Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/507 E. 2023/78 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/507
KARAR NO : 2023/78

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31.12.2019
NUMARASI : 2017/324 Esas 2019/1508 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24.03.2017
KARAR TARİHİ : 19.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.01.2023

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.12.2019 tarih 2017/324 Esas 2019/1508 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı …, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ancak davalı …’un istinaf başvuru harç ve masraflarını tamamlamadığından Dairemizin geri çevirme kararını müteakip adı geçen davalı vekiline eksik gider ve harçların tamamlaması yönünden 1 haftalık kesin süre verilmesine dair muhtıranın tebliğine rağmen süresi içerisinde belirtilen harç avansın yatırılmamış olması nedeniyle Mahkemece 15.12.2020 tarihinde davalı … vekili tarafından hükmün istinaf edilmemiş sayılmasına yönelik verilen ek kararın tebliğinin 16.02.2021 tarihi itibariyle davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 21.11.2016 tarihinde küçüğün ölümüne neden olan trafik kazasında davacı anne ve babanın maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada harca esas değerin 100.000,00 TL maddi 200.000,00 TL manevi tazminat olarak bildirdiği, ayrıca toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere İzmir 5. Noterliği’nin 30.11.2016 tarih 16331 yevmiye numaralı ihtarnamesinin 02.12.2016 tarihinde tebliğ edildiğinden temerrüt tarihi olan 02.12.2016 tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılara ödetilmesine karar verilmesine, sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamına göre yargılamanın son aşamasında miktarı inceleyecek manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme işleten ve sürücüden tahsiline, işletenin ve sürücünün taşınır-taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkemenin 31.12.2019 tarihli oturumunda taleplerini her bir davacı yönünden 50.000,00 er TL maddi, 100.000,00 er TL manevi tazminat talebini içerdiğini beyan etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde, kazaya karışan … plakalı aracın kiralandığı şirketin kira sözleşmesi gereği sorumlu olduğunu, manevi tazminat isteminin belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, müteveffanın yaya geçidini kullanmadığını, karşıdan karşıya trafik akışını arkasına alarak koşarak geçtiği sırada kazanın meydana geldiğini, sürücü davalının kazada kusurunun bulunmadığını, 9 yaşındaki bir çocuğun ölümü ile birlikte destekten yoksun kalma ve maddi tazminat talep edilmesinin ahlak ve iyi niyet kuralları ile örtüşmeyeceğini ve maddi menfaate dönüştürülemeyeceğini, açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. Vekili cevap dilekçesinde, davanın kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazaya karışan … plakalı aracın poliçedeki araç olduğunun tespiti halinde bu aracın müvekkili şirket nezninde 11320105 numaralı poliçe ile sigortalı olduğunu teyit ettiklerini, sorumluluklarının poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacıların zararları ile kazaya neden olan fiil arasında nedensellik bağının tespitinin yapılamaması halinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …’nin herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, desteğin, vefat tarihinde 9 yaşında olduğu, 9 yaşında olmasına rağmen ailesinin tarım ve hayvancılık işlerinde iştigal etmesi nedeniyle, Türk toplum yapısı da dikkate alınarak çocuğun tarım ve hayvancılık ile iştigal eden ailesine çalışarak yardım edip, destek olduğu, gerek doktrinde, gerek Yargıtay’da, küçük yaştaki çocukların kırsal kesimde iken, anne babalarına yardım ettikleri açıkça belli olup, yargılama aşamasında dinlenen tanıklar da müteveffanın, ev işlerine, ailenin tarım ve hayvancılık işlerine yardım ederek çalıştığını belirtmişler ve bu şekilde müteveffanın destek süresinin 9 yaşından başlatılması, hakkaniyet gereği ve tüm dosya içeriğine göre Mahkemece kabul görerek buna göre yapılan hesaplama doğrultusunda maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, manevi tazminatın da, küçüğün vefatı nedeniyle ailenin yaşadığı anne ve babanın yaşamış olduğu üzüntü, tüm dosya içeriği, tanık beyanları, ailenin çocuklarını kaybetmeleri nedeniyle hala kendilerini toplayamamış olmaları, çekmiş oldukları üzüntü de dikkate alınarak bir nebze olsun, üzüntülerinin dindirilebilmesi amacıyla, sebepsiz zenginleşmeye de neden olmamak kaydıyla manevi tazminatın