Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/509 E. 2021/408 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/509
KARAR NO : 2021/408
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25.12.2019
NUMARASI : 2019/961 D.İş 2019/961 Karar
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 29.03.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.03.2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.01.2021 tarih 2019/961 D.İş sayılı ek kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili bankanın karşı taraf borçlulardan 20.04.2015 keşide ve 07.10.2019 vade tarihli 1.000.000,00 TL bedelli senet senediyle 466.934,40 TL alacaklı bulunduğunu, senedin vadesinde ödenmeyip yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığı gibi borçluların mal varlıklarını kaçırma gayreti içinde oldukları ileri sürülerek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş olup, mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiştir.
İTİRAZ : İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, talebe dayanak yapılan kambiyo senedinin taraflarının tacir olup, senet metni içinde yetki kaydı konulduğunu, HMK’nın 17.maddesi gereğince senet metni içinde yer alan yetki şartının geçerli olduğunu, senetteki yetki şartı nedeniyle ihtiyati hacze konu edilmesinde İzmir Mahkemelerinin yetkili olmayıp İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, yasada öngörülen ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, dayanak senetteki tüm imzaların müvekkillerine ait olmadığını, senet üzerinde değiştirme ve oynama yapıldığını, üzerinde değişiklik ya da eklemeler yapılan bu belgenin TTK’nın ilgili maddeleri gereğince şekil şartlarını taşımadığından kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, müvekkillerinin alacaklı görünen bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını, aralarında herhangi bir ticari ilişki ve borç doğuracak herhangi bir işlemin bulunmadığını, kötü niyetli yapılan bu işlemin bankacılık uygulamalarına da aykırı olduğunu, kefalet sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle gerçek şahıs müvekkillerinin borçtan müteselsil kefil olarak sorumlu olmayacağını, ihtiyati haciz kararının ticari ve yaşamsal hayatı sekteye uğratmayacak nitelikte olması gerekirken müvekkillerinin tüm malvarlıklarına ihtiyati haciz konulmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme neticesinde, Dairemizin 28.05.2020 tarih 2020/910 – 2020/559 E-K sayılı kaldırma kararı ile eğerlendirilmek üzere; İİK’nın 265 maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı, itiraz olarak ileri sürülen imza inkarı, senet üzerinde oynama ve ekleme yapılması gibi itiraz sebeplerinin İİK 265.maddesinde sayılan itiraz sebeplerinden olmadığından itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili, somut olayda ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yasanın ön gördüğü koşulların oluşmadığını, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun ihtiyati haciz için yasal koşul olduğunu, ihtiyati haciz duruşmasında bu hususun mahkemeye bildirildiğini ancak ihtiyati haczin bu nedenle kaldırıldığını, banka tarafından müvekkillerinden …’a ait bir taşınmazın rehinle teminat altına alındığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE :Talep; bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına itiraz ve ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir.
İcra İflas Kanunu’nun 265. maddesinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edilebileceği, 167/ 1. maddesinde alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflâs yolu ile takipte bulunabileceği hükme bağlanmıştır. Borçluların talebe konu bonoda keşideci ve avalis bulundukları görülmüştür. Somut uyuşmazlıkta; ihtiyati haciz talebine ekli keşidecisi borçlular, lehdarı talep eden banka olan ve vadesi gelen bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, talep konusu bononun rehinle teminat altına alınan davacı alacağı hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini itiraz sebepleri olarak ileri sürmüştür. İhtiyati hacze itiraz sebepleri olarak bildirilen bu itirazların İİK.265. maddesinde sınırlı olarak belirtilen itiraz sebepleri arasında olmadığı, söz konusu itirazların açılacak ayrı bir davada yargılama konusunu oluşturabileceği, İİK’nın 167. maddesi gereğince rehinle temin edilmiş alacak olsa bile kambiyo senedine dayalı olarak takip yapılmasının mümkün olduğu, bononun illetten mücerret olması ve vadesinin geçmiş olması nedeniyle ihtiyati haciz için yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince itirazların reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup itiraz eden borçlu vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği mütala olunur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçluların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati hacze itiraz eden borçlular yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati hacze itiraz eden borçludan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati hacze itiraz eden borçluların yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.29.03.2021