Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/517 E. 2023/487 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/517
KARAR NO : 2023/487

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.10.2020
NUMARASI : 2019/436 E. 2020/544 K.
BİRLEŞEN İZMİR 2. ATMAH. 2015/708 E. 2015/1165 K, SAYILI DOSYASI

BİRLEŞEN İZMİR 3. ATMAH. 2015/909 E. 2016/723 K. SAYILI DOSYASI

BİRLEŞEN İZMİR 1. ATMAH. 2015/1203 E. 2016/221 K. SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit – İstirdat -Alacak
KARAR TARİHİ : 30.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.03.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.03.2016 gün ve 2019/436 E. 2020/544 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA
DAVA :Davacı vekili, davacı ile davalı … Şti. arasında düzenlenen 10.10.2014 tarihli protokol gereği toplamı 200.000,00-TL olan davacıya ait 7 adet çekin davalının bankalardan kullanılacağı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere hatır çeki olarak davalı şirketin kredi kullandığı bankalara teslim edileceği ve anılan çeklerin ibraz tarihlerinden önce bankalardan geri alınarak davacıya iade edileceği konusunda anlaştıklarını, davalı şirketin finansal sıkıntı nedeniyle çekleri teslim etmeyeceğinin anlaşıldığını, belirterek; davacının davalı şirkete 200.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli davalı şirket aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsiline, çeklerin davalı şirkete veya 3. kişilere ödenmesinin engellenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN İZMİR 2. ATM’ NİN 2015/708 E. SAYILI
DAVA : Davacı vekili, asıl davadaki çeklerden 04.05.2015 keşide tarihli 15.000,00-TL meblağlı çekin davalı tarafından sahte faturaya dayanarak temlik cirosu ile davalıya ciro edildiğini, dava dışı … Ltd tarafından tanzim edilen 16.01.2015 tarihli 15.114,06-TL tutarlı faturanın davacıya tebliğ edilmediği gibi bu fatura gerçek bir alım satım ilişkisi sonucu tanzim edilmediğini, davacının defterleri incelendiğinde faturanın içeriğindeki gibi bir alışverişin olmadığını, … Ltd yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, davalı tarafından davacı aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/7415 E sayılı takip dosyası iletakip başlatılması üzerine davacı şirketin cebri icra tahdidi altında kalarak 26.05.2015 tarihinde 15.000,00-TL ve 04.06.2015 tarihinde 2.342,00-TL olarak toplamda 17.342,00-TL’yi icra dosyasına ödemek zorunda kaldığını belirterek; 17.342,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalı ile dava dışı … Ltd arasında 01/10/2014 tarihinde faktöring sözleşmesi akdedildiğini, faktoring sözleşmesi ile müşterinin mal ve hizmet satışından doğmuş ve doğacak alacakları müvekkili faktöring şirketine devredildiğini, yasal mevzuata uygun olarak faktoring işlemi yapan ve davada taraf sıfatı olmayan davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davalı şirketin, icra takibine konu olan çeki dava dışı … Ltd’den faktöring sözleşmesi gereği ciro yolu ile devir aldığını, … Ltd ile davacı arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilerin davalı şirketi bağlamadığını, davacının işbu istirdat davasını açmaya hukuken hakkı bulunmadığını, istirdat davasının açılabilmesi için, takip konusu para borcunun, hiç doğmamış veya sona ermiş olması ve takip konusu paranın cebri icra tehdidi altında ödenmiş olmaması gerektiğini, belirterek; davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İZMİR 3. ATM’ NİN 2015/909 E. SAYILI
DAVA : Davacı vekili, davalının asıl davadaki çeklerden 03.05.2015 keşide tarihli 0001019 ve 0001020 numaralı 25.000,00-TL meblağlı çekleri hukuka aykırı şekilde temlik aldığını, 05.06.2015 ve 06.06.2015 tarihlerinde çeklerin karşılıksız kalma işlemine tabi tutulması ve ticari itibarının zedelenmesi tehditi altında davalıya ödendiğini, belirterek; 50.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalı ile dava dışı … Ltd arasında 27/08/2013 tarihinde faktöring sözleşmesi akdedildiğini, faktoring sözleşmesi ile müşterinin mal ve hizmet satışından doğmuş ve doğacak alacakları müvekkili faktöring şirketine devredildiğini, yasal mevzuata uygun olarak faktoring işlemi yapan ve davada taraf sıfatı olmayan davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davalı şirketin, icra takibine konu olan çeki dava dışı … Ltd’den faktöring sözleşmesi gereği ciro yolu ile devir aldığını, … Ltd ile davacı arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilerin davalı şirketi bağlamadığını, belirterek; davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İZMİR 1. ATM’ NİN 2015/1203 E. SAYILI