kısmen kabulüne, dosyaya sunulan araç kiralama sözleşmesinde, aracı kiralayan …’ye, aracın 08/06/2011 tarihinde kiralandığı, çıkış tarihi olarak 18/11/2016 tarihinin belirtildiği, aracın kaza yapması nedeniyle hasarlı olarak geri alındığının belirtildiği belirtilmiş, gerek araç sürücüsünün ve gerek işleten durumundaki diğer davalı …’un sorumlu olacakları Borçlar Kanunu’nda açıkça belli olup, kendi aralarındaki sözleşmeye koymuş oldukları, sorumluluktan kurtulmaya yönelik maddenin, Yasanın üstünde tutulması mümkün olmayacağından, davacıların maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı anne … için 41.486,97-TL, davacı baba … için 39.636,76-TL nin, davalı … yönünden, temerrüde düştüğü 14/12/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden, kaza tarihi olan 21/11/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davalı … yönünden, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 02/12/2016 tarihinden itibaren temerrüdün başlaması yönündeki ve avans faizi işletilmesi yönündeki taleplerinin şartları oluşmadığından reddine, davacıların maddi tazminattaki fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı anne … için 50.000,00-TL, davacı baba … için 20.000,00-TL manevi tazminatın; kaza tarihi olan 21/11/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile, davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı …, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ancak davalı …’un istinaf başvuru harç ve masraflarını tamamlamadığından Dairemizin geri çevirme kararını müteakip adı geçen davalı vekiline eksik gider ve harçların tamamlaması yönünden 1 haftalık kesin süre verilmesine dair muhtıranın tebliğine rağmen süresi içerisinde belirtilen harç avansın yatırılmamış olması nedeniyle Mahkemece 15.12.2020 tarihinde davalı … vekili tarafından hükmün istinaf edilmemiş sayılmasına yönelik verilen ek kararın tebliğinin 16.02.2021 tarihi itibariyle davalı … vekili Av. …’a yapılmış olduğu görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı …, meydana gelen kazada herhangi bir kusur veya ihmalinin bulunmadığını, manevi tazminatın belirsiz alacak olarak açılamayacağından usul yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafın somutlaştırma yükünü yerine getirmediğini, mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, hükmedilen destekten yoksun kalma miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatında müteveffanın 9 yaş ile 18 yaş arasında elde ettiği kazancın hesaplanarak tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeksizin karar verildiğini, dosyadaki raporlardan 10.04.2019 tarihli raporun esas alınması gerektiğini, ancak yalnızca kusur oranının yeniden hesaplanması gerektiğini, mahkeme tarafından hakkaniyet indirimi yapılmadığını, hesaplanan kusur oranının hakkaniyete aykırı olduğunu, takdir edilen maddi tazminat miktarının kazanın oluş şekli ve olaydaki kusura göre oldukça fahiş belirlendiğini, keza manevi tazminat miktarının da fahiş olarak takdir edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, ilk derece mahkemesince itirazları dikkate alınmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, üç farklı bilirkişi raporu olmasına rağmen sonuncu raporun esas alınarak vefat ettiği tarihte 9 yaşındaki müteveffanın ailesine, ev işlerine ve tarla işlerinde yardım edecek varsayımı üzerinden hesaplama yapıldığını, oysa ki 18 yaşından küçük ölümlerde hesaplama yaşının en erken 18’den başlatılması gerektiğini, verilen kararda gerekçe açıklanmaksızın hüküm kurulduğunu, kusura ilişkin çelişkilerin giderilmediğini, ıslaha konu edilen rakam için ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 21/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile vefat eden küçük …’in anne ve babası olan davacıların kazaya karışan aracın işleten, sürücü ve ZMMS sigortacısına yönelik maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İDM’ce davacının tedavi evrakları ve kaza tespit tutanağı getirtilerek, Karayolları Trafik Fen Heyeti’nden kazada yaya …’in %70, davalı şirket sigortalı araç sürücüsü …’nin %30 kusurlu olduğuna ilişkin kusur raporu alındığı, gerçek kişilerin sosyo-ekonomik araştırmalarının yapıldığı, aktüerya bilirkişiden 01/10/2018 tarihli rapor alındığı, itirazlar üzerine farklı bir aktüerya bilirkişiden 09/04/2019 tarihli rapor alındığı, itirazlar üzerine her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla farklı aktüerya bilirkişisinden 07/10/2019 tarihli alınan rapor doğrultusunda mahkemece yukarıda belirtildiği şekilde kısmen kabul kararı verildiği görülmüştür.
