266,98 TL olduğu, davalının depodan kendisine ait malların davacı tarafından götürüldüğü ve pizza fırının satılarak bedelinin kendisine ödenmediğine dair iddialarının kanıtlanamadığı kanaatine varılarak, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 5.687,96 TL’den peşin alınan 1.421,99 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4.265,97 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 06.12.2023 oy birliğiyle karar verildi.