DAVA : Davacı vekili, davalının asıl davadaki çeklerden 15.05.2015 keşide tarihli 0001005 numaralı 50.000,00-TL meblağlı çeki, davacının asıl davada aldığı tedbir kararına rağmen davalı bankanın çeki temlik cirosuyla aldığını, tedbir kararının 3. kişileri bağlamadığını, kendilerinin yetkili hamil olduğunu beyan ederek dava konusu çekin tahsili cihetine giderek çek bedelini davacı şirkete ait tedbir kararına binaen muhatap bankaya depo edilen çek bedeli kadar paradan tahsil ettiğini, davalı banka, her ne kadar … bankası Kemalpaşa Şube Müdürlüğüne göndermiş olduğu yazıda davacı şirket tarafından tanzim edilen asıl davada menfi tespit davasına konu çeki, dava dışı … Ltd. Şti’nin kendisine olan borcuna karşılık temlik cirosu ile devraldığını beyan etse de dava dışı … Şti’nin dava konusu çeki, davalı bankadan çekmiş olduğu kredinin karşılığı olarak teminat amacıyla davalı bankaya ciro ettiğini, dava dışı şirket ile davalı banka arasında gerçekleşen hukuki işlem rehin cirosu olduğunu, davacı ile dava dışı … Şti. arasında mal ve hizmet satışından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunmadığını, davalı bankanın sebepsiz zenginleştiğini, belirterek; 50.000,00- TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ ;Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu edilen çeklere yönelik olarak davacı ve davalı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı ile davalı …. Şti arasında ticari ilişki bulunmadığı, çeklerin davalı … yönünden bedelsiz olduğu ve davacının dava konusu edilen 7 adet çek dolayısıyla davalı … Şti’ye borcunun bulunmadığı, davalı … Şti tarafından davacı hakkında yapılmış bir icra takibi olmadığından kötü niyet tazminat talebinin yasal koşullarınn oluşmadığı, dava konusu edilen 7 adet çekten bir kısmının factoring sözleşmeleri ve faturalar doğrultusunda davalı faktoring şirketlerine intikal ettiği, kişisel bedelsizlik def’i’nin davalı faktoring şirketlerine karşı ileri süremeyeceği, faktoring şirketlerinin kambiyo senedini iktisap ederken bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğu hususunun davacı tarafça iddia ve ispat edilemediği, bu durumda davalı faktoring şirketlerine karşı açılan birleşen davaların reddinin gerektiği dava konusu edilen 50.000,00 TL bedelli çek yönünden de, şahsi def-i lerin ileri sürülemeyeceği, bu sebeple davacının bedelsizlik şahsi def’inin, çeki temlik cirosu ile alan … Bank A.Ş’ ye karşı ileri süremeyeceği, belirtilerek; asıl dava kısmen kabulü ile 7 adet çekten dolayı davacının davalı … Şti’ne borçlu olmadığının tespitine, yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, birleşen davaların ise ayrı ayrı reddine karar vermiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İZMİR BAM 17. HD’NİN 16.05.2019 tarih ve 2018/229 E. – 2019/1064 K. SAYLI KALDIRMA KARARININ ÖZETİ : hatır çeki olduğuna dair davacı 10.10.2014 tarihinde düzenlenen bir protokole dayanmış ise de, bu protokol aslını dosyaya sunmadığı, ancak davalı … Şti yetkilisi yargılama sırasında ve ceza soruşturma dosyasında davacı şirketin tarafına hatır çekleri verdiğini, aynı tutarda kendisinin de davacı şirkete hatır çekleri verdiğini ikrar etmiş olması nazara alınarak davanın kabulü yerinde ise de, diğer davalılar faktoring sözleşmesi kapsamında çekleri ellerinde bulunduran konumunda olduğundan haklarındaki dava değerlendirilirken iyi niyetli hamil olup olmadığı yönünden değil, faktoring sözleşmesinin yasal şartlarının kurulup kurulmadığının belirlenmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yine dosya kapsamına uygun düşmeyen bu şirketler yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde olmadığı, davalı … Bank yönünden ise çekin davalı şirket tarafından verilmesi ve tahsiline dayanak teşkil eden tüm belgelerin celbi ile davacının istirdat davasının yerinde olup olmadığının değerlendirilmemesi doğru bulunmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır.