Dosyada talimat mahkemesi kanalıyla alınan ve Karayolları Fen Heyeti’nden oluşturulan üçlü bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 27.06.2018 tarihli raporda davacıların çocuğu …’in yolun karşısına geçtiği yerde yaya geçişine uygun bir yer olmayıp, yolun karşısına geçmek için yolun kenarına geldiğinde kontrol ederek varsa yaklaşmakta olan aracın uzaklık ve hızına dikkat ederek uygun zamanda geçmesi gerekirken bir araç arkasından yolu kontrol etmeden koşarak geçiş yapmakla 2918 S. KTK’nun 68/b maddesine aykırı şekilde kazanın meydana gelmesinde %70 oranında kusurlu olduğu, sürücü … yönetimindeki araç ile yerleşim içinde seyrederken tüm dikkatini yolun ilerisine ve yakın çevresine yoğunlaştırması, yola giren tehlikeyi gördüğünde korna ile uyarıp etkili fren tedbiri ile olayı önlemeye çalışması gerekirken, aksine seyirle aynı kanunun 47/d maddesini ihlali suretiyle meydana gelen olayda %30 oranında kusurlu bulunduğu rapor edilmiş, işbu kusur durumunu içerir uzman bilirkişilerce oluşturulmuş heyetten alınan rapor olayın oluş şekline uygun, yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette olmakla davalıların kusur yönünden istinaf istemleri yerinde görülmemiştir.
Ancak dosyada aktüerya bilirkişisi raporu alınması yönünden dosyanın ilk olarak bilirkişi …’e tevdi ile 01.10.2018 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, sonrasında bilirkişi … tarafından tanzim edilen 09.04.2019 tarihli rapor alındığı ve son olarak bilirkişi …. tarafından tanzim edilen 07.10.2019 tarihli bilirkişi raporundaki vefat eden küçüğün destek süresinin 9 yaşından başlatılarak yapılan destekten yoksun kalma tazminatı esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dosyada bulunan 09.04.2019 tarihli raporun TRH 2010 tablosu ve %1.8 teknik faiz (istinafa gelenlerin sıfatlarına nazaran teknik faiz uygulanması kaldırma nedeni yapılmamıştır) formülüyle ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olarak anne babası olan davacılara 18 yaşından itibaren destek vereceğinin kabulü ile yapılan hesaplama neticesinde davalı sürücünün %30 kusuru dikkate alınmak suretiyle davacı … için 27.728,54 TL, davacı … için 22.879,36 TL olmak üzere toplam 50.607,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı, işbu raporda ilk alınan rapordaki farklılıkların kalem kalem irdelendiği dikkate alındığında talep edilen maddi tazminat bedeli yönünden hükme esas alınması gerektiği, İDM’ce meydana gelen kazada vefat eden küçüğün vefat tarihindeki yaşına rağmen ailesinin tarım, hayvancılık işlerinde çalışarak destek olacağı yönündeki kabulü yerinde olmamıştır, davalı yanların bu hususa ilişkin istinaf talepleri bu nedenle haklıdır.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve sosyal yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında makul ve ılımlı bulunmuş olmakla manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu nedenlerle HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi ile bu durumda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekillerinin istinaf başvurularının kısmen KABULÜ ile, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.12.2019 tarih 2017/324 Esas 2019/1508 Karar kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın maddi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜ ile, davacı … yönünden 27.728,54 TL, davacı … yönünden 22.879,36 TL olmak üzere toplam 50.607,90 TL destekten yoksun kalmaya yönelik maddi tazminatın davalı … yönünden, temerrüde düştüğü 14/12/2016 tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 21/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Davanın manevi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜ ile, davacı … için 50.000,00-TL, davacı … için 20.000,00-TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesap edilen 3.457,02 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.115,47 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesap edilen 4.781,70 TL harçtan peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.098,60 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça dosyamıza yargılama gideri olarak yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 341,55 + 683,10= 1.024,65-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafça dosyamıza yargılama gideri olarak yapılan 3.643,70-TL bilirkişi-posta-müzekkere masrafının, kabul red oranına göre 1.464,76 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından dosyamıza yargılama gideri olarak yapılan 22,00-TL posta-müzekkere masrafının, kabul red oranına göre hesap edilen 13,20-TL sinin davacıdan tahsili ile Davalı …’a verilmesine, kalanın davalı … üzerinde bırakılmasına,
Diğer davalılar yargılama gideri yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Maddi tazminat hesabı yönünden davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1’e göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Maddi tazminat hesabı yönünden davalılar … ve … Sigorta A.Ş. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00 TL vekalet ücretinin de davacılardan alınarak davalılar … ve … Sigorta A.Ş. ‘ye verilmesine,
Manevi tazminat hesabı yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 8.050,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Manevi tazminat hesabı yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat taleplerinde, reddedilen miktar üzerinden davalı yararına verilen vekalet ücretinin, davacıya kabul oranı üzerinden verilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden, 8.050,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı …’a verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 148,60 TL başvurma harcı, 117,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 266,10 TL istinaf yargılama giderinin istinaf başvurusundaki haklılık durumuna göre 133,05 TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’ye verilmesine, bakiye masrafın davalı … üzerinde bırakılmasına,
6- İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 148,60 TL başvurma harcı olan istinaf yargılama giderinin istinaf başvurusundaki haklılık durumuna göre 74,30 TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’ne verilmesine, bakiye masrafın davalı … üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.