KALDIRMA KARARINDAN SONRA İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava ve birleşen dava dosyalarında dava konusu edilen çeklerin dosyanın davalısı şirket temsilcisi …’ in Erzurum Atm’ nce alınan 15.08.2016 tarihli bilirkişi raporunun ekindeki 13.08.2016 tarihli tutanakta da belirttiği üzere bankalardan teminat karşılığı kredi alınmak maksadı ile karşılıklı olarak alınıp verilen hatır çekleri olup bu çeklere yönelik olarak davacı ve davalı … Şti arasında ticari ilişki bulunmadığı, çeklerin davalı … Şti yönünden bedelsiz olduğu ve davacının dava konusu edilen 7 adet çek dolayısıyla davalı … Şti’ ne borcunun bulunmadığı, asıl davanın bu açıdan kabulünün gerektiği, davacı tarafça asıl davada ayrıca kötü niyet tazminatı talebinde de bulunulduğu ancak davalı … Şti tarafından davacı hakkında yapılmış bir icra takibi olmadığından kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına ilişkin yasal koşulların oluşmadığı, dava dosyasında dava konusu edilen 7 adet çekten 04.05.2015 keşide tarihli 0001030 çek numaralı 15.000,00-TL bedelli çekin … A.Ş. ye 03.05.2015 keşide tarihli 0001019 çek numaralı 25.000,00-TL bedelli çek ile 03.06.2015 keşide tarihli 0001020 çek numaralı 25.000,00-TL bedelli çeklerin de … Faktoring A.Ş’ ye davalı … Şti ile … ve … Faktoring A.Ş arasında imza altına alınan ve faktoring şirketleri tarafından birleşen dosyalarda verilen cevap dilekçeleri ekinde sunulan faktoring sözleşmeleri ve faturalar doğrultusunda davalı faktoring şirketlerine intikal ettiği, faktoring sözleşme tarihleri ve çek tarihleri göz önüne alındığında uygulanması gereken yasal mevzuatın 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu olduğu, söz konusu Yasa’ nın 9/3 maddesinde “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defilerin faktoring şirketine karşı ileri süremez. Meger ki faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun ” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme göz önüne alındığında davacının, davalı … Şti ye karşı ileri sürebileceği kişisel bedelsizlik def-i’ ni davalı faktoring şirketlerine karşı ileri süremeyeceği, faktoring şirketlerinin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğu hususunun davacı tarafça iddia ve ispat edilemediği, bu durumda davalı faktoring şirketlerine karşı açılan birleşen davaların reddinin gerektiği, dava konusu edilen 10.05.2015 keşide tarihli 0001005 çek numaralı 50.000,00 TL bedelli çekinde davalı …. Şti tarafından … Bank A.Ş’ ye ciro edildiği, yapılan cironun temlik cirosu niteliğinde olduğu, TTK’ nin 687. Maddesi gereğince çeki temlik cirosu ile devir alan davalı … Bank A.Ş’ ye karşı ancak mutlak def-i’ lerin ileri sürülebileceği, şahsi def-i’ lerin ileri sürülemeyeceği, bu sebeple davacının bedelsizlik def-i’ ni şahsi def-i olması sebebiyle çeki temlik cirosu ile alan … Bank A.Ş’ ye karşı ileri süremeyeceği, davacı tarafça çek hamili … Bank A.Ş’ nin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğuna yönelik iddia ve delil ileri sürülmediği, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile dosyası yönünden davanın kısmen kabulüne, birleşen davalar yönünden ise davaların reddine karar vermek gerekmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından isitnaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, asıl davada davalı … Ltd’nin 3.kişiler tarafından davacı şirket aleyhine icra takipleri başlatılmasına sebebiyet verdiği ve şirketin zararına hareket ettiğinin açık olduğunu, şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, faktoring şirketlerine karşı bedelsizlik defi ileri sürülebildiğini, birleşen dosyalarda davalı faktoring şirketleri tacir olmalarından ötürü üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bilirkişi raporlarında ve davalı … Şti’nin beyanında belirttiği üzere, çeklerin hatır çeki olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari alışveriş gerçekleşmediğini, taraflar arasında fatura ile tescil edilebilecek bir alacak mevcut olmadığını, faktoring şirketlerinin davacı ile davalı şirket arasındaki hatır ilişkisinden doğan çek ibrazında dayanarak dava konusu çekleri devralmasının anılan hükümlerde yer alan şekil yartlarına uymadığını gösterdiğini, birleşen dosya davalıları faktoring sözleşmesini dosyaya sunmadıklarını, faktoring sözleşmesi ile faturaların çek lehtarı tarafından tanzim edilmediği ve çek bedellerini karşılayıp karşılamadığı ve çek tarihlerinin fatura tarihleriyle örtüşüp örtüşmediğinin araştırılmadığı, 6361 sayılı Kanun 3. maddesi gereğince yapılan faktoring sözleşmesinin konusu mal ve hizmete ilişkin olduğu, fatura ile tesvik edilmesi gerektiği, diğer davalılar faktoring sözleşmesi kapsamında çekleri elinde bulunduran konumunda olmadığı yönünde değil, faktoring sözleşmesinin yasal şartlarının kurulup kurulmadığının belirlenmek suretiyle sonuca gidilmesi icap ettiği hususlarına yer verildiğini, istinaf ilamı doğrultusunda hiçbir işlem yapılmadığını, faktoring sözleşmesinin yasal şartlar taşıyıp taşımadığı, dava konusu çeklerin tarihlerinin örtüşüp örtüşmediği karşılaştırılmadığı gibi birleşen dosya davalılarından söz konusu faktoring sözleşmeleri dahi talep edilmediğini, dava … Bank A.Ş açısından da çekin teminat amacıyla bankadan çekilen kredinin karşılığı olarak bankaya ciro edildiğini, temlik cirosundan bahsedilemeyeceği, çekin bankaya teminat amacıyla verilmesi sebebiyle rehin cirosu olduğunu, TTK’nnı 730. maddesinde rehin cirosu ile aynı yasanın 601. maddesine atıf yapılmadığından çekte rehin cirosu caiz olmadığını, bu itibarla çeki rehin cirosu ile devralan kişinin yetkili hamil olarak kabulünün mümkün bulunmadığını, o halde çekte rehin cirosunun batıl olduğunu, bu durumda davacının yetkili hamil olduğunun söylenemeyeceğini, yetkili hamil olmayan kişinin TTK’nın 644 maddesi uyarınca hak sahibi olmayacağını, çeki hukuka aykırı olarak muhatap bankaya ibraz eden davalı bankanın çek bedelini davacı şirketten tahsil ederek davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiğin, kaldırma kararı sonrası bankaya defalarca çekin … Şti tarafından bankadan çekilen kredinin teminatı olarak verilip verilmediği husus sorulduğu, bunlara ilişkin dayanak belgelerin birer örneğinin gönderilmesinin istendiğini, defalarca bu konuda yazı yazıldığını, nihayetinde gönderilen yazı cevabında çeke ilişkin ibraz anındaki çek görüntüsü gönderildiğini, eksik incelemeyle karar verdiğini, davacının borcu olmayan çek bedelini davalı bankanın hukuka aykırı olarak dava konusu edilen çeki muhatap bankaya tahsil amacıyla ibraz etmesi sonucu zenginleştiğini, davalı bankaya ödenen dava konusu çek bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen davalar hatır çeki nedeni ile bedelsizlik iddiasına dayalı borçlu bulunmadığının tespiti ile bu çeklerin kötü niyetli olarak temlik ve ciro edilmesi nedeniyle ödendenen çek bedellerinin istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davanın kabulüne, birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Asıl ve birleşen davaya konu çeklerin keşidecisi davacı, birinci cirantası ise asıl davada davalı … Şti’dir. Davacı ile davalı …. Şti arasında düzenlenen protokol ile çeklerin bedelsiz olduğu ve hatır çeki olarak düzenlendiği kararlaştırılmıştır. Bu durumda, davacı tarafından çeklerin bedelsizliği davalı … Şti’ye karşı şahsi defi olarak her zaman ileri sürülebilir. 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2 maddesine göre faktoring şirketinin kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal ve hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamayacağı veya tahsilini üstlenemeyeceği amirdir. Yasa metninden de anlaşılacağı üzere, faktoring şirketinin, faktoring işlemi ile devraldığı alacak, alacağın temliki hükümlerine tabidir. Asıl davada davalı … Şti ile birleşen davalarda davalı faktoring şirketleri arasında faktorinğ ilişkisi bulunduğu savunulmaktadır. Bu kapsamda, davalılar arasındaki faktoring sözleşmesinin varlığı ve birleşen davaya konu çeklerin bu faktoring ilişkisi içinde bir mal veya hizmet karşılığı verildiğinin belgelenmesi gerekir. Aksi takdirde davacı, birleşen davalarda davalı faktorinğ şirketlerine karşı alacağın temliki hükümleri uyarınca bedelsizlik iddiası ileri sürülebilir.(Yargıtay 19. HD’nin 05.10.2017 tarih ve 2016/12370 E. – 2017/6659 K. Sayılı ilamı)
3. Davacı … Bank’a karşı açılan birleşen davada davacı ile davalı …. Şti ile arasındaki porotokole konu çekin davalı bankaya anılan şirketin kullandığı kredinin teminatı olarak verildiği, söz konun cironun geçersiz olduğunu, çek nedeni ile yapılan ödemenin bankadan tahsili gerektiği ileri sürlmüştür. Yerleşik uygulamada bilindiği üzere çekte rehin ya da tahsil cirosu kaydı bulunmaması halinde cironun temlik cirosu mahiyetinde olup, yetkili ve meşru hamil olan alacaklı bankanın çeke dayalı tüm hakları kullanabilir. TTK’nun 818. maddesinin TTK’nun rehin cirosuna ilişkin 689. maddesine atıf yapmaması ve bunun kanun koyucunun bilinçli bir tercihi olması nedeniyle rehin cirosunun çeklerde geçersiz olduğunun tartışma konusu değildir. Ancak, temlik cirosunun ilgililer arasındaki anlaşma ve güven ilişkisine dayalı olarak teminat amacıyla kullanılması, dış görünüş itibariyle temlik cirosu şeklindeki bir cironun, ciro edilene senet üzerinde bir rehin hakkı kazandırdığı durumda, gizli rehin cirosunun sözkonusu olduğunun kabulü gerekir. O halde; bankalara ciro yolu ile devredilen çeklerdeki cironun gizli (örtülü) bir rehin cirosu ile devredilip devredilmediğinin tarafların beyanları, ikrar, yemin, banka kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, varsa taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, çek tevdi bordroları, protokol vb ilgililer arasındaki özel nitelikli anlaşmalar gözönünde bulundurulmak suretiyle gerçekte teminat amacıyla bir başka deyişle gizli (örtülü) rehin cirosu şeklinde bir cironun yapılıp yapılmadığı araştırılmak suretiyle konunun açığa kavuşturulması elzemdir.
4. Önceki istinaf ilamında da birleşen davalarda davalılar faktoring sözleşmesi kapsamında çekleri ellerinde bulunduran konumunda olduğundan, haklarındaki dava değerlendirilirken iyi niyetli hamil olup olmadığı yönünden değil, faktoring sözleşmesinin yasal şartlarının kurulup kurulmadığının belirlenmek için gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonuca gidilmesi, davalı banka yönünden ise çekin ciro ve tahsiline dayanak teşkil eden tüm belgelerin celbi ile davacının iddiasının yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, kaldırma kararının gereklerine uyğun şekilde toplanması gereken deliller toplanmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiştir. Keza, birleşen davalarda faktorinğ ilişkisinin varlığını gösterir bilgi belgeler getirtilmediği gibi ciroya dayanak teşkil eden kayıtlar da tam olarak temin edilmemiştir.
5. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından birleşen davalarda taraflara usulüne uyğun şekilde süre verilerek dava dışı …. Şti ile aralarındaki faktorinğ ilişkisinini tevsik eden başta faktoring sözleşmeleri, faturalar, ödeme ve teslim belgeleri, tarafların delil olarak dayandıkları ticari defter ve kayıtların eksisiz olarak dosyaya kazandırılması, davalı bankadan davaya konu çekin tahsil ( temlik ) amacı ile mi yoksa başkaca bir amaç ile mi aldığının sorularak netleştirlmesi, buna ilişkin tevdi bordro kayıtlarını da içerinin tüm banka kayalarını celbinin sağlamasını, müteakip dosyanın alanında uzman bir bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak birleşen davalar yönünden ayrı ayrı olacak şekilde, ayrıntılı, açıklamalı denetime elverişli rapor dosyaya kazandırılıp, oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek asıl ve birleşen dava yönünden karar verilmesi gerekirken, kaldırma kararının gereklerine aykırı şekilde eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2- İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.03.2016 gün ve 2019/436 E. 2020/544 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.